Dergaz
Profesör
SAKARYA (CİHAN)- Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Taylan Kav, son yıllarda gebelik ve oruç üzerine yapılmış olan çalışmalar sonucunda, oruç tutarken, anne adaylarında ve bebeklerinde belirgin bir sorun ortaya çıkmadığının görüldüğünü söyledi.
Kav, Sevgi ve Sağlık Dergisi'nin son sayısındaki yazısında, kronik ve oruca mani olmayan sağlıklı anne adaylarının oruç tutmasında mahsur olmadığını söyledi. Ancak, gebeliğin son 3 ayında uzamış açlık ve susuzlukla baş etmede zorluk yaşandığının görüldüğünü ifade eden Kav, oruç tutacak anne adaylarına bazı tavsiyelerde bulundu.
Oruç tutacak anne adaylarının günlük çay ve kahve tüketimini azaltmasını öneren Kav, ayrıca sıcak ve nemli ortamlardan uzak durulması gerektiğini kaydetti. Kav, şu önerilerde bulundu:
"Günün sıcak saatlerinde dışarı çıkmayın. Aşırı ve yorucu işleri azaltın. Gün içi dinlenin. Açlık, mide bağırsak sisteminizi yavaşlatacağı için iftarda birden ve hızlı yemek yemeyin. Orucunuzu suyla ve meyve suyuyla açtıktan bir süre sonra ve genelde hafif şeyler yemeye çalışın. Oruç tutarken aşırı yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, karın ağrısı ve şiddetli bulantı gibi şikayetleriniz olursa hemen doktorunuza başvurun ve oruç tutmayın."
Gebelik ve emzirme dönemlerinde vücudun enerji ve besinlere ihtiyacının arttığını, bu yüzden dengeli ve sağlıklı beslenme ilkelerine kesinlikle uyulması gerektiğinin altını çizen Kav, "Gebelik sırasında vücutta meydana gelen birtakım fizyolojik değişiklikler orucun etkisi ile daha belirgin ve fonksiyonları etkileyecek hale gelebilir. Gebelerde genelde kan şekeri normal bireylere göre daha düşük olup bazen dalgalanmalar ve düşmeler olmaktadır. Uzun dönem açlık sırasında kan şekerinin daha da düşmesi görülebilmektedir. Aynı şekilde sıvı alımının kısıtlanması nedeniyle tansiyon düşüşleri olabilmektedir. Kısa süreli değişikliklerde fetüse bir zarar gelmemesine rağmen, oruç tutarken benzer şikayetleri olan anne adayları oruç tutmamalıdır." diye konuştu.
MİDE VE BAĞIRSAK HASTALIKLARI OLANLAR DİKKAT
Daha önceye ait bir hastalığı olan gebelere ise oruç tutmamalarını öneren Kav, kalp damar hastalıkları, solunum sistemine ait hastalıklar, karaciğer rahatsızlıkları, iltihaplı bağırsak hastalıkları, kronik ishal gibi hastalıkları olanlar kesinlikle oruç tutmamaları gerektiğinin altını çizdi. Kav, şu bilgileri verdi:
"Günlük ve düzenli olarak beslenemeyen, kronik açlık ile savaşan kişilerde besin alımı daha da bozulursa fetüste kalıcı bir takım değişiklikler ve hatta bebeğin kaybı ortaya çıkabilmektedir. Kansızlığı olan hastalar öncelikle doktorlarına danıştıktan sonra kararlarını gözden geçirmelidirler."
Mide ve bağırsak hastalıkları olan hastaların uzun süreli açlığın etkilerini yoğun olarak hissedeceklerini ifade eden Kav, daha önceye ait ülser hastalığı olan veya gastrit şikayeti olanların oruç tutmamalarını önerdiğini belirtti.
Kav, "Artmış asit salgısı nedeniyle şikayetlerin tekrarlama riski vardır. Gastroözofageal Refiü hastalığı olan gebelerde reflü atakları ve sıklığı artmaktadır. Gebeliğin son aylarına doğru karın içi basınç artması nedeni ile gebelerin büyük çoğunluğu göğüste ve boğazda yanma şikayetleri yaşamaktadır. Geleneksel olarak Ramazan ayı Türk mutfağının en özel yemeklerinin yağıldığı aydır. Tabii ki yemeklerimizin çoğu ağır ve yağlıdır ki bu iki özellik reflü hastalığının alevlenmesine yol açar. Hızlı ve fazla miktarda yemek yenmesi, sahurdan hemen sonra yatmak yemek borusunun asitle maruziyetini artırır ve şikayetler ortaya çıkar." ifadelerini kullandı.
Kav, Sevgi ve Sağlık Dergisi'nin son sayısındaki yazısında, kronik ve oruca mani olmayan sağlıklı anne adaylarının oruç tutmasında mahsur olmadığını söyledi. Ancak, gebeliğin son 3 ayında uzamış açlık ve susuzlukla baş etmede zorluk yaşandığının görüldüğünü ifade eden Kav, oruç tutacak anne adaylarına bazı tavsiyelerde bulundu.
Oruç tutacak anne adaylarının günlük çay ve kahve tüketimini azaltmasını öneren Kav, ayrıca sıcak ve nemli ortamlardan uzak durulması gerektiğini kaydetti. Kav, şu önerilerde bulundu:
"Günün sıcak saatlerinde dışarı çıkmayın. Aşırı ve yorucu işleri azaltın. Gün içi dinlenin. Açlık, mide bağırsak sisteminizi yavaşlatacağı için iftarda birden ve hızlı yemek yemeyin. Orucunuzu suyla ve meyve suyuyla açtıktan bir süre sonra ve genelde hafif şeyler yemeye çalışın. Oruç tutarken aşırı yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, karın ağrısı ve şiddetli bulantı gibi şikayetleriniz olursa hemen doktorunuza başvurun ve oruç tutmayın."
Gebelik ve emzirme dönemlerinde vücudun enerji ve besinlere ihtiyacının arttığını, bu yüzden dengeli ve sağlıklı beslenme ilkelerine kesinlikle uyulması gerektiğinin altını çizen Kav, "Gebelik sırasında vücutta meydana gelen birtakım fizyolojik değişiklikler orucun etkisi ile daha belirgin ve fonksiyonları etkileyecek hale gelebilir. Gebelerde genelde kan şekeri normal bireylere göre daha düşük olup bazen dalgalanmalar ve düşmeler olmaktadır. Uzun dönem açlık sırasında kan şekerinin daha da düşmesi görülebilmektedir. Aynı şekilde sıvı alımının kısıtlanması nedeniyle tansiyon düşüşleri olabilmektedir. Kısa süreli değişikliklerde fetüse bir zarar gelmemesine rağmen, oruç tutarken benzer şikayetleri olan anne adayları oruç tutmamalıdır." diye konuştu.
MİDE VE BAĞIRSAK HASTALIKLARI OLANLAR DİKKAT
Daha önceye ait bir hastalığı olan gebelere ise oruç tutmamalarını öneren Kav, kalp damar hastalıkları, solunum sistemine ait hastalıklar, karaciğer rahatsızlıkları, iltihaplı bağırsak hastalıkları, kronik ishal gibi hastalıkları olanlar kesinlikle oruç tutmamaları gerektiğinin altını çizdi. Kav, şu bilgileri verdi:
"Günlük ve düzenli olarak beslenemeyen, kronik açlık ile savaşan kişilerde besin alımı daha da bozulursa fetüste kalıcı bir takım değişiklikler ve hatta bebeğin kaybı ortaya çıkabilmektedir. Kansızlığı olan hastalar öncelikle doktorlarına danıştıktan sonra kararlarını gözden geçirmelidirler."
Mide ve bağırsak hastalıkları olan hastaların uzun süreli açlığın etkilerini yoğun olarak hissedeceklerini ifade eden Kav, daha önceye ait ülser hastalığı olan veya gastrit şikayeti olanların oruç tutmamalarını önerdiğini belirtti.
Kav, "Artmış asit salgısı nedeniyle şikayetlerin tekrarlama riski vardır. Gastroözofageal Refiü hastalığı olan gebelerde reflü atakları ve sıklığı artmaktadır. Gebeliğin son aylarına doğru karın içi basınç artması nedeni ile gebelerin büyük çoğunluğu göğüste ve boğazda yanma şikayetleri yaşamaktadır. Geleneksel olarak Ramazan ayı Türk mutfağının en özel yemeklerinin yağıldığı aydır. Tabii ki yemeklerimizin çoğu ağır ve yağlıdır ki bu iki özellik reflü hastalığının alevlenmesine yol açar. Hızlı ve fazla miktarda yemek yenmesi, sahurdan hemen sonra yatmak yemek borusunun asitle maruziyetini artırır ve şikayetler ortaya çıkar." ifadelerini kullandı.
