Sızıntı Dergisi

kardem

Asistan
Katılım
22 Ağu 2007
Mesajlar
490
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Sizinti Dergisiyle Taniştiniz Mi?

İsmi bile ne kadar çok şey ifade ediyor degil mi?Yüreğimize,aklımıza,hayallerimize herşeyi konuk etmeyelim.Okuyacağımız yada izleyeceğimiz her şeyi önce vicdan imbeğinden geçirmeyi unutmayın.Yoksa ömür boyu bilgi veya görüntü hamalı olabilirsiniz.Sevgilerle!..
 

yakup_1

Asistan
Katılım
5 May 2007
Mesajlar
386
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Konum
Fatih
Sizinti Dergisindenliseler Arsi Sinav Yapmişlardibi Seferinde Birinci Olmuştum Yani
 

kardem

Asistan
Katılım
22 Ağu 2007
Mesajlar
490
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Neden sevmediniz acaba?Oysa faydalıdır
 

yakup_1

Asistan
Katılım
5 May 2007
Mesajlar
386
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Konum
Fatih
Faydali Da Dergiye Abone Yapmaya çalişanlar 10 Tane Sizinti Abonesi Umre Sevabina Eşittir Demişti Bende Bu Yanliş İŞE Ortak Olmamak Hizmet Etmemek Için Abone De Olmadim Dergiyi De Almiyorum
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
yıllar önce tanıştım...

ben ondan memnunum...

o benden memnun...

dostane devam ediyoruz yarenliğe...
 

vakiTamam

Doçent
Katılım
18 Kas 2007
Mesajlar
713
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yolun açık olsun.!
Fakr u zarûret ve dertlerin var ki bir sürü, Ne gam, iyi bir yoldasın, hiç durmadan yürü; Yürü ki yollar ondan başlayıp onda biter, Ulaşabilirsen ona, o sana yeter...
Çehrenden bencileyin bir gurbet kaderi var, Her zaman duruşun gamlı, tavrında sitemkâr; Ah, bir inlese bağrındaki sineler zâr zâr, gelecektir mutlaka o beklenen nevbahar.
Kalbden kalbe yol...
Sırlar yumağı bir varlıktır insan,
O’ndan geldiği apaçık ayân;
Kalb kalble irtibatlı işte mizan,
Anlamaz bunu ayakta uyuyan…
Bu bir maskaralık olsa da

Hayat, kalb ve kafanın rengini aksettirir,
Ruh bugün aldığını yarın geri verir..
Hayat dileniyor O’ndan taş, toprak, ot, ağaç,
Sen de O’na yönel, ellerini hep O’na aç;
Lutfedip hazanı nevbahara çeviren O,
İsteyip dilemekse bir vasıta, bir araç
Hem gurbet hem yolculuktur insana bu ömür,
Koşar bir mukadder yolda hep nefes nefese.
Yürünen yolda bir belirsiz telaş köpürür;
Kulak verenler için öteden gelen sese,
Ne temaşa zevki sunar yolculuk herkese.
Kalk açıl enginliklere...

Dünyâ şimdilerde haince bir emele ram,
Bilmem ne zaman gerçekleşir ruhlarda kıyam..!
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45

