Sizce hangi alfabe daha Türk?

Önemli olan konuştuğumuz dili tam olarak alfabeye dökmektir. Zamana göre ve konuşulan dile göre karar vermek lazım.

güzel ve ilginç . Aslında biraz incelediğimizde günümüzde kullandığımız dilin öz türkçeden çok uzak olduğunu fark ediyoruz. Günümüzde ve son dönemde kullandığımız dil aşırı melez bir dil. Yarısı arapça ve farsça desek yanlış olmaz.

Dile uygun harf diye bir şey yok, bunu artık aklınızdan çıkartın!!!! DİNE UYGUN HARF VARDIR..

Dünya milletlerinin harflerini belirleyen şey DİL değil DİN..

Ortodokslar Kiril Alfabesi, Katolikler Latin Alfabesi, Budist dinler Asya-Çin sembollerinin versiyonlarını kullanır.. Buralarda olduğu gibi İslam dinine mensup kavimlerde Arap Elifbası kullanmış.. Mesela Osmanlı döneminde Konya civarında Ortodoks olduğu bilinen Türk topluluklar yaşamış. Arşivlerde/Kütüphanelerde bunların el yazması kitapları mevcut. Bu kitaplarda Kiril Alfabesi kullanılmış, dil ise Türkçe! Yani Türkçeyi Kirille yazmışlar.

Bu böyle olmakla birlikte her millet, sesine göre birkaç harf türetmiş; lakin kök, dediğim gibi, mensup olunan dinin kutsal kitabında kullanılan harflerden ibaret..

Tengri dinine mensup kadim Türkler Runik Harfler kullanmıştır..

Bu arada diplomalı cahil cühelaya duyrulur(!); Türklerin kadim dini ŞAMANİZİM değil, TENGRİİZİM'dir.. Bu ikisi arasında büyük farklar var, sapla samanı karıştırmamak gerek! Bu konuda benim bir tezim var: Orhun Abidelerinde geçen ''Gökte Tengri, yerde ben'' cümlesinin yanlış tercüme edildiği kanaatindeyim. Zira Tengriizimde Vahdet-i Vücut itikadı vardır. Bu cümlenin doğrusu ''KÖKTE TENGRİ, YERDE BEN'' olacak. Gök Tengri ise yukarda anlamında bir GÖK değil, tam tersine bütün varlığın kökünde bir Tanrı inancıdır. Dolayısıyla KÖKTE TENGRİ YERDE BEN sözü, Yunus'un BİR BEN VAR BENDEN İÇERÜ sözüyle parallellik arz eder; ve kökten gelen tecelliyatla yerde, yani zahirde/mekanda ben, anlamındadır.. Delilin nedir diye soracak olursanız derim ki: Dikkat edin, bakın! Tanrısını dışta tasavvur eden bütün dinler muhakkak o tanrının heylekini yapmıştır. Çünkü zahirde tasavvur ediyor, mekanlaştırıyor.. Buna karşın Tengriizimde hiçbir Tanrı heykeli yoktur. Liderinin heykelini anıtta verdiği mesaj bağlamında yapan bir kavim nasıl olur da tanrısını heykelleştirmez? Çünkü Tanrı vehmini GÖKTE değil, KÖKTE tasavvur ediyor. Bence bu ciddi bir şekilde araştırılmalı..





Tengriizm'de vahdet-i vücut tasavvuru var demiştim. Tanrı heykeli yapmazlar, semboller kullanırlar.. Mesela bu kadim çizimde Tengri bütün varlık alemini kaplayan tek bir vücut şeklinde sembolize ediliyor. Kollarından bereket yağdırıyor ve bütün bir kainat onun tecellisiyle zahire geliyor; O'ndan geldik, O'na döndürüleceğiz anlamında bir ok işareti kullanılmış. Dolayısıyla Gök Tengri değil, doğrusu Kök Tengridir.

Ne acaip değil mi? Kadim dinlerde tevhid akidesinin izlerine rastlıyoruz. Müthiş!!! Ayetel Kürsi'yi sembollerle tefsir et deseler ancak bu kadar yapılabilirdi:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyumdur.
Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama.
Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur.
O'nun izni olmadan katında kim şefaat edebilir?
O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir.
O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler.
O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez.
O, yücedir, büyüktür.

