Şeyhler Neden İkincildir ve Talidir..?

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Nedendir bilemiyorum, şeyhler kendi kabuğundan çıkıp genel manada ümmetin meselelerine ya da o an ve zaman itibariyle ümmetin genelinin yaşadığı bir sıkıntıya merhem olmazlar, seslerini yükseltmezler. Halbuki o an ve zaman itibariyle nice müslümanlar seslerini yükseltirler ve bazen TV'ler onlara mikrofonlarını uzatırlar oradan sesini duyururlar ve bazen de fiili bir tepkinin içersinde olurlar. Bunun neticesinde, bu insanlardan bazılarına istikamet gösterilir, mapus..!!!

Mesela hiç unutmam, başörtülü bir anne üç kız evladıyla beraber mapus'a atılmış ve de sokakta, caddede kendilerine de eziyet edilmişlerdi.

Bir başörtülü anne bir yerden tardedilmiş ve daha ilkokul yaşlarında çocuklarına cadde ve sokakta manevi zulüm ve işkence edilmişti...

Yine bir baba, bir haber bültenine bağlanmış, başörtülü olarak okuluna alınmayan çocuğunun ve çocukların durumunu, İslam ve Kur'an merkezli anlaymaya gayret ediyor ve İslam'ın hükmünü açık açık da söylüyordu.

Ve nice öğrenciler okullarının önünde coplanıyor darp ediliyordu...

İslam'ın incesinin incesini, incesinin incesini, incesinin incesini yaşayan ve ziyade de hassas olan şeyhlerden ne bir ses ne de bir seda çıkıyordu...

Bunlar, kendi bilinmez makamlarında ne yaparlardı ki... Ya da ne yapıyorlar ki bu ümmetin acısına deva olup iki kelamda bulunmazlardı yani alanda değillerdi... Mevziye inmezlerdi...

Örtülü bir öğrenci, üniversitede dereceye girdiğini dağ eteklerinde bulunan köyünün kendilerine ait tarlasında ürünlerini çapalarken duymuştu ki, o da üniversiteye alınmayacaklar arasındaydı...

Bu garip... Miskin.. Fakir... Yetimvari... Bir kız çocuğu neredeyse devletin bütün damalarını sirkeliyordu...

Kendi kabuğunda bulunan etrafında da yığın yığın o kabuğun içersinde bulunan insanların varlığı bir sirkeleme yapamıyordu, onu bıraktık:

Bu garipleri destekler mahiyetinde yüksek seste duymuyorduk onlardan...

Onların ne işi vardı ki..???

Demem o ki,

Şeyhleri bu manada anlamak da mümkün değildir...
 

menzil5453

Doçent
Katılım
11 Eyl 2014
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Kâf, 45. Ayet: Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.

Gâşiye, 21. Ayet: Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

Âl-i İmrân, 20. Ayet: Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ettim." Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.

72:23*-"Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir." Artık kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.

Bu ayetleri iyi oku ve anla..

Discovery cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Şeyhler sinsi ve kapalı kapılar ardından, güya sükun-u hal ile insanları kendilerine grogi kılmaktan daha öğüde nasihate geçemediler...

Ayetleri sen değil de şeyhler okusa öyle iyi olur ki...

Dolayısıyla şeyhlerin hemen hemen tamamı İslami anlamda "idealist" değillerdir...
 
Üst