Selefiyyenin Selefi Salihin ile ilgisi yoktur

kemalali

Profesör
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
10
Puanları
0
SELEFİYYE:
Selef-i sâlihînin (Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiînin) yolunda olduklarını
iddiâ ettikleri hâlde, onların yolundan ayrılan bozuk îtikâdlı kimseler.
İlk devir
müslümanları olan Selef-i sâlihîn, Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdında idiler. Ancak onlar, îmân
ve îtikâd bilgilerini, icmâlî (kısaca), Halef denilen ve sonra gelen Ehl-i sünnet âlimleri ise, îtikâd
bilgilerini tafsîlî yâni açık ve geniş ol arak bildirdiler. Bu iki tavır, mânâları kapalı olan
müteşâbih âyetlerde daha açık görülür. Meselâ Kur'ân-ı kerîmde müteşâbih lafızlardan olan
"yed" kelimesinin görünen mânâsı el; "vech" kelimesinin mânâsı yüz demektir. Fakat Allahü
teâlâ hakkında bu iki mânâ mahzurlu olduğundan yed lafzını kudret, vech lafzını ise zât diye
te'vil etmişlerdir (yorumlamışlardır). Hicrî dördüncü asırda Hanbelî mezhebinden dolayısıyle
Ehl-i sünnetten ayrılıp, kendilerine selefiyye veya selefî denilen bâzı kimseler, müteşâbih
nassların (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerin) sırf zâhirine (görünen), konuşma dilindeki
mânâlarına yapışarak kendi akıllarına göre yanlış mânâlar verdiler. Bu sebeble teşbih ve
tecsîm (Allahü teâlâyı mahlûkuna benzetme) gibi bozuk bir i nanışın içerisine düştüler.
Sözlerine inandırabilmek için de Selef-i sâlihînin yolunda olduklarını söyleyerek, kendilerine
Selefiyyeciler adını verdiler. Hanbelî mezhebinde olan Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî ve başka
âlimler; bu selefiyyecilerin, Selef-i sâlihînin yolunda olmadıklarını, bid'at ehli mücessime
(Allahü teâlânın cisim olduğunu söyleyenlerin) fırkasından olduklarını bildirerek, bu fitnenin
yayılmasını önlediler. Yedinci asırda İbn-i Teymiyye (v. 1328/728), bu fitneyi tekrâr
alevlendirdi. İbn-i Teymiyye'nin talebesi olan İbn-i Kayyım el-Cevziyye (v.1350/751),
hocasının bozuk yolunu devâm ettirdi. Hicrî on ikinci asırda selefîlik fitnesi, Muhammed bin
Abdülvehhâb tarafından tekrar ortaya çıkarıldı. Onun ve İbn-i Teymiyye'nin yolundakil er
tarafından devâm ettirildi. Görülüyor ki, İslâmiyet'te selefiyye mezhebi diye bir şey yoktur. Tek
doğru îtikâd ve selef-i sâlihînin yolu olan Ehl-i sünnet vel-cemâat yolu vardır. Ehl-i sünnetin ise
Mâturîdiyye ve Eş'ariyye diye iki kolu vardır. Asırlardan beri müslümanlar Ehl-i sünnet
îtikâdını bu iki koldan öğrenerek gelmişlerdir. (Bkz. Mâturîdî, Eş'arî) (İbn-i Halîfe Alîvî,
Zâhid-ül-Kevserî, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

http://www.uluyol.net/modules.php?name=dinisozluk&op=content&tid=2197
 
Üst