Sallı-Yorumcu'luk!

Bazı gazetelerin web sitelerindeki haberlerin altında, okuyucular yorum yapsın diye sütun açılıyor. İyi bir fikir, kötü bir uygulama; nitekim tez zamanda suyunu çıkarmayı başarabildik.
Bugün itibariyle manzara şudur: Bilgisayar başına oturan herkes, sahte veya gerçek bir isimle haber altlarına "aklından geçen her şeyi" yorum diye yayınlatabiliyor.
İyi para kötü parayı kovar; her hezeyanını yorum diye çiziktiriveren yorumcular da, aklı başında okuyucuya galebe etmek üzere. Gazetelerin web yöneticileri, tehlikenin farkında olmalı ki, yorum sayfalarının altına miniminicik harflerle, "Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir; yazılanlardan gazetemiz sorumlu değildir." diye bir not ekleme ihtiyacını duyuyorlar.
Ee, bu kadarcık hukuk hilesi, üstte yazılan suç unsurlarından ötürü gazeteyi sorumluluktan kurtarır mı; bu mesele internet hukukunun boş böğrü gibi görünüyor. Yazar ve muhabirler, yazdıkları her satırın fikri sorumluluğunu taşırken sahte isimle aklına geleni "sallayan" bazı okuyucuların işleyebileceği cürümleri kim göğüsleyecek?
Siz şimdi örnek istersiniz; hay hay! Vatan Gazetesi'nin web sitesinde dün yayınlanan, "İşte Yargıtay'ın 34 Yeni Üyesi" başlıklı haberin altındaki yorumlardan bazılarını, -imlâsına çekidüzen vererek- takdirlerinize sunuyorum; buyrunuz:
"Nihayet iktidar sonrası kendilerini yargılayacak kadroyu kurdular-Latif Şener. Hepsi AKP'nin adamları, vatan elden gidiyor ve gitti -Atilla Şahin. AKP ve Tayyip kendi yandaş yargısını kuvvetlendiriyor. Geldikleri gibi gidecekler- Kaan Han. Kurumlar imam dönmesi hatiplilerle doldu; bunlar da onlardan mı? Ercan Ocak. Anlaşıldığı kadarıyla AKP Yargıtay'da partizanlarını atayabilmeyi başarmış, bir kaleye daha girilmiş- Güven Özer. Yargıyı ele geçirme hedeflerine adım adım yaklaşıyorlar- Fikri Hür. Güle güle yargı, güle güle. Allahtan elimizde TSK var. Sakın bunu duymasınlar şimdi oraya da el atarlar- Osman Karadeniz. Yakında çocukları avukat olarak Ankara'da büro açar- Akif Tütüncü. Yargıyı ve TSK'yı Fethullahçı ayak takımından korumalıyız; ülkemizi uçuruma götürüyorlar- Ateş Demirtürk. Nice 27 Mayıslara!-Lavgar Üsüünn. Denizfeneri Davasını yıllardır bekleten savcılar hakimler hepsi Yargıtay'a doluşmuş. Geleceğimiz hiç parlak değil- Fidel Castro. Şimdiye kadar neredeydin, neler peşindeydin, istediğin yerine getirildi mi Sadullah- Deniz Gezen. Pazarlıkta anlaştılar demek ki; Adalet Bakanlığı müfettişleri olduğuna göre- Sayder Sayder. Seçimi günlerce geciktiren bakan ve müsteşarının tüm gayretleri ne netice verdi bilemiyoruz; ümidim Atatürkçü-demokrat-hak hukuktan yana atanmalar!- Muzaffer Yeltekin. Seçilenlere bakıyorum ve bundan sonraki kararlar kanun kitabından değil, Kuran-ı Kerim'den okunarak verilecek galiba- Ali Narlı." (Kaynak: http://www12.vatanim.com.tr/member/yorumlistesi.asp? Newsid=282475) Benim şahsi kanaatime göre bu yorumların hemen hepsinde, yeni Yargıtay üyelerini -ki hiçbirini tanımam- peşinen töhmet altında bırakan ağır ithamlar var. Yargıtay üyelerinden birisi, "Kimse benim hakkımda böyle itham ve imada bulunamaz" diyerek hak aramaya kalkışırsa kiminle muhatap olacak? Vatan Gazetesi, "Bana ne; ben sorumlu değilim" diyor çünkü. E, editörlük nerede; hâkimlerin haysiyeti, 'sallı-yorum'cuların insafına mı kalmıştır yani? Bu iyiniyetli fakat kötü uygulamaya çekidüzen vermekten başka çare yok. Böyle lâubalilik olmaz. Muhalefetin de, hükümete dirsek çakmanın da yolu yordamı, edebi, hukuku var...
Zaman

