"Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" Tarikat münkirlerine ithafen

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
"Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" Tarikat münkirlerine ithafen

İman-ı kâmile sahip olabilmek için tasavvuf eğitimi zorunlu mudur? Tasavvufî çevrelerde nakledilen: “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” sözü şöyle anlaşılmalıdır: “Mürşidi yani rehberi olmayan kişinin, rehberi şeytan olur”

Yanlış anlaşılan bir diğer konu “tasavvufî eğitimin zorunluluğu” meselesidir. Her Müslüman ibâdetlerini ihlâs ve huşû ile edâ etmek, nefsindeki kötü huyları temizlemek (tezkiye), gönlündeki Allah ve peygamber sevgisi tohumunu geliştirmekle mükelleftir.

Ancak bunları yapmak için mutlaka bir tasavvuf yoluna (tarîkata) girmesi gerektiğini söylemek mümkün değildir. Bir insan Kur’an-ı Kerim’i, hadisleri ve İslâm âlimleri ile sûfîlerinin yazdığı eserleri okuyup amel ederek bu yolda müsbet bir çaba içinde olabilir.

Tarîkatlar, asırlardan beri insanın manevî eğitimiyle meşgul oldukları için bazı pratik bilgilere ve tecrübelere sahiptirler. Bir kişi bu tecrübe ve kültürden istifâde ile daha kısa yoldan mesafe kat edeceğini düşünerek bir tasavvuf yoluna bağlanabilir. Ancak bu şart değildir, olmazsa olmaz değildir.

ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ

Bu konuda tasavvufî çevrelerde nakledilen: “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” sözü şöyle anlaşılmalıdır: “Mürşidi yani rehberi olmayan kişinin, rehberi şeytan olur”

Kur’an, bir mürşid ve rehberdir. Hadisler de mürşid ve rehberdir. Bir kimse ne Kur’an’ı, ne hadisleri, ne de İslam âlimlerini veya şeyhleri kendisine rehber olarak kabul etmez, hepsini terk ederse, o kişinin rehberi, mürşidi, şeyhi şeytan olur. Bu cümle böyle yorumlandığında, bir şeyhe bağlanmanın şart olmadığı ortaya çıkar.

Nitekim Nakşbendî şeyhlerinden Yakûb-i Çerhî hazretleri tarikata girmenin şart olduğunu iddia eden bir kişi ile tartışıp ona itiraz etmiş ve delil olarak: “Bugün sizin için dininizi tamamladım” (El-Mâide, 5/3.) âyetini zikretmişti. Bilâhare bu olayı şeyhi Bahâeddin Nakşbend hazretlerine anlatınca o da Yakub Çerhî’yi onaylamış ve haklı bulmuştur. (Ali b. Hüseyin Safî, Reşahât-ı Aynü’l-hayât (nşr. Ali Asgar Muîniyân), Tahran 1977, II, 467.)

Kaynak: Necdet Tosun, İrfan Bahçesi, Erkam Yayınları

http://www.islamveihsan.com/kisi-sabah-mumin-aksam-kafir-olacak-hadisini-nasil-anlamaliyiz.html#prettyPhoto
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Öyle bir anlatıyorsunuz ki, sanki şeyhi olanlar şeytandan tamamen soyutlanmışlar ! Bugün şeyhi olup da şeytanın izinden giden bir sürü güya tarikat-şeyh bağlısı var ! Şeyhi olmayanlardan önce bunların kulakları çekilmeli bunların !
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun

ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ

Bu konuda tasavvufî çevrelerde nakledilen: “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandırâ€￾ sözü şöyle anlaşılmalıdır: “Mürşidi yani rehberi olmayan kişinin, rehberi şeytan olurâ€￾

Kur’an, bir mürşid ve rehberdir. Hadisler de mürşid ve rehberdir. Bir kimse ne Kur’an’ı, ne hadisleri, ne de İslam âlimlerini veya şeyhleri kendisine rehber olarak kabul etmez, hepsini terk ederse, o kişinin rehberi, mürşidi, şeyhi şeytan olur. Bu cümle böyle yorumlandığında, bir şeyhe bağlanmanın şart olmadığı ortaya çıkar.

