Saİd Nursİ Hata Yapar Mi ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

EGELI EFE

Doçent
Katılım
12 Haz 2006
Mesajlar
1,390
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Konum
İzMiR
Birincisi Risale-i Nuru, Kuranı Kerim'in tam tefsiri olarak görmek yanlıştır arkadaşlar..Risale-i Nur Kur'an ayetlerinin iman ile alakalı olanlarının tefsiridir..Ve iman esasları da tefsir ilminin değil kelam ilminin konusudur...

İkincisi Risale-i Nuru hatasız kabul etmekte yanlıştır..Hatasız olan Allahın Kelamıdır..Cümlelerimize dikkat edelim lütfen..
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
1 _ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan sorulmuş ki:
"Arz ne üstünde duruyor?" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:
b596.gif
Yani "Öküz ve balık üstünde duruyor."

Enbiya
(33)O odur ki, geceyi, gündüzü, güneş'i ve Ay'ı yarattı. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.


Bu ayet kendisine nazil olunan bir pegamber hiç öyle şeyler söyler mi?

Kendisini taşlayan Taiflilere bile beddua etmeyen alemlere rahmet için gönderilen Peygamber efendimiz akıl baliğ olmamış bir çocuğa nasıl beddua eder.



2_ Altıncı çocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm :
b373.gif
( Elleahummeakta’eserahu) ("Allahım, onun yerden izini kes.") demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş


Bun saçma sapan iftiraların peygamber efendimizle ilgisi yoktur.Onların tevili ile uğraşmak onları peygamberimize yakıştırmak demektir.Peygamberimiz ne demek istediğini anlatamıyor da biz mi açıklayacağız.Tevil "aslında öyle demek istemiyor böyle demek istiyor " demek değil midir?

Gözden uzak tutmamamız gereken bir takım olaylar var.
Hz.Ömer şehit edildi,
Hz.Osman şehit edildi.
Hz.Ali şehit edildi,
Hz.Hasan şehit edildi
Hz.Hüseyin şehit edildi.
Bu isimler islam devletinin en üst kesimi idi,peygamberimiz akrabaları en yakınları idi.Öyle bir güç düşünün ki bütün bu cinayetleri işleyebilmiştir.Bunu yapanlar birey olarak hareket etmiyorlardı.Onları organize eden güçler şehitlerin şahsını aşan bir amaç peşindeydiler:İSLAMI YOK ETMEK.

Kurana müdahele edemedikleri için hadis sahasında çalıştılar.600.000 hadisten bahsediliyor.Hadis kitaplarına girenler ise %1'idir. %99 'u uydurma olduğu için kitaplara alınmamıştır.Bu rakamalar nasıl bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde anlatıyor.

Bunların çıkardığı savaşlar sonucu 70.000 kişi ölmüş,Kabe mancınıkla yıkılmıştır.Bu iç savaştır,karşı devrimdir.Malesef bu mücadelede müslümanlar mağlup olmuştur.
İşte hadisler bu karşı devrimcilerin hakim olduğu zamanlarda derlenmiştir.Zaten 4 Halife devrinde hadis rivayet etmek yazmak yasaktı bilindiği gibi.
 

ANTI_TAGUT

Üye
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
66
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ama kardeşim bu kitap yazdırıldı ise böyle uydurma-zayıf hadisler olur mu ? sakın yanlış analmış olmayalım.
Üstelik kusursuzdur (hem yazan hem yazılan !!(inanılıyorsa )
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Risale düşmanlığı sünnet düşmanlığıdır!

İşte hadisler bu karşı devrimcilerin hakim olduğu zamanlarda derlenmiştir.Zaten 4 Halife devrinde hadis rivayet etmek yazmak yasaktı bilindiği gibi.

Hadislere toptan karşı çıkan Buhari, müslim gibi hadis alimlerine dil uzatan ukalalarda işin içine karıştı.Artık rahatlayabilirsiniz.Risale-i Nur'u yalanlayarak işe başlamışlardı.Alıntıda görüldüğü gibi sıra hadislere geldi.Dikkat edin bu alıntıda tüm kütüb-ü sitteyi hedef alan bir saldırı var.Risalelerden kimlerin rahatsız olacağını anlayın.
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ON DÖRDÜNCÜ LEM'A


İki Makamdır. Birinci Makamı, iki sualin cevabıdır.