ANTİdepresan' Alıntı:

Sansürcü bir zihniyet...
Düşünceyi açıklamaktan alıkoymaya çalışan bir bakış açısı...
Açıkcası ZAMAN gazetesine yakıştıramadım...
Anayasa der ki; kişisel insanları şiddete açıkca yönlendirmediği sürece düşüncenin açıklanmasını suç saymaz...
Gün gelir insan lal olur... Gün gelir insan mal olur...

Genişletmek için tıkla ...

Zaman gazetesinde yayınlanan yazının ana konusu, okuyucu kisvesi altında açıkça yapılan hakaretleri teşhir etmek, geri planında duran zihniyeti açığa çıkarmaktır.
Gazetenin yazısı nitelik olarak bir eleştiridir.
Yapılan eleştiriyi sansürcülükle nitelemek eleştiri değildir. Hakarettir.
Eleştiriye eleştiri ile yaklaşmak için uygun dil ve yöntemler varken hem bu forumda olanları hemde ideolojin gereği karşıt olduğun her şeyi ve herkesi sansürcülükle eleştirmek sansürcülüğün dik alasıdır.
Tezin varsa dök ortaya, gazetede çıkan yazıyı yanlışlarıyla açıkla.
Eleştiri hakkını sadece kendinizle sınırlandırmanız SANSÜRCÜLÜK değil de nedir?

Dergaz' Alıntı:

Bazı gazetelerin web sitelerindeki haberlerin altında, okuyucular yorum yapsın diye sütun açılıyor. İyi bir fikir, kötü bir uygulama; nitekim tez zamanda suyunu çıkarmayı başarabildik.

Bugün itibariyle manzara şudur: Bilgisayar başına oturan herkes, sahte veya gerçek bir isimle haber altlarına "aklından geçen her şeyi" yorum diye yayınlatabiliyor.
...
Gazetelerin web yöneticileri, "Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir; yazılanlardan gazetemiz sorumlu değildir." diye bir not ekleme ihtiyacını duyuyorlar.
Ee, bu kadarcık hukuk hilesi, üstte yazılan suç unsurlarından ötürü gazeteyi sorumluluktan kurtarır mı;
bu mesele internet hukukunun boş böğrü gibi görünüyor. Yazar ve muhabirler, yazdıkları her satırın fikri sorumluluğunu taşırken sahte isimle aklına geleni "sallayan" bazı okuyucuların işleyebileceği cürümleri kim göğüsleyecek?
Siz şimdi örnek istersiniz; .... Vatan Gazetesi'nin web sitesinde dün yayınlanan, "İşte Yargıtay'ın 34 Yeni Üyesi" başlıklı haberin altındaki yorumlardan bazılarını, -imlâsına çekidüzen vererek- takdirlerinize sunuyorum; buyrunuz:
1-"Nihayet iktidar sonrası kendilerini yargılayacak kadroyu kurdular-Latif Şener.
2-Hepsi AKP'nin adamları, vatan elden gidiyor ve gitti -Atilla Şahin.
3-AKP ve Tayyip kendi yandaş yargısını kuvvetlendiriyor. Geldikleri gibi gidecekler- Kaan Han.
4-Kurumlar imam dönmesi hatiplilerle doldu; bunlar da onlardan mı? Ercan Ocak.
5-Anlaşıldığı kadarıyla AKP Yargıtay'da partizanlarını atayabilmeyi başarmış, bir kaleye daha girilmiş- Güven Özer.
6-Yargıyı ele geçirme hedeflerine adım adım yaklaşıyorlar- Fikri Hür.
7-Güle güle yargı, güle güle. Allahtan elimizde TSK var. Sakın bunu duymasınlar şimdi oraya da el atarlar- Osman Karadeniz.
8-Yakında çocukları avukat olarak Ankara'da büro açar- Akif Tütüncü.
9-Yargıyı ve TSK'yı Fethullahçı ayak takımından korumalıyız; ülkemizi uçuruma götürüyorlar- Ateş Demirtürk.
10-Nice 27 Mayıslara!-Lavgar Üsüünn.
11-Denizfeneri Davasını yıllardır bekleten savcılar hakimler hepsi Yargıtay'a doluşmuş. Geleceğimiz hiç parlak değil- Fidel Castro.
12-Şimdiye kadar neredeydin, neler peşindeydin, istediğin yerine getirildi mi Sadullah- Deniz Gezen.
13-Pazarlıkta anlaştılar demek ki; Adalet Bakanlığı müfettişleri olduğuna göre- Sayder Sayder.
14-Seçimi günlerce geciktiren bakan ve müsteşarının tüm gayretleri ne netice verdi bilemiyoruz; ümidim Atatürkçü-demokrat-hak hukuktan yana atanmalar!- Muzaffer Yeltekin.
15-Seçilenlere bakıyorum ve bundan sonraki kararlar kanun kitabından değil, Kuran-ı Kerim'den okunarak verilecek galiba- Ali Narlı."

