Şıkşıkiyye Hutbesi ?

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Bu konu hakkında detaylı bilgisi olan var mı?
@abdullah birisi @hirahos @levent48 @lafons7275
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Nehcul belağa 3. Hutbe...

Seyyid Razi ...
Ibn ebil Hadid...
Genel hatlarıyla Imam Ali(as) nin hutbesi olmadığı iddiasında bulunulsa da sağlam delillere dayanan bu Hutbe Imam Ali (as) a aittir.

Nehcul belağa Kaynakça bölümünde rivayet zinciri zikredilmistir...
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Şıkşıkiyye hutbesi
Andolsun Allah'a ki filân, onu bir gömlek gibi giyindi; oysa daha iyi bilirdi o, ben hilâfete nispetle değirmen taşının mili gibiydim; hilâfet benim çevremde dönerdi; sel benden akardı; hiçbir kuş, uçtuğum yere uçamazdı. Hilâfetle arama bir perde çektim; onu koltuğumdan silkip attım. Düşündüm; kesilmiş elimle hamle mi edeyim; yoksa bu kapkaranlık körlüğe sabır mı edeyim? Hem de öylesine bir körlük ki ihtiyarları tamamıyla yıpratır; çocuğu kocaltır; inanan da Rabbine ulaşıncaya dek bu zulmette zahmet çeker.

Gördüm ki sabretmek daha doğru; sabrettim; ettim ama gözümde diken vardı, boğazımda kemik vardı; mirâsımın yağmalandığını görüyordum. Birincisi, ona falâna verip gitti (sonra A'şâ'nın şu beytini okudular)

Bugün deveye binmişim; yolculuk zahmetine düşmüşüm;*

Câbir'in kardeşi Hayvanla bulunduğum günle bu günüm kıyaslanır mı hiç?

Ne de şaşılacak şey ki yaşarken halkın kendisini bırakmasını teklif ederdi; ölümünden sonra yerine öbürünün geçmesini sağladı. Bu iki kişi hilâfeti, devenin iki memesi gibi aralarında paylaştılar. O, hilâfeti, düz ve düzgün olmayan çorak bir yere attı; sözü sertti, insanı yaralardı; onunla buluşup görüşeni incitirdi. Meselelerde şüphesi çoktu; özür getirmesinin sayısı yoktu. Onunla konuşan, arkadaşlık eden, serkeş bir deveye binmişe benzerdi; burnuna geçen yularını çekse burnu yırtılır, yaralanırdı; bıraksa üstündekini helâk olma çukuruna götürür, atardı. Allah'ın bekasına andolsun, halk, onun zamanında ne edeceğini şaşırdı; yoldan çıktı; renkten renge boyandı; oradan oraya yeldi-durdu. Uzun bir zaman, çetin mihnetlere düştüm; sabrettim; derken o da yoluna düzüldü; halîfeliği bir topluluğa bıraktı ki ben de bunların biriyim sanıldı.

Allah'ım, sana sığınırım; ne de danışma topluluğuydu bu. Onlardan benim hakkımda, birincisiyle ne vakit bir şüpheye düşen oldu ki bu çeşit kişilere katıldım ben? Fakat inerlerken onlarla indim; uçarlarken onlarla uçtum; inişte, yokuşta onlarla beraber oldum. İçlerinden biri, hasedinden gerçekten saptı; öbürü, damadı olduğundan ona uydu, benden yüz çevirdi; öbürleri de öyle işler ettiler ki anmak bile çirkin.

Derken kavmin üçüncüsü kalktı; hem de bir halde ki iki yanı da yelle dolmuştu; işi gücü, yediğini çıkaracak yerle yiyeceği yer arasında gidip gelmekti. Onunla beraber babasının oğulları da işe giriştiler; Allah malını ilk baharda devenin otları, çayırı-çimeni yiyip sömürmesi gibi yediler, sömürdüler. Sonunda onun da ipi çözüldü; hareketi tezce yaralanıp öldürülmesine sebep oldu, karnının dolgunluğu onu bu hale getirdi; işini tamamladı gitti.

Derken, halkın benim etrâfıma, sırtlanın boynundaki kıllar gibi üşüşmesi kadar beni üzen bir şey olmadı; her yıldan, birbiri ardınca çevreme üşüştüler; bir derecede ki kalabalıktan Hasan'la Hüseyn, ayaklar altında kalacaktı neredeyse. Koyunların ağıla üşüşmesi gibi çevreme toplandı-lar; bu hengamede elbisem bile yırtılmıştı.

Ama işi elimle aldıktan sonra bir bölük, biatten döndü; ahdini bozdu. Öbür bölük ok yaydan fırlar gibi fırladı, inancından vazgeçti; öbürleri de itâatten çıktı; sanki onlar, her türlü noksan sıfatlardan münezzeh Allah'ın "İşte âhiret yurdu; biz onu, yeryüzünde yücelik ve bozgunculuk dilemeyenlere veririz ve sonuç, çekinenleridir" buyurduğunu duymamışlardı (Kasas, 83). Evet, andolsun Allah'a, elbette duydular da, ezberlediler de; fakat dünya, gözlerine bezenmiş bir şekilde göründü, onun bezentisi hoş geldi onlara.

Ama şunu da bilin ki andolsun tohumu yarana, insanı yaratana, bu topluluk, biat için toplanmasaydı, Allah'ın, zâlimin doyup zulmetmemesi, mazlûmun aç kalmaması hakkında bilginlerden aldığı ahd-ü peyman olmasaydı hilâfet devesinin yularını sırtına atardım; ümmetin sonuncusunu, ilkinin kâsesiyle suvarır giderdim. Siz de anlamışsınızdır ki şu dünyânızın değeri, bir dişi keçinin aksırığından da değersizdir bence.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bu konu hakkında detaylı bilgisi olan var mı?
@abdullah birisi @hirahos @levent48 @lafons7275

Yalancılıkları ve haber uydurmalarıyla meşhur Şia'nın hiç bir kaynağı güvenilir değildir. Onlardan haber ve hadis alınmaz. Yalancılık ve uydurmacılık iliklerine o kadar işlemiştir ki alimler Şia'nın tevbesine dahi, "Ben Şiadan döndüm" demesine dahi güvenilmez fetvası vermişlerdir.

Şıkşıkıyye hutbesi'ne gelince:

Hutbeyi okuduk, biliriz. Nechul Belaga adlı şii eserinde 3. hutbedir. Güya Hz. Ali efendimizin sözleriymiş. Hulefa-i Raşidine ve Sahabeye hakaret, iftira ve hezeyanlarla doludur. Okuyan Müslümanın yüzü kızarır.

Şıkşıkıyye hutbesiyle ilgili olarak İmam Zehebî, bu hutbede bazı sahabelerin kötülenmesi ve onların şahsiyetlerini zedeleyen ifadelerin bulunması, bir çok yerinde edebî üsluba uymayan ifadelerin bulunmasından dolayı bu hutbenin Hz Alinin belagat ve fesahatiyle çelişki arz ettiğini dolayısıyla bu hutbenin Hz Ali'ye nispet edilemeyeceğini söylemektedir. (Mizanü'l-i'tidal, 3/124)

Aynı tespitleri İbn Hacer (Lisanü'l-mizan, 4/223) Katip Çelebi (Keşfüz-Zünun, 2/1991) ve Carl Brockelmann (GAL, 1/1511; Suppl. 1/704) gibi müellifler de dile getirmektedir. (bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Nehcü'l-Belağa md.)

Nehcü'l-Belağa, H. 4. Asırda yazılmıştır. Hz. Ali'nin yazdığı bir eser değildir. Ona ait olduğu söylenen bazı rivayetleri almıştır. Bu eserde ehl-i sünnete uymayan fikirler vardır. Hz. Alinin dilinden ilk halifeler dahil Sahabiler tenkit ve hatta onlara hakaretler ve lanetler ettirilmektedir.

