Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Siyasetçi Kim

  • Konbuyu başlatan SaLtan
  • Başlangıç tarihi

Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Siyasetçi Kim

  • Atatürk

    Oy: 14 8.7%
  • Adnan Mendres

    Oy: 12 7.5%
  • İsmet İnönü

    Oy: 0 0.0%
  • Turgut Özal

    Oy: 20 12.4%
  • Bülent Arınc

    Oy: 4 2.5%
  • Necmettin Erbakan

    Oy: 54 33.5%
  • Recep Tayyip Erdoğan

    Oy: 52 32.3%
  • Abdullah Gül

    Oy: 3 1.9%
  • Adnan Kahveci

    Oy: 2 1.2%

  • Kullanılan toplam oy
    161

Kadir2307

Üye
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
90
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
VATAN
ankette gelmiş geçmiş en iyi siyasetçi kim diye soruluyor.kadir2307:dancing:gelmiş geçmiş diynce ben ATATÜRK derim

sence bu Listeye Atatürkün isminin koyulması mantıklımı.

O siyaset üstü çünkü Bir ülkenin kurucusu ile zamanın siyasi liderlerini kıyaslama işi yanlış..

o zman bu listeye fidel castroyu da che de leninide eklemek lazım amma sadece türkiye içi denirse Kazım Karabekir İsmet İnönü vs.
 

fetih66

Üye
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tabİkİ Erbakan Sİyonİzmİ Tarİfİne Bİ Bakarmisiniz,
Tİmsahin Alt Çenesİ Komİnİzİm,Üst Çenesİ Kapİtalİzİm GÖvdesİ İse
Sİyonİzİm.İŞte Lİder
 

ozti

Asistan
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
468
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
Abdullah gül
 

Sinner

"Suskun, Hüzün-Bâz..."
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
7,913
Tepkime puanı
120
Puanları
0
Konum
Câh-ı Bün...
bence Soru yanLış...

Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Siyasetçi Kim değiLde..

Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Türk Siyasetçi Kim DeniLseydi daha uygun oLurdu..

Sonucta Yurt dıŞında yaŞamış ve bu saydıkLarınızdan cok daha iyi Siyasetciler var..

vesseLam..
 
Katılım
14 Ara 2006
Mesajlar
68
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
dunya tarihinin gormus oldugu en buyuk turk siyasetcisi tabiki 2.abdulhamittie içten ve dıstan yıklımakta olan bir devleti 30 sene ayakta tutmak muhtesem bir siyasi dehadır ki bunu kabullenmeyecek arkadasta yoktur sanırım

Atatürk ne dinsizdi nede dindar
Atatürk'ün din hakkındaki görüşlerine ışık tutacak yeni bir belge ortaya çıktı. 1932-1933 yıllarında Ankara'da görev yapan ABD Büyükelçisi Charles H. Sherrill'in hazırladığı ve Atatürk'ün kendi ağzından dinle ilgili görüşlerini içeren rapor ilk kez Toplumsal Tarih dergisinde araştırmacı yazar Rıfat N. Bali'nin hazırladığı yazıda yayımlandı.
Büyükelçi, Ankara'da görev süresi boyunca Atatürk ile yaptığı görüşmelere ve gözlemlere dayanarak 'A Year's Embassy to Mustafa Kemal' adlı bir kitap hazırlamıştı.
Eser ilki, 1934 yılında Atatürk yaşarken, üç kez Türkçeye çevrildi. Kitabın en ilginç bölümü Atatürk'ün dine bakışını içeren kısımdı.

Bu bölümde yazar, Atatürk'le yaptığı uzun bir mülakata yer vermiş ancak Atatürk'ün sözlerinin bir kısmını kitaba almamış bunu da "Din konusundaki şahsi görüşleri hususunda söylediklerinin tamamını burada vermek hiç doğru olmaz" satırlarıyla dile getirmişti.

Ancak Sherill, kitaba sadece bir bölümünü aldığı görüşmeyi özetleyerek bir rapora döktü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdi.

ABD Dışişleri Arşivi'ndeki bu raporu, Bali Türkçeye çevirip Toplumsal Tarih'e yazdı. Aşağıda, raporun tam metni yer alıyor.

ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ
Sayı:423
Ankara, 17 Mart 1933
Konu: Türkiye'de din
MÜNHASIRAN MAHREM
Saygıdeğer Hariciye Vekili
Washington
Beyefendi,

Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal ile dün öğleden sonraki üç saatlik mülakatımda, hakkında yazmakta olduğum biyografinin sekiz bölümünü birlikte gözden geçirdiğimiz sırada Türkiye'de din meselesi bahis edildi.
İncelememde Türkiye Cumhuriyeti'nde İslam dininin gelişimi konusuna oldukça yer verdiğime dikkatini çektim, biyografim için -yayınlanmak veya yayınlamamak kaydıyla- bana söylemek istediği kadarıyla sınırlı olmak üzere bu mevzudaki görüşünü bilmek istediğimi belirttim.

Sözlerinin hangi kısmının efkârı umumiye(nin) (bilgisi) için olduğunu, hangi kısmının olmadığını belirterek mevzu hakkında teferruatlı bir şekilde konuştu.

Galiba, altı ve yedi yaşındayken annesi onu bir sıbyan mektebine göndermek istiyordu. Burada öğretmen Kuran dersleri de verecekti. Bu, uzun Arapça bölümleri ezberlemek demekti. Diğer yandan babası oğlanın din eğitiminin verilmediği laik bir mektebe gitmesini istiyordu.
Her ne kadar sonunda babanın sözü kabul edildiyse de annesi oğlanı Selanik'te geçerli olan geleneksel tören eşliğinde sıbyan okuluna gönderdi. Ertesi gün babası oğlanı okuldan aldı ve laik okula koydu. Buna çok üzülen annesi epey ağladı ve oğlanın teklif etmesi üzerine sıbyan okulundaki din hocası
eve gelip ona Kuran eğitimini verdi. Bu sadece bir ay sürmesine rağmen anneyi tatmin etti. Bu, ömrü boyunca alacağı tek din eğitimiydi.

'Beşeriyetin Tanrı ihtiyacı'
Agnostik olduğuna dair genellikle kabul görmüş inancı, kesinlikle reddediyor, ancak dininin sadece Kâinat'ın Mucidi ve Hâkimi tek Tanrı'ya inanmak olduğunu söylüyor. Ayrıca beşeriyetin böyle bir Tanrı'ya inanmaya ihtiyacı olduğuna inanıyor. Buna ilaveten dualarla bu Tanrı'ya seslenmenin beşeriyet için iyi olduğunu belirtti. Burada duruyor.
Daha sonra teferruatlı bir şekilde neden o kadar inançlı bir Protestan Hıristiyan olduğumu sordu. Ben de ona, bu raporda yeri olmayan, sebeplerimi söyledim.

Sadece bir genel mütalaa söyleyebilirim. Suallerinde tamamıyla samimiydi, bu da din konusunda yeterince zihin yorduğunu göstermekte.
Daha sonra, 10 yıl önce inşa ettiği yeni Cumhuriyet'in Reisicumhuru olarak iktidara geldiği zaman İslam dininin durumu hakkında bilgi vermeye başladı. Şeyh-ül İslam'ı, medreseleri, Mahkeme-i Şer'iyyeleri ve bu mahkemelere riyaset eden kadılar, hocalar ve muhtelif dervişler dahil olmak üzere bütün ruhban sınıfını lağvetmeyi gerekli bulduğunu söyledi.
Osmanlı'da geçerli olan bu ruhban yapıdan geriye kalan, müezzin olarak minarelerden halkı ibadete çağıran ve camilerde namaz kıldıran imamlardı.
Ona az evvel tasvir ettiği bu yapıyı tamamıyla yok ettikten sonra Türk gençliği için, şayet kaldıysa, ne tür dini tedrisat kaldığını sordum.


Kifayetsiz medrese sistemini tüm ülkeye yayılmış ilk ve ortaöğretim sistemiyle ikame ettiğini ve bu sistemin (talebeyi) üniversiteye dek götürdüğünü belirtti.
Hz. Muhammed'in hayat hikâyesi ve daha ahlaklı yaşama konusundaki hikmetli düsturlarla dini tedrisat verildiğini, bu dini tedrisata Yeni ve Eski Ahit'te tasvir edilen diğer büyük dinleri ve Budist dini kitapları da dahil ettirdiğini söyledi.

Daha sonra o ve ben bu modern Türk dini tedrisatı ile Birleşik Amerika'da ortalama pazar okulunda verilen dini tedrisatı mukayese ettik. Pazar okullarımızda verilen dini tedrisatın cuma sabahları kadınlar tarafından tüm ülkedeki Halk Evleri'nde verilip verilemeyeceğini sorduğumda böyle bir fikrin muvaffak olacağına dair pek şüpheli göründü, ancak yeni bir fikir olduğunu ve kaale alacağını söyledi. Bu amaçla kadın öğretmenlerin vazifelendirilmesi fikri ona cazip geldi, çünkü bu şekilde hocaların erkek partizanları, siyaset veya benzeri muhtemel başka mesele yaratacak ihtimallerden kaçınılmış olacaktı.


Bursa hadisesi
Bu çerçevede yakın tarihte olan Bursa hadisesi üzerinde serbestçe konuştu. Bu hadise Türklerce değil üç yabancı tarafından çıkarılmıştı: Bir Arnavut, bir Bulgar ve bir Rus. Hatta Üçüncü Enternasyonal tarafından kışkırtıldığını da ima etti. Muhtemelen sıkıntı verecek bu siyasi hareketi basit bir dil meselesine, ezanın Arapça yerine Türkçe okunması haline dönüştürerek gösterdiği siyasi maharetten ötürü kendisine iltifatta bulundum.
Bu sözlerim Kuran'ın Arapçadan Türkçeye tercüme edilmesi için nasıl ve neden telkinde bulunduğu konusunda konuşmasına sebep oldu ve bu mevzuda yepyeni bir ufuk açtı.
Türk halkının uzun zamandan beri ezberden okuduğu bazı Arapça duaların gerçek manasını anladığı zaman tiksineceğini söylüyor. Kuran'dan alınan bir Arapça bölüm okudu.
Türkçe Kuran okutma nedeni
Bu duada Hz. Muhammed amcası ile amca kızının yaptıkları bir şeyden ötürü cehenneme gitmeleri için beddua eder.*(tebbet) "Düşünen bir Türk'ün böylesi bir duayı okumaktan elde edeceği dini ilhamı veya dine ilgi göstermesini tahayyül edebilir misin?" dedi. Bu fikrini geliştirdikçe ben de gitgide Kuran'ın Türkçe okunmasını teşvik etmesinin sebebinin Kuran'ın Türkler arasında gözden düşmesi olduğu neticesine varıyorum.
Daha sonra umumi ve şaşırtıcı bir beyanda bulunarak Türk halkının gerçekte hiçbir şekilde dindar olmadığını, aralarından camilere giden az sayıda kişinin alışkanlıktan veya yüksek sesle söylenen duaların cezbine kapılarak camiye gittiğini ileri sürdü.

Saygılı bir şekilde bu bakışıyla mutabık olmadığımı, eşimle yaşadığımız tecrübeyi anlattım. İki Türk arkadaşımızın daveti üzerine 23 Ocak'ta Ayasofya Camii'ne gidip Kadir Gecesi'ne şahit olduk.
Ona yüzde 20'si askeri üniformalı 10 bin mümin tarafından doldurulan caminin ne kadar kalabalık olduğunu, bütün müminlerin tam bir saat Gazi'nin de varlığını kabul ettiği Tanrı'ya doğrudan yönelttikleri dualarla nasıl yoğun bir şekilde ibadet ettiklerini anlattım.
Bu kalabalık, bu ibadet ve müminlerin duaya yoğunlaşmaları hususunda izahat istemem, onun Türk gençliğinin din hakkında bilgi edinme fırsatı mevzusunda Türk hükümetinin kısıtlı bir rolü olması gerektiğine dair kanaatini dile getiren daha fazla beyanatlar vermesine neden oldu.

Bu beyanatlarını bitirdiğinde şimdilik ortaöğretimde ve Dâr-ül-fünûn'un küçük ilahiyat bölümünde üç büyük din hakkında verilen tarihi tedrisattan fazlasını öğretmeye inanmadığı sarihti.

Sovyetler gibi lağvetmeye karşıydı
Ancak Sovyetler'in her türlü dini lağvetme fikriyle kesinlikle mutabık değil. Bellibaşlı camilerin hükümetçe muhafaza edilmeleri ve amaçları doğrultusunda kullanılmaları gerektiğinde ısrarlı. Üç büyük dinin ahlak öğretilerine dinden ziyade ahlak olarak inanıyor.
Bize ihsan ettiği hayırlar için tek Tanrı'ya sık sık minnettarlığımızı dile getirecek ifadelerin eklenmemesi halinde şahsi dini inancının natamam olacağını söylediğim zaman şaşırdı, ancak alakadar göründü.

Sadece yeni bir fikir olduğundan, bu fikri kaale alacağını söyledi. Benimle bu konuda daha fazla konuşma arzusunu ifade etti.
Bu beni şaşırttı, zira Yusuf Akçura bey gibi samimi arkadaşları beni sürekli onunla din hususunda konuştuğum takdirde, Gazi'nin nazikçe 'dostluğumuz' olarak adlandırdığı münasebetlerimizin kesinlikle bozulacağı hususunda ikaz etmişlerdi.
Konuşmamızın bu bölümünün sonunda, daha öncesi bir yabancı ile hiçbir zaman bu konuda bu kadar etraflı konuşmadığını ve özel dini inançlarını da hiç dile getirmediğini söyledi.
Saygılarımla
Charles H. Sherrill
 

milligorus

Üye
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslam Aleminin umut ışığı İslam Birliğinin kurucusu kimse O'dur
 
M

M.T.

Guest
bence Soru yanLış...

Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Siyasetçi Kim değiLde..

Sizce Gelmiş Geçmiş En İyi Türk Siyasetçi Kim DeniLseydi daha uygun oLurdu..

Sonucta Yurt dıŞında yaŞamış ve bu saydıkLarınızdan cok daha iyi Siyasetciler var..

vesseLam..

Buna katilmiyorum...neyse herkes ayni fikirde olucak diye bisey yok;)

Yabancii Siyasetci diyerek kimi kast ettiniz cok merak ettim?
 

Edibe Ziyâi

Agâh ol ey nefsim..
Katılım
13 Kas 2006
Mesajlar
2,550
Tepkime puanı
3
Puanları
0
adnan mendersei ezan'ı arapça okuma kanunu çıkardığı için severim
turgut özal da iyi insandı.
tabiki de erbakan hocam gibisi yok
 

Sinner

"Suskun, Hüzün-Bâz..."
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
7,913
Tepkime puanı
120
Puanları
0
Konum
Câh-ı Bün...
gerÇi Şimdi Dikkat ettim Ankete de.. En iyi Türk Demekte yanLış..

SonuÇta 2. AbduLhamit han'da Türktür..


ve İsmini hatırLamadıgım biri Dünyadaki bütün insanlara %100 Siyaset biLgisi verildiyse bunun %75'i 2. Abdulhamit'e %20'si Bana kaLan %5'i ise geLmiş ve gelecek insanlara veriLmiştir...


tam hatırLamıyorum ama bunun gibi bişeydi.. yanLIŞLık varsa affoLa..

hayırda kaLın vesseLam...
 

jelibon

Üye
Katılım
25 Ocak 2007
Mesajlar
55
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
ankara
o dönemde yaşamadım ama aile etkisinden dolayı adnan menderes diorum.. eger ailem onun i olduunu sölüosa ki inanıorum oledr..ama su anda bülent arınc :) adamı cok sewiorum ya allah razı olsun hepsinden de bi insanın yüzü bu kadar mı yumusak we merhamet dolu olur bilmiorum ole sezdim belki de tanıdık olduundan bole düşünüorum ama gercekten cok süper bir dewlet adamımız...
 
Katılım
21 Ağu 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web sitesi
farukboran.blogcu.com
En iyi siyasetçi Atatürk...

sadece okullardaki,köylerdeki,kurumlardaki sözlerine bakarak bunu söyleyebilirim hani..

düşünsenize çoğu cümlesi şöyle;

ben köylüyü nasıl sevmem ki,.......
polisler için de,gaziantepliler için bile..
gençler için bile..
vb..

demek istediğim her ayrı grup için onları övücü sözler söylemesi benim bugüne dek gördüğüm en iyi siyaset örneği...
 

yaLnizz2

Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
en iyi siyasetci geLmiş gecmiş..Sultan abdülhamithan cennetmekan..
 

alperalp

Üye
Katılım
4 Haz 2007
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
atatürk hem iyi bi asker hemde siyasetci:clap2:
 
K

kalandar53

Guest
menderes döneminde risalei nur ve saidi nursi desteklendiği için
özal döneminde çeşitli tarikatlar desteklendiği için ve pkk terör örgütü büyüdüğü için ve de barzaniye silah yardımı yapıldığı için
tayyip döneminde bazı cemaatler desteklendiği için (halbuki fethullah gülen cemaatine en fazla destek veren ecevit olmuştur ya neyse)
bu tip isimler ümmetçi kardeşlerim tarafından anlamsız biçimde sevilir. Çünkü madalyonun tek yanı gösterilir.

Atatürk'e hatırı sayılır oy verilmesi halkımızın tamamen kandırılmadığı anlamına geliyor. Ayrıca Atatürk ile bugünkü siyasileri karşılaştırmak yanlıştır. şartlar ve mekanlar farklı.

Fakat Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN hocanın bu ankette tayyipi ezip geçmesi de Türk halkının vefakar olduğunu gösterir.

Not: Hiçbir anketteki görüş sandığa yansımaz. Bu da Türk halkının %60'ının SÜPERZEKA olmasından kaynaklanıyor.
 

İbrahim Tevhidi

Profesör
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
765
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Yaş
41
Web sitesi
www.rebeze.com
Yukarıdaki şahıslar eğer demokrasiyi amaç edinerek, gerçekten siyaseti benimseyip üstlenmişse, başarılı olup olmaması önemli değil Allahu Tealanın hüküm yetkisin benimsemiş, ona ortak koşmuştur.

Eğer siyasi ve demokrasiyi bir araç olarak kullanmakta ise mesela hırsızlık, bu şahıs sadece hırsızdır. eğer islam için bişeyler yapayım niyetiyle demorkasiye inanamdan kullanıyor bazılarını ndeyimi ile takiye yapıyorsa, içlerinden en şereflisi odur. Ama biz her ne sebebten olursa olsun uzak durulması taraftarıyız.... Zira biz islamın tarafındayız....
 
Üst