Şıkşıkiyye Hutbesi ?

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0


Hutbenin aslı bu ise ilk defa okudum .. İsim vermemiş hiç bir yerde ..Kimi kast ettiğini nereden bileceğiz.
Üçüncü derken üçüncü halife mi mesela..
Hz. Aişe ve Hz ALİ arasında çıkan savaşta müslümanlar öldü..Hz Aişenin çok ağladığına dair rivayetler var
Her mezhepte içtihadı isabet etmeyen ameller vuku bulabilir.
Şia sapık demek curet ve adaletsizliktir ...
Bizler beğenmediğimize batıl deme paranoyasından kurtulmalıyız...
Yaw zorla şiayı araştıracağımdır ..)

Hutbe nin aslı budur. Islam tarihi ile uyum içinde olması imam Ali (as) nin bu Hutbe yi okuduğu tezini güçlendiriyor. (Şöyle değerlendirilmelidir; 25 yıllık hilafet dönemi bir çok kargaşa ya sebeb olmuştur.bu kargaşa ortamı ile yüzleşme Hutbenin asıl amacı gibi görünüyor. Vurgulanan diger husus,Halife seçiminde izlenen yöntemlerin elestirilmesidir. Çünkü 3 halifenin de seçilme yöntemi birbirinden farklıdır. )
kendinden önceki halifeleri elestirmesi normaldir. Bilindiği gibi imam Ali(as) Allah Resulü(saa) vefat ettikten sonra 6 ay biat etmemiştir. Bu biat etmeyiş, belli başlı bi tavır ve kendi içinde değerlendirilmesi gereken ayrı bi konudur.

Hz Aişe meselesi ilginçtir. cemel savaşında Imam (as) Hz Aişe ye hiç bir şey söylemeden yaklaşık yüzü kapalı 40 kadın asker eşliğinde Medine ye göndermiştir. (Bu olay pesaver geceleri adlı kitapta kaynakları ile zikredilmistir) Hz Aişe bu olaydan sonra hiç bir oluşuma dahil olmamıştır.Hani bu gün oluşturulmak istenen şii Sünni kavgasinin temeli imam Ali ile Hz Aişe arasında ki mesele nin özü carpitilarak sanki Şii lerin Hz Aişe annemize hakaret ettiği yalanina Sünni kardeşlerimizi inandirmaktir... çok şey söylenebilir ancak bu günlük bu kadar
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şiayı tekfir eden alimler var. Buna rağmen;

Tekfir konusunda kanaatimiz bellidir: Alimlerin küfür dediği konularda bile muhatabımıza karşı dilimizi tutmaktan yanayız, "sen kafirsin" demekten sakınmalıyız. Konu küfür olsa bile, konuya sahip çıkan şahsa/topluluğa kafir denmez. Denmemeli. Birinde 99 küfre çıkan fakat 1 tane imana delalet eden sıfat olsa, o 1 taneye nazar edilmeli. Başkasını küfre çıkarmaktan kârımız olmaz. Tekfircilik beter bir hastalıktır. Neticesi felaket olmaktadır. Şahısların tekfir etme hakkı yoktur. İla ahir.

Şiiler/hariciler/vehhabiler vs. bid'at ehlidir. Bid'at ehli Cehennemde temizlenir sonra Cennete girer. Bizim itikadımız bu.

Ahter'in naklettikleri de bir alimin sözleridir.

Cübbeliden şunu da işitmiştik: Bir şii/alevi mesela namazı inkar ediyorsa... Küfre düşer. Bunu sünni de dese küfre düşer. İla ahir. Bütün konular böyledir.

Özetle; evet, o inkar küfürdür ama şahsı tekfir etmeyiz. Fiili/kavli tespit vardır. Şahsı tespit yoktur. Ves'selam.
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
Görenedir görene; köre nedir, köre ne …

17986970-lg.jpg


Öncelikle konu dışı yazdığım için tüm arkadaşlardan özür diliyorum ama bilmem ki belki de konunun tam ortasından yazdırıyor bilemiyorum … Sayın Kaptan ve DostunDostu'na gösterdikleri teveccühden ötürü teşekkürlerimi arz ediyorum … Beli, söylenenlerinin hepsi doğru amma ve lakin anlatamıyorum … Dünyada bilmem kaç milyar insan var hepsi doğru, hepsinin doğruları var … Nedem ki … Herkes bir doğru tutturmuş gider, rabbine gitmeyen yol neye yarar … Amma ve lakin, yaşın yanında, kuruda yanar her daim … Yani demem O ki; bir kulak verin “Eğer siz sahabeyi görseydiniz, onlara deli ! derdiniz; onlar sizi gör
selerdi, bunlar mümin değil derlerdi” diye bir kelam etmedi mi ki Hasan Basri … Hem deli; bildiğimiz akıldan yoksuldur öyle değil mi … Bildiğimiz akıl
sadece cüz-i, yani para etmez amma bir O kadarda kıymetli ki küll’üne ulaştırmaya sebep … Sahiden akıl neden verildi ki insana ne işe yarar hem bu babdan aklını gerektiği gibi kullanamayanın hayvandan ne farkı var … Hani bir deyim var ya bencileyin tıpkısı uyar “açın halini tok bilmez, hastanın halini sağ bilmez” diye … Hani Mevlana da O na Aşkı soranlara der ya “Ben ol ki bilesin” diye … Akleden olmak; okumak, bilmek işi midir bu yoksa ki hal işi midir … Aç okuduğun bir tokluk nasıl seni doyurmuyorsa, Hastalığı bilmekle nasıl hasta olunmuyorsa, nasıl bunlar kendi oluşlarıyla bir hal iseler öyle … Hani bir dem sureten aynı gözlerle müteşekkil iki kişiden biri olan ebu cehilin “Ne çirkinsin …” ve diğeri olan Ebu Bekir efendimizin “Ne güzelsin … “ diye aleyhisselatü vesselam efendimize olan hitaplarına “Haklısın” diye cevap buyrulması, bu husus da çok tefekküre şayandır … Buradan aynı gözlerle bakan iki kişinin farklı halleri gün gibi aşikardır … Demem O ki aklımızla anlamaya çalıştığımız tüm zevat-ı kiram-ı bizim seviyemize indirgemeye çalışmaktan ziyade kendi halimizi seviyemizi onların haline yaklaştıracak sebeplere yapışmamız ve bu yolda say-ü gayret sarf etmemiz çok daha fazla anlamayı ve anlaşılmayı kolaylaştıracaktır … Sanki bu daha fazla akıllıca davranmak olacaktır … Sürçü lisanımız kusur ve küsurumuz affola … saygılarımla …
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Demem O ki aklımızla anlamaya çalıştığımız tüm zevat-ı kiram-ı bizim seviyemize indirgemeye çalışmaktan ziyade kendi halimizi seviyemizi onların haline yaklaştıracak sebeplere yapışmamız ve bu yolda say-ü gayret sarf etmemiz çok daha fazla anlamayı ve anlaşılmayı kolaylaştıracaktır/Yüzde bir

Bu tesbite katılıyoruz.Teşk.
 
Üst