Dolayısıyla, ehl-i sünnete uymayan fikir ve düşünceler barındıran bu eser ve içindeki hutbeler itibara alınmaz.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Derken kavmin üçüncüsü kalktı; hem de bir halde ki iki yanı da yelle dolmuştu; işi gücü, yediğini çıkaracak yerle yiyeceği yer arasında gidip gelmekti.

Hz. Ali'nin Hz. Osman için bu sözleri söyleyebileceğini düşünmek cinnetin son noktası olabilir ancak. Allah ikisinden de razı olsun.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
İlginç bir o kadarda düşündürücü

biz ne yapalım şimcik
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Yalancılıkları ve haber uydurmalarıyla meşhur Şia'nın hiç bir kaynağı güvenilir değildir. Onlardan haber ve hadis alınmaz. Yalancılık ve uydurmacılık iliklerine o kadar işlemiştir ki, alimler Şia'nın tevbesine dahi, "Ben Şiadan döndüm" demesine dahi güvenilmez fetvası vermişlerdir.

Güvenilir olan kimdir? Farkında değilmisiniz Kitabın dışındaki bütün kaynaklar aranızı açıyor bu yüzden sürekli kitaptan uzaklaşıyorsunuz
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şia uydurmasında, ilk üç Halife efendimizi güya yerden yere çalıp onları (haşa haşa haşa) kafirde bile bulunmayacak sıfatlarla vasfeden Hz. Ali efendimiz, fiiliyatta bu ilk üç halifeye biat ederek hizmetlerinde bulunmuş, onlarla nice devlet işine bakmış, beraber savaşmıştır. Haşa, madem bu kadar azgınlar ve dinden dönmüş hainlerdi, öyleyse Hz. Ali efendimiz neden 25 seneye yakın Hulefa-i Raşidinle berberdi? diye soruyorsun. Çünkü birine destek olan ondandır. Salihse salih, asiyse asi. Şiinin cevabı, "Hz. Ali efendimiz zamanını bekledi. İçindeki gerçek duygularını, düşüncesini, kinini nefretini 25 sene gizledi"

Biz, Hz. Ali efendimizi, ancak münafıklara yakışan bu söylediğin yalandan tenzih ederiz. Saydığın sıfat en çok kendine yakışır. Yalanlarınız, iftiralarınız, uydurmalarınız haddi aştı. Hidayetiniz mümkünse hidayet. Yoksa Allah Teala, iki cihanda burnunuzu sürtsün. Amin.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Yalancılıkları ve haber uydurmalarıyla meşhur Şia'nın hiç bir kaynağı güvenilir değildir. Onlardan haber ve hadis alınmaz. Yalancılık ve uydurmacılık iliklerine o kadar işlemiştir ki, alimler Şia'nın tevbesine dahi, "Ben Şiadan döndüm" demesine dahi güvenilmez fetvası vermişlerdir.

Şıkşıkıyye hutbesi'ne gelince:

Hutbeyi okuduk, biliriz. Nechul Belaga adlı şii eserinde 3. hutbedir. Güya Hz. Ali efendimizin sözleriymiş. Hulefa-i Raşidine ve Sahabeye hakaret, iftira ve hezeyanlarla doludur. Okuyan Müslümanın yüzü kızarır.

Şıkşıkıyye hutbesiyle ilgili olarak İmam Zehebî, bu hutbede bazı sahabelerin kötülenmesi ve onların şahsiyetlerini zedeleyen ifadelerin bulunması, bir çok yerinde edebî üsluba uymayan ifadelerin bulunmasından dolayı bu hutbenin Hz Alinin belagat ve fesahatiyle çelişki arz ettiğini dolayısıyla bu hutbenin Hz Ali'ye nispet edilemeyeceğini söylemektedir. (Mizanü'l-i'tidal, 3/124)

Aynı tespitleri İbn Hacer (Lisanü'l-mizan, 4/223) Katip Çelebi (Keşfüz-Zünun, 2/1991) ve Carl Brockelmann (GAL, 1/1511; Suppl. 1/704) gibi müellifler de dile getirmektedir. (bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Nehcü'l-Belağa md.)

