Salih, şehid ve sıddîk kelimeleri

Rojdi

Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
142
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Salih, şehîd ve sıddîk kelimeleri de böyledir. Tekil olarak söylendiklerinde peygamberler kastedilir.

Yüce Allah, İbrahim halil hakkında şöyle demektedir:

"Ve ona dünyada ecrini verdik, ahirette de O, muhakkak ki salihlerdendir." (Ankebut, 27)

"Biz ona dünyada bir güzellik de verdik, şüphesiz ki o ahirette de salihlerdendir." (Nahl, 122)

İbrahim Halil de şöyle demiştir:

"Rabbim bana bir hüküm ver ve beni salihlere kat." (Şuara, 83)

Hz. Yusuf'da şöyle demiştir:

"Benim canımı müslüman olarak al ve beni salihlere kat." (Yusuf, 101)

Hz. Süleyman da şöyle demiştir:

"Rahmetinle beni salih kullarının arasına kat." (Neml, 19)

Sıhhati üzerinde ittifak bulunan hadis-i şerifte belirtildiğine göre, ashab-ı kiram namazlarının sonlarında:

"Kulları tarafından Allah'a selâm olsun, filana selâm olsun" diyorlardı, günün birinde Rasûlullah (s.a.v) onlara şöyle dedi:

"Şunu bilin ki Allah Selâm'dır. O bakımdan sizden herhangi bir kimse namazda oturacak olursa, şöyle desin: 'Bütün selâmlar, dualar ve ibadetlerimiz Allah içindir. Selâm sana ey Peygamber, Allah'ın rahmet ve bereketi üzerine olsun. Selâm bizlere ve Allah'ın salih kullarına' İşte bunu söyleyecek olursanız, sözleriniz gökte ve yeryüzünde bulunan Allah'ın bütün salih kullarını kapsar." (Buhârî, Deavât, 16; Ezan, 148; Müslim, Salât, 55)

Bazan "Salih" kelimesi başka kelimelerle birlikte de kullanılır. Yüce Allah'ın şu buyruğunda olduğu gibi:

"İşte onlar Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, salihlerle beraberdirler." (Nisa, 69)

Zeccac ve başkaları şöyle demiştir:

"Salih", Allah'ın ve kullarının haklarını gereği gibi yerine getirendir.

"Salih" kelimesi, "fâsid" kelimesinin zıddıdır. Mutlak olarak bu kelime kullanıldığı takdirde, bütün işlerini ıslah eden ve onda fesattan herhangi bir iz bulunmayıp gizlediği ve açıkladıkları, sözleri ve davranışları arasında fark bulunmayarak bunlarla Rabbini razı edebilen kimsedir. Böyle bir tanım ise peygamberleri ve makam olarak onlardan daha aşağıda olanları da içine alır.

"Sıddık" kelimesi bu ayet-i kerîmede peygamberlere atfedilmiştir.

Yüce Allah'ın şu buyruğunda olduğu gibi, kimi zaman bu peygamberlerin bir niteliği olarak da zikredilmektedir:

"Kitabta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o (özünde, sözünde ve davranışlarında son derece doğru) sıddîk bir peygamber idi" (Meryem, 41)

"Kitapta İdris'i de zikret. Gerçekten o sıddîk bir peygamberdi." (Meryem, 56)

Aynı şekilde az önce gördüğümüz ayet-i kerîmede "şehid" kelimesi, sıddîk ve salih ile birlikte anılmıştır.

Yüce Allah bir başka yerde de şöyle buyurmuştur:

"Peygamberlerle şehidler getirilecek ve onların arasında hak ile hükmedilecek." (Zumer, 69)

İnsanlara karşı şehadet kaydı ile birlikte bütün bu ümmet Yüce Allah'ın şu buyruğunda şöylece nitelendirilmektedir.

"Böylece sizi, bütün insanlara karşı şahidler olasınız, bu peygamberler de size tam bir şahid olsun diye orta bir ümmet yaptık." (Bakara, 143)

Buradaki şehadet, insanlara karşı şehadette bulunmak kaydı ile kayıtlıdır. Yüce Allah'ın şu buyruğunda söz konusu edilen şehadet de böyledir.

"Buna ilişkin dört şahid getirmeli değil miydiler?" (Nur, 13)

Şu buyrukta da bu anlamdadır:

"Erkeklerinizden de iki şahid tutun." (Bakara, 232) Bu son iki ayet-i kerîmede söz konusu edilen şehadet ile, diğer şehadet farklı şeylerdir. Bundan önceki şehadetler, Yüce Allah'ın:

"İçinizden şahidler edinsin diye...." (Al-i İmran, 140) buyruğundaki şehadete benzemektedir.

şeyhul islam imam ibn teymiyye
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
Rojdi' Alıntı:
Salih, şehîd ve sıddîk kelimeleri de böyledir. Tekil olarak söylendiklerinde peygamberler kastedilir.
kardeşim allah razı olsun gerçekten güzeldi ama ibni teymiye bu sözüyle neyi kastedmek istemiş acaba çünki bilindiği gibi peygamberimiz(sav) ebubekire sıddık hamzaya şehid talha bin ubeydullahada salih demiştir
 
Üst