şefaat var mıdır?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

fatıma1

Doçent
Katılım
30 Eki 2006
Mesajlar
1,106
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
istanbul
belki kardeş hadisin sıhhati hususunda endişeye düşmüştür...bu nedenle ayeti kerime istiyordur....hem biliyorsunuz bu konuyu istismar eden insanlar çok fazla........kardeşimin sorusunu çok görmemeli...
 

SeNoL

MUEYABYA
Katılım
16 Kas 2006
Mesajlar
4,867
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Kocaeli
belki kardeş hadisin sıhhati hususunda endişeye düşmüştür...bu nedenle ayeti kerime istiyordur....hem biliyorsunuz bu konuyu istismar eden insanlar çok fazla........kardeşimin sorusunu çok görmemeli...


Kimseye birşeyi çok gördüğüm yok da...Konu 3 sayfa olmuş..O kadar yazılan hadis içinde hiçbirindende mutmain olamadı demek ki..Neyse esselamualeykum....
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Değerli kardeşim!!! Hadislerin Kur'an ayeti ile teyidi ne kadar zor farkındamısınız???? Kur'an'da yazmayan pek çok ayrıntıdır hadisler!!!! Yahu Allah aşkına... Bütün bu ayrıntılar, ilimler Kur'anda yazsa, Kur'an milyon sayfa olacaktı!!!! "Peygamber niye gönderildi"'yemi??!! ulaşmaya çalışıyorsunuz yeniden??? O soru soruldu, cevabı verildi!!!! Peygamber(s.a.v.) Efendimiz açıklayıcı olarak, alemlere rahmet olarak, öğretici olarak, yol gösterici olarak gönderildi!!!! Herşeye delillerle inanmak istemenin sonu nedir bilirmisiniz?!?!?!?!?

"Hani Allah? göremiyorum, kanıtlayın, aaa inanmam o zaman!!!!!!" a çıkar!!!!!!!
Haşa estağfurullah ya... El insaf... Makbul olan şartsız koşulsuz imandır!... Ve şefaati kimden istiyoruz?!?!?!? Allah'ın uğruna kainatı yarattığı Habibinden(s.a.v.) bunda ne zarar, ne kötülük, ne çirkeflik görülebiliyor anlam vermek güç?!?!? Mübarekler diyoruz hadi onları geçin çünkü Allah'ın sizden fazla başkasını da sevebileceğine inanmayanlarsınız siz!!!! Ama Peygamberin(s.a.v.) o merhamet timsalinin, Habibullahın şefaatine hayır demek, güvenmemek, puta tapmaya benzetmek ancak vicdansızlık olur... Ayrıca o güvenmediğiniz hadisler de en büyük hadis alimlerinden verilmiştir!!! Kur'an desteklidir doğru ama birebir ayet bulmak istemeniz, sizin yalnız Kur'an diyen gafillerden olduğunuzu gösterir ki bu da iyi bir inanış değildir!!!!!!... Selametle...
 

Amine1

Doçent
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
1,228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Konum
UZAK DİYARLAR
Tek Kelİmeyle Dİyorumkİ Rabbİm Bİzlere Peygamber Efendİmİzİn Şefaatİne Naİl Eyle İnŞ.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
O soruyu soran kardeş, öğrenmek kastıyla sordu heralde; yoksa Hadislere güvenmediğinden değildi..
 

a4 tech

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Şefaat Vardir.

2\Bakara-123:Kimseden kimseye bir şey ödenmediği ve onlardan bir fidye kabul edilmeyeceği ve kendilerine şefaatin fayda vermeyeceği ve onlara yardımda olunmayacağı bir günden sakının.
İnşaallah bu size yeter.eğer ki hala idrak edemezseniz size daha 14 adet ayet verebilirim.
 

a4 tech

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Kardeşim senin yazdıkların yanlış şeylerdir.yanılıyorsun.şefaati bekleyen tüm insanlık yanılıyor.şefaatin olmadığını bakara suresinin 123 ayetinde anlaşılır.esselamualeykum ve rahmetullah ve berekatuhu.
 

kemalali

Profesör
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Şefaat

Şefaat ne demektir?

