ŞEHİDLİĞE İLİŞKİN Bazı Fıkhi Hükümler

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
ŞEHİDLİĞE İLİŞKİN BAZI FIKHÎ HÜKÜMLER

Fıkıh kitaplarının cenazelere ilişkin bölümlerinde şehitlere ve şehitliğe ilişkin özel hükümlere yer verilir. Çünkü şehitlik, dindeki en üstün makamlardan biri olup kendisine has bazı hükümleri bulunmaktadır. 15 Temmuz'un yıldönümü vesilesiyle bu yazıda fıkıh ve hadis kitapları penceresinden şehitlik konusuna kısaca temas etmeyi uygun görüyorum.

1. ŞEHİDİN KELİME ANLAMI NEDİR?

Arapça'da "şehîd" kelimesi "hazır bulunmak, mevcut olmak" anlamına gelen "şuhûd" kelimesinden veya "şahit olmak, şahitlik etmek" anlamına gelen "şehadet" kelimesinden alınmıştır.

Şehîd kelimesi "feîl" vezninde olup ya ism-i mef'ûl ya da ism-i fâil manasındadır. Bu anlamları, yukarıdaki iki masdar ile birlikte düşündüğümüzde "şehid" sözcüğünün anlamı konusunda dört ihtimal söz konusu olur:

1) İsm-i mef'ûl manasında olur ve "şehadet" masdarından alınmış kabul edilirse kelime anlamı "kendisinin cennetlik olduğuna şahitlik edilen kimse" olur. "

2) İsm-i mef'ûl manasında olup "şuhûd" masdarından alınmış kabul edilirse o zaman anlamı "meleklerin kendisine ikramda bulunmak üzere yanında hazır bulunduğu kimse" anlamına gelir.

3) İsm-i fâil manasında olur ve "şuhûd" masdarından alınmış kabul edilirse kelime anlamı "hayatta olan, hazır bulunan" anlamına gelir.

4) İsm-i fâil manasında olur ve "şehadet" masdarından alınmış kabul edilirse kelime anlamı "kendisini öldüren kimsenin kâfir / zâlim olduğuna şahitlik eden kimse", "canı ve kanı kendisi lehine şahitlik eden kimse" anlamlarına gelir. (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtar, II, 247)

2. ŞEHİDE İLİŞKİN FIKHÎ HÜKÜMLER KİMLERE UYGULANIR?

Hanefî fıkıh kitaplarında belirtildiğine göre mükellef [âkıl-bâliğ], müslüman ve [cünüplük vb. şeylerden] temiz olup da

a) Müşrikler /kâfirler tarafından öldürülmüş olan kimse,

b) İster kâfirlere karşı isterse isyancı, yol kesici, terörist gibi kimselere karşı yapılan savaş ve çatışmada, savaş meydanında öldürülmüş olarak bulunan kimse,

c) Müslümanlar tarafından haksız olarak öldürülen ve öldürülmesi sebebiyle diyet ödenmesi gerekmeyen kimse şehid kabul edilir. (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtar, II, 248 vd.)

3. ŞEHİTLERİN KISIMLARI

Şehitler dünyada ve âhirette kendilerine şehit hükmünün uygulanıp uygulanmaması bakımından üç gruba ayrılır:

a) Hem dünya hem de âhiret bakımından şehit hükmünde olanlar:

Allah'ın kelimesinin [dininin] üstün gelmesi için düşmana karşı yapılan savaşta onlara karşı arkasını dönüp kaçmaksızın savaşırken öldürülen kimse hem dünya hem de âhiret hükmü bakımından şehittir. Yani kendilerine dünyada şehitlere uygulanan hükümler uygulandığı gibi, âhirette de Allah bunlara şehitlere uygun gördüğü ikramda bulunacaktır.

b) Yalnız âhiret bakımından şehit olanlar:

İkinci başlıkta yer alan şartların bir kısmını taşımayanlar,

Yangın, sel, deprem, dermansız bir hastalık gibi bir felakette ölenler,

Bunlara dünyada şehit hükmü uygulanmaz, ancak bunlar Allah katında şehid hükmüne tabi kılınırlar.

c) Sırf dünyevî hüküm bakımından şehit sayılanlar:

Şehitlere ilişkin şartları taşımakla birlikte asıl niyeti Allah rızası olmayan, inançsız olan, riyakârlık yapmak, ırkçılık davası gütmek gibi bâtıl bir yolda öldürülenler onların iç yüzünü bilmeyenler tarafından şehid olarak kabul edilerek bu yönde uygulama yapılsa bile Allah nezdinde şehit olarak kabul edilmezler.

