Konunun özünde bir hata var diye düşünüyorum. Yaptığı işi takdir etmeme rağmen Mehmet Tanrısever'i "çok iyi" yahut "iyi" yönetmen sınıfına koyamıyorum. İyi niyetli, vasatın üzerinde beceriye sahip bir yönetmen, çektiği film sayısı ve yapımların yıllara, film endüstrisine, gişeye dağılımı da ortada...
Peki cami ile sinema ne alaka?
Bugün bir film çekiliyor; Hür Adam ve bu gündem oluşturuyor. Oynanan tiyatro oyunlarının ufak bir kısmı "dini" temellere dayanıyor. Sinema etki oluşturma vasıtası mıdır? Evet, komedi filmleri güldürmeyi, korku filmleri korkutmayı, aksiyon filmleri izleyicide adrenalini yükseltmeyi hedefler. E dini filmleri izlemek "ibadet" olmayacaksa, bunda da doğruları anlatmak, dine insanları ısındırmak gibi gayeler hedeflenir.
Amma velakin İslâmı hayatın bir bölümüyle sınırlandıranlar için din cami dışına çıkamaz, okullara giremez, mimariye yansıyamaz, sanatla iştigal olamaz, hayatın tümüne yansıtılamaz. E böyle olunca yılda üretilen yüzlerce komedi filmine yüz yılda üretilen on dini film ortada kalıverir. Sevgililer Günü için sırf bu günde çıkmış 5-6 film mevcuttur, keza noel ve yılbaşı için... Resmi tatillere denk gelen o günü ilgilendirir filmler vizyona girer rahatlıkla, anneler günü içinde böyledir durum. Lakin Kurban Bayramı günü Hz. İbrahim'i anlatan bir film çıkarsa bu "olağan" değildir, darbe öncesini ilgilendirir çok film gelir yıldönümlerinde ama teması dua olan bir film çekilmez hiç bir yönetmence...
Hür Adam yapıma 4-5 milyon dolar eklenerek, süresi 120 dakikaya düşürülerek bir İranlı (!!!) yönetmenin (Dünyada bu işi en iyi yapanlar) elinde dünya pazarına girebilir gişe rekorları kırabilirdi. Bu çekildi... iyiki de çekildi. Çünkü elde malzeme, üretecek cesaret, cesareti sağlayacak yetenek, yeteneği var edecek mektep yok. Üzerine darbelerin korkusu, konjonktürün getirileri götürüleri eklenince, kitapların toplatıldığı bir dönemden anca giriyoruz yeni bir döneme... 10 yıl önce çekerken tutuklanacağını bilen adamlar bugün soğumuş becerileriyle anca bunu üretebiliyor.
Bir şeye eminim bugün aramızda dolaşan bir üniversiteli genç erkek, ya da tiyatroda oynayan genç bir kız 10-15 belki 20 yıl sonra bu işi daha iyi yapacak. Bizlerde onlarla inşallah iftihar edeceğiz.