Sanat Olarak Heykel Caiz midir?

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Saffat Sûresi 95:
قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ (Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?)

Burada kerih görülen bir şeyin yontulması mıdır yoksa yontulan şeye tapılması mıdır? Veya ikisi birden midir?

Hz. Ömer döneminde basılan sikkelerde elinde kılıç tutan insan tasviri vardır. Emevi döneminde bu devam eder. Abbasi döneminde ise sikkelerden tasvir olayı kalkmaktadır. Arkeolojik bulgular böyle.

Burada insanın aklına şu geliyor: İslamın ilk yıllarında ayetlerden anlaşılan şey ile sonra ki dönemlerde anlaşılan arasında keskin farklılaşma olduğu kesin. Peki ya bugün? Birileri işi o derece ileri götürmüş ki fotğrafını bile çektirmiyor. Gerekçesi: Caiz değil! Acaba gerçekten de öyle midir?

Siz ''yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?'' ayetinden sadece tapınmanın kerih görüldüğünü anlıyabileceğiniz gibi tapınmaya sebep olacak her şey caiz değildir de diyebilirsiniz. Peki tapınmaya sebep olan her şey derken bunun içine gerçekten her şey girmez mi? İnsanoğu Aya, Güneşe, Yıldızlara, hatta Farelere bile tapabiliyorsa ''sebep olacak her şey'' gerçekten de eşyanın tümünü kapsamaz mı? O halde bu ayette kerih olan yontmak değil, yontulana tapmak olsa gerek Allahu âlem. Zira Allah bu ayetin devamında ''Sizi de yonttuklarınızı da yaratan Allah'tır'' diyor. Yontulanı yaratan Allah amenna; peki, ya tapınmayı yapan kim? Biz insanoğlu. O halde problem Allah'ın yarattıklarında değil; bilakis problem bizim cüzzi irademizin fiiliyatını harekete geçiren niyetlerde.
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Verdiğin arkeolojik not ilginç, sağol.

"Yediğiniz şeylere mi tapıyorsunuz"la "yontukklarınıza mı tapıyorsunuz" sorusu kerhetme bağlamında aynı şey: "Niye tapuculuk yapıyorsunuz!" Yani, bir elle tutulur şeyin kerih olduğu anlamına gelemez; düşünüşün ve o düşünüşün yol açtıklarının kerih olduğu anlamına gelir, (bu da madde olmayan "şirk"in kerih olduğu anlamına gelir) Şirk böylece kerihtir.

Ne yazık ki bu tür ayrımsal tembellik kültürün kılcallarına kadar sirayet etmiş. Dile getirilmeyen böyle şeyler toplumların damarlarında dolaşır ve zamanla kılcallara kadar ilerler, oradan doku sıvısına, sonra da hücreleri zehirler.

Vardır elbet abbasilerin de yapıklar bir takım hatalar... Olayları, tarihi yüzeysel ve iki kutuplu sunmanın veya derinliğine bilmemenin sonuçlarından birisi de tabiri caizse "romantik tarih bilinci"dir. Bir şeyleri doğru yapmak için geçmişe gözünü dikip bakmak, bön bön bakmak bu sonucu veriyor.

Sonuçta abbasi deyince bi ton insan var. Onları nasıl terazinin bir kefesine koyabiliriz ki, her bir kişiyi ayrı ayrı değerlendirecek olan allah, bize insanları ve milletleri toplulukları genelleyip (öve öve bitirememek veya sövmek sadedinde) konuşmayın diyor. Hatta "Belki tüm insanlarını topladığınızda onlar sizlerden hayırlıdır" demiyor muydu...

* * *

Aklıma geldi, aslında toplumda kadın konusunda da bunun benzeri bir yanılmaya gidilmiş. Mesela kadın deyince kadın veya erkek insanların bir kısmının aklına günah geliyor. Bir şey gelmeyebilmesi gerekirken, ama gelmeyebilemiyor. Çünkü insanlar hususan erkekler veya kadınlar neyin normal, neyin bir aşama, neyin gerekli olduğnu çok bildiğini zannedip ama hiç bilmeyince heralde böyle oluyor! Olaya bir de evlenmiş olmak ya da olmamak diye bakanlar var onlar da böyle bir terrane.

Geleneğin yamalı bohçanın dini böyle. Bohçanın ağırlığı yamalarla artar ve çirkin bir hal alır. Halbuki bohçanın içinde bir sürü kumaş satıyor, içlerinden uygun birisini de bohça olarak kullanmak üzere sadaka alsaydı..

* * *

Bununla beraber heykelcilik olsun, imamlık olsun, insan tutkular içerisindeyse ve bunun körleştirici etkisiyle tevhidi teyakkuzdan uzaklaşırsa, her şekilde takıntı-tutkusu veya şirk, sessiz sakin şekilde damarlar içerisinde ilerleyebilir.. Ve zamanla hücreleri istila edebilir...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Yazdıklarının çoğuna katılıyorum..

Keşke âlimlerimiz hadislerden yola çıkmakla birlikte tarihi bulgular üzerinden de okuma yapsalar. Çünkü tarihi bulgu, yazılı rivayetten daha güvenilirdir. Tarihi bulgular sizi direk o devre götürür. Oysa metin üzerinden ulaşan aktarımda risk vardır. Bu riskin olmadığını iddia edemeyiz zira şiilerin ve sünnilerin hadis kaynakları başka başka. Birbirine taban tabana çelişen kaynaklar. Bu durumda doğruyu ve yanlışı ayıklamak çok zor. Kur'an üzerinden bu ayıklama yapılıyor tamam. Lakin resim ve tasvir konusunda ki tüm hadisleri baz alırsak, sonra ilk İslam sikkelerinde ki tasvirleri görürsek hangisini kaynak alacağız? Bizi direk o devre götüren şaşmaz bulgulara mı yoksa günümüze ulaşan yazılı rivayetlere mi?

Dediğim gibi! Tasviri yasaklayan tüm hadisler Kur'an'la çelişmiyor. Lakin arkeolojik bulgularla çelişiyor. Kur'an'la çelişmiyor tamam ama bir serbestliğin kapısını daraltıyor. Zira çelişmeyen işlelerle de sahayı daraltmak mümkün çünkü Kur'an tevile çok müsait. ''ellerinizle yonttuğunuza mı tapıyorsunuz'' denilince buradan tasvir yasağıyla ilgili tüm metinlere geçit verebilirsiniz?

Bu noktada şu soruyu sormadan edemiyor insan: Sice modern çağın araştırma metodları ile fıkıh yeniden yazılabilir mi?
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Heykel yapmak elbette câizdir. Sanatla uğraşmanın kötü bir yanı olamaz. Sanatçı heykele tapmaz; sadece onu ortaya çıkarır ve onu beğeni dünyasına sunar. Hem kendi beğeni dünyasına hem de başkalarının. Tek başına uzun süre yaşayan ve hep öyle kalacak olan birisi artık sanat eseri ortaya koyamaz.

Çünki sanat, bir insanın kendi iç dünyasını başkalarına anlatma yollarından biridir. Görüldüğü gibi heykelin putla iligisi bulunmamaktadır. Put denilen şey zaten, özü boşalmış, anlamını kaybetmiş nesnedir. Oysa sanat eseri ve heykel çok anlamlı olabilmektedir.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Heykel yapmak elbette câizdir. Sanatla uğraşmanın kötü bir yanı olamaz. Sanatçı heykele tapmaz; sadece onu ortaya çıkarır ve onu beğeni dünyasına sunar. Hem kendi beğeni dünyasına hem de başkalarının. Tek başına uzun süre yaşayan ve hep öyle kalacak olan birisi artık sanat eseri ortaya koyamaz.

Çünki sanat, bir insanın kendi iç dünyasını başkalarına anlatma yollarından biridir. Görüldüğü gibi heykelin putla iligisi bulunmamaktadır. Put denilen şey zaten, özü boşalmış, anlamını kaybetmiş nesnedir. Oysa sanat eseri ve heykel çok anlamlı olabilmektedir.

Bir heykelin karşısına geçip ona bakmanın ve beğenmenin insana ilmi olarak ispatlanmış bir faydası var mı? Varsa bana belgesiyle gösterir misin?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir


Keşke âlimlerimiz hadislerden yola çıkmakla birlikte tarihi bulgular üzerinden de okuma yapsalar.

Lakin resim ve tasvir konusunda ki tüm hadisleri baz alırsak, sonra ilk İslam sikkelerinde ki tasvirleri görürsek hangisini kaynak alacağız?



Hz. Ömer'i kaynak alacağız tabiki...

İslam ülkelerinde dinar (altın) dirhem (gümüş) ve fels (bakır) olmak üzere üç tür metal para kullanıldı. Yüzyıllarca Roma, Bizans ve Sasani paralarının sürümde kaldığı Ortadoğu'da ilk İslam parası Halife Ömer döneminde (634-644), Sasani paraları üstüne İslama özgü bazı işaretlerin kazınması ile oluşturuldu.


Emevi halifesi I. Muaviye, Sasani paralarına kendi kılıçlı tasvirini koydurttu.


Halife Abdülmelik ise 693'te bir yüzünde kendi resminin bulunduğu ilk İslam dinarını bastırdı. Bu paranın öbür yüzünde kelime-i tevhid yazılıydı.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Bir heykelin karşısına geçip ona bakmanın ve beğenmenin insana ilmi olarak ispatlanmış bir faydası var mı? Varsa bana belgesiyle gösterir misin?


sanat insanın iç dünyasını zenginleştirir ve geliştirir. bunun belgesini sorman doğrusu şaşırttı beni. :)

kendinde deneyebilirsin. boş bir vaktinde internette sanat eserlerini gösteren birkaç sitede dolaş. onları incele, haklarında yazılmış yazılara göz at. şöyle bir yarım saat gezin. o eserlere yoğunlaş. sanatçı ne demek istemiş, ne anlatmış... ama iyi eserleri incelemeni öneririm.

sonra kendini tart. çevreye bakışında, dünyaya bakışında bir farklılık olup olmadığını düşün. fark olduğunu göreceksin.

mesela bizde heykel diye akla daha çok atatürk heykelleri gelir. onlar da çoğunlukla piyasa işi, yani kötü işlerdir. sanat değerleri yoktur. mesela iyi atatürk heykeline örnek olarak izmir cumhuriyet meydanı'ndaki at üzerinde atatürk heykelini gösterebilirim.

onun dışındaki atatürk heykellerinin çoğu kötü. atatürk'e benzemez. heykel demek sadece benzetmek demek değildir. o kişinin ruhunu, karakterini, insanlarda uyandırdığı imajı vb de yansıtmalı. ille de somut olmak zorunda değil heykel, soyutlama da olabilir.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
sanat insanın iç dünyasını zenginleştirir ve geliştirir. bunun belgesini sorman doğrusu şaşırttı beni. :)

Senin gibi birine tabi ki bunu soracağım. Var mı science dergisinde yayınlanmış bir makale? Ataların sana sanat iyidir demiş, iç dünyan zenginleşir demiş sen de kabul etmişsin. İlmi bir gerçeği olmayan boş sözlere kanmışsın. Neyse beyin senin tabi, istediğine inanırsın. Ben sadece sana hatırlatma yapabilirim o kadar.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Senin gibi birine tabi ki bunu soracağım. Var mı science dergisinde yayınlanmış bir makale? Ataların sana sanat iyidir demiş, iç dünyan zenginleşir demiş sen de kabul etmişsin. İlmi bir gerçeği olmayan boş sözlere kanmışsın. Neyse beyin senin tabi, istediğine inanırsın. Ben sadece sana hatırlatma yapabilirim o kadar.

yanlışın var. ben kendi tecrübelerimden biliyorum bunu. çocukluk yıllarımdan beri sanatın çeşitli dallarıyla uğraşırım ve eserler veririm. iç dünyamı nasıl geliştirdiğini, dünyaya bakışımı nasıl olumlu yönde etkilediğini ben biliyorum.

sense "science" dergisinden makale soruyorsun bana. :)
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
yanlışın var. ben kendi tecrübelerimden biliyorum bunu. çocukluk yıllarımdan beri sanatın çeşitli dallarıyla uğraşırım ve eserler veririm. iç dünyamı nasıl geliştirdiğini, dünyaya bakışımı nasıl olumlu yönde etkilediğini ben biliyorum.

sense "science" dergisinden makale soruyorsun bana. :)

Senin dünyaya bakışının olumlu yönde değişmesinin dünyaya faydası ne oldu?

Su kuyusu projesinde var mısın?
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Senin dünyaya bakışının olumlu yönde değişmesinin dünyaya faydası ne oldu?

Su kuyusu projesinde var mısın?

sanatın bana faydasından dünyaya faydasına mı geçtik şimdi?..

elbette bana faydası olunca, sana faydası olunca, dünyaya da faydası oluyor. her şey birbirini etkiler. sanata değer veren insanların çoğunlukta olduğu bir dünya daha iyi, daha yaşanası bir dünyadır. sanattan habersiz, sanata düşman ve sanatla kavgalı bir dünya ise daha kötü bir dünyadır. sanata düşman bir dünyada, kirli paralar, kanlı kârlar, savaşlar, nefretler, sevgisizlik ve estetik yoksunluğu söz konusudur.

estetik yoksunluğu demek, gözün ve onun arkasındaki beynin, güzel kavramına yabancı kalması demektir.

bakmayı ve görmeyi bilmek önemlidir. görüyorsun ama ne görüyorsun? güzelle çirkini, eğriyle doğruyu ayırdedebiliyor musun? insan beyni ve düşüncesi, nüansları farkedebildiği ölçüde gelişir.

dil de, düşünce de anlam inceliklerini görebildiği ölçüde, nüansları görebildiği ölçüde ilerler ve gelişir. bu önemli bir bilgidir, üzerinde düşünmelisin.

kelimeler arasındaki ince ve ufak gibi görünen anlam farkları önemlidir. önemsiz görenler henüz o gelişkinliğe ulaşamamış olanlardır. bu nedenle kaba düşünmek kaçınılmazlaşır. forumlarda örneklerini sıkça gördüğümüz, birbirinin ne dediğini anlamayan, sığ ve kısır tartışmalar yapılır.

su kuyusu projesinde de olmayı düşünürüm elbette. ama bunun sanatın faydasıyla doğrudan bir ilgisi yok. yani sanata bakışı gelişmemiş kişiler de böyle projelere katılabilir. sanata bakışı gelişmiş kişilerden bazıları da böyle yardımlara katılmayabilir. yani insanın içinin gelişmesi, dışarıya bakışına doğrudan olumlu etki yapmayabilir. başkalarını düşünmek, onlar için yardım etme isteğine sahip olmak ayrı bir özelliğidir beynimizin.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
faişenin adı sanatcı put perestin adı sanatkar olunca ne sanatın ne sanatkarın adı kaldı sanat insanlara yarar sağlıya bilecek bir buluş veya bir buluşu daha yararlı hale getirmektir sanatcıda bunu yapa bilen becerikli kabiliyetli insana verilen addır
fakat bu günümüzde filim çeviren kucaktan kuca ğezen faişe kucaktan kuca gezdiren pezenfeğin adı sanatcı olmuş put perest put yapıyor heykel traş sanatcı oluyor
topcusu popcusu hepsi vede bunlara gönül verenlerde bunlar gibi dir

Lafons, bak benden sanatın insan ruhunu zenginleştirdiğine dâir bilimsel kanıt istiyordun; işte sana bu mesajı kanıt olarak sunuyorum. Hâlâ istiyor musun? :)
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @ömerusta

Yaw abicim senin kaleminin bir ayarı yok mu.

Hep uçlarda geziyorsun...

yvHrjju.gif
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Abovv, Ömerusta ne yaptın ya :)
Abi çuvalı bu kadar büyük tutma gözünü seveyim çuval büyük diye zehirli mantar da doldurma riaki var.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
eeeşeriatın kestiği parmak acınmaz derler biz kurana göre konuştuk masiva işler boş işler boş sözler kimseye itibar kazandırmaz alçaltır bu saydıklarımda boş işler faydasız şeyler hiç bir faydası yoktur gençleri uyuşturmaktan vede bataklığa çekmekten gayri
varsa bir faydası söyleyin özür dileyim
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
ne çuval benim nede mantar vallahi zehirli mantar bu sanatcı geçinen cazcı filimci topcu popcudan daha faydalıdır panzehir yapılırda can kurtarır
bunlarsa yaşarken insanları öldürür
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
benim doğum yerim kırşehir neşet ertaş ta kırşehirli bilinir oysaki yozgat ilinden gelmiş kırşehire yerleşmiş teberdir yani çingenin yerleşiği aptal dır
kayserideki arkadaşlar bana takılır çingen oğlu aptal diye ordan girerler
bende aptal dediğiniz adamları düğünlere getirip davul zurna çaldırıp karılarınızı kızlarınızı onun önünde raks ettiriyorsunuz birde alkışlıyorsunuz o aptalmı pezenvek sizmi pezenveksiniz karılarınızmı faişe derim birden bozulurlar bozulmayın aptalmısınız aklınız yetmiyormu paranızla karılarınızı gözlere zevk veriyorsunuz derim
ister ağır bulun ister uç bulun çalgı çengiyle uğraşanlar karılarını kızlarını düğünlerde bayramlarda halkın önünde oynatanlar pezenvektir o kadınlarda faişedir
bu nasıl islam nasıl iman nasıl müslüman ölçü bellidir yani çuval belli zehirli mantar belli kardeşim
 
Üst