[/URL]


Çevir kazı yanmasın durumu. Neymiş mürşitten kasıt Kur'an ve sünnetmiş. Hadi bunu tevil ettiniz peki Sultan'ül arifiyn (!) Bayezid-i Bestami'nin aynı paralelde söylediği ;

"kimin üstadı yoksa şeytan ona üstad olur" sözünü de tevil edin. Mürşitten kasıt bal gibi de bir şeyhi yol gösterici edinmektir. Çıkın ve mertçe kabul edin yahu, kıvırmaya ne hacet.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Durmaz keramet satar,
Âhir zaman şeyhleri.
Her gün battıkça batar,
Âhir zaman şeyhleri.

Farzı geriye atar,
Nafile oruç tutar,
Dini paraya satar,
Âhir zaman şeyhleri.

Beline kuşak bağlar,
Sözleri yürek dağlar
Para toplarken ağlar,
Âhir zaman şeyhleri.

Ağlaması göz boyar,
Her gün ayağı kayar,
Kendini adam sayar,
Ahir zaman şeyhleri.

Başına sarık sarar,
Kendine mürid arar,
İlmi yok neye yarar,
Ahir zaman şeyhleri.

Dünyaya kucak açar,
Zoru görünce kaçar,
Her yere küfür saçar,
Âhir zaman şeyhleri.

Şeyhlik ulu bir iştir,
Hakka doğru gidiştir,
Yaklaşılmaz ateştir,
Âhir zaman şeyhleri.

Salih şeyhler nerdedir,
Kötüler her yerdedir,
Hak yoluna perdedir,
Âhir zaman şeyhleri

Ahmed Yesevi
(Rahmetullahi aleyh)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Niye lafı tevil ettiniz, şu bu diyorsunuz? Bizim inancımızdır budur diyoruz, neden şu söz gibi inanmıyorsunuz diyorsunuz :)

Sizin dediğiniz sözü de biz şöyle anlarız. Kim tasavvuf yoluna süluk etmek isterse, bir mürşidi kamil bulmalıdır. Bu bilmediği yolda tek başına gitmek isterse, şeytanın oyuncağı olur.

Şimdi deme, benim anladığım gibi neden anlamıyorsunuz. Öyle anlayın da hadi öyle olduğuna beni ikna edin :) Bu ne menem bir iştir.
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
"Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" sözü fazlasıyla haddini aşan bir ifade.

Eğer içinde 'şeytan' tanımı geçmese bu tarikat ehlilerini kapsıyor dolayısıyla kendi iç,inde bir tutarlılık taşıyor diyebilirdik.
Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır sözünü referans alarak başka biri de çıkar örgüt üyesi olmayan, cemaat üyesi olmayan şeytandır der.
Tarikat ehlilerini sırf bu ifadeleri nedeniyle fazklasıyla itici ve yanlış buluyorum, tam bir sapkınlık örneği..

Evet böyle tespitler yapabilen yönetici bir arkadaşımızın; http://ihvanforum.org/166223-tasavvuf-dini.html konusunda ki "Tasavvuf dini." ifadesi içinde aynı tespitleri yapmasını beklerdik. Çünkü adalet en çok da yöneticilere yakışırdı. Şahsi kanaatim; bahis buyurduğunuz gibi bir sapkınlık örneği olmama rağmen, böylesi hususi bir yazının umuma açık bir yerde paylaşılmasının doğru olmadığı yönündedir. Bu babdan size hak veriyorum. Çünkü dinimizin tevhid dini olması hasebiyle; zahiren yanlış anlaşılmaya son derece açık, bir diğerini ötekileştirici bu tür ifadelerin kullanılmaması gerektiğine inanıyorum. Taş atanlar bizdendir @talib efendi, ama attıranlar değil aman dikkat buyurun lütfen. Gerçi kime ne diyem ...

Allahu Teala İnsan hakkında, muhakkak ki o çok zalim ve çok cahil idi buyuruyor. Hem biz bir şedid-ül kuva tarafından talim mi edildik ki bu kadar ağır bir ithamı görmezden gelebiliyoruz.

