Şıkşıkiyye Hutbesi ?

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
17959647-lg.jpg


Tüm arkadaşlara merhaba;

DostunDostundan yazılanları okuyunca dostu Allah olan aleyhisselatü vesselam efendimizin “Ben dost edinseydim Ebu Bekir’i dost edinirdim” buyruğu geldi gönlümüze … Aceb diyorum Ebu Bekir efendimizin, fahri kainat efendimize imanı akıl ile miydi ki … Mirac haberini yalanlayanların, alaya alanların; O nun ağzından duyduk cevabına karşılık sergilenen “O ne diyorsa doğrudur” şeklindeki bir tasdik ve sıddıkkiyet … Sahiden üzerinde çok tefekküre şayan değil midir ki; O nasıl bir akıl, nasıl bir tasdik, nasıl bir teslimiyet ve sıddıkiyet … Peki nasıl alsın da kabul etsin ol münevveri şol ademin Akl-i cüz-i’si, mümkin mi ?.. Aciz-i biçarenin havsalası yetmiyor, alamıyor ki … Aman ya rabbi … Sanki bir tarafta halilini, sadık dostunu da ateşe atan dostu değil miydi ki … Hiç anlayamadım ol anda aman ya rabbi demesi gereken halilinin aklı neredeydi ki ?.. Nasıl bir teslimiyet, sanki aklı omuzlarının üzerinde değil de adımını düşünmeden atan ayak gibi … Havsalası bu kadar cüz-i olan aciz; onları nasıl anlayabilsin, anlatabilsin … Aceb bu iş hiç böyle mümkin olur mu ki ?.. Sahi be güzel akıl çok mühim; elbette akıl, amma nasıl ve nerede ?.. Rabbim anlayabilmemizi ihsan buyursun ...

Nâdanı nâdan bulur, dânâyı dânâ, dûnu dûn ...
Cinsine meyleyler elbet bu cihanda her kişi …
Allah Resulunun vahye hazirlik asamasindaki basindan gecen bir takim olaylardan Hz Ebubekir habersiz degildi. Peygamberimiz garip ruyalar goruyor, tuhaf sesler duyuyor, korkuyor ve bunlara bir anlam veremiyordu. Durumu esi Hz Hatice'ye aciyor o da peygamberin en yakin arkadasi Ebubekir ve bilgisine guvendigi akrabasi Varaka b.Nevfel'e gidiyor fakat onlar da ne diyeceklerini bilemiyorlardi.

Bu gariplikler durmayinca Varak b.Nevfel bu garipliklerin daha once gelmis peygamberlerde gorulmus hallere benzedigini soyler. Hz Ebubekir'in bunlardan habersiz olmasi mumkun degildi.

Hz. Ebubekir'in imanina vesile olan bir baska husus da, Allah Resulunun akrabalari gozetmesi, dogrulugu, acizlere yardima kosmasi, yoksullara destek olmasi, guvenilir biri olmasi gibi hasletleri kendisinde barindirmasiydi. O, musrikler de dahil herkesin sevdigi, guvenilen, bilgi ve goruslerine itimat edilen (haceru'l esved tasi olayi gibi) birisiydi.

Hz Hatice'nin dedigi gibi boyle birisi yalan soyleyemezdi. Hz Ebubekir'de boyle dusunmus olmalidir.
(cem'an cellecelalühu ve aleyhisselatüvesselam verradiyallahü anh)

Hz. Ebubekir'i Resulullah üzerinden tarif edersek gene işi anlamamış oluruz. Olaylara tevhit/vahdet/bütün/fena fillah/''gören gözü olurum'' denilen perspektiften bakmak durumundayız. O zaviye haricinde bakılacak tüm pencereler eksik kalır. Bu kadar sert çıkışlar yaptığıma bakmayın siz. Bu benim tarzım, belki ezberleri kırmak için.

Şunu iyi anlayalım. Hz. Ebubekir'i ''sıddık'' yapan paradigma Allah'tandır. Dolayısıyla en üst perdedendir. Bunun böyle olduğuna delil: Resulullah vefat ettiğinde cinnet geçiren Hz. Ömer'e ''kendine gel, Muhammed öldü. Allah'tır ebed ve ezel olan'' ihtarı eşliğinde atılan tokattır. En üst perdeden bakmazsanız bu detayları göremezsiniz. Resulullah'ın en yakınında olmak, Allah'a yakîn olmakla mümkündür. Resulullah'a Allah'tan fazla muhabbet beslemekle değil.