(Bazı tasarruflarla İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtar, II, 252)

Fakihlerin, şehitleri bu şekilde tasnif etmelerinin sebebi şu hadislerdir:

Bir gün bir adam Allah Resûlü'ne (s.a.v.) gelerek şöyle sordu:

"Diyelim ki bir kimse ganimet elde etmek için, başka bir kimse adı-sanı başkaları tarafından zikredilsin diye, bir başkası da ne kadar cesur olunduğu bilinsin diye savaşıyor. Bunların hangisi Allah yolundadır?"

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kim, Allah'ın kelimesi [dini] en yüce olsun diye savaşıyorsa işte o Allah yolundadır."

(Buharî, Müslim)

Allah Resûlü (s.a.v.) bir başka hadislerinde şehidin kapsamını biraz daha genişleterek şöyle buyurmuştur:

"Dini uğrunda öldürülen kişi şehittir. Canını korumak için öldürülen kişi şehittir. Malını korumak için öldürülen kişi şehittir. Âilesini korumak için öldürülen kişi şehittir." (Tirmizî, Ebu Davud, Nesâî)

4. ŞEHİTLERE İLİŞKİN DÜNYEVÎ HÜKÜMLER

Şehit yıkanmaz, öldürüldüğü elbise ile kefenlenir. Üzerindeki silah, palto vb. şeyler çıkarılır.

Şehidin cenaze namazına gelince Hanefîlere göre şehidin cenaze namazı kılınır, Şâfiîlere ve Mâlikîlere göre ise şehidin cenaze namazı kılınmaz; çünkü Kur'an'ın açık ifadesiyle şehid, ölmemiştir, hayattadır. Hayatta olanın ise cenaze namazı kılınmaz. Ayrıca Hz. Peygamber Uhud şehitlerinin cenaze namazını kılmamıştır.

Şehidin normal kefenle kefenlenmeyip öldürüldüğü elbisesiyle, kanıyla gömülmesinin sebebi şu hadistir:

"Şehit kıyamet gününde mahşer meydanına yaralarından kan fışkıracak şekilde gelir. Renk kan rengi ama koku misk kokusu gibidir." (Buharî, Müslim)

SON SÖZ

Söz şehitlikten açılmışken konuyu 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde şehid olan vatan evlatlarına getirelim:

Hz. Peygamber (s.a.v.) dinini, canını, malını, ailesini, ırz ve namusunu korumak için öldürülen mümin kimsenin -kötü bir niyet taşımadığı sürece- şehit olduğunu açık olarak ifade etmiştir. Değil kendi canı, malı, ailesi ve namusu bütün bir milletin dinini, canını, malını, namusunu korumak, vatanın hain ellere ve emellere teslim edilmemesi için göğsünü siper eden mümin şehitlerimize Rabbimiz rahmet eylesin. Kendilerini cennette Allah Resûlü'ne (s.a.v) komşu eylesin.

İlave: Demokrasi şehitleri söylemi için ne düşünüyorsunuz hocam?

Demokrasi konusunda öteden beri bir takım tartışmalar söz konusudur. Bu tartışmalara girmeden kısaca şunu belirteyim: Şahsen ben böyle bir kullanımı tercih etmiyorum. Zira ölen insanlar "Allahu ekber" diyerek, dinleri ve vatanları için şehid oldular. Bununla birlikte "demokrasi şehidi" ifadesini kullananların da kastının "milletin iradesini koruma, milletin iradesine ipotek koydurmamak için şehid olma" anlamını kastettiklerini düşünüyorum. Kısaca, mahiyeti konusunda farklı görüşlerin bulunduğu bir kelime üzerinden şehid tanımı yapmak yerine mahiyeti konusunda herkesin ittifak ettiği "vatanını, milletini korumak, ırz ve namusunu korumak" vb. ifadeleri daha doğru buluyorum.

(Soner Duman /16.Temmuz.2017/Pazar)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Soru: Savaş meydanında yaralanıp sonradan bu yarası yüzünden hayatını kaybedenler şehit midir?
 
Üst