Şimdi herif bu sembolleri bir davulun üzerine çiziyor. Bu manaları düşünerek murakabe halinde bu davulu çalıp zıplıyor.. Demem o ki, bu adamların Kur'an okuması da bu oluyor. Yani sen Ayetel Kürsi'yi okuyarak bereket bulurken onlarda bu davulu çalarak bereket, belki şifa buluyor.

Allah, hiçbir millet yoktur ki peygamber göndermemiş olalım diyor. Bu peygamberler, her kavmin idrakine uygun muamelatla gönderilmiş.. Ana hakikat olan tevhidin aslı hep aynı, fakat şekil ve muamelat başka başka..

Ne acaip yahu!..

.....................

Bu arada Avatar çizgifilmi ve filmi, Tengriizmin reklamı yapıyor diye eleştirildiğini biliyor muydunuz? Yabancı sitelerde bu eleştirilerden bolca mevcuttur..

......................

Cumhuriyeti kuranların niyeti Türkleri Anglo-Sakson Hristiyan yapmaktı. Harf inkılabı ile buna başladılar... Bu beladan kurtulmanın tek yolu Osmanlı Elifbasına geri dönmekle mümkün. Bu yapılmalı..

........................

Türkler İslama geçmeden önce medeni bir kavim değildi. Şehirciliği, medeniyeti biz İslamdan aldık. Ondan öncesi sağdan soldan yağmalanmış üretimlerle ve ticaret yollarını tutarak vergi almalarla ayakta kalan guruplardan ibaret.. Tarihimizi bileceğiz, lakin bunu, bizden başkası yoktu zihniyyetiyle yapmayacağız. Türkler M.S. 400'lerde ebatları çarpık çurpuk heykel yaparken Helen'ler M.Ö. 1000'lerde insanın saç kıllarına ve kollardaki damar kabartılarına kadar birebir heykelini çıkartabiliyordu. Şehir, estetik, sanat, edebiyat, ... Bunlar boş zamanı çok olan toplumların lüksü.. Boskır malesef buna müsait değil.. İnsanlık tarihinde medeniyet oluşumunun ana dinamiklerini anlamak istiyorsak bunun izini büyük çerçevede sürmek zorundayız..

DostunDostu

alanyali07' Alıntı:

zaten Kök diye okunur o yazılar ki , "kök" anlamı da "mavi" dir..bizim şimdiki anladığımız manada bitki kökü gibi kullanılmaz..

"Üze kök tengri"..üstte mavi gökyüzü diye tercüme edilir.

Senin bahsettiğin manada "kök" kelimesine karşılık gelen başka kelimeler mevcuttur..

Genişletmek için tıkla ...

Tuba ağacının kökleri niye yukarıdadır? Bir şeyin kök olması onun ayak altında olmasını icab ettirir mi? Şartlanmışlıkları kırarak mana alemine geçmeye davet ediyorum seni..

Literatürde yazılanı ilan edeceğin yere beni örnek al da fikir üret, saksıyı çalıştır hemşerim..

alanyali07' Alıntı:

saksıyı çalıştırmakla uydurmayı birbirine karıştırmışsın
Tuğba ağacı ne alaka şimdi, köktürkçe olmadı tuğba ağacı mı verelim diyorsun
kök böri geçer destanlarda, bozkurt demektir, hadi araştır..

Genişletmek için tıkla ...

Şimdi bu Avrupalılar bu yazıtları okuyup anlamlandırınca senin için muteber olabiliyor, bizim tezimiz uydurukça oluyor öyle mi? Zihnini arındır güzel kardeşim, arındır.. Yoksa hep aynı yerde kalır, üretime geçemezsin..

Bak seninle evrim teorisini tartışmıştık. Ne demiştin? Uydurukça!.. Tamam işte, orda ki tavrını evrimle sınırlama, yay...

alanyali07' Alıntı:

güzel ayakları yere basan bir tez getir arkadaş..
sen kendince batıni bir anlam veriyorsun kök budur diyorsun..ee senin bu tezin,
kaynaklardaki diğer kullanımla tutmuyor onu diyoruz..en basit örnek verdim kök böri..bozkurt demektir..hayır öyle demek değildir diyorsan buyur tezini sun adam akıllı..

Genişletmek için tıkla ...

İtiraz etmiş olmak için yazıyorsun, bunun farkındayım. Dolayısıyla ayakları yere basan tez mez laf... Hocan kim, onu söyle bari de oradan vuralım!..