Saleh Sabr, “Yollarda” adlı Sufi Rock albümüyle Allah’ın Ayetleri ile dalga geçilen bir müzik türünü, Efendimiz ve yol arkadaşlarını anlatan bir müziğe dönüştürmüş.
‘Bırakın sevdiklerini, kendilerinden bile vazgeçmişler’ cümlesini duyduğunuzda bir ara müzikten kopuyorsunuz, (Çağrı filmindeki) Taif Vadisi’nde Güllerin Efendisi’ne taş değmesin diye kendisini siper eden Sahabenin silueti geliyor gözlerinizin önüne.
Söyleşi: Hazan Mevsimi
Saleh Sabrı’ın ilk kişisel albümü ‘Yollarda’, rock müziğin kendine has hırçın, agresif ve dalgalı tonu ile Sufi Müziğin gönül telimize dokunan sakin suları arasında rahatsız etmeyecek bir sentez sunmuş müzikseverlere.
Saleh Sabr’ın çalışmaları içerisinde sözleri kulağımıza aşina köşe taşı müzikler olduğu gibi söz ve müziği ile rock dinleyicilerinin beğenisine sunulan yepyeni çalışmalarda var. ‘Aldanma, Esma Marşı, Sahabeler, Sevdim Seni, Mevlam sana ersem diye, Ya Resul, Yıldızları da al yanına, Yağmurun sesi’ adlarıyla 9 farklı tonda eser var. Çok sayıda Esma-ül Hüsna çalışması var. Lakin Sabr, bu albümde Rabbimizin güzel isimlerini manaları ile birlikte sıralayarak ‘Esma Marşı’ adlı çalışmayı ortaya çıkartmış. Albümün ikinci klip çalışması olan ‘Sahabeler’ in akustik versiyonunun girişinde Ömer Döngeloğlu şiiriyle eşlik ederken, ‘Yıldızları da al yanına’ adlı çalışmada Saleh Sabr – Taha Akkor düeti dinleme imkanı buluyorsunuz. ‘Sahabeler’ de ritmin etkisine kaptırmışken kendinizi, ‘Bırakın sevdiklerini, kendilerinden bile vazgeçmişler’ cümlesini duyduğunuzda bir ara müzikten kopuyor (Çağrı filmindeki) Taif Vadisi’nde Güllerin Efendisi’ne taş değmesin diye kendisini siper eden Sahabenin silueti geliyor gözlerinizin önüne.
Albümü herkesten önce dinleme ayrıcalığını tatma imkânı buldum. Her parça için bir şeyler söylenebilir. Dinleyiciyi kişisel olarak daha fazla etki altına bırakmadan isterseniz mübarek Ramazan Ayının bereketli bir akşamında Saleh Sabr ile yaptığımız söyleşiye geçelim.
“Rock müziğin istediğiniz mesajı vermeye müsait bir yapısı var”
Bizim camiamızda rock türü müzik üreten isim bulmak çok zor. İlk sorum bu sebeple ‘neden rock’? merkezli olacak.
Sanat Müziği eğitimi aldım, 1999 yılında Gökmen Tosun ile Rock Müzikle tanışmaya başladım. Yıllardır işin mutfağında olmam nedeniyle yaptığım işte Rock müziği sentezlemeye başladım. Tasavvuf Müziği ve Ezgi üreten ve dinleyen kitleye hitap ederken aralara serpiştirdiğim rock müziğin bilinçaltına ötelenen ve bulunduğunuz yere göre avantaj veya dezavantaj olan yanını keşfettim. Rock türü müzikte bu toplumun değerlerini hırpalayan ciddi ve yerine göre tehlikeli bir durum söz konusu. Pop, arabesk sanat veya halk müziğinde işlenilen konular; ikili ilişkiler, sevgi-aşk, özlem, gurbet hasreti ve benzeri konular olurken rock müzikte ciddi bir mesaj kaygısının varlığını gözlemliyorum. Müziği yapan kişinin pozisyonuna göre yeri geliyor dünya görüşü hâkim oluyor sözlerine, yeri geliyor inanç dünyasıyla ilgili mesajlar veriyor. İçinde özgürlük-barış soslu siyasi ve toplumsal mesajlara bile izin veren bir yapısı var rock müziğin. Bugün artık “muhafazakâr” diye genelleme yapılan kitlenin gençlerinde dahi (özellikle üniversite gençliği) ciddi anlamda rock müzik dinleyicisi.
“Allah’ın (cc) ayetleri ile dalga geçen bir müzik türünü Allah (cc), Resulü ve Yol arkadaşlarını anlatan müziğe dönüştürdük.”
Böylesine geniş bir kitle, bu tür müzik dinlerken, bu kitleye hitap eder içerikte müzik üretilmediği için Allah’ın (cc) ayetleri ile dalga geçilen, inanç dünyamızın köşe taşlarına saldırıda bulunulan ürünlere mecbur bırakılmış. Müziğin mutfağından gelen birisi olarak içerisinde yetiştiğimiz bu topluma bilgi ve becerimizle bir şeyler vermenin bir vazife olduğunu düşündüm. Kaliteli Rock müziği, bizim insanımızın inanç dünyasına yabancı olamayan içerik ile bir albümde buluşturdum. “Sufi Rock” türünde bir albüm çıkartmamın başlıca nedeni budur.
