HAYAT KANATLANMAKTIR
İnsan, kendine bir kanat bulmalı
Sedat Turan’ın tamamen habersiz olduğum kitabını ben mi keşfettim o mu beni buldu? Bilmiyorum.
Hayat Kanatlanmaktır kitabı ellerimin içinde. Şimdi size, gözlerimle buluşan kelimelerin kalbinde pıt pıt atan manayı mı anlatmalıyım yoksa bu kelimeleri bir sürü boş kelimelerden sıyırıp canıyla kanıyla bir araya getiren sevgili yazarını mı ya da Canlar Cânı, yazdıran Kudreti mi…
İsterdim ki görünmez kelimelerle çağlayanları yazayım buraya, yerden değil ama gökten çağlasınlar bu defa. Ve siz,
Sedat Turan’ı ve kitabını anlatan o beyaz sayfayı, özsuların yamacında kalbinizle okuyun ve belki kalbinizi okuyun.
Biliyorum, yetersiz gelecek her bir kelimem; o böylesine Rabbine, o böylesine kalbine yönelmişken! Uzun yollar sonunda rastlayacağım belki ona, semanın Arş’a giden derin patikasında.
Sanki beni bekleyen bir kitap
Kitabıyla buluştuğumda, kapağında tozların izleri vardı, rüzgar değmiş derin gölgelikler.. Onlarca kitabın arasında, elime o değdi, ucuz kitaplar sepetindeydi. Belli ki unutulmuş, belki de ona ihtiyacı olan kalbim için orada tutulmuş... Kitapla el ele verdik, birlikte eve geldik. Önce masamdaydı, sonra kitaplığımda, sonra yine masamda, elimde, çantamda... Yok! Bu kitap durduğu yerde durmuyor. Sonunda aldım onu içerime, cik cik ötsün diye… Ancak meşhur şiirin tersine, elleriniz boş kalmıyor bu defa, koca bir yürek düşüyor tam ortasına, tüm gök gürültüsü ve şimşekleriyle…
Yaşamın içinden hemen her kareyi bulmak mümkün bu kitapta: Soruların derinliğinden, cevapların ‘özel’liğine… Kadınların garipliğinden, baharın gizemliliğine... Ruhunu çaldıran hırsızın zavallılığından, meleğin şeytanla barışmayacak olmasına... İzm mezarlarından, yaz tuzaklarının tembelliğe sevkeden aldatıcı tatil sistemine…
Bir de...
Bir de; zaman zaman aşk, zemin zemin dua, gök gök sevda bu kitapta…
Hayretimi yeniden artırdı, şükrümü ve unuttuğum nice teşekkürümü yeniden...
Yağmurumu yeniden yağdırdı, kasırgalarını yeniden coşturdu gönlümün.
Evet! Yıkılmalıydı nefsin sütunları, ezik ve bîtap düşmüş gönül kalkmalıydı yerlerden... Kanatlanmalıydı…
Hayat Kanatlanmaktır diyordu Sedat Turan da. Kanatlanmak için kanat takmayı öğretiyordu ruhlarımıza ve sol yanımıza.
Kitabıyla tanıyın onu!
Kitabı okudukça yazarını da tanımak istiyorsunuz ancak kitapta yazarına ilişkin hiçbir bilgi yok. “İnternet!” diyenler, orada da yok. Merak edenlere muhtemel seçenekler:
O, ya derin bir okyanusta topladığı incilerle, bir de insanlık için ettiği dualar gözlerinde sicimlerle, usul usul ilerliyor gemisinde.
Ya da serip toprağa bedenini, ruhuyla hem üzgün hem ümitli, hem hazin hem tebessümlü, dünyaya nazar ediyor…
Turan, derinlerde bi yerlerde..
Kitabıysa kolayca alınabilecek şekilde, internette..
Özge Sena Bigeç çıkamadı o sayfaların içinden