Seçim için Tahminlerinizi Alalım?

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,654
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Bir yanda R. Tayyip Erdoğan diğer yanda Kemal Kılıçdaroğlu. Şu an için bay kemal bir rüzgâr yakalamış gibi görünüyorsa da benim gönlüm Erdoğan'dan yana.

Mansur Yavaş, Abdüllatif Şener aday olsaydı onlara oy verirdim. Madem bizi ( bana göre ) 2 beğenmediğim aday arasında bıraktılar bende kalbimin yatkın olduğunu seçerim.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,654
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
4294f6f1bdaacd30e86c38e5f9be60f67b7d5f42.jpg
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Ben henüz bekliyorum. Yılmaz özdil veya Meral akşener yılın mağdurları. Onlardan biri aday olursa oy veririm. Aslında Sedef Kabaş da olabilirdi. Saraya bi girsin bakalım ne olacak diye merak etmiyor değilim.

Mansur Bey güzel erik dalı oynuyor ama ceketi çıkarmadan oynadığı için çok soğuk duruyor. Saçları bile bozulmuyor oynarken. Ekrem Bey sosyal medyadan hükümet yönetemez. Ama hep bize bişey der. Onu elemiştim.

Hem tek adam rejimi olmasın diyorlar Hem de aday göstermiyorlar. Her parti bir aday göstersin millet seçsin. Millet 8 saatte filmi çözer. Öyle 6 lı yedili dokuzlu düğümler vız gelir bu millete...
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
6 lı kumar masasına asla oy yok. İhanete oy yok. Fetö ve pkkya oy yok. Bunların dışında herhangi bir adaya oy veririm.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul

Abdülhamit i devirelim? sonra ne olacak:)

Abdülhamit gitti:)Menderes gitti:)Özal gitti:)
 
Son düzenleme:

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83
Bir yanda R. Tayyip Erdoğan diğer yanda Kemal Kılıçdaroğlu. Şu an için bay kemal bir rüzgâr yakalamış gibi görünüyorsa da benim gönlüm Erdoğan'dan yana.

Mansur Yavaş, Abdüllatif Şener aday olsaydı onlara oy verirdim. Madem bizi ( bana göre ) 2 beğenmediğim aday arasında bıraktılar bende kalbimin yatkın olduğunu seçerim.
MANSUR YAVAŞ HADİ BİR DERECE BELKİ TOLERE EDİLEBİLİRDEEEE ABDÜLLATİF DEYİNCE ÜZDÜN BENİ YA, GERÇEKTEN
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,982
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Cemaatin gazetesi 1-1,5 Milyon tiraja ulaşınca, 8-10 tane TV kanalları olunca, valiler kaymakamlar emniyet müdürleri cemaatten olunca gereksiz bir güç zehirlenmesine büründüler. Her şeyi kendilerine hak gördüler. Kendilerini ülkenin sahibi gibi gördüler. Ama bilmedikleri siyaset ilmiydi.

* * * * *

İLM-İ SİYASET

Şam’da bir medresede ilim tahsil eden bir Molla Ahmet varmış. Bir gün memleketinden bir tanıdığı ziyaretine gelerek annesinin selamını iletmiş. Annesi oğluna, babasının Hakkın rahmetine kavuştuğunu, kendisinin yalnız başına kaldığını, artık oğlu yeteri kadar tahsil gördüyse yanına gelmesini ve şu ahir ömründe oğlunun birkaç gün de olsa hayrını görmek istediğini bildirmiş. Bu haberi alan Molla Ahmet bir tarafta babasının ölümünden duyduğu üzüntü, diğer yanda annesinin yalnız başına yaşayakalmasından duyduğu kaygı, koştura koştura medresenin baş müderrisinin kapısını çalmış. Baş müderris Ahmet’e telaşının sebebini sormuş. Aldığı kötü haberi hocasıyla paylaşan Molla Ahmet hocasına, artık ilim tahsilini tamamlamış olduğunu, hocası ona bir icazetname yazarsa gidip memleketinde annesinin hizmetini görmek istediğini söylemiş. Başını biraz kaygılı kaygılı sallayarak Ahmet’i dinleyen hocası ona, ilim tahsilini tamamladığını ama henüz ilm-i siyaset tahsilini yapmadığını, bir yıl daha sabredip ilm-i siyaseti de öğrendikten sonra medreseden ayrılmasının daha münasip olacağını söylemiş. Aldığı haberin hüznünü ve şokunu henüz üstünden atamayan Molla Ahmet talebinde ısrarcı olmuş ve hocasının yazdığı ilim icazetnamesini de alarak düşmüş memleket yollarına.

