Kelaynaklar...
Her zamanki gibi baştan diyeyim, bu bir çevre duyarlılığı yazısı değildir. Belki ihmal ediyoruz. Hatta belkisi fazla, çevremizi ihmal ediyoruz. Yanılmıyorsam ortaokulda falandım, bir tübitak dergisinin kapağında "nesli tükeniyor" diye bir haber yapmışlar, kafes içindeki kelaynakların fotoğraflarını koymuşlardı. Aradan yıllar geçi, şükürler olsun kelaynakların nesli kurtarıldı. Suriye'deki savaş yüzünden göçlerine falan izin verilmemişti. Yani koruma devam ediyor.
Ama konumuz kelaynakların neslinin korunması için daha fazla neler yapabiliriz de değil. Esasına bakarsanız zevk için bu kuşları öldüren avcıları asmak önerisinden başka bir fikrim olduğunu da söyleyemem.
Efendim, konumuz son dönemde acayip gergin oldukları gözlemlenen "laik teyzeler" veya "laik ergenler". Sokakta yürüyen başörtülüye saldıran; yine başka bir sefer yanından geçen başörtülüye yumruk atan, asansöre binen başörtülüye saldıranlara bugün havaalanında kılık-kıyafet yasasını bağıra bağıra okuyan teyze dâhil oldu. Neymiş; sarık ve cübbeden rahatsız olmuş!
Ne demişti eski devlet böyüklerimizden biri; "başörtülüler okumak istiyorlarsa Arabistan'a gitsinler". Ben de diyorum ki, "başörtüsünden, sarıktan, cübbeden rahatsız olanlar evlerinden çıkmasınlar"! Tamam, anladınız; gönderecek ülke bulamadım.
Aranızda bileniniz var mı acaba; "neden bu kadar gerginler?"
İnandıkları gibi giyindikleri için okullarından atıldıklarında...
İnandıkları gibi giyindikleri için işlerinden atıldıklarında...
İnandıkları gibi giyindikleri için hakarete uğradıklarında...
İnandıkları gibi giyindikleri için ikna odalarına alındıklarında...
İnandıkları gibi giyindikleri için ülkeyi terk ettiklerinde...
Size kimse dokunmamıştı ama!
Size kimse karışmamıştı ama!
Dahası var... Devran dönmesine rağmen...
Hala da size kimse bir şey demiyor!
Hala da size kimse ters bakmıyor!
Hala da size kimse karışmıyor!
Ne giyerseniz giyin, ne düşünürseniz düşünün!
De...
Ne bu hazımsızlık?
Ne bu düşmanlık?
Ne bu nefret?
Bu milletin inancına, değerine veya bu milletin özgürlüğüne ne zaman saygı duymayı öğreneceksiniz?
Ne zaman o çok öve öve bitiremediğiniz asgari düzeyde bir batılı olabileceksiniz?
Ne zaman bir arada yaşamaya çalışacaksınız?
Sesimi duyanınız olur mu bilmiyorum ama; biz bu topraklara aidiz! Biz bu topraklarda doğduk vakti zamanı gelince yine bu topraklarda öleceğiz!
Çatlasanız da... Patlasanız da...
Ne inancımızdan... Ne de vatanımızdan vazgeçeceğiz!
O yüzden...
Terbiyesizlikle üstün gelebileceğiniz kuruntunuzdan vazgeçip, azıcık da olsa medenileşin!
Şaban Öz