Ulü'l Emre itaat etmek farzdır. 3 kişinin birlikte olduğu yolculukta/yerde içlerinden birinin imam/emir olmasını, istişareyi tavsiye buyuran bir dine mensubuz. Acaba diyorum bundan maksat ne olabilir hiç tefekkür ediyor muyuz? Namaz, Oruç vs. gibi ibadetler farz olduğu gibi Sadıklarla birlikte olmamız gereği de bir farzdır. Mensubu olduğumuz dinimizin gereği budur. Şeytanı lütfen uzakta aramayalım damarlarımızda dolaşır da haberimiz olmaz. Bakınız ki alemlere rahmet olarak gönderilen aleyhisselatü vesselam efendimiz herkesin bir şeytanı olduğuna bahis ile kendi şeytanının müslüman olduğu ifade eder.

Hususen; Sadıklarla beraber olmak istemeyen, kabul etmeyen aceb diyorum neye tabi olmuştur bilmem farkında mıdır ?
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Evet böyle tespitler yapabilen yönetici bir arkadaşımızın; http://ihvanforum.org/166223-tasavvuf-dini.html konusunda ki "Tasavvuf dini." ifadesi içinde aynı tespitleri yapmasını beklerdik. Çünkü adalet en çok da yöneticilere yakışırdı. Şahsi kanaatim; bahis buyurduğunuz gibi bir sapkınlık örneği olmama rağmen, böylesi hususi bir yazının umuma açık bir yerde paylaşılmasının doğru olmadığı yönündedir. Bu babdan size hak veriyorum. Çünkü dinimizin tevhid dini olması hasebiyle; zahiren yanlış anlaşılmaya son derece açık, bir diğerini ötekileştirici bu tür ifadelerin kullanılmaması gerektiğine inanıyorum. Taş atanlar bizdendir @talib efendi, ama attıranlar değil aman dikkat buyurun lütfen. Gerçi kime ne diyem ...

Allahu Teala İnsan hakkında, muhakkak ki o çok zalim ve çok cahil idi buyuruyor. Hem biz bir şedid-ül kuva tarafından talim mi edildik ki bu kadar ağır bir ithamı görmezden gelebiliyoruz.

Ulü'l Emre itaat etmek farzdır. 3 kişinin birlikte olduğu yolculukta/yerde içlerinden birinin imam/emir olmasını, istişareyi tavsiye buyuran bir dine mensubuz. Acaba diyorum bundan maksat ne olabilir hiç tefekkür ediyor muyuz? Namaz, Oruç vs. gibi ibadetler farz olduğu gibi Sadıklarla birlikte olmamız gereği de bir farzdır. Mensubu olduğumuz dinimizin gereği budur. Şeytanı lütfen uzakta aramayalım damarlarımızda dolaşır da haberimiz olmaz. Bakınız ki alemlere rahmet olarak gönderilen aleyhisselatü vesselam efendimiz herkesin bir şeytanı olduğuna bahis ile kendi şeytanının müslüman olduğu ifade eder.

Hususen; Sadıklarla beraber olmak istemeyen, kabul etmeyen aceb diyorum neye tabi olmuştur bilmem farkında mıdır ?

Taş atan, attıran meselesi bu kadar yanlış anlaşılabilir idi. Maşaallah!

Bu söz umuma mal olmuş bir söz ve bu söz herkesçe meşhur olduğundan, bu söz üzerine çokca taş atılmakta ehli tasavvufa. Buna cevap verilmiş, niye cevap veriyorsun diyorsun.

Mehmet ise yazıyı okumamış gibi anlatmaya devam etmiş. Şeyhten maksat genele göre, mürşiddir, bu da Kur'an ve sünnettir denilmiş. Ehli tasavvuf özelinde mürşidi kamildir.
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
Taş atan, attıran meselesi bu kadar yanlış anlaşılabilir idi. Maşaallah!

Bu söz umuma mal olmuş bir söz ve bu söz herkesçe meşhur olduğundan, bu söz üzerine çokca taş atılmakta ehli tasavvufa. Buna cevap verilmiş, niye cevap veriyorsun diyorsun.

Elhamdulillah min fazli rabbi ...

Eyvallah; beli efendi, beli ...

Hoşsun Talib efendi, hoş kal emi ... :)
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır
şeyhi olmayanın şeyhi şeyhtir
 
Üst