Evlilik, birbirlerine yabancı olan iki mükellefin zahiren ve manen beraberliği demektir. Dolayısıyla, haram olan ilişkiler helale dönüşür. Bu da her iki mükellef arasında ifade edilemez bir "bağ"ın teşekkülü demektir.
Lakin, İslam hoş karşılamasa da her iki mükellef arasında yaşanan "zıtlık"lar bu güzel "bağ"ın çözülmesine de sebep olabilir.
Allahü Teala, her iki aile arasında bu konuyu çözmek için, aile hakemleri oluşturulmasını ister. Bu da çözüm olmazsa ayrılık gündeme gelir.
Allah buyurur: "İyilikle (birbirlerinizi) salıverin" buyurur.
Yani boşamalarda dahi "iyilik" sözkonusu olmalı, dargınlıklara, kırgınlıklara, Müslümanlara yakışmayacak hal ve hareketlere asla müsaade edilmemelidir.
İslam bunu ifade etse de, bizim mahallerde de boşanmalar her iki aile arasında düşmanlıklara ya da dargınlıklara sebep olabiliyor.
Boşama gerçekleştiğinde, kadınlar iddetleri bitiminde (3 kur) erkekler ise zaman sınırlaması olmadan evlenebilirler. Evlenmek sadece bakir ve bakire olanlara değil, boşananlara da, kocası ya da hanımı ölmüşlere de emredilen bir ameliyedir.
İslam'ın emrini yerine getirenler ancak tebrik edilirler. Başka da yapacağımız bir şey yoktur.
Kadının iddet süresi nafakası (3 kur) erkeğe aittir bu sürede harcanacak olan meblağın "mihir"le de uzaktan yakından bir ilgi ve alakası yoktur.
Evet, boşanmış olan kadınlar evlenebilirler, bu ameliye İslam'ın öngördüğü bir ameliyedir, hiçbir kimse bu evliliğe de mani olamaz.
Bu arada şunu da ifade edelim çok soruluyor: Zina nikahı sonlandırmaz.
Yani, erkeğin başka bir kadınla zinası; kadının da başka bir erkekle zinası nikahı ortadan kaldırmaz.
Kadın sabreder İslam mahkemesine gitmez, kocasını ikaz eder, evliliği devam ettirebilir.
Erkek de sabreder, Talak'ı gündeme getirmez, hanımını ikaz eder evliliği de devam ettirebilir.
Her ikisi de mümkündür.
Lakin günümüzde bu ameliyeye de - belki de haklı olarak - kadınlar da erkekler de sabırlı değillerdir. Boşama gündemdedir.
Hepinize mutlu beraberlikler dilerim.