Sizin Yıldızınız Kim

HANGİ SAHABİ OLMAK İSTERSİNİZ??

  • MUSAB BİN ÜMEYR

    Oy: 20 62.5%
  • EBU HUREYRE

    Oy: 3 9.4%
  • HALİD BİN VELİD

    Oy: 8 25.0%
  • ZEYD BİN HÂRİSE

    Oy: 1 3.1%

  • Kullanılan toplam oy
    32

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
sizi en çok etkileyen sahabe kim

evet arkadaşlar bildiğimiz gibi rasulumüz sav ashabım yıldızlar gibidir demiştir acaba bu yıldızlardan hangisi sizi daha çok etkiledi
tabiki halife efendilerimiz hepimizi çok etkilemiştir ama beni daha çok
musab bin umeyr
bera bin malik
ikrime bin ebu cehil
ve hubeyb bin adiyy etkilemişti
gerçekten allah yolunda hiç çekinmeden canlarını ortaya koyan yiğit sahabelere allahım rahmet etsin aminnnnn
 

zall

Üye
Katılım
13 Ağu 2006
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kesinlikle musab bin umeyr diyorummm...
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
zall' Alıntı:
kesinlikle musab bin umeyr diyorummm...
zall kardesim hosgeldin inşallah seni daha fazla görürüz forumda
ya ben o sahabeleri tamamen şehit oldukalari için seçtim hayatların9ıı bilen varmı o sahabelerin gerçekten çok güzel rabbim bizede o duyguyu yaşatsın inşallah
 

tebeyyün

Doçent
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
548
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
istanbul
HALİD BİN VELİD vicudunda para kadar yara almamış bir yeri kalmamıştı .... öldüğünde de arkasında yalnızca atı ve kılıcını bırakmıştı ... birde sahabeler arasında bir köşede mahzun gördüğüm hz OSMAN ...
 
S

Sidar

Guest
Hz. Ali (k.v.) benim için çok özeLdir ..
Hz. Hüseyin(ra) Ve Hz. Hasan (ra) ve Mus'ab B. Umeyr (ra)'de en sevdiğim sahabeLer arasında ...

Konuyu açan kardeşimden Allah razı oLsun ...

Muhammedü’l-Emin'e (sav) komşu oLabiLme duasıyLa ...
 

nesil

Kedicik - Ummul Hureyre
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
530
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
43
şeyh_şamil' Alıntı:
zall kardesim hosgeldin inşallah seni daha fazla görürüz forumda
ya ben o sahabeleri tamamen şehit oldukalari için seçtim hayatların9ıı bilen varmı o sahabelerin gerçekten çok güzel rabbim bizede o duyguyu yaşatsın inşallah

Musab Bin Umeyr(r.a) hakkında dün radyoda dinlediklerimi yazmak istiyorum.

Kendisi İslamiyetle şereflenmeden önce çok rahat ve zenginlik içinde bir hayat yaşıyormuş.

Müslüman olduktan sonra özellikle annesinin baskılarından sonra Habeşistan'a göç etmiş. Daha sonra Peygamber Efendimiz onu Medine'ye göndermiş. Bu şekilde, İslamın ilk elçisi olmuş.
Medine'de bir çok kişinin müslüman olmasına vesile olmuş.

Peygamber Efendimiz, Musab Bin Umeyr (r.a)'ı , Uhud Savaşı'nda sancağı taşımakla görevlendirmiş. Bu savaşta şehid olmuş. Daha önce zenginlik içinde bir hayat geçiren bu sahabenin kefeni ise ayaklarını bile örtmüyormuş.

Böyle bir sahabe imiş Musab Bin Umeyr.
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
bende hubeyb bin adiyy hakkında bir bant tiyatrosu dinledim ve gerçekten çok duygulandım
ebu süfyan hubeybe soruyor ya hubeyb şuan senin yerinde muhammedin olmasını istermiydin hubeyb siz diyor benim ona karşı bir nankörlüğümümü gördünüzki böyle bir soru soruyorsunuz bir değil bin canım olsun feda diyor ve tam 100 mızraklı kafir yavaş yavaş mızraklarını hubeybin vucuduna batırarak şehit ediyor yarab ne büyük bir yaşam bizlerede nasip eyle
 

derya

Üye
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
178
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
Hz. Hamza o cesareti,gzünün grdüğü hiçbirşeyden korkmaması beni çok etkilemişti.selametle...
 
S

SaLtan

Guest
hz Ali o bizim her şeyimiz.omuzları arasındaki mesafenin 1m yi bulduğu söylenen,cihatlarda en önlerde kahramanca savaşmış olan islam dünyasının cesaret timsali.yazgısı hazreti isaya benzetilen sahabe... şöyle ki,
yahudiler mesihten o denli nefret ettiler ki, kutlu annesine zina iftirasında bulundular. hıristiyanlar ise sevgisinde o denli ileri gittiler ki, onu ilahlık düzeyine çıkardılar...Haydari kerrar,sahi merdan,aliyel murteza.la feta illa ali la seyfe illa zulfikar(ali den başka yiğit,zulfikardan başka kılıç yoktur(hadisi serif)
O sah-i velayet. ilmin anahtarı.hiç puta tapmadıgı için kermallahu veche sıfatını haketmiş tek sahabe.Ali el murteza..
ilacın sendedir de farkında olmazsın
derdin de sendedir fakat görmezsin
sanırsın ki sen sade küçük bir cisimsin
oysa sende dürülmüş en büyük alem

buyurmus ebu turab..

görünen değil gönülde bulunandır. ölüsünü kendi taşıyan, mezarsız şehittir.
bir gün adamın bir gelir be hz. aliye falanca adam seni öldürmek istiyormuş der.
hz. ali biraz düşünür ve yok der, o beni öldürmez.
neden diye sorduklarında verdiği cevap ilginçtir.
ben ona iyilik yapmadım ki
kendisini öldüren haricinin de vakti zamanında hz. aliden büyük iyilikler gördüğünü duymuştum .
 

RaBiA

Asistan
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
448
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Konum
şehr-i yar
Benim en çok etkilendiğim sahabeler Hz.Ebubekir(ra),Hz.Hamza(ra) ve Mus'ab Bin Umeyr'dir. Rabbim onlar gibi yaşamayı nasip etsin inşaAllah

Bu arada sahabe hayatlarına buradan ulaşabilirsiniz.
 

€br@r

Paylaşımcı
Katılım
24 Haz 2006
Mesajlar
252
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Hz Ebu Bekir Sıddık (ra) a karşı ayrı bir muhabbetim var.

Rabbim cümlemize Hz Ebu Bekir Sıddık (ra) ın sadakatı gibi Efendimize bağlanmayı nasip etsin...
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
peki ebu dücaneyi tanıyan varmı onun uhud savaşındaki ölüm sarığını tarih nasıl unutabilir
 
K

KOCAYUSUF-1

Guest
Hangİ Sahabeyİ Daha Çok Sevİyoruz?

Ehl-i Beyt ve Dört Halife dışında hangi sahabeyi daha çok seviyoruz?
İsteyen neden çok sevdiğini yazabilir.
 
K

KOCAYUSUF-1

Guest
Hz.sÜmeyye

Hz. Selman’ın yolu Mekke’ye düşer bir gün. Hz. Sümeyye ile evlendirilir. İkisi de fakir bir hayatın, tahammülü zor koşulları içerisinde mütevazı bir hayat sürerken,Allah onlara yeni bir nur yolladı;Hz. Ammar...

Hiç kimsenin doğumu ve yaşadığı mekânlar tesadüfi ve sıradan değildir. Asr-ı Saadetteki insanlar nur üzerine nur yağar gibi özenle seçilmişti adeta. Bir gün sohbet sırasında Rasul: “Ya Ali,Ya Ammar,Ya Selman sizi cennet hasretle bekliyor“ buyurdu. Cennetin özlemle beklediği insan olmak en özel olmaktır.

Ammar, yani Sümeyye ve Selman’ın oğulları delikanlı olup Rasul ile tanışınca ve İslam ile şereflenince,
Peygamberimiz yeni inen Tekvir Suresi’nin ilk gelen 15 Ayetini okudu ve “Ya Ammar bunları anne ve babana mutlaka oku” emrini verdi.

İsterseniz, hep beraber Tekvir suresinin ilk 15’ e kadar olan ayetlerini bir hatırlayalım.