Bana öyle geliyor ki Hz. Ömer'in Resulullah'a olan muhabbeti Hz. Ebubekir'den üstündü. Onun için cinnet hali geçirmiştir. Lakin Ebubekir'in muhabbeti Allah üzerinden yürümekle kıymetli olmuştur. Bu noktayı çok iyi anlamak lazım..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Ben yorum getirmedim.

Seninki yorum, varsayim, hakli da olabilirsin.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
@adams77

Güzel kardeşim iman nedir? Önce şu kaideyi bir ortaya koyalım inşallah. İman Allah'adır. İman evrenseldir. Sahabeye başka iman şartı, bize başka iman şartı yoktur. Bunu akıl sahibi herkes kabul eder değil mi? Kişiler ve kurumlar üzerinden itikat kaideleri belirlenmez demiştim. Vakia odur ki sahabe birbirine kılıç çekmiş. Kılıç çekmeye giden süreci siz herhalde düğün dernek zannediyorsunuz! Silaha sarılmak, bir kriz sürecinin son noktasıdır. Kılıç çekildiğini biliyoruz. .


Muhatabının ne yazdığını anlamadan hedefi gözetmeden atılan okların gideceği yer bellidir..Önce ne denmiş anla, sonra meramını güzelce anlat..
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
YAHU LAFONS NE DEDİĞİNİN FARKINDAMISIN BİDAT EHLİ MUMİN NASIL OLUYOR ALLAH AŞKINA

Şialar mumin değildir yoldan sapmış sapık ehlidir
muta nikahı denen fuhşiyatı bile helal gördükleri için sapıklıklarına yeterde artar
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Evet şialar bidat ehli mümindirler.

Şia/caferiye beş şartla tekfir edilmez.

1-Teşbih, tecsim ve ta'tile girmemek, rafiziye,havariciyye,cehmiyye ve neccariyye bid'adlerinden sakınmak,
2-Ehli beyti nebilerin seviyesine çıkarıp, masum görmemek,
3-Ashabın büyüklerini mesela Sıddıki ekberi ve kızı Sıddıkayı, Ömerül Faruk ve zinnureyi tekfir etmemek,
4-Hulul ve ittihadı, doğrusu uluhiyyet ve nasutiyyeti karıştırmamak,
5-Ehli sünneti tekfir etmemek şartlarıyla imanlarına hükmederiz..

bak. İttiba ehli sünnte s. 226
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
YAHU LAFONS NE DEDİĞİNİN FARKINDAMISIN BİDAT EHLİ MUMİN NASIL OLUYOR ALLAH AŞKINA

Şialar mumin değildir yoldan sapmış sapık ehlidir
muta nikahı denen fuhşiyatı bile helal gördükleri için sapıklıklarına yeterde artar

Ahter kardeşim güzelce açıklamış.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Ahter kardeşim güzelce açıklamış.

hadi gene iyisin:) ahter kurtardı seni.yoksa cevap veremeyecektin. aslında bidat ehli mümin ne demek diye ben soracaktım,sormadım, bihusben sormuş.iyide etmiş. mümin mümindir. bidat ehlisi vesairesi olmaz. ya mümindir, ya değildir. en fazla günahkar mümin diyebilirsiniz,ama bidat ehli müminde ne demek? yeni yeni şeyler çıkarma lafons. sana sevdiğimden takılıyorum,kızma bana lafons olurmu.
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
ehli bid at müminler!!!

Evet şialar bidat ehli mümindirler.

Ilginc bi yaklaşım...

Bid at ehli mümin ne demek açıklamasını bekliyoruz?


Şia, ehli sünne kardeşler hakkında bid at ehli mümin der ise bu durumda çözüm önerileriniz var mı?

Aynı şekilde yaklaşım sergileyen Şiiler hakkında ne düşünürsünüz?
Bir kesim şii nin yaptığı veya savunduğu bi fikrî bütün siilere mal etmek adaletli bi tutum mudur? Yani bireysel veya mahalli bir düşünceyi, bir inanca veya bir ideolojiye mal etmek ne kadar dogrudur?


Ehli Sünnet vel cemaat içinde farklılık arzeden fıkhi ve fikri meselelere "içtihat" dediginiz gibi, şia nın " ictihad" ına neden bidat diyorsunuz?