“Kaliteli müziği her kesimden insan dinleyebiliyor”
Albümün hedef kitlesinde belirli bir kesim ve yaş grubu var mı?
Benim işim sanat yapmak. Bu sanatı doğru olarak kullanmanın derdindeyim. Rock müziğin herkesimden dinleyicisi var. Bizim gençliğimize istediği müzikle istediğim mesajı vermeyi amaç edindim. Rock müziğin de kendine göre dalları var. Yaptığımız albümde hem üst yaş grubuna hitap etmeye gayret ettim hem genç ve orta yaş gurubuna. Tabir uygunsa her yaşın nabız atışını bir albümde cem ettik.
Üniversite hayatımda gençliğin müziğe bakışını ve ilgisini çeken türleri analiz etmek imkânı gördüm. Bizim camiamızın yaptığı ‘iyi’ müziklerin de farklı inanç kesimleri tarafından dinlenildiğinin şahidiyim. Başta ifade ettiğim bir nokta vardı. Bizim rock müzik dinleyen gençliğimize bizim dünyamızdan mesajlar vermek. İşte bu tür bir müzikte eğer kaliteli eser ortaya koyarsanız sizin inanç dünyanızla alakası olmayan insanların bile yaptığınız müziğin kalitesinden ötürü sizi dinlemesini sağlarsınız. Yaptığım işle “ Rock Müziğin kalitelisi ile bu tür parçalarda yapılabiliyormuş’ dedirteceğimize inanarak ciddi bir emek verdik.
“Parça tercihini dinleyiciye bıraktım”
Genelde albümler içindeki bir parçanın adı veya parçalarda geçen bir cümle ile isimlendirilir. Albümde dokuz eser var. Ama bu eserler albüme isim olmadı. Neden ‘Yollarda’?
Albümün adı ‘Yollarda’. Aylarca ön hazırlık ve stüdyo çalışması yaptığımız ve işin mutfağında şahit olduğum çok hadise var. Sanatçı albümünü oluşturuyor. Albümün isim ve klip parçasını tespit edip onun üzerinde iddialı hayaller kuruyor. Fakat albüm dinleyici ile buluştuğunda karşısına çok farklı bir tablo çıkıyor. Parça tercihini dinleyiciye bırakıp albüme bir isim vermek istedim. “Yollar vardır meşakkatli, yollar vardır zor ve çileli, yollar vardır mutlu sevinçli…” Hayatımın akışında bir insanın uğrayabileceği birçok durağa uğramış ve hayat denen tecrübenin (en azından kendimi ifade edecek kadar) tadına bakmış birisi olarak dinlendiğim durakta yolumun üstünde bana ışık olan söz ve tınıyı buluşturdum “Yollarda”.
Efendimizin yol arkadaşları “Sahabeler”
Klip çalışması “Sevdim Seni” adlı bilinen bir ilahinin, rock versiyonu. Seçim yaparken neye dikkat ettiniz?
Albümü mübarek Ramazan ayında çıkartıyor olmamız nedeni ile ilk klibimizi birazda Ramazan Ayının kendine özgü manevi havasını daha iyi teneffüs ettirecek, bu zamana kadar sunulmamış bir formatla yoğurulmuş, içerisine bir tutam da neşe katılmış bir ilahi ile “Sevdim Seni’ adlı çalışmaya yaptık. İkinci klibimi ise ‘Sahabeler’ adlı çalışmaya yaptım. Allah (cc) ve Peygamber Efendimizle ilgili sayısız çalışma yapıldı. Fakat Efendimizin ‘yol arkadaşları’ olan Sahabeler hakkında aklımızda kalan çalışma bulmak mümkün olmadı. Efendimizin Bedir Ashabını işaret ederek “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir…” cümlesi ile taçlandırdığı bu yiğit yol arkadaşlarını gençliğimize bir kez daha hatırlatmak istedim.
Müzik yaparken esinlendiğiniz kaynaklar nelerdir? İlham aldığınız bir sanatçı var mı?
Bir matematikçinin geliştirdiği formül için kendinden önceki matematikçilerin formüllerinden faydalanması gibi elbette bizim hayata müzikle bakışımızda isimlendiremesem de belirli isimler vardır. Fakat bu albümde tamamıyla içimden geleni vermeye çalıştım ben buna “enfüs” diyorum. Dinleyici ilk kez albüm çıkartmış olan sanatçının tarzını benimseyene kadar aklına farklı çağrışımlar getirebilir. Bunun gayet tabii olduğunu düşünüyorum. Bu albümün esin kaynağı rock müzik oldu.
Belki ilk başta sormamız gereken bir soruydu ama sona saklamayı tercih ettim. Saleh Sabr’ın müzik serüveni nasıl başladı?
Müziğe eğilimim İlk ve ortaokul dönemlerinde başladı. Fakat o dönemler ailem tarafından müzikten uzaklaştırılmaya çalışıldım. Aile fertlerim içinde Sanat Müziği solisti bir büyüğüm var. Belki onun hayat şartlarından ötürüydü bu önlem. Fakat benim kulvarım farklı oldu. Zira ben işin mutfağında yer alarak başladım. Sanat Müziği eğitimi aldım. Bu albüme kadar işin sahne kısmında pek yer almadım. Zamanla yaptığımız işleri görünce elbette ailemin desteğini de yanıma aldım.
