mmelek
Üye
- Katılım
- 13 Eki 2006
- Mesajlar
- 54
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
sahte aşkın gerçek aşka dönüşü
bismillahirah menirahim
gecenin12 si dışarda fırtına karla karışık tipi var aylardan ocak delikanlı yorgan altında uyumaya çalışıyır üflediği zaman ağzından duman çıkıyor dışarısı böyle soğuk ama içerisi yanıyor sanki her alıp verişinde sanki duman çıkıyor
içeresinde birkorku bir endişe varki sanki içerisinde korlar yanıyor bunu bastırıp uyumaya çalışıyor ama nerde kendini çılbak dışarı atsa kutuplara dönmüş dışarıyı sanki bir anda çöl sıcağına çevirecekmiş gibi hisediyor
çünkü aşkını elinden alıyorlar keşke aşkını alacaklarına canını alsalardı uyuyamıyor ha bismmilla deyip kalkıyor biraz kalın giyyor ne olur olmaz belki aşk gider çılbak kalırımda üşürümdiye aslında çılbak gitse üşümez ama aşkını gitmesinden bitmesinden bu derlere düşmüşdür delikanlı
ve babasını tek atımlı tüfeğinide alıyor çünkü kurtların sesi köydeki evine kadar geliyor aşkı dünyada olmasa gönlünce kendini kurtlara teslim edip onlara zitafet çekmek ister ama sevdiği dünyada ona ulaşmak için bu bedene ihtiyacı var
neyse yola çıkıyor sevdiğiyle arasındada ormanlık koca dağ var iki köyün arasında tam dağın yamacına geldiğinde kurtların tam yolunun üstünde uluduğunu duyyor ziyafet olmak için erken deyip çevrelerinden dolaşıyor
öyle bir tipi varki karla karışık sanki onu alıp sevdiğine bir anda götürecekmiş gibi ama nerde keşke öyle olsada aşık maşuğuna bir anda kavuşsun her adımında dizine kadar kara gömülüyor gelsen adım at adabilirsen her nedense kendini aşşağı kayıyormuş gibi hissediyor yaklaştıkça
sanki gücü azalacağı yerine kendini daha güçlü hissediyor sanki sevdiğiyle arasında elektirik kaplosu var her adımında kaplonun kalınlığı bir tel daha katlanıyor gibi ve elektik daha fazla geldiği için daha fazla şarz oluyor gibi
dağı aşıyor bu şekilde kızın köyüne varıp kızın penceresini hafif tıklatıyor çünkü
kızın birtek abisi var oda evli ayrı odalarda durduğunu kızın odada yanlız olduğnu da önce gelişlerinde öğrenmişti aslın da delikanlının motoru vardı ama o gün öylesine soğuk olduğından motor sikletin çalışmasını engellemişti
yoksa hep motorla geliyordu kızın yanına kızı nasıl tanımış derseniz delikanlı iş aramış bulamamış köydeki dükkanlarında tatlı satılıyormuş ordan aklına gelmiş tarifini öğrenerek epey bir uğraşdan sonra becermiş ve yapıp komşu köyleri okullarına yapıp evde oralara satmaya gidermiş
yine böyle gömce denen bir köy okulunun önünde tatlı satıyormuş okulun yanındada bir çeşme çeşmeye sıksık bir kız gidip gelirmiş bu durum oğlanın dikkatını çekmiş oğlan kıza hep bakmaya kızda oğlana hep bakarmış delikanlını hoşuna gitmiş kız her gelişinde böyle baktığı için karar vermiş kıza mektup atmaya ve yazıp çocuğun birisiyle yollamış
kızdanda aynı cevap gelmiş böyle epey devam etmiş kız demiş yeter artık gönder annen gili demiş tamam demiş deli kanlı göndermiş babasını kızın babası ben kızımı kardeşimin oğluna vereceğim kusura bakmayın demiş babam kızla oğlan birbirini seviyor ayırmayalım demiş
kızın babası ne zaman tanışmışlar ben gösteririm ona deyip babamı terslemiş ve içimize öyle bir kor düştüki içi beni dışı sizi yakacak kadar nerde kalmıştık evet kızın yanlız olduğunu bildiğimden camı tıkırtatdım perdeyi açınca beni gördü sanki cenneti görmüş gibi yüzü gözü gülüyordu
hoş geldin canımın içi dedi bende hoşbulduk canımın hepsi dedim dedim babandan istetdim vermedi allahın emri peygamberin kalbiyle dedim sav bizden günah gitti hadi bohçanı hazırla şimdi kaçırayım seni dedim dediki ben beyaz gelinlik giymek istiyorum korkma amcamın oğlunun gönlünü ederim vaz geçiririm üzülme sen sapret birazdaha aşkım dedi
sen bilirsin ama dedim zor dedim senin gibi güzelden kim vaz geçer geçmez dedim deneyelim olmazsa kaçarız dedi kızın yaşıda 15 di bizim orda 18 ne gelen kız evde kalmış sayılırdı neyse tamam dedim dene bir
sonra öğrendim vaz geçmem sen benim olcaksın demiş düğünlerine bir hafta kalmıştı bir duydumki keşke duymaz olsaydımda kulaklarım sağır olasaydı keşke görmeseydimde bu günleri görmez olsaydım keşke kalbim atmasaydıda bu anı yaşamaz olsaydım canımın yarısı değil canımın bütünü
annesi gili korkutup vaz geçirmek için zehir içmiş kurtulurum hesabından bana hiç danışmadan zehirle şaka olurmu canımın bütünü keşke benim canım gitseydi artık yaşayan ölü gibiydim deli divane gibi dünya dar gelmeye başladı bana artık durduğum yerde duramıyordum ve yollara düştüm
önce burdur bir ay orda fazla duramıyordum çünkü canım çıkacakmış gibi oluyordu ordan izmitin sapanca beldesine gönül nere sürüklerse o tarafa gidiyordum biliçzizce ordan istanbul her gittiğim yerde 1 ay kala biliyordum fazla dayamıyodum çünkü ordan bursa ordan gemilk ordan konya ordan karaman ordan antalya deli divane dolaşıyardum
diyeceksinizya ekmeği nerden buluyordun inşatçı lık tecrübemde vardı dolaştığım yerde inşat gördüğümde işçi lazımmı diye sorardım ve lazımsa inşaatın bir odasında kalırdım bir küçük tencerem bir kaşık birde ince kılıfsız sünger yatağım vardı bir tane çantam vardı ikişer tane pontolan ve gömleğim vardı birini yıkayınca birini giyiyordum bir çantaya anca alıyordu zaten
bu şekilde dolaşıyordum arasıra köyüme geldiğimde aşkımın mezarını ziyarete gidiyordum ama kızın babasının haberi olmuş görenlere tenbih etmiş bida görürseniz bana haber verin demiş beni mezarlıkda görenlere ve bir gün ziyaret ederken aşkımın mezarının başında birden soltarafıma ağırlık çöktü
sanki sol tarafıma tonlarca yük yüklemişler gibi oldu ses duymadım bunlar olurken ama bağırtı sesi duydum hem kızımın ölümüne sebep oldun hem mezarına mı geldin diye bağırdığını duydum kafamı birden çevirdim babası elinde tüfek biraz uzakta hem geliyor hem bana doğrultuyor tüfeği anladımki beni soltarafımdan vurmuş acı duymadım tüfek seside duymadım ne hikmetse yıkılmadım bile
yine ateş edecekti şuhursuzca kaçmışım sanki kaçan bendeğilim birisi kaçırmış gibi ordan ama bir tüfek sesi daha duydum ama ikincisi ilmemişti motoru orda bıraktım zaten süremezdimki yine karşımda aşılacak koskoca dağ vardı bu sever hem yürekten hem sırtımdan yarılıydım
dizlerimin dermanı kesiliyordu çinkü devamlı kan kaybediyordum ama hiç içimde öleceğim diye korku endişe gelmiyordu sadece tatlı bir seviç vardı her nedense birbaktım koca dağı aşmışım sırtımdan kan akarak eve geldim baba beni vurdular dedim babam sen seroşsun dedi halbuki hayatımda ağzıma içki koymamıştımki
srtımı döndüm birden babam kanı görünce pantolonun bir paçasına iki bacağını sokmaya çalışıyordu yazzık çünkü bir oğlu var 3 kızı kızlar evlenmişti ocağını tüttürecek tek oğluydu arabaya attılar beni bekili ilçemize geldik özel doktor fısıtıyarak zor dedi bunu kara kola götürün ölmeden ifadesini alsınlar yoksa kim vurdaya giderdi doktor ama ben duydum
öleceğimi duyduğum halde en ufak korku endişe duymadım aksine tatlı bir seviç vardı içimde her nedense ordan kara kola gittik acı varmı derseniz sanki dişim ağrıyor gibi ayakta kendim yürüyor tutmuyorlardı bile beni ama sırtımda deviz büyüklüğünde delik var sanki ordan kan değil içimdeki dertler boşalıyormuş gibi
huzur içindeydim kara kolda assubay yokmuş evine telefon ettiler gelesiye kadar o şekilde bekledik siz düşünün komikliği artık ifadeyi verdim denizli yoluna düştük iki saat sürdü hastanedede doktor yokmuş o şekilde doktoru bekledik ama ben bayılmadım daha ne dükenmez kanım varmış hala bayılmadım
nargoz verdiler uyurken endişe korku ölecekmiyim hiç sadece tatlı bir seviç vardı içimde inilti sesi duydum o şekilde uyandığımı farkettim ölmemişim yoğun bakımdaydım hemşirenim kapıya doğru müjde müjde diye koştoğunu gördüm oysa annem gile haber veriyormuş
neyse normal odaya aldılar beni artık babam anlattı kan bulamamışlar doktor kan bulamazsanız yaşamaz yaşarsada mucize gibi olur demiş saçmalar hemen boynumun altında arka sol tarafımdan amuriliğimin kıyısından girmiş ama her ne hikmetse doktor normalde ordan giren direk kalbe denk gelmesi lazım demiş
ama tam ateş ederken sağa doğru dönmüşüm giren saçmalar kolumla omzumun birleştiğiyöne doğru gelmiş demiş hatta bir iki saçma omzumla kolumun birleştiği yerden çıkmıştı 3 defa daha ayakta ameliyat olmuştum
ama yinede saçmaların yarısı orda kalmış çünkü kemiğe denk gelmiş kemiği kırmış orda kalmış filimde görünüyordu kara bulut gibi aynen doktor hiç bir zararı olmaz dedi ama saçmanı mikrobu temizleninceye kadar akıntı olur dedi
iki defa iltihap kurutucu iğne vurdular ama 5 dakka acısı geçesiye kadar 5ci kattan merdivenlerden 5 defa inip çıktım acıdan vurulduğumda bu kadar acımamıştı can çıkarkende çok acı duyulurmuşya okadar olur derim
komşu odada kaza geçiren bir öğretmen arkadaş vardı ayağı kırıktı ve iltihap kapmıştı onada aynı iğneyi vurdular ama o koşamadığı için çocuk gibi hüngür hüngür ağladı yazzık hatta orta okulun müdürüymüş
ben ayakta olduğum için her odayı geziyordum bu arada metya sevgiye kurşun diye manşet manşet gazetelere çıktık şovtvye bilen çıkarmışlar sevgiye kurşun diye hatanede 3 ay yattım ha bu gün ha yarın kesilir diye akıntı ama saçmalar mikroplu olduğu için uzun süre bilir dedi doktor
3 ay sonra eve gittim evde mazemeyi alarak kendim pansuman ediyordum 15 günde bir iğne vurduruyordum ebeye kolumdan vur diyodum inadından olmaz diyordu bende bundan sonra gelmeyecem dedim şırıngayı yavaş yavaş damara batırdm ama toplar damarmı atar damarmı bilmeden bu şekilde biryıl sürdü akıntı sora kesildi
iyileşti ama sağlık memuru olsam olurdum pansumanı iğne yapmasını öğrenmiştim artık hastanenin neresinde kalmıştık evet ayakta olduğum için odaları hep dolaşırdım yine bir odanın birinde hastayla konuşuyorduk
birden içeri birisi girdi selam aliyküm geçmiş olsun herkese diye elinde bastonu başında beyaz sarığı altında beyaz cüpbesi ve bol şalvarlı birisiydi hayatımda böyle birisini görmemiştim nur gibi parlıyordu yanında onun gibi giyinmiş birisi daha vardı
beyin ameliyatı geçirmiş bir dede vardı onun yanına gidip oturdular bu arada ozamanlar sarığa ceza kanunu çıkmamıştı düşüne biliyormusunuz kardeşlerim altı üstü bir kefen gibi birşey kime zararı var adam başında kefenini taşımak istiyorsa kime zararı var bez parçasının
vallahide billahide kardeşlerim bu artniyetli zihniyet elinden gelse bir tane bayan kardeşimizi baş örtülü sokağa çıkarmazlar ama halk galayana gelirde isyan ederlerdeyi göz yumuyolar aslında sarıkta bez baş örtüsüde bez dimi hiç başında kefenini taşıyan devlati milleti hortumlarmı hayeli ihricat devletin malı deniz yemeyen domuz dermi siz miletin beziyle uğraşırsanız çok daha yeni hortumcular çıkar değilmi kardeşlerim
bunları düşünerek uyanın kardeşlerim beni gençliğimde türk filimlerinde kadın erkek arasında aşk varmış gibi dikda filimler izlete izlete beni bu haller düşürdüler kardeşlerim ve benim gibi milyonlarca genç sahte aşkın peşinden dert yandılar menfat olmadan bir birini bulmaz kadın erkek arasında aşk olmaz aşk allaha mahsustur allah ihanet etmez ama insan edebilir
kadın erkek arasında sevği olur bu sevğide allaha dayanırsa sunsuz olur değilse menfatlar çakıştımı sevgi nevgi kalmaz kardeşlerim uyanın yılarca filimlerde bunu dikda ettiler gerçek aşktan alıkoymak için
köyümde bu derde düşmüş bir genç var şu anda iğneyle sakin oluyormuş değilse çıldırıyormuş onunki aşk deyil sadece kara sevda hastası olmuş allah kutarsın allah sebebler yaratarak beni kurtardı kendine kavuşturdu onuda kendine kavuşturur inşallah
hastanenin neresinde kalmıştık evet hasta dedenin yanında biraz konuştukdan sonra o mubarek yine aynı şekilde şifa olsun hepinize diyerek ayrıldı odadan o mubarek karanlık gönlüme güneş gibi gelmişti
ben merak ettim kim diye ziyaret ettiği hastanın yanında refakatcısı vardı onunda başında takkesi ve bol salvarı vardı altında ona sordum kimdi bu diye dediki o mubarek meşhur yeşil caminin imamıdır ona ibrahim hoca derler benimde hacamdır kendisi bende imamım zaten dedi her şeyi o öğreti bana dedi allah dostudur ben öyle bilirim dedi
ben o zamanlar allah nedir dostu nedir kuran nedir hadis nedir duymadımda bilmezdimde sadece küççükken birkaç sure öğrenmiştim hepsi o bana alahdan bir şeyler anlattı ama anlayacak temel yoktu bende dinliyordum hoşuma gidiyor ilgimi çekiyor ama anlamıyordum
bu arada ezan okundu ben namaza gidiyorum hadi senide götüreyim dedi şeytanın bacağını kırarız hadi dedi biliçsizce takıldı peşine apdes alıp beraber namaz kıldık kıldıkdan sonra sanki üzerimdeki yükü almışlar hafiflemş gibi hissediyordum kendimi
ondan sonra her ezan okunuşunda birşey sanki beni hastanenin mescidine sürükler gibi biliç sizce gidip namaz kılıyordum artık her vakitte hastaneden çıktıkdan sonra direk ibrahim hocamın yanına gittim
neyin ne olduğunu bilmeden merak hevesiyle hocam ben tarikata girmek istiyorum dedim namaz kılıyormusun dedi evet 2 ay oldu dedim ozaman istişare uykusuna yatmalısın ne gördüysen gel bana anlat dedi dediğini yaptım namaz kılıp dua edip uykuya yattım sonrada rüyayı anlattım hocama tamam dedi
annenin adı ne dedi annenin ismiyle senin adına başkası istişareye yatacak bir hafta sonra gel dedi öyle yaptım ve bu günlere geldik bazı arkadaşlardan duydu aslında tarikata girmek öss ye girmekten zormuş aylarca uğraşanlar varmış duyduğuma göre yıllar oldu yeni jeton düşmeye başladı
yeni yeni dertlenmeye gerçek derde düşmeye başladım 6 ay önce içimde bir eksiklik hissediyordum bıkıyordum dünyadan ne yapayımda hayatım anlam kazansın diye günlerce düşündüm ve yollara düşmeye karar verdim
1 ay il il dolaştım emrumaruf yapacak insan aradım buldumda yetersiz olduğu için tam mana sını bulamadım evet biz bu dünyaya yiyip içip zevk sefa sürmeye gelmedik veya yiyip içip beşvakti kılıp kenara oturmaya gelmedik onu ancak tüketici müslümanlar yapar biz allaha namaz kılarak borcumuzu öderiz
ancak cenneti kazanmak için çalışmak hizmet etmek gerekli hizmet nedir allahın dinini elimizden geldiği dilimizin döndüğü kadar anlatmamız gerekir yoksa yiyip içip allahı zikretmeyi hayvanlar bizden daha iyi yapıyolar hiç değilse gizli veya aşikar isyan etmiyorlar
ama bizler öncelikle ben satışım omadımı gizliden gizliye nefis çiy olduğu için dürtüyor beni niye bu gün az oldu diye hayvanlar bunu yapmaz ama hayvanlarda allaha hizmet edemezler neden onlarda düşünme ve şeçme iradesi yok bizde var biz şeytanı değilde allahı seçip ve düşünüp nasıl allahın dinine yardım ederiz biz insan olarak bunu yapmaya geldik geliş sebebimiz bu kardeşlerim
uyyanın nerde kalmıştık dolaştım il il randıman alamadım çoğu tersliyor git işine diyor çoğu sırıtara alaya alarak dinliyor aradığımı bulamamıştım geri geldim yine içimde bir dert hayatın anlamsızlığı sıkmaya başlamıştı beni internette çet diye birşey duyyordum ama ilgimi çekmiyordu sıkıldığım bir gündü vakit geçirmek için girdim cafeye görevli kısaca yardımcı oldu cet kanalına girmeme
birde birde baktımki, yüzlerce insan kanalda başım dank dedi ya dedim yolara düşüp yunus emre gibi insan arayacağına işte oturduğun yerden sana sevap kapısı yap yapa bildiğin kadar hemen adesele baş vurdum eve aldım şimdi hatatımın amlamı nı buldum elhamdülülah
ama kardeşlerim bu islami forumlardeki kardelerimin çoğu allahdan haberleri var elbette burda dayanışma vebilgi alış verişi yapacaz ama dinden uzak insanları unutmayalım kelebek gibi dini zayıf siteler var orda insanlık gerçek aşkı bilmediği için sahte aşk arıyorlar özellikle erkekler tapıyorlar kadınlara tapılmanın kime layık olduğunu bilmeden
ben acizane melek isminde o sitelere giriyorum meleğin cinsi olmadığını bilmedikleri için beni bayan zannediyorlar yüzlercesi sıraya geçiyor anlat anlata bildin kadar allahı tabi hidayet veren biz değiliz ama sebeb olmak
güneşin vurduğu herşeyden hayırlıdır diyor hidayete sebeb olmak diye rasülümüz svs islamı forumlardan alalım o zavallılara satalım kardeşlerim bundan iyi ticaret olmaz dimi kardeşlerim ve harp hiledir diyor rasülümüz sas
ben bir aciz kul idim tuttu elimden hocam bataklıkta kurtardı boğulmadan sizde bir etek tutun ölmeden yoksa yanlız kalırsınz ahirette bilmeden
ben bilgisarayın başında
annem bağırdı bana gel akşam yemeği yiyelim
anne öylen yedimya iştahım yok oğlum öylen vallaha yemedin
anne sabah yedimya oğlum
oğlum sabah yemedin yedim anene vallah yemedin oğlum
oğlum ali dün akşam yemiştin valla şimdi yine akşam yemeği yiyyoz
sen gelmessen bizimde boğazımızdan geçmiyor hadi gel
bir gün yemeği unutturan bu sebep bir ömür düyayı unuttursa ne olurdu acaba
ve bütün insanlar dünyayı böyle unutsa ne olurdu acaba
bismillahirah menirahim
gecenin12 si dışarda fırtına karla karışık tipi var aylardan ocak delikanlı yorgan altında uyumaya çalışıyır üflediği zaman ağzından duman çıkıyor dışarısı böyle soğuk ama içerisi yanıyor sanki her alıp verişinde sanki duman çıkıyor
içeresinde birkorku bir endişe varki sanki içerisinde korlar yanıyor bunu bastırıp uyumaya çalışıyor ama nerde kendini çılbak dışarı atsa kutuplara dönmüş dışarıyı sanki bir anda çöl sıcağına çevirecekmiş gibi hisediyor
çünkü aşkını elinden alıyorlar keşke aşkını alacaklarına canını alsalardı uyuyamıyor ha bismmilla deyip kalkıyor biraz kalın giyyor ne olur olmaz belki aşk gider çılbak kalırımda üşürümdiye aslında çılbak gitse üşümez ama aşkını gitmesinden bitmesinden bu derlere düşmüşdür delikanlı
ve babasını tek atımlı tüfeğinide alıyor çünkü kurtların sesi köydeki evine kadar geliyor aşkı dünyada olmasa gönlünce kendini kurtlara teslim edip onlara zitafet çekmek ister ama sevdiği dünyada ona ulaşmak için bu bedene ihtiyacı var
neyse yola çıkıyor sevdiğiyle arasındada ormanlık koca dağ var iki köyün arasında tam dağın yamacına geldiğinde kurtların tam yolunun üstünde uluduğunu duyyor ziyafet olmak için erken deyip çevrelerinden dolaşıyor
öyle bir tipi varki karla karışık sanki onu alıp sevdiğine bir anda götürecekmiş gibi ama nerde keşke öyle olsada aşık maşuğuna bir anda kavuşsun her adımında dizine kadar kara gömülüyor gelsen adım at adabilirsen her nedense kendini aşşağı kayıyormuş gibi hissediyor yaklaştıkça
sanki gücü azalacağı yerine kendini daha güçlü hissediyor sanki sevdiğiyle arasında elektirik kaplosu var her adımında kaplonun kalınlığı bir tel daha katlanıyor gibi ve elektik daha fazla geldiği için daha fazla şarz oluyor gibi
dağı aşıyor bu şekilde kızın köyüne varıp kızın penceresini hafif tıklatıyor çünkü
kızın birtek abisi var oda evli ayrı odalarda durduğunu kızın odada yanlız olduğnu da önce gelişlerinde öğrenmişti aslın da delikanlının motoru vardı ama o gün öylesine soğuk olduğından motor sikletin çalışmasını engellemişti
yoksa hep motorla geliyordu kızın yanına kızı nasıl tanımış derseniz delikanlı iş aramış bulamamış köydeki dükkanlarında tatlı satılıyormuş ordan aklına gelmiş tarifini öğrenerek epey bir uğraşdan sonra becermiş ve yapıp komşu köyleri okullarına yapıp evde oralara satmaya gidermiş
yine böyle gömce denen bir köy okulunun önünde tatlı satıyormuş okulun yanındada bir çeşme çeşmeye sıksık bir kız gidip gelirmiş bu durum oğlanın dikkatını çekmiş oğlan kıza hep bakmaya kızda oğlana hep bakarmış delikanlını hoşuna gitmiş kız her gelişinde böyle baktığı için karar vermiş kıza mektup atmaya ve yazıp çocuğun birisiyle yollamış
kızdanda aynı cevap gelmiş böyle epey devam etmiş kız demiş yeter artık gönder annen gili demiş tamam demiş deli kanlı göndermiş babasını kızın babası ben kızımı kardeşimin oğluna vereceğim kusura bakmayın demiş babam kızla oğlan birbirini seviyor ayırmayalım demiş
kızın babası ne zaman tanışmışlar ben gösteririm ona deyip babamı terslemiş ve içimize öyle bir kor düştüki içi beni dışı sizi yakacak kadar nerde kalmıştık evet kızın yanlız olduğunu bildiğimden camı tıkırtatdım perdeyi açınca beni gördü sanki cenneti görmüş gibi yüzü gözü gülüyordu
hoş geldin canımın içi dedi bende hoşbulduk canımın hepsi dedim dedim babandan istetdim vermedi allahın emri peygamberin kalbiyle dedim sav bizden günah gitti hadi bohçanı hazırla şimdi kaçırayım seni dedim dediki ben beyaz gelinlik giymek istiyorum korkma amcamın oğlunun gönlünü ederim vaz geçiririm üzülme sen sapret birazdaha aşkım dedi
sen bilirsin ama dedim zor dedim senin gibi güzelden kim vaz geçer geçmez dedim deneyelim olmazsa kaçarız dedi kızın yaşıda 15 di bizim orda 18 ne gelen kız evde kalmış sayılırdı neyse tamam dedim dene bir
sonra öğrendim vaz geçmem sen benim olcaksın demiş düğünlerine bir hafta kalmıştı bir duydumki keşke duymaz olsaydımda kulaklarım sağır olasaydı keşke görmeseydimde bu günleri görmez olsaydım keşke kalbim atmasaydıda bu anı yaşamaz olsaydım canımın yarısı değil canımın bütünü
annesi gili korkutup vaz geçirmek için zehir içmiş kurtulurum hesabından bana hiç danışmadan zehirle şaka olurmu canımın bütünü keşke benim canım gitseydi artık yaşayan ölü gibiydim deli divane gibi dünya dar gelmeye başladı bana artık durduğum yerde duramıyordum ve yollara düştüm
önce burdur bir ay orda fazla duramıyordum çünkü canım çıkacakmış gibi oluyordu ordan izmitin sapanca beldesine gönül nere sürüklerse o tarafa gidiyordum biliçzizce ordan istanbul her gittiğim yerde 1 ay kala biliyordum fazla dayamıyodum çünkü ordan bursa ordan gemilk ordan konya ordan karaman ordan antalya deli divane dolaşıyardum
diyeceksinizya ekmeği nerden buluyordun inşatçı lık tecrübemde vardı dolaştığım yerde inşat gördüğümde işçi lazımmı diye sorardım ve lazımsa inşaatın bir odasında kalırdım bir küçük tencerem bir kaşık birde ince kılıfsız sünger yatağım vardı bir tane çantam vardı ikişer tane pontolan ve gömleğim vardı birini yıkayınca birini giyiyordum bir çantaya anca alıyordu zaten
bu şekilde dolaşıyordum arasıra köyüme geldiğimde aşkımın mezarını ziyarete gidiyordum ama kızın babasının haberi olmuş görenlere tenbih etmiş bida görürseniz bana haber verin demiş beni mezarlıkda görenlere ve bir gün ziyaret ederken aşkımın mezarının başında birden soltarafıma ağırlık çöktü
sanki sol tarafıma tonlarca yük yüklemişler gibi oldu ses duymadım bunlar olurken ama bağırtı sesi duydum hem kızımın ölümüne sebep oldun hem mezarına mı geldin diye bağırdığını duydum kafamı birden çevirdim babası elinde tüfek biraz uzakta hem geliyor hem bana doğrultuyor tüfeği anladımki beni soltarafımdan vurmuş acı duymadım tüfek seside duymadım ne hikmetse yıkılmadım bile
yine ateş edecekti şuhursuzca kaçmışım sanki kaçan bendeğilim birisi kaçırmış gibi ordan ama bir tüfek sesi daha duydum ama ikincisi ilmemişti motoru orda bıraktım zaten süremezdimki yine karşımda aşılacak koskoca dağ vardı bu sever hem yürekten hem sırtımdan yarılıydım
dizlerimin dermanı kesiliyordu çinkü devamlı kan kaybediyordum ama hiç içimde öleceğim diye korku endişe gelmiyordu sadece tatlı bir seviç vardı her nedense birbaktım koca dağı aşmışım sırtımdan kan akarak eve geldim baba beni vurdular dedim babam sen seroşsun dedi halbuki hayatımda ağzıma içki koymamıştımki
srtımı döndüm birden babam kanı görünce pantolonun bir paçasına iki bacağını sokmaya çalışıyordu yazzık çünkü bir oğlu var 3 kızı kızlar evlenmişti ocağını tüttürecek tek oğluydu arabaya attılar beni bekili ilçemize geldik özel doktor fısıtıyarak zor dedi bunu kara kola götürün ölmeden ifadesini alsınlar yoksa kim vurdaya giderdi doktor ama ben duydum
öleceğimi duyduğum halde en ufak korku endişe duymadım aksine tatlı bir seviç vardı içimde her nedense ordan kara kola gittik acı varmı derseniz sanki dişim ağrıyor gibi ayakta kendim yürüyor tutmuyorlardı bile beni ama sırtımda deviz büyüklüğünde delik var sanki ordan kan değil içimdeki dertler boşalıyormuş gibi
huzur içindeydim kara kolda assubay yokmuş evine telefon ettiler gelesiye kadar o şekilde bekledik siz düşünün komikliği artık ifadeyi verdim denizli yoluna düştük iki saat sürdü hastanedede doktor yokmuş o şekilde doktoru bekledik ama ben bayılmadım daha ne dükenmez kanım varmış hala bayılmadım
nargoz verdiler uyurken endişe korku ölecekmiyim hiç sadece tatlı bir seviç vardı içimde inilti sesi duydum o şekilde uyandığımı farkettim ölmemişim yoğun bakımdaydım hemşirenim kapıya doğru müjde müjde diye koştoğunu gördüm oysa annem gile haber veriyormuş
neyse normal odaya aldılar beni artık babam anlattı kan bulamamışlar doktor kan bulamazsanız yaşamaz yaşarsada mucize gibi olur demiş saçmalar hemen boynumun altında arka sol tarafımdan amuriliğimin kıyısından girmiş ama her ne hikmetse doktor normalde ordan giren direk kalbe denk gelmesi lazım demiş
ama tam ateş ederken sağa doğru dönmüşüm giren saçmalar kolumla omzumun birleştiğiyöne doğru gelmiş demiş hatta bir iki saçma omzumla kolumun birleştiği yerden çıkmıştı 3 defa daha ayakta ameliyat olmuştum
ama yinede saçmaların yarısı orda kalmış çünkü kemiğe denk gelmiş kemiği kırmış orda kalmış filimde görünüyordu kara bulut gibi aynen doktor hiç bir zararı olmaz dedi ama saçmanı mikrobu temizleninceye kadar akıntı olur dedi
iki defa iltihap kurutucu iğne vurdular ama 5 dakka acısı geçesiye kadar 5ci kattan merdivenlerden 5 defa inip çıktım acıdan vurulduğumda bu kadar acımamıştı can çıkarkende çok acı duyulurmuşya okadar olur derim
komşu odada kaza geçiren bir öğretmen arkadaş vardı ayağı kırıktı ve iltihap kapmıştı onada aynı iğneyi vurdular ama o koşamadığı için çocuk gibi hüngür hüngür ağladı yazzık hatta orta okulun müdürüymüş
ben ayakta olduğum için her odayı geziyordum bu arada metya sevgiye kurşun diye manşet manşet gazetelere çıktık şovtvye bilen çıkarmışlar sevgiye kurşun diye hatanede 3 ay yattım ha bu gün ha yarın kesilir diye akıntı ama saçmalar mikroplu olduğu için uzun süre bilir dedi doktor
3 ay sonra eve gittim evde mazemeyi alarak kendim pansuman ediyordum 15 günde bir iğne vurduruyordum ebeye kolumdan vur diyodum inadından olmaz diyordu bende bundan sonra gelmeyecem dedim şırıngayı yavaş yavaş damara batırdm ama toplar damarmı atar damarmı bilmeden bu şekilde biryıl sürdü akıntı sora kesildi
iyileşti ama sağlık memuru olsam olurdum pansumanı iğne yapmasını öğrenmiştim artık hastanenin neresinde kalmıştık evet ayakta olduğum için odaları hep dolaşırdım yine bir odanın birinde hastayla konuşuyorduk
birden içeri birisi girdi selam aliyküm geçmiş olsun herkese diye elinde bastonu başında beyaz sarığı altında beyaz cüpbesi ve bol şalvarlı birisiydi hayatımda böyle birisini görmemiştim nur gibi parlıyordu yanında onun gibi giyinmiş birisi daha vardı
beyin ameliyatı geçirmiş bir dede vardı onun yanına gidip oturdular bu arada ozamanlar sarığa ceza kanunu çıkmamıştı düşüne biliyormusunuz kardeşlerim altı üstü bir kefen gibi birşey kime zararı var adam başında kefenini taşımak istiyorsa kime zararı var bez parçasının
vallahide billahide kardeşlerim bu artniyetli zihniyet elinden gelse bir tane bayan kardeşimizi baş örtülü sokağa çıkarmazlar ama halk galayana gelirde isyan ederlerdeyi göz yumuyolar aslında sarıkta bez baş örtüsüde bez dimi hiç başında kefenini taşıyan devlati milleti hortumlarmı hayeli ihricat devletin malı deniz yemeyen domuz dermi siz miletin beziyle uğraşırsanız çok daha yeni hortumcular çıkar değilmi kardeşlerim
bunları düşünerek uyanın kardeşlerim beni gençliğimde türk filimlerinde kadın erkek arasında aşk varmış gibi dikda filimler izlete izlete beni bu haller düşürdüler kardeşlerim ve benim gibi milyonlarca genç sahte aşkın peşinden dert yandılar menfat olmadan bir birini bulmaz kadın erkek arasında aşk olmaz aşk allaha mahsustur allah ihanet etmez ama insan edebilir
kadın erkek arasında sevği olur bu sevğide allaha dayanırsa sunsuz olur değilse menfatlar çakıştımı sevgi nevgi kalmaz kardeşlerim uyanın yılarca filimlerde bunu dikda ettiler gerçek aşktan alıkoymak için
köyümde bu derde düşmüş bir genç var şu anda iğneyle sakin oluyormuş değilse çıldırıyormuş onunki aşk deyil sadece kara sevda hastası olmuş allah kutarsın allah sebebler yaratarak beni kurtardı kendine kavuşturdu onuda kendine kavuşturur inşallah
hastanenin neresinde kalmıştık evet hasta dedenin yanında biraz konuştukdan sonra o mubarek yine aynı şekilde şifa olsun hepinize diyerek ayrıldı odadan o mubarek karanlık gönlüme güneş gibi gelmişti
ben merak ettim kim diye ziyaret ettiği hastanın yanında refakatcısı vardı onunda başında takkesi ve bol salvarı vardı altında ona sordum kimdi bu diye dediki o mubarek meşhur yeşil caminin imamıdır ona ibrahim hoca derler benimde hacamdır kendisi bende imamım zaten dedi her şeyi o öğreti bana dedi allah dostudur ben öyle bilirim dedi
ben o zamanlar allah nedir dostu nedir kuran nedir hadis nedir duymadımda bilmezdimde sadece küççükken birkaç sure öğrenmiştim hepsi o bana alahdan bir şeyler anlattı ama anlayacak temel yoktu bende dinliyordum hoşuma gidiyor ilgimi çekiyor ama anlamıyordum
bu arada ezan okundu ben namaza gidiyorum hadi senide götüreyim dedi şeytanın bacağını kırarız hadi dedi biliçsizce takıldı peşine apdes alıp beraber namaz kıldık kıldıkdan sonra sanki üzerimdeki yükü almışlar hafiflemş gibi hissediyordum kendimi
ondan sonra her ezan okunuşunda birşey sanki beni hastanenin mescidine sürükler gibi biliç sizce gidip namaz kılıyordum artık her vakitte hastaneden çıktıkdan sonra direk ibrahim hocamın yanına gittim
neyin ne olduğunu bilmeden merak hevesiyle hocam ben tarikata girmek istiyorum dedim namaz kılıyormusun dedi evet 2 ay oldu dedim ozaman istişare uykusuna yatmalısın ne gördüysen gel bana anlat dedi dediğini yaptım namaz kılıp dua edip uykuya yattım sonrada rüyayı anlattım hocama tamam dedi
annenin adı ne dedi annenin ismiyle senin adına başkası istişareye yatacak bir hafta sonra gel dedi öyle yaptım ve bu günlere geldik bazı arkadaşlardan duydu aslında tarikata girmek öss ye girmekten zormuş aylarca uğraşanlar varmış duyduğuma göre yıllar oldu yeni jeton düşmeye başladı
yeni yeni dertlenmeye gerçek derde düşmeye başladım 6 ay önce içimde bir eksiklik hissediyordum bıkıyordum dünyadan ne yapayımda hayatım anlam kazansın diye günlerce düşündüm ve yollara düşmeye karar verdim
1 ay il il dolaştım emrumaruf yapacak insan aradım buldumda yetersiz olduğu için tam mana sını bulamadım evet biz bu dünyaya yiyip içip zevk sefa sürmeye gelmedik veya yiyip içip beşvakti kılıp kenara oturmaya gelmedik onu ancak tüketici müslümanlar yapar biz allaha namaz kılarak borcumuzu öderiz
ancak cenneti kazanmak için çalışmak hizmet etmek gerekli hizmet nedir allahın dinini elimizden geldiği dilimizin döndüğü kadar anlatmamız gerekir yoksa yiyip içip allahı zikretmeyi hayvanlar bizden daha iyi yapıyolar hiç değilse gizli veya aşikar isyan etmiyorlar
ama bizler öncelikle ben satışım omadımı gizliden gizliye nefis çiy olduğu için dürtüyor beni niye bu gün az oldu diye hayvanlar bunu yapmaz ama hayvanlarda allaha hizmet edemezler neden onlarda düşünme ve şeçme iradesi yok bizde var biz şeytanı değilde allahı seçip ve düşünüp nasıl allahın dinine yardım ederiz biz insan olarak bunu yapmaya geldik geliş sebebimiz bu kardeşlerim
uyyanın nerde kalmıştık dolaştım il il randıman alamadım çoğu tersliyor git işine diyor çoğu sırıtara alaya alarak dinliyor aradığımı bulamamıştım geri geldim yine içimde bir dert hayatın anlamsızlığı sıkmaya başlamıştı beni internette çet diye birşey duyyordum ama ilgimi çekmiyordu sıkıldığım bir gündü vakit geçirmek için girdim cafeye görevli kısaca yardımcı oldu cet kanalına girmeme
birde birde baktımki, yüzlerce insan kanalda başım dank dedi ya dedim yolara düşüp yunus emre gibi insan arayacağına işte oturduğun yerden sana sevap kapısı yap yapa bildiğin kadar hemen adesele baş vurdum eve aldım şimdi hatatımın amlamı nı buldum elhamdülülah
ama kardeşlerim bu islami forumlardeki kardelerimin çoğu allahdan haberleri var elbette burda dayanışma vebilgi alış verişi yapacaz ama dinden uzak insanları unutmayalım kelebek gibi dini zayıf siteler var orda insanlık gerçek aşkı bilmediği için sahte aşk arıyorlar özellikle erkekler tapıyorlar kadınlara tapılmanın kime layık olduğunu bilmeden
ben acizane melek isminde o sitelere giriyorum meleğin cinsi olmadığını bilmedikleri için beni bayan zannediyorlar yüzlercesi sıraya geçiyor anlat anlata bildin kadar allahı tabi hidayet veren biz değiliz ama sebeb olmak
güneşin vurduğu herşeyden hayırlıdır diyor hidayete sebeb olmak diye rasülümüz svs islamı forumlardan alalım o zavallılara satalım kardeşlerim bundan iyi ticaret olmaz dimi kardeşlerim ve harp hiledir diyor rasülümüz sas
ben bir aciz kul idim tuttu elimden hocam bataklıkta kurtardı boğulmadan sizde bir etek tutun ölmeden yoksa yanlız kalırsınz ahirette bilmeden
ben bilgisarayın başında
annem bağırdı bana gel akşam yemeği yiyelim
anne öylen yedimya iştahım yok oğlum öylen vallaha yemedin
anne sabah yedimya oğlum
oğlum sabah yemedin yedim anene vallah yemedin oğlum
oğlum ali dün akşam yemiştin valla şimdi yine akşam yemeği yiyyoz
sen gelmessen bizimde boğazımızdan geçmiyor hadi gel
bir gün yemeği unutturan bu sebep bir ömür düyayı unuttursa ne olurdu acaba
ve bütün insanlar dünyayı böyle unutsa ne olurdu acaba