Şekerci Çocuğun Günlüğünden.

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
Şekerci Çocuğun Günlüğünden.

Yorgun bir gecenin avuçlarında yüzü anneme dönük bir aydı karşılayan beni. Sessiz, ağlamaklı ve özleyişlerini hep kara kaplı bir defterin beyaz sayfalarına siyah, simsiyah satırlarla nakşeden, şekilde bir küçük çocuk, fonda ak sakallı bir ihtiyardı sensizliğim. Ben ecnebi memleketlerin sana uzak kokularında bir bise rüzgarı gibi, takati kalmamış bir yumrukla, bir fırtınaya karşı koyardım senin kokunu yıldızlara yollamak için. Ama bu ay da nereden çıktı? Ona senin kokunu veren kim? Senin yüzünü, şefkatini, okşayışlarını...

Şimdi tüm yetimliğimi bir gölge gibi ardımda bırakıp bir adamın gavur ölüsü valizlerini sırtıma yüklemiş, ayağımda bir mavi kurdela, yüreğimde tüm bayramsızların hüznü, düşüyorum yollara. Yollar bana bir adım büyük geliyor hep. Ayaklarımın sızısı her geçen gün biraz daha ölüm şırıngalıyor bedenime. Ben şekerci çocuğum. Ben bayramsızların emzirdiği çocuk... Ben annesiz, ben yetim, ben perme-perişanım...

Bugün bayrammış anne. Neden sen yoksun yahut bir babam? Ben de elini öpünce bir şeker alır mıyım? Belki... Ama ne bir el, ne bir şeker. Ben bayramsızların emzirdiği çocuğum anne! Ben bayramsız yaratılmışlığımla hüzün dolu, ben tüm bayramsızların çıkmaz sokak koluyum.

Şimdi yine bir hamallık günü. Bak tren nasıl da gürültülü yanaşıyor Haydarpaşa'ya... Bir amca, içimden daha küçük bir amca, elime tutuşturuyor valizlerini. Valizler gavur ölüsü... Valizler ağır mı ağır... Yollara düşüşüm bu, ilk değil... İlk değil kollarımın ve ayaklarımın bu dermansızlığı... Ben senin hüznünü yüklendiğim bu yerden, yine aynı yollara, işte bu adamın valizleriyle bir bayram sabahı yol almaktayım. Şükür bugün yolum uzak değilmiş. İşte kapı göründü. Bu bayramı, bayramı olanların kapısı anne. Bir annesi, babası, eli öpülesi sevdikleri olanların kapısı anne!
- Oğlum ne kadar sana borcumuz?
- Amca ben şekerci çocuğum. Ben sokakların emzirdiği, bayramsızların büyüttüğü çocuğum. İşim yok parayla pulla... Bana bir şeker, bana bir şeker ver amca. Hani şu bayramlıklar giymiş çocuklar gibi öpeyim ellerini. Bana bir şeker ver. Ben şekerci çocuğum amca. Bir şekerin o hoş tadı dağılınca dilimin üzerine, ben bir anne bulmuş gibi düşerim dizlerine, sokakların, garların, bayramsızların bilmediği yerlerde...
 
Üst