SIZINDI

Dr. Arslan Mayda, Sızıntı 387.sayıda, ancak mikroskopla görülen ve ölümcül hastalıklara yol açabilen mikroplara dâîr bazı işaretlerin, Efendimiz’in ( sallallahu aleyhi ve sellem) beyanlarında görüldüğünü söylüyor:
“Efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem), bulaşıcı hastalıklardan korunmada, vücut ve çevre temizliğinin yanında bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Bu bilgiler ışığında baktığımızda, mikroorganizmaları ilk tarif edenin, Efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem) olduğunu görürüz.O, vebanın, çıplak gözle görülemeyen zararlı bir âmili olduğunu, gizlice yayıldığını ve hastalığın yayılmasını önlemede karantina gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca O, bu tip mikropların insan vücuduna dışarıdan bulaştığını imâ ve işaret buyurmuşlardır.”
Havadaki toz zerreciklerinin ve mikroorganizmaların mikroskopla görülmesinden sonra, hasta ile sağlam kişler arasına mesafe koyma anlayışının tıbbi kaideler içine 19. asırda girdiğine işaret edilen makalede; tıp tarihinde hastalar arasına mesafe koyma meselesine ilk defa Efendimiz’in ( sallallahu aleyhi ve sellem) dikkatleri çektiği ifade ediliyor:
“Cüzzamlı kimse bir vadiye indiği zaman, siz başka bir vadiye ininiz. Cüzzamlı hastalara devamlı olarak bakmayınız. Onlarla konuştuğunuz zaman, sizinle onlar arasında bir veya iki mızrak boyu mesafe bulunsun”( Müsned; İbn-i Mâce) Bugün tıp otoriteleri bu mesafenin 70-80 cm’den az olmamasını tavsiye etmektedir. “
“Salgın hastalıkların hangisi olursa olsun Efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem): “Hastalığa yaklaşmakta tehlike vardır”(E.Davud) buyurmuştur. “
Peygamber Efendimiz’in ( sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği kurallar uygulansaydı, tarihteki salgın hastalıklardan hiçbirinin olmayacağının vurgulandığı yazıda, koruyucu hekimlik kurallarını en geniş ve detaylı bir şekilde Efendimiz’in ( sallallahu aleyhi ve sellem),gösterip bizzat yaşadığı anlatılıyor.
Nihat Dağlı Sızıntı Nisan sayısında, Mücahit Akagündüz’ün Kaynak Yayınlarından çıkan “Direnişçi: Irak Savaşının Ortasında” kitabını tanıtıyor:
“Vicdanına ve kalbine yaslanarak kamerasını omuzlayan Mücahit Akagündüz, işgalin ilk günlerinde Irak’ın ortasına atmış kendini. Bir çocuk, bir anne, bir baba olmuş Irak’ta. Bağdat’ın külleri düşmüş kalbine, ateşin düştüğü yer olmuş Felluce’de. Ortadoğu’nun bir kez daha televizyon ekranlarına, gazete manşetlerine haber olduğu bugünlerde, Mücahit’in çektiği Irak fotoğrafı biraz daha önem kazanıyor.”
“Genlerin Üzerindeki İlâhi Örtü”, Etnik Probleme Osmanlı Çözümü”, “Dünya Zırhını Yitiriyor mu?” 387. sayının önemli konu başlıklarından sadece birkaçı..
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Değişen içtimai yapı, ekonomik şartlar ve şehir hayatı, her seviyede çalışan insanların, dolayısıyla çalışan annelerin sayısını arttırmaktadır.Annelerin çalışması ile çocukların ruh yapısında neler olmaktadır? Hangi dönemlerde çalışmak ve çalışmamak önemlidir? Çalışan anneler nelere dikkat etmelidir? Doç. Dr.Hasan Aydınlı Sızıntı Mayıs sayısında "Çalışan Anneler ve Onların Çocukları" başlıklı araştırması ile bu ve benzeri sorulara cevap arıyor:

"Sanayileşme ve belli zamanlarda artan işgücü ihtiyacı, birçok kadın için çalışma alanı oluşturduğu gibi, tüketim toplumunda artan ekonomik sıkıntı ve buna bağlı olarak ihtiyaçları karşılama düşüncesi de bu artışı körüklemektedir. Bu husus, aile yapısı ve hayatında, çocukların gelişiminde müspet veya menfi yönleriyle kendini çeşitli şekillerde göstermektedir. "
Her şeye rağmen çalışan annelerin endişeye girmemeleri gerektiği ifade edilen yazıda; çocukların güçlü savunma mekanizmaları olduğu, küçük şeylerden bile mutlu oldukları, kötü şeyleri daha çabuk unuttukları hakikatinin de altı çiziliyor:
“Çalışma zamanlarının dışında aile üyelerinin sağlıklı bir diyalog kurması, dolu dolu zaman geçirmesi, eşlerin birbirini desteklemesi, aile bağlarını güçlü tutması ve zor durumlarda dayanışması gerekir. Eğer anneler çalışma ve onun getirdikleri hususunda bir denge sağlayabilirse, huzur ve mutluluğu yakalayacaklardır; diğer türlü çalışan anne çatışan anneden öteye gitmeyecektir. “
İbrahim Hakkı Hazretleri’nin beyan gücünü şiirin güzelliği ile birleştirdiği “Bir Huzur Çeşmesi Tefviznâme” incelemesi, Zübeyir Selim imzası taşıyor:
“Hakk şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler.
Ârif anı seyreyler.
Mevlâ görelim neylerler.
Neylerse güzel eyler.”
“Sempatik Sistem Kimi Gösteriyor?”, “Buluşlara Osmanlı İlgisi”, “Hassas Ayar Sabitesi” Sızıntı 388. sayının ilgi çeken konu başlıklarından birkaçı.
 
Üst