Yolda bir Cuma günü Halep’te mola veren Molla Ahmet, Cuma namazını kılmak için Ulucami’ye gitmiş. Namaza daha yarım saatten fazla varmış ve bir hoca efendi vaaz etmekteymiş. Hocayı bir müddet dikkatle dinleyen Molla Ahmet bakmış ki hocanın söylediklerinin gerçeklerle uzaktan yakından alâkası yok. Öğrendiği yeni bilgilerin de etkisiyle dayanamamış ve ayağa fırlamış:

“Ey cemaat” diye yüksek sesle seslenmiş. Herkes başını Molla Ahmet’e çevirmiş. “Bu hocanın” demiş, “söylediklerine sakın inanmayın. Vallahi söylediklerinin çoğu yalan, yanlış.” Şöyle bir sakalını kaşıyan kürsüdeki hoca:

“Ey cemaat-ı Müslim’in” demiş “bu adam var ya, neuzibillah dinden çıkmıştır. Buna bir yumruk vuran bir yıl, iki yumruk vuran iki yıl cehennemden uzak kalır.” diye eklemiş.

Hocayı duyan ve günahlarından ve cehennemden korkan cemaat kurtulma umuduyla yüklenmiş Molla Ahmet’in üstüne… Vura vura pestilini çıkarmışlar Molla Ahmet’in. Sürüne sürüne camiden çıkan Molla Ahmet dönmüş gerisin geriye, doğru Şam’daki hocasının yanına. Ahmet’i gören hocası: “Ne o oğlum Ahmet sen daha gitmedin mi?” diye sormuş. Ahmet hocasına ilm-i siyaset tahsil etmeden gitmesinin büyük bir hata olduğunu anladığını ve müsaade ederse bu tahsili de tamamlayıp öyle gitmek istediğini söylemiş. Molla Ahmet’i tebessümle dinleyen hocası zaten onun geri geleceğini tahmin ediyormuş. Başını sallayarak onu tekrar kabul etmiş medreseye.

Bir yıl daha medresede kalıp ilm-i siyaseti de öğrenen Molla Ahmet hocasının yazdığı icazetnameleri alıp tekrar düşmüş memleket yollarına. Nihayet yine bir Cuma günü Halep’e erişmiş ve aynı camiye Cuma namazını eda etmek üzere girmiş. Bakmış ki aynı hoca aynı minval üzere vaaz etmekte. Bu kez sabırla dinlemiş Molla Ahmet hocayı. Vaazın sonunda hoca dua ile sözleri toplarken ayağa kalkmış ve:

“Ey Cemaat-ı Müslim’in” demiş. “Siz öyle şanslı, öyle mübarek bir cemaatsiniz ki; böyle bir hoca efendiye sahipsiniz.” Ahmet’in sözleri kürsüdeki hocanın hoşuna gitmiş ve hoca da tebessümle sözün nereye varacağını merak etmekteymiş. Ahmet devam etmiş: “Bu hoca efendi öyle mübarek, öyle muhterem bir zattır ki, onun sakalından bir kılı hatıra diye yanına alan bir yıl cenneti garantiler, iki kıl alan iki yıl.”