Bidat ölçünüz nedir?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir


hadi gene iyisin:) ahter kurtardı seni.yoksa cevap veremeyecektin. aslında bidat ehli mümin ne demek diye ben soracaktım,sormadım, bihusben sormuş.iyide etmiş. mümin mümindir. bidat ehlisi vesairesi olmaz. ya mümindir, ya değildir. en fazla günahkar mümin diyebilirsiniz,ama bidat ehli müminde ne demek? yeni yeni şeyler çıkarma lafons. sana sevdiğimden takılıyorum,kızma bana lafons olurmu.

Bir insan düşün, kaza geçirmiş ve kollarını, ayaklarını kaybetmiş. Ama bu kayıplar ona insan dememize engel olmamıştır. Fakat bir insan düşün kazada kafası kopmuştur artık o bir cesettir.

Ahter beni kurtardı, Rabbim ahter kardeşimi çok hayırlarla mükafatlandırsın.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul


Güzel kardeşim iman nedir? Önce şu kaideyi bir ortaya koyalım inşallah. İman Allah'adır. İman evrenseldir. Sahabeye başka iman şartı, bize başka iman şartı yoktur. Bunu akıl sahibi herkes kabul eder değil mi? Kişiler ve kurumlar üzerinden itikat kaideleri belirlenmez demiştim. Vakia odur ki sahabe birbirine kılıç çekmiş. Kılıç çekmeye giden süreci siz herhalde düğün dernek zannediyorsunuz! Silaha sarılmak, bir kriz sürecinin son noktasıdır. Kılıç çekildiğini biliyoruz. O halde bu sürecin önünü tahmin etmek herhalde zor olmasa gerek. Küfür mü ararsın, hakaret mi ararsın, iftira mı ararsın, nefret, dedikodu, kin ve öfke.... hepisi mümkündür. Bunların hepisi birden olabileceği gibi muhakkak birkaçcı olduğu kesindir. Bu noktada sosyolojik olarak ''nereden biliyorsun, delilin nedir?'' diye bir soru sormak abeste iştigaldir. Boşanan karı kocalarda bile bir ön aile krizi vardır. Şiddet mi dersin, iftira mı dersin, ...., mutlaka bir şey var olur. Boşanan karı kocalar hakkında: ''efendim biz birbirimizi çok severiz, birbirimiz için canımız veririz ama boşanıyoruz işte.'' denebilir mi? Nereden biliyorsun, delilin var mı denebilir mi? Serseriliğin lüzumu yok. Bir şeylerin olduğu kesin. Birbirllerinin kara kaşına, kara gözüne hasretle silaha sarıldıklarını iddia etmek, ancak karşısındakilerin zekasıyla alay etmek olur. Bunu niye anlatıyorum? Şunun için: İster bu kılıç çekme olayını yahudilere yükleyin, ister münafıklara yükleyin, ister başka günah keçileri bulun. Nereye çevirirseniz çevirin lakin işi itikadi noktaya taşımayın. Mesele tamamen siyasidir. Hatta dini argümanları siyasete alet etmek bile vardır burada. Bu normaldir zira ikna için bu yolu kullanmakta kendi çapında bir silahtır neticede. Yapacak çünkü insanız ve kazanmak istiyoruz. Kaybetmek ve yok olmak yerine her yolu mübah görmek vardır. Bu gayet doğal bir savunma, hayatta kalma iç güdüsüdür. Anlayın ve kabul edin artık bunu. Şunu iyi bilin ki: Fani insanların birbirlerin yok etmek için kullandıkları dini argümanlar onlara aittir. Onar bunu yaptı etti veya dedi diye Allah katında bu siyasi söylemlerin muteber olduğunu sanmayın. Allah'ın iman terazisini Allah belirler, kul değil. Onun için kişi ve kurumlar üzerinden din olmaz dedim.

Muhal farz: Diyelim ki Hz. Ali gerçekten de Hz. Ebubekir ve birkaç sahabeyle husumeti vardı ve bunları sevmezdi. Veya tam tersi onlar Ali'yi sevmezlerdi. Mesela diyorum... Peki bu durum Ali'yi veya diğer sahabeleri kafir yapar mı? Yapmaz zira bu işin dinle alakası yoktur. Allah'a iftira atan yok çünkü. Peki onları kafir etmeyen bir durum nasıl olurda başkalarını kafir yapar? İnsan insandır, fani fanidir, kul kuldur. Sahabe için başka itikat kaideleri, sonra gelenler için başka kaide diye bir din olmaz. İman, yani TEVHİD, yani Allah'ın hakkı -açık söylüyorum- Hz. Muhammed'i bile aşar, ehli beyti de aşar. Eğer bu paradigmayı içselleştiremezseniz ümmet içinde ittifak kurmak mümkün olmaz. Zira fırkaların ayrışması tamamen bu paradigmayı kaybetmiş olmaktan kaynaklanıyor. Dini ayaklar altına indirdik biz. Cezamızı da çekiyoruz hepsi bu...