Sözlükte bir başkasını desteklemek üzere ona katılmak, yardımcı olmak ve
aracılık yapmak gibi manalara gelen şefaat, dinî bir terim olarak, ahirette günahkar müminlerin affedilmesi, günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin ya da Allah’ın izin vereceği özel kişilerin, Allah’a yalvarmaları, dua etmeleri ve günahlarının bağışlanmasını istemeleri demektir. Allah’ın izni olmadan bir kimsenin şefaat etmesi veya Allah’ın razı olmadığı birine şefaatte bulunması mümkün değildir. “O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz” (Yunus 10/3), “Onlar Allah’ın razı olduğu kimselerden başkasına şefaatçi olmazlar” (Enbiya 21/28). Kafir, müşrik ve münafıklar için şefaat söz konusu değildir. “Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.” (Müddessir, 74/48; En’an 6/51) Hz. Peygamber bir hadislerinde ümmetinin günahkârlarına şefaat edeceğini haber vermiştir (Tirmizî, Kıyamet 11, İbni
Mace, Zühd, 37).

Hz. Peygamber’in bir de genel ve kapsamlı bir şefaati olacaktır. Mahşerde bütün insanlar heyecan ve ıstırap içinde bulundukları bir sırada bunların hesaplarının bir an önce görülmesi için Hz. Peygamber'den şefaat dileyeceklerdir. Buna “şefaat-i uzma” (büyük şefaat) adı verilir. Hz. Peygamber'in bu anlamdaki şefaat yetkisi Kur’an’da “Makam-ı Mahmud” (övülen makam) adıyla anılır.


Şüphem yokki şefaat vardır.
 

a4 tech

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
bana bu konu hakkında ayet verir misin.çünkü hadislerin doğru olması %10.nedeni ise hadisler peygamberimizden 200 sene sonra yazılmıştır.ve bügüne gelene kadar hadislerin bir kelimesini değiştirseler yeter.

esselamualeykum
 
B

.BeYzA.

Guest
Kardeşim senin yazdıkların yanlış şeylerdir.yanılıyorsun.şefaati bekleyen tüm insanlık yanılıyor.şefaatin olmadığını bakara suresinin 123 ayetinde anlaşılır.esselamualeykum ve rahmetullah ve berekatuhu.

Her ne kadar yüzeysel bir bakışla Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda, Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinin anlamı şefaati mutlak olarak reddeder gibi görünüyorsa da, ancak Kur'an-ı Kerim'in şefaatle ilgili olan ayetleri bir araya getirilip, birlikte değerlendirildiğinde, Kur'an-ı Kerim'in mutlak olarak şefaati reddetmediği ve sadece Allah'ın izni olmadan yapılacağı düşünülen şefaati veya bazı kafirlerin itikadı olan putların şefaati gibi, şefaatin bazı türlerini reddettiğini görmekteyiz.

Velhasıl Kur'an-ı Kerim'in: "O gün Rahman'ın kendisine izin verdiğinden ve sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez."(333) "...O'nun izni olmadan, hiç kimse O'nun yanında şefaat edemez...." (334) "...O'nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez...." (335) "İman edip Rahman olan Allah'tan bir söz alan hariç, hiç kimse o gün şefaate sahip olmaz" (336) ayetleri ve benzeri diğer ayetler Allah Teala'nın izniyle şefaat olunacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Ayrıca, Allah Teala kıyamet günü şefaat edecek ve şefaati makbul olacaklardan örnekler vererek şöyle buyurmuştur: "Rahman çocuk edindi" dediler. Hayır; melekler şerefli kılınmış kullar*dır. Allah'tan önce söz söyleyemezler; ancak O'nun emri üzerine iş yaparlar. Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler."(337)

Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Allah, dilediğine ve hoşnut olduğuna izin vermedikçe, göklerde bulunan nice meleklerin şefaati bir işe yaramaz." (338)

Bu ayetler kıyamet günü meleklerin Allah Teala'nın izniyle şefaat edeceklerini ve Allah Teala'nın razı olduğu kimseler üzerinde onların şefaatinin makbul olacağını göstermektedir.

Keza İslam müfessirleri Hz. Resulullah (s.a.a) hakkında nazil olan "Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belki de Rabbin seni (Makam-ı Mahmud'a) övülecek makama yükseltir" (339) ayetinde geçen övülecek makamdan maksadın şefaat makamı olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir.