(Benim şahsi kanaatime göre bu yorumların hemen hepsinde, yeni Yargıtay üyelerini -ki hiçbirini tanımam- peşinen töhmet altında bırakan ağır ithamlar var. Yargıtay üyelerinden birisi, "Kimse benim hakkımda böyle itham ve imada bulunamaz" diyerek hak aramaya kalkışırsa kiminle muhatap olacak? Vatan Gazetesi, "Bana ne; ben sorumlu değilim" diyor çünkü. E, editörlük nerede; hâkimlerin haysiyeti, 'sallı-yorum'cuların insafına mı kalmıştır yani? Bu iyiniyetli fakat kötü uygulamaya çekidüzen vermekten başka çare yok. Böyle lâubalilik olmaz. Muhalefetin de, hükümete dirsek çakmanın da yolu yordamı, edebi, hukuku var...
Zaman

Genişletmek için tıkla ...

Okuyucu görüntüsü altında yorum yazanların, agresif tutumları yorumlarında açık ve net görülüyor. Kişilere saldırıda ölçü yok.

Katmer-Î Matem' Alıntı:

Zaman gazetesinde yayınlanan yazının ana konusu, okuyucu kisvesi altında açıkça yapılan hakaretleri teşhir etmek, geri planında duran zihniyeti açığa çıkarmaktır.
Gazetenin yazısı nitelik olarak bir eleştiridir.
Yapılan eleştiriyi sansürcülükle nitelemek eleştiri değildir. Hakarettir.
Eleştiriye eleştiri ile yaklaşmak için uygun dil ve yöntemler varken hem bu forumda olanları hemde ideolojin gereği karşıt olduğun her şeyi ve herkesi sansürcülükle eleştirmek sansürcülüğün dik alasıdır.
Tezin varsa dök ortaya, gazetede çıkan yazıyı yanlışlarıyla açıkla.
Eleştiri hakkını sadece kendinizle sınırlandırmanız SANSÜRCÜLÜK değil de nedir?

Genişletmek için tıkla ...

Okuyucuların kişisel görüşleri gereğince istediğini beğenme istediğini beğenmeme durumu olabilir. Gazetenin yazısı eleştiri ama neye ? Hakarete mi? Yoksa birilerinin yorumlarına mı? (ki hakaret içerse bile) Bu bir engelleme çabası değil midir? Ahlaka uygun olmayan yorumlar zaten yayınlanmaz ama eleştiri olarak yayınlananları hakaret olarak değerlendirmesi yanlış. Diye düşünüyorum...
Ki Zaman gazetesine yakıştıramadım derken Zaman gazetesi ki özgürlüklerden dem vuran bir gazete olduğundandır.