1-Güneşin ışınları dürüldüğü zaman
2-Yıldızlar döküldüğü zaman
3-Dağlar yürütüldüğü zaman
4-Gebe develer sahipsiz bırakıldığı zaman
5-Vahşi hayvanlar toplatıldıkları zaman
6-Denizler ateşle kaynatıldığı zaman
7-Ruhlar bedenlerle birleştirildiği zaman
8-Diri diri gömülen kız
9-“Hangi suçtan dolayı öldürüldü”diye sorulduğu zaman
10-Amel defterleri neşredildiği zaman
11-Gök perdesi kalktığı zaman
12-Cehennem alevlendiği zaman
13-Cennet yakınlaştırıldığı zaman
14-Kişi ne hazırladığını çok iyi bilir.

Evladının Eğittiği Ebeveyn;

Hepimizin yaşamına İslam çeşitli vesilelerle girmiştir. Kimimiz yaşadığı bir ölümle ibret alıp,kimi gördüğü bir rüya ile,kimi araştırarak,kimi evladından,kimi bir büyüğünden,kimi bir kazadan,bir acıdan,kimide Hz. Yasir ailesi gibi evlatlarından.....

Anne-Baba her zaman evladını eğitmez. Evladın anne babayı yetiştirdiği çok görülmüştür. İşte Ammar yedinci Erkek Müslüman olarak yaptığı ilk tebliğini ailesine bildirmiştir. Sümeyye de hanımlardan yedinci Müslüman olarak geçmiştir İslam Tarihine.

Ayetler çarptı sanki Sümeyye’yi.Diri diri gömülen kızın hesabını sorulacağı bir gün anlatılıyordu. Tüm haksızlıkların,intikamının alınacağı,büyük farz edilen her şeyin yüce yaratıcının bir eseri olduğu ve bitmeye mahkum olduğu vardı ayette. Bazen kelimelere dökemeseniz de doğru olan şeyi kalbiniz size anlatır.
Okumamıştı,yazmamıştı ama kalbi “doğru olan bu tereddüt etme “diye ona fısıldadı. Kapılıverdi Kur’an’ın rüzgârına ve “EVET” dedi.”La ilahe illallah Muhammedün Rasulallah”
Dilinden çıkan kalbine indi.Sonra da tüm hücrelerine kök saldı iman.

Hayatı hep bir tas çorba ile geçmiş bir aileydi onlar. Yanında katık olmazdı çoğu zaman. Zenginlerin evine işçi olarak giderlerdi. İslam’a “evet”dedikleri ve bu zengin müşrikler tarafından duyulduğu anda;önce alay,ardından yüklü para teklifleri geldi. Umursamadılar. Şaşırmıştı müşrikler. Sırtlarına giyecek,evlerine eşya,sofralarına katık teklif ediyorlardı ve bu insanlar gözlerini kırpmadan “HAYIR” diyordu.

O halde tek yol kalmıştı. Ezmek....
İşkencenin en ağırını denemek. Böylece içlerindeki tüm vahşeti deneyecekleri bir denek,diğerlerine gözdağı verecekleri bir imkan doğacaktı.

İşkencenin mimarı Ebu Cehil’di. Rasule en büyük kini besleyen,adını duymaya bile tahammül edemeyen Cehil...

İşkence Anı;

Zaten zayıf ve biçare olan aile toparlanarak götürüldü sıcak çöle. Her birini diğerinden biraz öteye bağladılar.Sıcaktı.Sümeyye’nin işkencedeki nasibi, gergiydi.Sırt üstü yatırdılar.İki kolunu ve bacağını iplerle gerdiler.Başladılar kollarından ve bacaklarından çekmeye.Bu sırada az ilerisinde oğluna ve eşine kırbaçlarla vurmaya çoktan başlamışlardı.Ebu Cehil her bir santim ayırışında gergiyi soruyordu”vazgeçiyor musun?”diye.Tek cevap çıkıyordu “La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah”

Sağ kolunu söktüler. Kolunu mafsalından ayırdılar. Bunları tek evlatları Ammar da seyrediyordu. Ağlamaktan ıslanmıştı üzerindeki gömlek. Şoktaydı herkes. Acıya dayanmak mümkün değildi.”Tamam çözün, imanını inkâr edecek” dediler. O yine kelime-i tevhid getirdi. Sonra gergiye yeniden aldılar ve sol kolu da söküldü. İki omuzdan sökülmenin maddi ızdırabı içinde kıvranan Sümeyye’yi büyük bir yılışıkla seyreden Ebu Cehil ”hadi bakalım şimdi de mi vazgeçmeyeceksin?” dediğinde, acıyla haykıran Sümeyye şunları söyledi”La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah. Allah belanı versin, hain! ..”

Şok olan Ebu Cehil, hançerini çıkardı ve sapladı Sümeyye’nin vücuduna...Ve ilk İslam kanı orada aktı. İlk şehide orada verildi. İlk cennet yolcusu bir kadın oldu. Kâfirin zulmü ebter (soyu kesik) kalmaya mahkumdur. Çünki Sümeyye “evet” dememiştir ona. Şehidler hep derler “Ya Rabbi binlerce can ver bize ve biz binlerce kez onu senin yolunca verelim” diye. Ne bir pişmanlık, ne vazgeçiş. Sözüne sadık kalmak bu olsa gerek... Çünki yazar Mustafa İslamoğlu’nun da dediği gibi onlar iki dünyanın da insanıydılar. Ölüme havlu attırdılar. Ölümü öldürdüler.

Kaç Dünyalısınız?

Ölümünü bir hamayil (muska) gibi göğsünde taşıyan, onunla tanış olan, biliş olan, dost olan İslam insanıyla; onu hayatından uzaklaştırmak isteyen, fakat bunu beceremeyince onu görmezden gelen, yok sayan modern birey arasındaki fark, sadece nicelik farkı mıdır?

Hayır, elbette nitelik farkıdır ve bu farkın temeli, "tek dünyalı" olmakla, "iki dünyalı" olmak arasındaki farktır. Tek dünyalılar için ölüm bir bitiş, bir son gibi algılanır. İki dünyalılar için ölüm, doğum kadar doğal ve tabii bir 'geçiş' noktasıdır.

Tek dünyalılar, hayatlarında yaptıklarının hesabını veremedikleri zaman, veremedikleri için ölüme sığınırlar; iki dünyalılar hayatlarının hesabını vermek için ölüme hazırlanır ve giderken "er-Rafiku'l-a'lâ" (Yüce Dost'a!...) diyerek giderler.

Tek dünyalılar için ölüm bir 'kaçış', iki dünyalılar için ölüm bir 'kavuşma'dır. Tek dünyalılar, yatırımlarını hep dünyaya yaptıkları için ölüm deyince gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi olur ve yüzlerinde korkunun rengini görürsünüz; onları ölüme razı eden tek şey 'dünyalarının yıkılması' dır. İki dünyalılarsa yatırımlarını orantısını kurarak iki dünyanın ikisine birlikte yaparlar ve bu nedenle de onları 'ölüm'le korkutamazsınız. Onları ölümle korkutmaya kalkanlar, hep ölüm karşısında titreyen tek dünyalı zavallılardır. Kendileri için geçerli olanın iki dünyalılar için de geçerli olduğu vehmine kapıldıkları için, kişilik satın almak için pazarlık yaparlar. Ruhunu satanların tümü tek dünyalıdır; hiçbir iki dünyalı, Allah'ın kendisine teklif ettiğinden aşağısına razı olmaz; onun içinde kula kul olmaz ve satın alınamazdırlar. (İslamoğlu-Makaleler)

Sümeyye gibi aşı olamasa da,Ammar gibi anacığı gözlerinin önünde katledilse de, Esma gibi evladının cesedine bakıp “işte en büyük hatip”diye haykırsa da ,Şems gibi gülümseyerek eceline gitse de,Amine gibi hasetle kavrulsa da,siz onları vazgeçiremezsiniz. Ve satın alamazsınız.

Ya bizim tükettiğimiz imanımız,söz verip de bozduğumuz yeminlerimiz,dönekliklerimiz?
Aynı sözü söylemedik mi bizde “La ilahe illaallah” derken.?
Söyledik, yazdık ama kalbe indiremedik.

Biz de söz vermedik mi? Canımızdan,malımızdan,çocuklarımızdan daha çok sevmeye Rasulü....

O halde biz nerede hata yaptık....?
 
Üst