Bu sözleri duyan cemaat hemen hocanın önünde kuyruk olmuş ve başlamış sakalından bir, iki, üç, beş kıl koparmaya. Hoca önce razı olmuş ama bir süre sonra acısına dayanamamaya başlamış. Cemaatin heves ve baskısına rağmen, hoca canının yandığını söyleyip itiraz edecek olmuş. Ama cemaat “hocam senin canın yanıyor diye biz cennetten mahrum mu kalalım” diyerek hücum etmiş hocanın üstüne ve onu bir tavuk gibi yolmuş. Molla Ahmet de böylece intikamını almış.

* * * * *

17-25 Aralık olaylarında bir arkadaş gelip ''Bu cemaat Tayyib'i indirecek aşağı demedi deme.'' dedi.

Bende Tayyip ERDOĞAN'ı tanımıyorsun sıyrılır bu oyunlardan demiştim. Tayyip bey gençliğinden beri siyasetin içinde ve Rahmetli ERBAKAN'dan siyaset ilmini öğrendi.

Aradan zaman geçti 15 Temmuz oldu falan filan. Arkadaş geldi söylediklerinde haklı çıktın Tayyip ERDOĞAN cemaati devre dışı bıraktı dedi.

Şimdi bunları niye anlattım, Tayyip ERDOĞAN siyaset ilmini biliyor. geçen sene Ocak ayında 3500 TL olan asgari ücret şuan 8500 TL.

Seçime kadar şapkadan daha ne tavşanlar çıkarır bunu bilemeyiz.

Diğer yandan son belediye seçimlerinde Ankara ve İstanbul CHP ye geçti. Ak Parti teşkilatları fena çuvalladı.

İktidar yüzü eskimesi denen olayda var. 2005 de doğan çocuk oy kullanacak ve bu nesil diyor ki ben doğdum Ak Parti vardı oy kullanma yaşım geldi yine Ak Parti var.

Alttan gelen nesil Ak Partiye sıcak bakmıyor.

Şuan bir seçim olsa Cumhur ittifakının alacağını düşünüyorum ama siyasette değil günde bir saatte her şey değişebilir.

Selam ve dua ile.
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83
Cemaatin gazetesi 1-1,5 Milyon tiraja ulaşınca, 8-10 tane TV kanalları olunca, valiler kaymakamlar emniyet müdürleri cemaatten olunca gereksiz bir güç zehirlenmesine büründüler. Her şeyi kendilerine hak gördüler. Kendilerini ülkenin sahibi gibi gördüler. Ama bilmedikleri siyaset ilmiydi.

* * * * *

İLM-İ SİYASET

Şam’da bir medresede ilim tahsil eden bir Molla Ahmet varmış. Bir gün memleketinden bir tanıdığı ziyaretine gelerek annesinin selamını iletmiş. Annesi oğluna, babasının Hakkın rahmetine kavuştuğunu, kendisinin yalnız başına kaldığını, artık oğlu yeteri kadar tahsil gördüyse yanına gelmesini ve şu ahir ömründe oğlunun birkaç gün de olsa hayrını görmek istediğini bildirmiş. Bu haberi alan Molla Ahmet bir tarafta babasının ölümünden duyduğu üzüntü, diğer yanda annesinin yalnız başına yaşayakalmasından duyduğu kaygı, koştura koştura medresenin baş müderrisinin kapısını çalmış. Baş müderris Ahmet’e telaşının sebebini sormuş. Aldığı kötü haberi hocasıyla paylaşan Molla Ahmet hocasına, artık ilim tahsilini tamamlamış olduğunu, hocası ona bir icazetname yazarsa gidip memleketinde annesinin hizmetini görmek istediğini söylemiş. Başını biraz kaygılı kaygılı sallayarak Ahmet’i dinleyen hocası ona, ilim tahsilini tamamladığını ama henüz ilm-i siyaset tahsilini yapmadığını, bir yıl daha sabredip ilm-i siyaseti de öğrendikten sonra medreseden ayrılmasının daha münasip olacağını söylemiş. Aldığı haberin hüznünü ve şokunu henüz üstünden atamayan Molla Ahmet talebinde ısrarcı olmuş ve hocasının yazdığı ilim icazetnamesini de alarak düşmüş memleket yollarına.