Avrupanın temel insan hakkı düşünce özgürlüğüdür... Yani insan hakları beyannamesinde bile yazar yaşam hakkından sonra gelen en önemli insan hakkı DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜdür...

Gazete yorumlarında başkalarının da ELEŞTİRİ yapması gerektiğini savunmak eleştiri yapma hakkımı kendime saklamak değildir DEĞİL Mİ?

Yanlış mı anlattım acaba?

ANTİdepresan' Alıntı:

Okuyucuların kişisel görüşleri gereğince istediğini beğenme istediğini beğenmeme durumu olabilir. Gazetenin yazısı eleştiri ama neye ? Hakarete mi? Yoksa birilerinin yorumlarına mı? (ki hakaret içerse bile) Bu bir engelleme çabası değil midir? Ahlaka uygun olmayan yorumlar zaten yayınlanmaz ama eleştiri olarak yayınlananları hakaret olarak değerlendirmesi yanlış. Diye düşünüyorum...
Ki Zaman gazetesine yakıştıramadım derken Zaman gazetesi ki özgürlüklerden dem vuran bir gazete olduğundandır.

Avrupanın temel insan hakkı düşünce özgürlüğüdür... Yani insan hakları beyannamesinde bile yazar yaşam hakkından sonra gelen en önemli insan hakkı DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜdür...

Gazete yorumlarında başkalarının da ELEŞTİRİ yapması gerektiğini savunmak eleştiri yapma hakkımı kendime saklamak değildir DEĞİL Mİ?

Yanlış mı anlattım acaba?

Genişletmek için tıkla ...

Zaman gazetesinde yayınlanan yazının ana konusu nedir ?
o yazıdan kim ne anladı?
ne anlamalıydı?

Vatan gazetesi web sitesinde yayınlatırılan okuyucu yorumlarına hedef olan hakimler için
imam dönmesi
yandaş yargı
Akp partizanları (hakimler için) gibi nitelemeleri, hakimlerin mesleki onurlarına ve kişiliklerine yönelik ağır sözler olduğu tartışılmayacak kadar açık ve net.

zaman gazetesinin üzerinde durduğu konulardan bir tanesi de okuyucu yorumlarından çok bu yorumları organize eden bir anlayışın var olduğu yönündedir.
.
ikincisi,suçlamalara hedef olan hakimlerin vatanda yayınlanan okuyucu yorumlarını hakaret kabul edip yargıya başvurmaları halinde muhatabın kim olacağı sorusunun cevabı irdelenirken

tüm bunları evirip çevirip sansürcülükle bağdaştırmak
arkasından düşünce özgürlüğü dillendirmeleri çok abuk sabuk geldi.

vatan gazetesinde bir öven bir de çok ağır eleştiren iki yorum yaz, o iki yorumdan biri editörün engeline takılacaksa, yorumları kendi görüşlerinin ekseninde yayınlayıp yayınlatmama sonucunda ortaya vatan gazetesinin hukuki nedenlerle asla göze alamayacağı ifadelerden oluşan kocaman bir makale ortaya çıkacaksa demek ki bu işin altında bir art niyet vardır.
zaman'ın irdelediği konu da budur.

Ama nerdeeee
herkesten bu incelik beklenmez
her koşulda sansürcü lafı kullanmaya eğilimi olanlar ile yoldaşım diyebileceği atatürkçü solcu devrimci kominst aydınlıkçı onlarca site var

her hangi bir konu üzerinde kapsayıcı bir görüş açıklamadan direkt SANSÜRCÜ diye atatürkçü solcu o cu bu cu sitelerde onları veya sempati ile baktıkları herhangi bir yapıyı sansürcü diye bi suçlamaya giriş bakalım ne olacak?
sansürcülüğün ne olduğunu kısa zamanda öğretiverirler

oralarda çok gördük pek te övdüğün düşünce özgürlüğünün!!!! çerçevesini
düşünce özgürlüğü sloganıyla hareket edip, harfleri bile makaslayanlar
bir laf var,
seni gözüm ısırıyor bir yerden ama??