Bu arada hükümetin Alevilere haklarını iade etmekte bu kadar çekinceli olmasını gerçekten anlamıyorum. Hep eskiden kalma memlerin tesiri altında kalıyorlar onun için. Neyden korkuyorlar anlamıyorum. Problemin Aleviler olmadığını, bizzat kendi şeriatperest/harici/ötekileştirici şuur altı olduğunu bilmiyorlar. Problem vallahi başkaları değil. Problem biziz biz.. Bunu anlayalım artık. Kendimizle yüzleşelim artık. Kendimizi fırka-i naciye patalojisinden kurtaralım artık. Fırka-i naciye tevhidi yakalamış olanlardır. Alt kategorilerden herhangi birisi mantıken fırka-i naciye olamaz. Çünü aynı kategorilerin unsurlarıdırlar. Elmayla armut, muzla portalakın birbiriyle olan ihtilafı ''asıl meyve benim, siz meyva değilsiniz'' tartışması üzerinden yürüyemez. Kurtuluşa erecek meyvayı bu söylemi güden meyvalarda aramayın. Kurtuluşa eren meyva ''hepimiz meyvayız'' diyen olacaktır. Bu kadar basit.

Ama dur bi dakka! Çok zor değil mi bu açık seçik ortada olan basit denklemi kabul etmek. Çünkü herkesin kendi takip ettiği hocası var ve bu hocaların işine gelmiyor bu. Aklını teslim etmek insanı vebalden kurtarmaz, tam aksine vebale sokar haberiniz olsun! Sanmayın ki ahirette ''ben masumum'' diyebileceksiniz. Aklı sana veren Allah, onu gitte başkasına teslim et diye vermedi. Eğer teslim etmeni dileseydi zaten baştan seni hayvan yaratır, aklını direk teslim ettiğin kişiye yazardı. (burada ki 'sana' hitabı herhangi bir üyeye değildir. Genel manada aklını teslim edenleredir.)

Her şeye rağmen gene de ümitvarım. Hayırda şer, şerde hayır ararım. Göreceksiniz! Mezhep kavgaları ve oluk oluk akan kan ve gözyaşı geride kalanları bu noktaya getirecektir. Ben 100, belki 150 yıl sonrasını yazıyorum. Ne yaparsın ki! İnsanoğlu böyle işte. Birbirini gebertmeden ezberlerini kıramıyor. Kurban olduğum Resulullah ne demiş: Fitne çağı gelecek, elinizi kolunuzu kıpırdatmayın. Aynen öyle. Zira bu yerinde oturanlar çok kıymetlidir. Sağlıklı din algısı onların üzerinden geleceğe taşınacak. Birbirini gebertenlerin nesli kuruyacak. Acı gerçek bu malesef.. Bırak o müslümana kılıç çekenler kendini kahraman görsün cihad yaptıklarını sansınlar. Zalimin zulmü dururken ondan tırsıp kılıcını mazluma çekenleri tarih asla kahraman olarak yazmaz. Ne büyük bir yanılgıdalar bir bilseler..

Kaybımızın en büyük nedenlerinden birisi okumamak zaten..
Kelam ilmini Ebu Hanife caiz görmemiş.. Birilerinin bir şeyleri inkar ettiğini iddia edenler islami ilimlerin
menşeini irdelemek yerine müntesibi oldukları kişi ve kurumların izinden direk gitmeyi tercih ediyorlar.

Ben de vaad olunan güzel günlerin geleceğine inanıyorum.Umut ediyorum...
Diğer yorumlara bakamadım kuru kuru teşekkür etmek istemedim
yorumunuzun her harfine katılıyorum kardeşim...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bir kesim şii nin yaptığı veya savunduğu bi fikrî bütün siilere mal etmek adaletli bi tutum mudur?