Yolda bir Cuma günü Halep’te mola veren Molla Ahmet, Cuma namazını kılmak için Ulucami’ye gitmiş. Namaza daha yarım saatten fazla varmış ve bir hoca efendi vaaz etmekteymiş. Hocayı bir müddet dikkatle dinleyen Molla Ahmet bakmış ki hocanın söylediklerinin gerçeklerle uzaktan yakından alâkası yok. Öğrendiği yeni bilgilerin de etkisiyle dayanamamış ve ayağa fırlamış:

“Ey cemaat” diye yüksek sesle seslenmiş. Herkes başını Molla Ahmet’e çevirmiş. “Bu hocanın” demiş, “söylediklerine sakın inanmayın. Vallahi söylediklerinin çoğu yalan, yanlış.” Şöyle bir sakalını kaşıyan kürsüdeki hoca:

“Ey cemaat-ı Müslim’in” demiş “bu adam var ya, neuzibillah dinden çıkmıştır. Buna bir yumruk vuran bir yıl, iki yumruk vuran iki yıl cehennemden uzak kalır.” diye eklemiş.

Hocayı duyan ve günahlarından ve cehennemden korkan cemaat kurtulma umuduyla yüklenmiş Molla Ahmet’in üstüne… Vura vura pestilini çıkarmışlar Molla Ahmet’in. Sürüne sürüne camiden çıkan Molla Ahmet dönmüş gerisin geriye, doğru Şam’daki hocasının yanına. Ahmet’i gören hocası: “Ne o oğlum Ahmet sen daha gitmedin mi?” diye sormuş. Ahmet hocasına ilm-i siyaset tahsil etmeden gitmesinin büyük bir hata olduğunu anladığını ve müsaade ederse bu tahsili de tamamlayıp öyle gitmek istediğini söylemiş. Molla Ahmet’i tebessümle dinleyen hocası zaten onun geri geleceğini tahmin ediyormuş. Başını sallayarak onu tekrar kabul etmiş medreseye.

Bir yıl daha medresede kalıp ilm-i siyaseti de öğrenen Molla Ahmet hocasının yazdığı icazetnameleri alıp tekrar düşmüş memleket yollarına. Nihayet yine bir Cuma günü Halep’e erişmiş ve aynı camiye Cuma namazını eda etmek üzere girmiş. Bakmış ki aynı hoca aynı minval üzere vaaz etmekte. Bu kez sabırla dinlemiş Molla Ahmet hocayı. Vaazın sonunda hoca dua ile sözleri toplarken ayağa kalkmış ve:

“Ey Cemaat-ı Müslim’in” demiş. “Siz öyle şanslı, öyle mübarek bir cemaatsiniz ki; böyle bir hoca efendiye sahipsiniz.” Ahmet’in sözleri kürsüdeki hocanın hoşuna gitmiş ve hoca da tebessümle sözün nereye varacağını merak etmekteymiş. Ahmet devam etmiş: “Bu hoca efendi öyle mübarek, öyle muhterem bir zattır ki, onun sakalından bir kılı hatıra diye yanına alan bir yıl cenneti garantiler, iki kıl alan iki yıl.”

Bu sözleri duyan cemaat hemen hocanın önünde kuyruk olmuş ve başlamış sakalından bir, iki, üç, beş kıl koparmaya. Hoca önce razı olmuş ama bir süre sonra acısına dayanamamaya başlamış. Cemaatin heves ve baskısına rağmen, hoca canının yandığını söyleyip itiraz edecek olmuş. Ama cemaat “hocam senin canın yanıyor diye biz cennetten mahrum mu kalalım” diyerek hücum etmiş hocanın üstüne ve onu bir tavuk gibi yolmuş. Molla Ahmet de böylece intikamını almış.