Nehcü'l-Belağa, H. 4. Asırda yazılmıştır. Hz. Ali'nin yazdığı bir eser değildir. Ona ait olduğu söylenen bazı rivayetleri almıştır. Bu eserde ehl-i sünnete uymayan fikirler vardır. Hz. Alinin dilinden ilk halifeler dahil Sahabiler tenkit ve hatta onlara hakaretler ve lanetler ettirilmektedir.

Dolayısıyla, ehl-i sünnete uymayan fikir ve düşünceler barındıran bu eser ve içindeki hutbeler itibara alınmaz.

Allah senden razı olsun abi.
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Kızmaya gücenmeye gerek yok.
Söz konusu hutbeyi paylaştım sadece. Yaklaşık 18 ravi tarafından sika bulunan bi hutbeyi bir iki ravinin merdud görmesi ölçü olamaz...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Kuran 'ın naklinde bir sorun yok değil mi?
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Bir şey sormak istiyorum, şia itikadına göre sünniler mümin midir?


cevap gelemeyecek anlaşılşan

eee hz ömerin katiline türbe yapanlardan onu kutsal ilan edenlerdenne beklenirki

bunlar hiç bir zaman islama teslim olmamışlardır

bunlar islama teslim olmuş olsalardı dinsiz nusayri takımıyla iş tutup aynı cephede omuz omuza savaşmazlardı
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Bir şey sormak istiyorum, şia itikadına göre sünniler mümin midir?

Bu sorduğun sorunun konumuz ile ilgili olduğunu düşünmüyorum. İlla cevap istersen cevabımız evet ehli sünnet vel cemaat mümin dir. Cemaatlerinde namaz kılınır kestiği kurban yenir...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
İlla cevap istersen cevabımız evet ehli sünnet vel cemaat mümin dir. Cemaatlerinde namaz kılınır kestiği kurban yenir...

Bu söylediklerini ispatlayacak bir şii interet sitesi linki verir misin?

Benim duyduğum şiilerde imanın şartında imamet de var ve bu imamete inanmayan kafir oluyor.
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Bu söylediklerini ispatlayacak bir şii interet sitesi linki verir misin?

Benim duyduğum şiilerde imanın şartında imamet de var ve bu imamete inanmayan kafir oluyor.

Internet siteleri sadece fitne çıkarmak içindir. " başıboş çalılar" başlıklı bi konu açmıstım. Istersen o konudaki videoları izle sonra genel tavrımız hakkında önermelerini dinleyebiliriz.
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Bu konu hakkında detaylı bilgisi olan var mı?
@abdullah birisi @hirahos @levent48 @lafons7275

Şii kaynaklarında yer aldığı için itibar etmiyoruz...Adamı her an taklaya getirebilirler...İş ,aş, geliyor tencereci Baş en son taklaya gelenlerden...İlle merakımız var ise muteber olan ehl-i sünnet kaynaklarına bakıyoruz...uygunsa alıyor uygun değilse adını bile anmıyoruz...

"Kral Abdullahın ölümü" ile ilgili bir hadis nette dolaşıyor...Güya Ahir zaman alameti olarak zikredilmiş....Kaynak olarak Ahmet bin hanbel'in (R.A.) müsned ve M.Bakır Meclisinin Bihar-ul envar verilmiş...

Sorun şu ki kaynak gösterilen Müsned'de bu hadise rastlayamadık...Meclisi'yi kuvvetlendirmek için araya Ahmed bin Hanbel'i meze yapmışlar...
 
Üst