Bu konuda suçlu sensin. Sana kaç kere şiiliği en iyi hangi internet sitesinden öğrenebilirim diye sordum ama hiç oralı olmadın. Şimdi bizi suçlama.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Şıkşıkiyye hutbesi
Andolsun Allah'a ki filân, onu bir gömlek gibi giyindi; oysa daha iyi bilirdi o, ben hilâfete nispetle değirmen taşının mili gibiydim; hilâfet benim çevremde dönerdi; sel benden akardı; hiçbir kuş, uçtuğum yere uçamazdı. Hilâfetle arama bir perde çektim; onu koltuğumdan silkip attım. Düşündüm; kesilmiş elimle hamle mi edeyim; yoksa bu kapkaranlık körlüğe sabır mı edeyim? Hem de öylesine bir körlük ki ihtiyarları tamamıyla yıpratır; çocuğu kocaltır; inanan da Rabbine ulaşıncaya dek bu zulmette zahmet çeker.

Gördüm ki sabretmek daha doğru; sabrettim; ettim ama gözümde diken vardı, boğazımda kemik vardı; mirâsımın yağmalandığını görüyordum. Birincisi, ona falâna verip gitti (sonra A'şâ'nın şu beytini okudular)

Bugün deveye binmişim; yolculuk zahmetine düşmüşüm;*

Câbir'in kardeşi Hayvanla bulunduğum günle bu günüm kıyaslanır mı hiç?

Ne de şaşılacak şey ki yaşarken halkın kendisini bırakmasını teklif ederdi; ölümünden sonra yerine öbürünün geçmesini sağladı. Bu iki kişi hilâfeti, devenin iki memesi gibi aralarında paylaştılar. O, hilâfeti, düz ve düzgün olmayan çorak bir yere attı; sözü sertti, insanı yaralardı; onunla buluşup görüşeni incitirdi. Meselelerde şüphesi çoktu; özür getirmesinin sayısı yoktu. Onunla konuşan, arkadaşlık eden, serkeş bir deveye binmişe benzerdi; burnuna geçen yularını çekse burnu yırtılır, yaralanırdı; bıraksa üstündekini helâk olma çukuruna götürür, atardı. Allah'ın bekasına andolsun, halk, onun zamanında ne edeceğini şaşırdı; yoldan çıktı; renkten renge boyandı; oradan oraya yeldi-durdu. Uzun bir zaman, çetin mihnetlere düştüm; sabrettim; derken o da yoluna düzüldü; halîfeliği bir topluluğa bıraktı ki ben de bunların biriyim sanıldı.

Allah'ım, sana sığınırım; ne de danışma topluluğuydu bu. Onlardan benim hakkımda, birincisiyle ne vakit bir şüpheye düşen oldu ki bu çeşit kişilere katıldım ben? Fakat inerlerken onlarla indim; uçarlarken onlarla uçtum; inişte, yokuşta onlarla beraber oldum. İçlerinden biri, hasedinden gerçekten saptı; öbürü, damadı olduğundan ona uydu, benden yüz çevirdi; öbürleri de öyle işler ettiler ki anmak bile çirkin.

Derken kavmin üçüncüsü kalktı; hem de bir halde ki iki yanı da yelle dolmuştu; işi gücü, yediğini çıkaracak yerle yiyeceği yer arasında gidip gelmekti. Onunla beraber babasının oğulları da işe giriştiler; Allah malını ilk baharda devenin otları, çayırı-çimeni yiyip sömürmesi gibi yediler, sömürdüler. Sonunda onun da ipi çözüldü; hareketi tezce yaralanıp öldürülmesine sebep oldu, karnının dolgunluğu onu bu hale getirdi; işini tamamladı gitti.

Derken, halkın benim etrâfıma, sırtlanın boynundaki kıllar gibi üşüşmesi kadar beni üzen bir şey olmadı; her yıldan, birbiri ardınca çevreme üşüştüler; bir derecede ki kalabalıktan Hasan'la Hüseyn, ayaklar altında kalacaktı neredeyse. Koyunların ağıla üşüşmesi gibi çevreme toplandı-lar; bu hengamede elbisem bile yırtılmıştı.

Ama işi elimle aldıktan sonra bir bölük, biatten döndü; ahdini bozdu. Öbür bölük ok yaydan fırlar gibi fırladı, inancından vazgeçti; öbürleri de itâatten çıktı; sanki onlar, her türlü noksan sıfatlardan münezzeh Allah'ın "İşte âhiret yurdu; biz onu, yeryüzünde yücelik ve bozgunculuk dilemeyenlere veririz ve sonuç, çekinenleridir" buyurduğunu duymamışlardı (Kasas, 83). Evet, andolsun Allah'a, elbette duydular da, ezberlediler de; fakat dünya, gözlerine bezenmiş bir şekilde göründü, onun bezentisi hoş geldi onlara.