-1-


Aziz, sıddık kardeşim Refet Bey,

Sevr ve hût'a dair sorduğun sualin bazı risalelerde cevabı vardır. O nevi suallere göre cevap, Yirmi Dördüncü Sözün Üçüncü Dalında "On İki Asıl" namıyla on iki kaide-i mühimme beyan edilmiştir. O kaideler ehâdis-i Nebeviyeye dair muhtelif tevilâta dair birer mihenktirler ve ehâdise gelen evhâmı def edecek mühim esaslardır. Maatteessüf şimdilik sünuhattan başka ilmî mesâille iştigalime mâni bazı haller var. Onun için, sualinize göre cevap veremiyorum. Eğer sünuhat-ı kalbiye olsa, bilmecburiye meşgul oluyorum. Bazı sualler sünuhata tevafuk ettiği için cevap verilir; gücenmeyiniz. Onun için, herbir sualinize lâyıkınca cevap veremiyorum. Haydi, bu defaki sualinize kısa bir cevap vereyim.

Bu defaki sualinizde diyorsunuz ki: "Hocalar diyorlar: Arz öküz ve balık üstünde duruyor. Halbuki arz, muallâkta bir yıldız gibi gezdiğini coğrafya görüyor. Ne öküz var, ne de balık!"

Elcevap: İbni Abbas (r.a.) gibi zatlara isnad edilen sahih bir rivayet var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sormuşlar:"Dünya ne üstündedir?" Ferman etmiş: -2-

Bir rivayette, bir defa -3- demiş, diğer defada -4- demiştir. Muhaddislerin bir kısmı, İsrailiyattan alınma ve eskiden beri nakledilen hurafevâri hikâyelere bu hadisi tatbik etmişler. Hususan Benî İsrail âlimlerinin Müslüman olanlarından bir kısmı, kütüb-ü sabıkada sevr ve hût hakkında gördükleri hikâyeleri hadise tatbik edip, hadisin mânâsını acip bir tarza çevirmişler. Şimdilik bu sualinize dair gayet mücmel Üç Esas ve Üç Vecih söylenecek.



--------------------------------------------------------------------------------



1- Onun adıyla. O her kusurdan münezzehtir. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Selâm, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

2- Dünya, öküz ve balığın üzerindedir.

3- Öküz üzerindedir.

4- Balık üzerindedir.

BİRİNCİ ESAS: Benî İsrail ulemasının bir kısmı Müslüman olduktan sonra, eski malûmatları dahi onlarla beraber Müslüman olmuş, İslâmiyete mal olmuş. Halbuki o eski malûmatlarda yanlışlar var. O yanlışlar elbette onlara aittir, İslâmiyete ait değildir.

İKİNCİ ESAS: Teşbih ve temsiller, havastan avâma geçtikçe, yani, ilmin elinden cehlin eline düştükçe, mürur-u zamanla hakikat telâkki edilir. Meselâ, küçüklüğümde kamer tutuldu. Ben valideme dedim:

"Neden ay böyle oldu?"

Dedi: "Yılan yutmuş."

Dedim: "Daha görünüyor."

Dedi: "Yukarıda yılanlar cam gibi olup içlerinde bulunan şeyi gösterirler."

Bu çocukluk hatırasını çok zaman tahattur ediyordum. Ve derdim ki: "Bu kadar hakikatsiz bir hurafe, validem gibi ciddî zatların lisanında nasıl geziyor?" diye düşünürdüm. Tâ, felekiyat fennini mütalâa ettiğim vakit gördüm ki, validem gibi öyle diyenler bir teşbihi hakikat telâkki etmişler. Çünkü, derecât-ı şemsiyenin medârı olan "mıntıkatü'l-burûc" tabir ettikleri daire-i azîme, menâzil-i kameriyenin medârı bulunan mâil-i kamer dairesi birbiri üstüne geçmekle, o iki daire, herbiri iki kavis şeklini vermiş. O iki kavise felekiyun uleması, lâtif bir teşbihle, büyük iki yılan namı olan "tinnîneyn" namını vermişler. İşte, o iki dairenin tekatu' noktasına, "baş" mânâsına "re's," diğerine "kuyruk" mânâsına "zeneb" demişler. Kamer re'se ve şems zenebe geldiği vakit, felekiyun ıstılahınca "haylûlet-i arz" vuku bulur. Yani, küre-i arz, tam ikisinin ortasına düşer. O vakit kamer hasf olur. Sabık teşbihle, "Kamer tinnînin ağzına girdi" denilir. İşte bu ulvî ve ilmî teşbih, avâmın lisanına girdikçe, mürur-u zamanla, kameri yutacak koca bir yılan şeklini almış.

İşte, Sevr ve Hût namıyla iki büyük melek, bir teşbih-i lâtif-i kudsî ile ve mânidar bir işaretle, Sevr ve Hût namıyla tesmiye edilmişler. Kudsî, ulvî lisan-ı Nübüvvetten umumun lisanına girdikçe, o teşbih hakikate inkılâp etmiş, adeta gayet büyük bir öküz ve dehşetli bir balık suretini almışlar.

ÜÇÜNCÜ ESAS: Nasıl ki Kur'ân'ın müteşabihâtı var; gayet derin meseleleri temsilâtla ve teşbihatla avâma ders veriyor. Öyle de, hadisin müteşabihâtı var; gayet derin hakikatleri me'nûs teşbihatla ifade eder. Meselâ, bir iki risalede beyan ettiğimiz gibi, bir vakit huzur-u Nebevîde gayet derin bir gürültü işitildi. Ferman etti ki: "Yetmiş senedir yuvarlanıp bu dakikada Cehennemin dibine düşen bir taşın gürültüsüdür." Birkaç dakika sonra birisi geldi, dedi: "Yetmiş yaşındaki meşhur münafık öldü." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın gayet beliğ temsilinin hakikatini ilân etti.
 
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
79
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hadislere toptan karşı çıkan Buhari, müslim gibi hadis alimlerine dil uzatan ukalalarda işin içine karıştı.Artık rahatlayabilirsiniz.Risale-i Nur'u yalanlayarak işe başlamışlardı.Alıntıda görüldüğü gibi sıra hadislere geldi.Dikkat edin bu alıntıda tüm kütüb-ü sitteyi hedef alan bir saldırı var.Risalelerden kimlerin rahatsız olacağını anlayın.


Arkadaşım sakin ol. Zira yanlış anlamışsın. Yanlış anlaman yanlış anladıklarını bir cihette tastik anlamına da gelebilir. Zira şimdi bu (geçiyor mu bilmiyorum) ve risale-i nurlarda geçen daha birçok hadis-i şerif kütüb-ü sittede geçmiyor. Ve bir çok alim tarafından da mevzu, merdut olarak zikrediliyor.

Tabiri caizse (kusura bakma) sazanlık yapma yani. Şimdi bir de bu cihetten yüklenirler. :shake2[1]: :uzgunum[1]: :eek:fftp:
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sazan Efendi'ye!

Arkadaşım sakin ol. Zira yanlış anlamışsın. Yanlış anlaman yanlış anladıklarını bir cihette tastik anlamına da gelebilir. Zira şimdi bu (geçiyor mu bilmiyorum) ve risale-i nurlarda geçen daha birçok hadis-i şerif kütüb-ü sittede geçmiyor. Ve bir çok alim tarafından da mevzu, merdut olarak zikrediliyor.

Tabiri caizse (kusura bakma) sazanlık yapma yani. Şimdi bir de bu cihetten yüklenirler. :shake2[1]: :uzgunum[1]: :eek:fftp:

Yaptığım alıntıda adam kütüb-ü sitteye saldırıyor direkt olarak.Asıl sen sazanlık yapma iyi oku ve düşün.Anlamıyorsan sus.

"İşte hadisler bu karşı devrimcilerin hakim olduğu zamanlarda derlenmiştir.Zaten 4 Halife devrinde hadis rivayet etmek yazmak yasaktı bilindiği gibi."
İfadesi tüm hadisleri reddediyor.Buna tabii ki cevap vereceğim.Susmak kabul etmektir,sazan efendi.
 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
Hadislere toptan karşı çıkan Buhari, müslim gibi hadis alimlerine dil uzatan ukalalarda işin içine karıştı.Artık rahatlayabilirsiniz.Risale-i Nur'u yalanlayarak işe başlamışlardı.Alıntıda görüldüğü gibi sıra hadislere geldi.Dikkat edin bu alıntıda tüm kütüb-ü sitteyi hedef alan bir saldırı var.Risalelerden kimlerin rahatsız olacağını anlayın.

YANİ HER RİSALEDEN RAHATSIZ OLAN HADİSTENDE RAHATSIZDIR HATTA KUR'AN DAN DA ÖYLEMİ ???
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,243
Puanları
113
Konum
bâbil...
Anti Tagut

amacınız ne?

peygamberlerden başka bütün insanların günah işleyebileceği belli iken ve hata yapmak insanlığın bir özelliği iken bu başlık neyin nesi?

bediüzzaman şahsen hatalı olabilir bunu kimse reddedemez...

buradaki
açıklamayı okuyunuz...

ey Allah'ım bana akıl fikir ver... bu insanlar bunca münafık mürted varken neden islam alimlerine dil uzay-tmaya çalışıyor...

bediüzzaman ı eleştirebilmek için onun derecesinde bir insan olmanız gerekmektedir...

kimse fikir özgürlü diye karalamayı mübah görmesin göstermesin...

konu kilitlenmiştir ve bu doğrultuda ki konular burada barınmayacaktır...

Anti Tagut bundan böyle bu forumda bu doğrultuda konular açarsan banlanırsın bilmiş ol...

Allah ömür verdikçe sonu karalamaya çıkan hiçbir konuya izin vermeyeceğim...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst