Sizin Yıldızınız Kim

HANGİ SAHABİ OLMAK İSTERSİNİZ??

  • MUSAB BİN ÜMEYR

    Oy: 20 62.5%
  • EBU HUREYRE

    Oy: 3 9.4%
  • HALİD BİN VELİD

    Oy: 8 25.0%
  • ZEYD BİN HÂRİSE

    Oy: 1 3.1%

  • Kullanılan toplam oy
    32
K

KOCAYUSUF-1

Guest
Mushab Bİn Umeyr

MUSHAB BİN UMEYR
Ashab-ı kirâm'ın ileri gelenlerinden Künyesi Ebâ Muhammed'tir. Mekke'nin zengin ailelerinden olup, yakışıklı ve güzel giyinen bir gençti. Anne ve babası onun üzerine titrerdi. Özellikle, Mekke'nin en zenginlerinden sayılan annesi, oğluna güzel elbiseler giydirir ve güzel kokular sürerdi. Mekkeliler de onu hayranlıkla seyrederlerdi. Bir defasında Hz. Peygamber de onun hakkında şöyle buyurmuştu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel giyinen, daha yakışıklı ve nimetler içinde yüzen başka bir genç görmedim" (İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

Mus'ab, Mekke'de o günün şartlarına göre zenginlik ve ihtişam içinde yaşarken, Hz. Peygamber(s.a.s)'in insanları İslâm'a davet ettiğini öğrendi. Fazla vakit kaybetmeden Hz. Peygamber'e giderek iman edip müslüman oldu. O sırada Mekkeliler, müslümanlara yoğun bir baskı uyguladığından, Hz. Mus'ab müslüman olduğunu ailesinden gizlemek zorunda kalmıştı. Ama o, Peygamberimizi gizlice ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Ne var ki Osman b. Talha, Mus'ab'ın namaz kıldığını görüp durumu annesi ile akrabalarına bildirmişti. Bunun üzerine akrabaları yakalayıp hapsettiler. Mekke'nin bu nazlı ve zengin genci için artık çile dolu zor günler başlamıştı.

Habeşistan'a hicret eden ilk kafileye katılıncaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkanı çıkınca, dinini daha rahat bir şekilde yaşayabilmek için Habeşistan'a hicret etti. Habeşistan dönüşünde Hz. Mus'ab'ın durumu tamamen değişmiş ve bu nazlı delikanlının yerini, kalbi İslam ve imanla dopdolu iradesi güçlü kuvvetli, metin bir genç almıştı. Annesi ondaki bu kararlılık ve metaneti görünce, üzerindeki baskısını biraz hafifletmek zorunda kaldı.

Bu sırada Birinci Akabe Beyatı olmuş ve Medinelilerden bir grup İslâm'ı kabullenmişti. Kendilerine İslâm'ı anlatmak ve diğerlerine de tebliğ yapmak için Rasulullah'tan bir öğretici istediler. Hz. Peygamber de bu önemli görev için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirdi. Hz. Mus'ab onlara hem namaz kıldıracak, hem Kur'an öğretecek, hem de diğer insanlara İslâm'ı anlatacaktı ve yeni kimseleri İslâm'a davet edecekti.

Böylece Medine'ye ilk hicret eden sahabi Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medine'de ilk cuma namazını da Mus'ab b. Umeyr kıldırdığı kaynaklarda ifade edilir (İbn Sa'd, a.g.e., III, 118).

Bir yıl sonra Mekke'ye, hac mevsiminde yanında yetmiş kişi ile gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e İslâm'ın Medine'deki hızlı yayılışının müjdesini verirken şöyle demişti: "İslâm'ın girmediği ve konuşulmadığı ev kalmadı." Başta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevindiler. Oğlunun Mekke'ye döndüğünü haber alan annesi onu tekrar hapsetmek istedi. Ancak Mus'ab bütün bunlara karşı olgun bir müslüman tavrını takınarak imanında direndi ve annesini bundan vazgeçirdi. Onun annesini İslâm'a daveti bir sonuç vermediği gibi annesi de Mus'ab'ı yolundan döndürememişti.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in yanında iki ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine'ye vardı. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) ile kardeş ilan etmişti (İbn Sa'd a.g.e., III, 120).

Bedir savaşında muhacirlerin sancağı onun elindeydi. "Rasûlullah'ın bayraktarı" olarak ün yapmıştı. Uhud savaşında da sancak yine onun elindeydi. Savaş esnasında müslümanların gerilediğini gören Mus'ab b. Umeyr, atını sağa sola doğru sürüyor ve yüksek sesle şu ayeti okuyordu: "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiştir" (Alu İmrân, 3/144). Bu ayetin Uhud gününe kadar nazil olmadığı ve o gün giderildiği rivayeti, Hz. Mus'ab'ın Allah katındaki değerini ifade eder (İbn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesinde İslâm ordusunun sancağını taşıyan Mus'ab b. Umeyr'in önce sağ kolu kesildi. Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etti. Fakat ardından sol eli de kesildi. Bu defa vücuduyla sancağa sımsıkı sarıldı ve yukarıdaki ayeti okumaya devam etti. Sonunda müşriklerin bir mızrak darbesiyle şehid oldu. Sancağı hemen Suveybit b. Sa'd ve Ebû'r-Rûm b. Umeyr adlı sahabiler aldılar.

Hz. Mus'ab şehid olarak yerde yatarken, günün sonlarına doğru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'ı elinde sancakla gördü ve "İleriye git ey Mus'ab!" diye emretti. Fakat o kişi geri dönerek "Ben Mus'ab değilim" deyince Hz. Peygamber onun Mus'ab kılığında savaşan Allah'ın meleklerinden biri olduğunu anladı (İbn Sa'd, a.g.e., II, 121).

Uhud savaşında Ashab-ı kiram'ın ileri gelenlerinden birçok kimse şehid oldu. Hz. Mus'ab b. Umeyr de şehidler arasındaydı. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ne kadar üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu. Mus'ab'ın mübarek na'şının başucunda oturarak, Uhud şehidleri hakkında nazil olduğu bildirilen şu ayeti okudu: "Mü'minlerden öyle er kişiler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi adağını ödedi şehid oldu. Kimi de (şehid olmayı) bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler" (el-Ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber diğer sahabilere, şehidlere yaklaşıp selam vermelerini söyledi ve verilen selamların şehidler tarafından alınacağını ifade etti (İbn Sa'd, a.g.e., III, 121).

Hz. Mus'ab şehid edildiğinde kırk yaşlarında idi. Bir zamanlar zenginlik ve refah içinde yaşayan bu değerli insanı kefenleyecek bir örtü dahi bulunamamıştı. Hz. Peygamber, yanına geldiğinde Mus'ab b. Umeyr eski bir hırkanın içinde saçları dağılmış, vücudu ise kılıç ve mızrak darbeleriyle parçalanmış bir durumda yatıyordu. Hz. Peygamber üzüntülü bir halde şunları söyledi: "Seni Mekke'de gördüğümde, senden daha güzel giyinen, senden daha yakışıklı kimse yoktu. Şimdi ise, kefen olarak sarılmış hırkadan başın dışarıda kalıyor." Sonra onun için de bir kabir açtılar ve o mübarek sahabiyi de Uhud şehidleri arasına defnettiler.

Allah yolunda canını feda eden bu aziz şehid sahabi için Ashab-ı Kiram'dan Habbab (r.a) şunları anlatıyor: "Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine'ye yalnız Allah rızası için hicret ettik. Artık mükâfatını Allah'tan bekleriz. Arkadaşlarımız arasında bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardır ki Mus'ab b. Umeyr bunlardan biridir. O Uhud günü şehid olmuştu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamıştık. Yalnız şehidin bir kaftanını bulmuş ve bu aziz şehidi ona sarmaya çalışmıştık. Ancak başını örterken ayakları açılıyor, ayaklarını kapatırken de başı açığa çıkıyordu. Bu yoksulluk karşısında Hz. Peygamber bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üstüne de izhîr denilen kokulu ottan koymamızı emretti" (Buharî, Cenâiz 27; İbn Sa'd, a.g.e., III, 121).

Mehmet Emin AY
 
M

M.T.

Guest
tam adinii bilmiyorum ama Hanzala adlii sahabeyii cokk seviyorumm..
 

inteus

Üye
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
124
Tepkime puanı
0
Puanları
0
DiLaRa' Alıntı:
tam adinii bilmiyorum ama Hanzala adlii sahabeyii cokk seviyorumm..

abdullah bin hanzala

abdullah bin hanzala hazretleri, eshâb-i kirâmdan, şehâdeti ile meşhûrdur. babası da, eshâbdan olup, (gasîl-ül-melâike) meleklerin yıkadığı sahâbî lakabıyla tanınmıştır. annesi cemile binti abdullah’tır.
babası hanzala, uhud vak’ası gecesi evlenmiş, ertesi gün uhud’da şehîd olmuştur. hz. abdullah, peygamber efendimizin vefâtında yedi yaşında idi ve peygamberimizi görüp, gönüllere şifâ olan sohbetine kavuşmuştur.
rü’yâda gördüm
hz. abdullah, 682 senesinde, hara savaşında zilhiccenin bitmesine üç gün kala, perşembe günü şehîd olmuştur.
önce sekiz oğlunu, birer birer savaş meydanına çıkarıp, hepsi şehîd olduktan sonra, kılıcının kınını kırarak askerlerin içine dalmış, şehîd oluncaya kadar mücâdele etmiştir
 

Byrocktar

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
2,500
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
RoCk CiTy
mushap bin umeyr elbette çünkü bana benzediğini düşünüom o mekkenin en yakışklısıymış bende kayseriniiin
 

hakan

Paylaşımcı
Katılım
18 Haz 2006
Mesajlar
308
Tepkime puanı
6
Puanları
0
inteus' Alıntı:
abdullah bin hanzala

abdullah bin hanzala hazretleri, eshâb-i kirâmdan, şehâdeti ile meşhûrdur. babası da, eshâbdan olup, (gasîl-ül-melâike) meleklerin yıkadığı sahâbî lakabıyla tanınmıştır. annesi cemile binti abdullah’tır.
babası hanzala, uhud vak’ası gecesi evlenmiş, ertesi gün uhud’da şehîd olmuştur. hz. abdullah, peygamber efendimizin vefâtında yedi yaşında idi ve peygamberimizi görüp, gönüllere şifâ olan sohbetine kavuşmuştur.
rü’yâda gördüm
hz. abdullah, 682 senesinde, hara savaşında zilhiccenin bitmesine üç gün kala, perşembe günü şehîd olmuştur.
önce sekiz oğlunu, birer birer savaş meydanına çıkarıp, hepsi şehîd olduktan sonra, kılıcının kınını kırarak askerlerin içine dalmış, şehîd oluncaya kadar mücâdele etmiştir
allah hepsinin yüreklerindeki islam sevdasını teslimiyetliklerini ve şehadet duygusunu bizlerede nasip etsin
 

ebrar))

Paylaşımcı
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
245
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ce: Hangİ Sahabeyİ Daha Çok Sevİyoruz?

Mus'abbin Umeyr:)
 

kızılkasırga

Profesör
Katılım
8 Eyl 2006
Mesajlar
1,708
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
istanbul
Hepsİnİ

ASHABIM GÖKTEKİ YILDIZLAR GİBİDİR HANGİSİNE UYARSANIZ DOĞRU YOLA ERERSİNİZ


H.Z MUHAMMED(s.a.v)



HEPSİNİ ÇOK SEVİYORUM RABBİM ŞEFAATLERİNE BİZLERİ NAİL EYLESİN İNŞAALLAH
 
B

BeHReM

Guest
HZ.EBUBEKİR.....
hepsi farklı tabi ama Hz Ebubekir'de(r.a) beni çeken bişey var.
 

İmandanihsana

Doçent
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
1,048
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
36
Konum
istanbul/kadıkö
Hz.ebubekİr Mubarek Bİ Farkliydi Hadisleri Biliyorsunuz Hakkinda... Efendimizden Sonra En Takva Insandi O Yeryuzundeki Tum Insanlarin Imanindan Agir Gelen Bi Imani Vardi Dimi Hadislerden Bole Ogrendik ... :) Hz Ebubekİr:)
 
B

BeHReM

Guest
öyle tabi.hayatını bilmekte yetseydi keşke.
ilim==>amel
 

HAYDARİ

Üye
Katılım
18 Eki 2006
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kınama

bu konuyu açan arkadaşı şiddetle kınıyorum. sahabeler arasında hangisini daha çok gibi bir ifade bence çok yanlış olmuş :nep[1]:
 

drone

Üye
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
170
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Böyle tercih yapamamki,
Alemlerin Sultanının sevdiği ve bizzat gördüğü kişiler olan Sahabi efendilerimizin hiç birini ayırt etmeden severim.
HEPSİNİ SEVERİM .....
 

ÇiLe-i AşK

Asistan
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
bütün sahabe Efendilerimiz birbirinden degerli olmakla birlikte bende hz. ebubekir olmak isterdim heran onunla birlikte olmak ve onun bircok sırlarına nail olabilmek icin....
 

nur_Sahra

Asistan
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
552
Tepkime puanı
0
Puanları
0
hepsini isaretlemek isterdim böyle anket olamaz hepsi birbirinden üstün sahabeler :(
 
Üst