Ama şunu da bilin ki andolsun tohumu yarana, insanı yaratana, bu topluluk, biat için toplanmasaydı, Allah'ın, zâlimin doyup zulmetmemesi, mazlûmun aç kalmaması hakkında bilginlerden aldığı ahd-ü peyman olmasaydı hilâfet devesinin yularını sırtına atardım; ümmetin sonuncusunu, ilkinin kâsesiyle suvarır giderdim. Siz de anlamışsınızdır ki şu dünyânızın değeri, bir dişi keçinin aksırığından da değersizdir bence.

Hutbenin aslı bu ise ilk defa okudum .. İsim vermemiş hiç bir yerde ..Kimi kast ettiğini nereden bileceğiz.
Üçüncü derken üçüncü halife mi mesela..
Hz. Aişe ve Hz ALİ arasında çıkan savaşta müslümanlar öldü..Hz Aişenin çok ağladığına dair rivayetler var
Her mezhepte içtihadı isabet etmeyen ameller vuku bulabilir.
Şia sapık demek curet ve adaletsizliktir ...
Bizler beğenmediğimize batıl deme paranoyasından kurtulmalıyız...
Yaw zorla şiayı araştıracağımdır ..)
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Bu konuda suçlu sensin. Sana kaç kere şiiliği en iyi hangi internet sitesinden öğrenebilirim diye sordum ama hiç oralı olmadın. Şimdi bizi suçlama.

Abi şiiliği internet sitelerinde arama. Bir çok internet sitesi sadece ehli sünnet vel cemaat kardeşlerimizi tekfir etme amacını güdüyor. Biz Sünni ve Şii müslümanların kardeşliğine inanan bir toplumuz. ümmetin vahdeti mümin lerin kurtuluşudur. Bu doğrultuda Sünni veya şii olmayı sadece teferruat olarak görüyoruz...Sayımız az, hedefimiz büyük...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Abi şiiliği internet sitelerinde arama. Bir çok internet sitesi sadece ehli sünnet vel cemaat kardeşlerimizi tekfir etme amacını güdüyor. Biz Sünni ve Şii müslümanların kardeşliğine inanan bir toplumuz. ümmetin vahdeti mümin lerin kurtuluşudur. Bu doğrultuda Sünni veya şii olmayı sadece teferruat olarak görüyoruz...Sayımız az, hedefimiz büyük...

Bu yazdıklarından senin bir "light şii" olduğunu anladım. :)
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Light şii demeyelim orta yolcu müslüman diyelim...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Şia'nın iman yönünden kırılma noktaları vardır. Belki fakihler onların hallerini te'vil etmişlerdir ve lakin muhaddisler fakihler gibi pek te'vil yoluna gitmemişlerdir.
Ama şu kadarını söyliyeyim,
İslam'ın tek bir elden yönetimi noktasında fiili savaş ekseninde karşımızda göreceğimiz bir topluluk da Şia (bid'at) topluluğudur.

Ehl-i sünne, kafir kelimesinden çok "bid'a" kelimesini kullanmıştır bu inceliği de unutmayınız.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Abi şiiliği internet sitelerinde arama. Bir çok internet sitesi sadece ehli sünnet vel cemaat kardeşlerimizi tekfir etme amacını güdüyor. Biz Sünni ve Şii müslümanların kardeşliğine inanan bir toplumuz. ümmetin vahdeti mümin lerin kurtuluşudur. Bu doğrultuda Sünni veya şii olmayı sadece teferruat olarak görüyoruz...Sayımız az, hedefimiz büyük...

Bak bu videoyu sabırla dinlemeni isterim:

 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83


hutbenin aslı bu ise ilk defa okudum .. Isim vermemiş hiç bir yerde ..kimi kast ettiğini nereden bileceğiz.
üçüncü derken üçüncü halife mi mesela..
Hz. Aişe ve hz ali arasında çıkan savaşta müslümanlar öldü..hz aişenin çok ağladığına dair rivayetler var
her mezhepte içtihadı isabet etmeyen ameller vuku bulabilir.
şia sapık demek curet ve adaletsizliktir ...
Bizler beğenmediğimize batıl deme paranoyasından kurtulmalıyız...
Yaw zorla şiayı araştıracağımdır ..)

muta nikahi sence normalmi?
 
Üst