O halde bu ayet-i kerime Hz. Resulullah için de şefaat makamını ispat etmektedir.

Görüldüğü üzere bu ayetler Kur'an-ı Kerim'in, şefaati mutlak olarak reddetmediğini ve Allah Teala'nın izniyle bazı mukaddes insan ve meleklerin şefaat edeceklerini ortaya koyuyor.
 

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
bana bu konu hakkında ayet verir misin.çünkü hadislerin doğru olması %10.nedeni ise hadisler peygamberimizden 200 sene sonra yazılmıştır.ve bügüne gelene kadar hadislerin bir kelimesini değiştirseler yeter.

esselamualeykum

eğer hadislerin tek bi kelimeyle değiştiğini zanneditorsan yanılıyorsun çünkü o zaman bütün hadislere (tamamına )inanmamak gerek.çok yanlış görüşlerin var
allah seni ıslah etsin hiç şüphem yokki şefaat var
 

a4 tech

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
kardeşim bakara 123-48-254 bu ayetleri inceler misin
 

a4 tech

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
lütfen terbiyeli konuş ve bakara 123-48-254 bu sureleri incele.yanıtını ver.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yalnız Kur'an deyip Hadisleri önemsiz addedenler zaten isteseler de şefaate nail olmazlar.. Kaldı ki Kur'an'dan delilleri getirilmiş gösterilmiştir..

Allah, kulunun zannı üzerindedir..

Zaten, En muteber Hadis Nakillerini kabul etmiyenler, Hz. Resulullah'ın yüzüne de bakamayacaklar.. Utanacaklar..

Kendi amellerinizle kurtulacağınızı mı sandınız...

Sizin söyledklerinizden Peygamber Efendimiz beridir..

Doğar doğmaz, Ümmetini dilemiş; "Ümmeti Ümmeti" diyerek ağlamıştır..

Konuşun durun bakalım..
 
B

.BeYzA.

Guest
tabiyki veririmbakara 123-48-254.

Öncelikle bu husustaki ayetleri iki grupta ele almak gerekmektedir. Çünkü Allah azze ve celle kâfirler için şefaat olmadığını bildirirken, Müslümanlar için şefaat olacağını bildirmiştir. Bunu daha yakından inceleyelim ve şefaatın kime mümkün, kime yasak olduğunu görelim.

Haberler hususunda nesh de olmayacağına göre bu ayetlerin bazısı bazısını nesh etmiştir de denilemez.


ŞEFAATI KÂFİRLER İÇİN NEFYEDEN AYETLER 13 ayet



Kâfirler için şefaat yoktur. Zira onlar taptıkları evliya veya cinler veya melekler kendilerine şefaat eder diye inanmakta ve onları kesin şefaat edici yüce kabul etmekteydiler. Bu yüzden de onları razı etmek için yalvarmakta, kurbanlar kesmekte, adaklar sunmakta ve onlara dua edip yardım istemekteydiler. İşte kendisine şefaat edilmeyecek olan zümre bu kafirler ve müşrikler zümresidir.



وَاتَّقُوا يَوْمًا لَا تَجْزِي نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْئًا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَاعَةٌ وَلَا يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

bakara 48) Ve öyle bir günden korkun ki, o gün hiç kimse kimsenin adına bir şey ödeyemez.

Kimseden şefaat kabul edilmez ve kimseden fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez.

Ayetin Doğru Anlaşılması :

Kur’anın doğru anlaşılmasında bir usuldür, ayetin sıyak ve sıbakı (öncesi ve sonrası) ayetin anlaşılmasında çok önemlidir. Ayetleri bir anlam bütünlüğü içerisinde değerlendirmekle doğru bir anlayışa ulaşılabilir. Aksi halde Kur’andan mü’min-kâfir herkes kendi inancına uygun bir cümle bulup cımbızla çekerse bu usulsüzlük binlerce ayrı anlayışın çıkmasına sebep olur . Maksat en doğru anlayışa ulaşmaksa bu iş bir usul dairesinde yapılmalıdır.

Bakara 48 ayeti kendinden önceki ve sonraki ayetlere de baktığımızda İsrâiloğulları hakkında olduğunu görüyoruz ve onlar Muhammed aleyhisselam zamanında kâfirlerdi. Öyle bir günden korkun ki demek iman etmeyenlerin korkması gereken hesap gününü hatırlatıcıdır ve Yahudilerin kendi atalarının ve kendi soylarından olan peygamberleri Musa’nın kendilerine şefaat edeceğine inanmalarını yalanlamak içindir. Hristiyanların isa aleyhisselam’ın kendi günahlarını da yükleneceğine ve kendilerine böylelikle şefaat edileceğine inanmalarını ve benzeri inanışlar da yalanlamaktadır.



وَاتَّقُوا يَوْمًا لَا تَجْزِي نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْئًا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا تَنفَعُهَا شَفَاعَةٌ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

123) Öyle bir günden sakının ki, O gün hiç kimse, kimsenin adına bir şey ödeyemez.

Hiç kimseden fidye kabul edilmez ve hiç kimseye şefaat fayda sağlamaz. Onlara bir

taraftan yardım da edilmez.

Ayetin Doğru Anlaşılması :

Bu ayet de Bakara 48’de olduğu gibi Yahudiler hakkındadır ve bir önceki ayette muhatabın kimler olduğu açıkça zikredilmiştir. Yine kafirleri korkması gereken hesap günüyle korkutulmuşlardır ve kendilerine şefaat edileceğini zannederek avunmamaları, bunun kafirler için imkansız olduğu hatırlatılmıştır. Ayetteki tehdit kafirler hakkında umumidir ve bazı kafirlere şefaatın ulaşacağı gibi bir hususi nass da yoktur. Kafirler hakkında umum manada gelen bu ayet sadece mü’minlere şefaatın olacağıyla ilgili ayetlerle tahsis edilmiştir
 
B

.BeYzA.

Guest
ŞEFAATI MÜ’MİNLER İÇİN İSBAT EDEN AYETLER 12 ayet





* اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ (255)



bakara255) Allah odur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. O diri olup, daima

yarattıklarını koruyup yönetir. Onu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde

bulunanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadıkça huzurunda kim şefaat edebilir? O,

kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Kullar ise O'nun dilediğinden başka

ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, saltanatı, gökleri ve yeri

kuşatmıştır. Onları koruyup gözetmek kendisine ağır gelmez. O çok yücedir, çok

büyüktür.

Ayetin Doğru Anlaşılması :



Altı çizili cümlenin asıl tercümesi şöyledir. Göklerde ve yerde Allahın yanında şefaat edecek olan kimdir, ancak onun izniyle olması başka. İşte illa istisna edatının manası ve görevi icabı verilmesi gereken mana budur. Bu cümle daha derli toplu olsun diye yukarıdaki gibi tercüme edildiğinde Arapça dilbilgisi kurallarından habersiz mealci kimseler için bir sapıtma noktası oluşturmakta ve şu kusurları sebebiyle ayeti yanlış yorumlamaktalar.

Kendilerinden önceki sapkınları taklitten öteye geçmezler ki hakikatı bulsunlar.

Arapça ve onun gramerini bilmiyorlar ki asıl manayı tesbit edebilsinler

Sahih hadisleri, ayeti tefsir etmede kullanmıyorlar ki salim bir anlayışa ulaşabilsinler

Peygamberi tanıyan ve dinini ondan öğrenen sahabeyi takdir etmiyorlar ki onların anlayışına kulak versin de hakikate ulaşsınlar.

Peygamberi saymayan, sahabeyi saymayan, illa kendi akıllarını üstün kabul edip, ayet akla uymazsa reddedilir diyecek kadar cür’etkar ve kibirli olan bu kimseler için Cenab-ı Hak Kur’anda şöyle buyurmaktadır. (A’raf 146 el- İtqân fi ulûmi’l Kur’an 2/463)



رَبَّكُمْ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمْ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ (3)



yunus 3) Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da Arş'a

istiva ederek işleri düzenleyip yöneten Allah'tır. O'nun izninden sonra olması müstesna şefaat edecek hiç bir kimse yoktur. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Öyle ise O'na kulluk edin. Siz hiç

düşünüp öğüt almaz mısınız?

Bir cümledeki iki olumsuzun bir olumlu etmesi kaidesine göre bu ayete verilecek mana ancak Allah’ın izin vermesinden sonra şefaat vardır.



Birinci cümle umum ifadesi (şefaat edecek kimse yoktur)

İkinci cümle hususiyet ifadesi (ancak Allah’ın izin vermezinden sonra) Âmm olan lafız muttasıl muhassıs ile tahsis edilmiş, şefaat edecek hiç kimsenin olmadığı söylendikten sonra ancak izin verilmesinden sonra şefaat edeceklerin olduğu hususiyet kazanmıştır.

َا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنْ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمَانِ عَهْدًا (87)



Meryem 87) Rahman olan Allah katında söz almış olan kimselerden başkaları, şefaat hakkına sahip olamazlar.

Birinci cümle umum ifadesi (şefaate malik olan yoktur)

İkinci cümle hususiyet ifadesi (ancak Rahmanın katında bir ahd almış kimse başka)

O halde şefaate malik olmayanlar kimlerdir ki birinci cümle boşuna değildir. Kafirlerin ve müşriklerin şefaat edeceğini umdukları ilahları ve batıl kuruntuları şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak mü’minler için Rahmanın katında bir ahd almış kimseler şefaat edecektir demektir.



* يَوْمَئِذٍ لَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَانُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلًا (109)



TaHa 109) O gün Rahman olan Allah'ın izin vereceği ve sözünden razı olacağı kimselerden

başkasının şefaati fayda vermeyecektir.



Birinci cümle umum ifadesi (hiçbir şefaat fayda vermez)

İkinci cümle hususiyet ifadesi (Rahmanın kendisinden razı olduğu ve izin verdiği kimseler başka) (Bu ve önceki ayetteki Rahman kelimesine şefaatle ilgili dikkat çek.)

يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنْ ارْتَضَى وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ (28)



Enbiya 28) Allah onların geçmişlerini de bilir, geleceklerini de. Onlar ancak Allah'ın rızasına ermiş olanlara şefaat ederler. Onların hepsi de Allah korkusundan titrerler.

اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ (4)





Secde 4) Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yarattı, sonra Arş'a istiva etti.

Sizin için O'ndan başka bir dost ve şefaatçi yoktur. Düşünüp öğüt almayacak mısınız?

Sizin için ondan başka bir dost yoktur ve şefaatçi de yoktur.

وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِنْدَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ (23)





Sebe 23) O'nun huzurunda kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda

sağlamaz. Nihayet onların kalplerinden korku giderilince birbirlerine: "Rabbiniz ne

söyledi?" derler. Şefaat edecekler de; "Hakkı söyledi" derler. O çok yücedir, çok

büyüktür.

قُلْ لِلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ (44)





zümer 44) Deki: "Bütün şefaat Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur.

Sonra siz yalnız O'na döndürüleceksiniz."

Munfasıl muhassıslarla izah olunacak ve izin verecek olanın ve şefaatın asıl sahibinin yani rahman ve rahim olmasıyla ğaffar olmasıyla bağışlayanın O olması yüzünden bütün şefaat O’na aittir denir.

وَلَا يَمْلِكُ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنْ شَهِدَ بِالْحَقِّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ (86)





zuhruf 86) Onların Allah'ı bırakıp da taptıkları putlar şefaat hakkına sahip değildirler. Ancak

bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilir.





وَكَمْ مِنْ مَلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِنْ بَعْدِ أَنْ يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَرْضَى (26)





Necm 26) Göklerde nice melekler vardır ki, Allah dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için

şefaat izni vermedikçe onların şefaati hiç bir fayda sağlamaz.




فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِعِينَ (48)

Müddessir 48) Artık onlara, şefaat edeceklerin şefaati fayda vermez.









وَمِنْ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَى أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا (79)

isra 79) Gecenin bir bölümünde kalk ve senin için (beş vakit namaza) bir fazlalık olmak

üzere Kur'an'la teheccüd namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni övgüye lâyık bir

makama, şefaat makamına ulaştırır.
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Kardeş verdiğim linkde şefaatin hak olduğunu gösteren ayet ve açıklamaları var. Şefaate kimlerin inanmadığınıda gösteriyor. Bazı kardeşlerimizde Allah C.C korusun o sapıkların etkisinde kalmamışlardır inşa'Allah. Yazılanları okuyup yanlışlarından tövbe ederler inşa'Allah....
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst