Sami Efendi’den sabır dersi!

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0

Sami Efendi’den sabır dersi!

Tîz-reftar olanın pâyına dâmen dolaşır...


Sami Ramazanoğlu Hazretleri irfan tarihimizin vasfı yazmakla tükenmez en önemli isimlerinden biri.

Edeb, tevazu, sükût ve mahfiyyeti, kendini saklayan gizli bir cevher oluşu ile dillere destan bir hayatın sahibi.

Onunla uzun veya kısa birlikte olma devletine erişen kimseler de Allah’ın yıldızı yüksek kulları şüphesiz.

Sami Efendi’nin hayata, hadiselere ve güzel kaderimizin idrâkine dair çok önemli işaretleri, tenbihleri ve telkinleri olmuş. İbret ve tefekkür ehli için hakikaten bulunmaz nimetler sadır olmuş mübarek dillerinden.

Onlardan birini daha nakletmek istedim; bugün her şeye en acilinden geçici çözümler geliştirmeye alıştırılmış ayaküstü akıl yürütme tarzımıza ilac olsun niyetiyle.

Sevenlerinin malumu olduğu üzere Sami Efendi, kendisine sorulan suallere ya bir ayet-i kerime, ya hadis-i şerif veya Mecelle’den bir kaide ile cevap verirlerdi.

Hatırını gözetenlerden Abdullah Sert Bey şöyle bir misal naklediyor bu bahiste:



DEME BU NİYE BÖYLE...


“1972 yıllarıydı. Erenköy’de birkaç yıkını ili birlikte bir meclisinde bulunmuştum. Bu sıcak ortamı fırsat bilen muhterem damatları mimar mühendis merhum Ömer Kirazoğlu Bey hacılarla ilgili bir projeden bahsetmişler ve şu teklifte bulunmuşlardı:

- Efendim, Kabe-i Muazzama’da tavaf alanı dar olduğu için sıkışmaya başladı. Kabe’nin etrafında yürüyen merdivenler gibi dönen katlar yapılsa?” diye gönlünden geçen arzusunu dile getirmişti.

Muhterem Üztadımız bu isteğe, Mecelle’den şu iki kaideyi hatırlatarak cevap vermişlerdi:

- “Bir iş dıyk oldukta (daraldıkta) müttesa’ olur (genişler)”
- “Meşakkat teysîri (kolaylığı) celb eder”

buyurdular. Sonra sözlerine devam ederek “Fakat Mecelle’de bir kaide daha vardır deyip bahsi şöyle tamamladılar:

- “Kim ki bir şeyi vaktinden evvel isti’câl eylerse (acilen isterse) mahrûmiyetle muâteb olur (karşılık görür)”


Bu misâl, Sami Efendi’nin yüksek ferasetini ve yerinde teşhis ve tedavi istidadını gösterdiği kadar Ahmet Cevdet Paşa’nın Mecelle ile şeriat-ı mutahharayı ne derece ince şekilde özümseyerek her çağa cevab olabilecek bir hukuk sistemi geliştirdiğinin de güzel bir örneği.

“Bir iş daraldıkta genişler ve zorluk kolaklığı çeker” hükümleri İnşirah suresinin “Her zorluktan sonra o zorluktan daha fazla miktarda kolaylığın geleceği” müjdesinin tefsiri gibi. Ve bir çok yerde “Allah’ın sabredenlerle beraber olduğu ve sabır ehlini sevdiği” konusundaki hükümler çerçevesinde telaş ehlinin mahrumlardan olacağı da pek âşikâr.


Rabbim cümle iz’an ehline gül kokmak azmi ve aşkıyla gül kokululara yakın olma şuuru ve edebi nasib etsin dileriz.




Kaynak: Mahmut Sami Efendi'den Hatıralar 1, Erkam Yayınları.


ZEYNEP İLGE EREN

 
Üst