* * * * *

17-25 Aralık olaylarında bir arkadaş gelip ''Bu cemaat Tayyib'i indirecek aşağı demedi deme.'' dedi.

Bende Tayyip ERDOĞAN'ı tanımıyorsun sıyrılır bu oyunlardan demiştim. Tayyip bey gençliğinden beri siyasetin içinde ve Rahmetli ERBAKAN'dan siyaset ilmini öğrendi.

Aradan zaman geçti 15 Temmuz oldu falan filan. Arkadaş geldi söylediklerinde haklı çıktın Tayyip ERDOĞAN cemaati devre dışı bıraktı dedi.

Şimdi bunları niye anlattım, Tayyip ERDOĞAN siyaset ilmini biliyor. geçen sene Ocak ayında 3500 TL olan asgari ücret şuan 8500 TL.

Seçime kadar şapkadan daha ne tavşanlar çıkarır bunu bilemeyiz.

Diğer yandan son belediye seçimlerinde Ankara ve İstanbul CHP ye geçti. Ak Parti teşkilatları fena çuvalladı.

İktidar yüzü eskimesi denen olayda var. 2005 de doğan çocuk oy kullanacak ve bu nesil diyor ki ben doğdum Ak Parti vardı oy kullanma yaşım geldi yine Ak Parti var.

Alttan gelen nesil Ak Partiye sıcak bakmıyor.

Şuan bir seçim olsa Cumhur ittifakının alacağını düşünüyorum ama siyasette değil günde bir saatte her şey değişebilir.

Selam ve dua ile.
"""Şuan bir seçim olsa Cumhur ittifakının alacağını düşünüyorum ama siyasette değil günde bir saatte her şey değişebilir."""

düşün düşün alacak merak etme sen Ebu computer(y):)
 

erdemceerdem

Profesör
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
2,700
Tepkime puanı
394
Puanları
83
Yaş
41
Konum
Garb'ın Âfâk
'At izi İt izine karıştı' diye bir deyim vardır ya... Tam da o süreçteyiz şu an...

Bir tarafta Doğu Perinçek (-ki yanında MHP), diğer tarafta Saadet Partisi...

Erbakan Hoca'nın oğlunu istemeyen bir Saadet Partisi...

MHP ile Büyük Birlik zoraki yanyana... Muhsin Başkan sağ olmalıydı şimdi...

Erbakan Hoca sağ olsa idi, oğluna mı kızardı; dişini tırnağını kattığı Saadet Partisini Masanın ortasına gömermiydi...
****

Milli Görüş Hareketi'nin Sancağını kim taşıyor mesala!!! Saadet mi!!!
Teneke dedelerin elinde kaldı, Saadet...

Babadan oğula geçen herşey miyadını tamamlamıştır diye kanaatim vardı ekseriyetle...

Babasının sancağını devralmış bir Fatih Erbakan var görünüyor şu siluette..
*****

Ve belki de ilk defa, Milli Görüş'ü gönülden benimsemiş ve inançtan hiç vazgeçmemiş akli selim Milli Görüşlü insanlar

Oğul Erbakan ile birlikte ilk kez Akpart'iye sıcak bakmakta...

Bu seçimin düğümünü çözecek taraf muhtemel ki.... HDP....

HDP'ye rağmen, İbrahim'in yanması için Nemrudun yaktığı ateşi söndürmek için Su taşıyan karıncalar da Milli Görüşlü gençler olacaktır kanaatindeyim...

Umudum o dur ki; Fatih Erbakan abimiz, Akparti ile mutabakat duruşunu düzgün temeller üzerine oturtsun...

Umudum o dur ki; Akparti, Fatih Erbakan abimize kulak versin, kırmızı çizgilerine itibar etsin...

Evet HDP bu seçimde bağlayıcı olacaktır kabul... Ama Fatih Erbakan'ın alacağı safta can suyu olacak binlerde Milli Görüşlü insanın olduğu kanaatini taşımaktayım.
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83
'At izi İt izine karıştı' diye bir deyim vardır ya... Tam da o süreçteyiz şu an...

Bir tarafta Doğu Perinçek (-ki yanında MHP), diğer tarafta Saadet Partisi...

Erbakan Hoca'nın oğlunu istemeyen bir Saadet Partisi...

MHP ile Büyük Birlik zoraki yanyana... Muhsin Başkan sağ olmalıydı şimdi...

Erbakan Hoca sağ olsa idi, oğluna mı kızardı; dişini tırnağını kattığı Saadet Partisini Masanın ortasına gömermiydi...
****

Milli Görüş Hareketi'nin Sancağını kim taşıyor mesala!!! Saadet mi!!!
Teneke dedelerin elinde kaldı, Saadet...

Babadan oğula geçen herşey miyadını tamamlamıştır diye kanaatim vardı ekseriyetle...

Babasının sancağını devralmış bir Fatih Erbakan var görünüyor şu siluette..
*****

Ve belki de ilk defa, Milli Görüş'ü gönülden benimsemiş ve inançtan hiç vazgeçmemiş akli selim Milli Görüşlü insanlar

Oğul Erbakan ile birlikte ilk kez Akpart'iye sıcak bakmakta...

Bu seçimin düğümünü çözecek taraf muhtemel ki.... HDP....

HDP'ye rağmen, İbrahim'in yanması için Nemrudun yaktığı ateşi söndürmek için Su taşıyan karıncalar da Milli Görüşlü gençler olacaktır kanaatindeyim...

Umudum o dur ki; Fatih Erbakan abimiz, Akparti ile mutabakat duruşunu düzgün temeller üzerine oturtsun...

Umudum o dur ki; Akparti, Fatih Erbakan abimize kulak versin, kırmızı çizgilerine itibar etsin...

Evet HDP bu seçimde bağlayıcı olacaktır kabul... Ama Fatih Erbakan'ın alacağı safta can suyu olacak binlerde Milli Görüşlü insanın olduğu kanaatini taşımaktayım.
Evet HDP bu seçimde bağlayıcı olacaktır kabul... Ama Fatih Erbakan'ın alacağı safta can suyu olacak binlerde Milli Görüşlü insanın olduğu kanaatini taşımaktayım."
bunların yanında SAADET seçmenlerinin çoğunluğu da uymayacak Allah düşmanlarıyla kolkola olan karamolla ya muhtemelen.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Tarafım belli zaten o aşikar tekrar üzerinden geçmeye gerek görmüyorum da ,Erdoğan en kuvvetli olduğu zamanda bile ilk turda %52 bandındaydı ,hadi o zaman 2.tur potansiyeli olarak alternatif 2. kişiler içinde de diyelim bu oran %60 olsun varsayalım,oy potansiyeli olarak ,şimdi pandemi,ekonomik kriz derken;bir de bu deprem ve üzerine sel felaketi ,gerek Erdoğan ın oy potansiyelinin çok daha kuvvetli yerlerde olması üzerine zaten yaşadığım ilçenin %80 chp li olması yani kısaca etrafımdan gözlemlediğim evvelden beri Erdoğan a oy vermeyen insanlarda verme namına en ufak bir kıpırdama olmadığı gibi ,Erdoğan a oy verip de vermeyecek insanlar varken ; iyi kötü herkes kendi çevresinin bir şekilde nabzını görüyordur.;bu seçimde bilmiyorum rakam dahi telaffuz edecek derecede olumlu yaklaşamıyorum;seçime kadar yaklaşık 2 ay var olanları gördükten sonra 2 ayda ne olur da Erdoğan kazanır da diyemiyorum.Açıkçası işte öyle:(Umarım yanılan ben olurum bu yazıyı da ömrüm olursa alıntı yaparak altına cevap yazarım.
 
Üst