Sağlık Bakanlığı Damacana Raporunu Açıkladı

TuBa.89

MiLLi GörüŞ
Katılım
21 Şub 2012
Mesajlar
942
Tepkime puanı
121
Puanları
0
Mlliyet'in haberine göre, 55 tanınmış firmanın sularından sadece 14’ü temiz çıktı. 41 suda başta ‘koliform’ (dışkı yoluyla bulaşan) bakteriler olmak üzere insan sağlığına zararlı maddeler bulundu.


esh3009_2.jpg


SAĞLIK BAKANLIĞINA BİLDİRİLECEK
A haber’de Mehmet Ali Önel’in sunduğu ‘Deşifre’ programında konuşan laboratuar yetkilisi Can Demir, “Bandrollü 55 damacana, 11 ayrı laboratuara götürüldü. Burada tahlil edildi. 14’ü uygun çıktı, 41’i sağlığa zararlı” dedi. Büyük firmalar olduğu için isimlerini açıklamadıklarını belirten Önel, ancak firma isimlerini Sağlık Bakanlığı’na bildireceklerini söyledi.

ÜNLÜ MARKALAR DA VAR
Programda, suların dolumu sırasında ve üretim sahasının hijyen koşulları nedeniyle bu sonucun çıkmış olabileceği belirtildi. Su firmalarının ünlü ve bilinen markalar olduğu kaydedildi. Sağlık bakanlığı yetkilisi Mustafa Aksoy, “Bu damacanalar ünlü firmaların taklidi de olabilir dikkat edilmeli” diye konuştu. Bu arada damacana sularının mikroplu çıkması sosyal paylaşım ağı Twitter’da da günün konusuydu.

esh3429_2.jpg



http://www.ensonhaber.com/damacana-sulari-tehlike-yaratiyor-2012-07-21.html
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Vatandaş damacana alımını kesti, esnaf isyanda

vatandas_damacana_alimini_kesti_esnaf_isyanda13434597830_h907894.jpg


Halka zehirli su satan firmaların bugün açıklanması beklenirken; vatandaşlar damacana su alımını kesti, esnaf isyanda: Hepimiz zan altındayız, isimler hemen açıklansın..


Yapılan analizler sonucunda numune alınan 55 su firmasından 41'inin sularında dışkı bakterisine rastlanmasıyla yaşanan skandalların ardı arkası kesilmiyor. Sadece sularda değil, damacanalarda da tehlike çanları çalıyor.

Sağlık Bakanlığı önceki gün bir açıklama yaparak "2 gün içinde pis su satan firmaları duyuracağız" demişti. Sağlık Bakanlığı'nın verdiği süre bugün doluyor. Açıklanacak listeyi bekleyen vatandaşlar uzun süredir damacana su almaktan vazgeçti. Satışları neredeyse duran esnaf da yaşanan skandaldan payına düşeni aldı.

'NE SATACAĞIZ'
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, satılan suların pis olduğunun duyulmasından sonra su satışlarının bıçak gibi kesildiğini belirterek, "Esnaf zan altında kalmamalıdır. Çünkü hiçbir esnaf kendi yiyip içmediği bir malı satmak istemez" dedi. Hileci firmaların en kısa sürede açıklanmasını isteyen Palandöken, şöyle devam etti: "İnsan sağlığı ile oynayanların yanına kalmamalı. Halk hangi firma pis su satıyor, adını bilmeli."

BİNLERCE TON SU NE OLACAK?
Türkiye, önceki gün bir açıklama yaparak, zehirli su üreten firmaların isimlerini 2 gün sonra duyuracağını bildiren Sağlık Bakanlığı'na kilitlendi. Vatandaşlar, bu hafta sonunda içtiği suyun zehirli olup olmadığını öğrenecek. Bu arada satışları durup, elinde binlerce ton su bulunan bayilerin akibeti merak ediliyor. Bu suların nasıl imha edileceği, esnafın zararının nasıl karşılanacağı yanıt bekleyen sorular arasında yer alıyor. Hilecilerin kendilerini de oyuna getirdiğini düşünen esnaf, bir yandan vatandaşın sağlığı ile oynayanların cezalandırılmasını isterken, diğer yandan yetkililerden zararlarının karşılanmasını talep ediyor.

* * *
KİRLİ LİSTEDE DEV FİRMALAR
A Haber'deki Deşifre programının 55 numuneden yaptırdığı analizde, 41 firmanın suyu pis çıktı. Kirli listede çok önemli markalar da var...

Sağlık Bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, 2 gün içinde vatandaşa pis su satan firmaları açıklayacağını duyurmuştu. Bakanlığın verdiği süre bugün doluyor. Daha önce A Haber'de yayınlanan Deşifre programı 55 ayrı markanın suyunda analiz yaptırmış ve bunlardan 41 tanesinde insan ve hayvan dışkısında bulunan bakterilere rastlanmıştı. 41 firmanın isimlerinin olduğu bu liste Sağlık Bakanlığı'na teslim edilmişti. Dev markaların yer aldığı bu liste şu anda Sağlık Bakanlığı'nın yapacağı açıklamayı bekliyor. Bakanlık da aynı firmaların sularında analizler yaptırdı. Eldeki raporlar ise 41 firmanın sularının pis olduğunu ve halkı zehirlediğini ortaya koyuyor. Bu tespitlerin Sağlık Bakanlığı'nın elindeki listede de bulunduğu tahmin ediliyor. Öte yandan sektörde 294 firma faaliyet gösteriyor. Analiz yapılan 55 firmanın dışında kalan suların içinde ne olduğu ise henüz incelenmedi. Vatandaşlar Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama bekliyor.

* * *
DAMACANALARA ÇEŞME SUYU
Prof. Aycan, su skandalında başka bir boyuta dikkat çekti: Markalı damacanaları alarak yollardaki çeşme suyunu doldurup satıyorlar

Kirli damacana suları ile ilgili skandalların ardı arkası kesilmiyor. Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sefer Aycan da, çarpıcı açıklamalar yaptı. Aycan, kendi müsteşarlığı döneminde sularla ilgili yaptıkları denetimlerde ilginç sonuçlar çıktığını belirterek, halkı uyardı. Aycan, o dönem yapılan analiz ve denetim sonuçlarını şöyle anlattı:

FASON ÜRETİCİLER
"Büyük su markalarının damacanalarını alıp hayır için yapılan hayratlardan su doldurup parayla satan fason üreticiler tespit ettik. Merkezleri uzak olduğu için köy çeşmelerinden dolum yapan firmalar yakaladık. Bu tespitlere, piyasa denetimleri sırasında gerçekleştirdiğimiz baskınlar sonucu aldığımız numunelere yaptığımız analiz sonucu ulaştık. Bu sorunları gidermenin tek yolu vardır, o da sıkı piyasa denetimi. Bakanlığın sıkı takip yapması gerekiyor."

HOLOGRAM LAZIM
Kendi dönemlerinde çıkan skandalların önüne geçmek için sularda hologram kapak dönemine geçildiğini anlatan Aycan, "Hologram kapak, suyun daha önce açılmamış, kontrolden geçmiş olduğunun göstergesiydi. Hologram kapağa üretici firmanın logosu da basılabiliyor ve taklidi mümkün değil" dedi. Hologram kapak şartının daha sonra kaldırıldığına dikkat çeken Aycan, yeniden bu uygulamaya geçilmesinin sorunları önleyebileceğini söyledi.

TAKVİM




 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
34386.jpg



Sağlık Bakanlığı Damacana Raporunu Açıkladı


Sağlık Bakanlığı uygunsuzluğu tespit edilen damacana su firmalarını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı, 81 ilde Temmuz ayı içerisinde rutin denetimler gerçekleştirdi.
Analiz sonuçlarına göre İstanbul'da denetlenen 61 firmadan 5'inin sağlık şartlarına uymadığı belirlendi.
Sağlık Bakanlığı bu 5 firmanın isimlerini kamuoyuna açıkladı.
Buzada, Erpınar, Alps, Kervansaray ve Yalısu markaları bakanlığın açıkladığı markalar.
Piyasaya arz edilmiş sularda olumsuzlukların görüldüğü satış noktaları da Türkiye Halk Sağlık Kurumu'nun "www.thsk.gov.tr" internet adresinden duyurulacak. (TRT Haber)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İÇTİĞİNİZ DAMACANA SULARINA DİKKAT !!!

Sağlık Bakanlığı, İstanbul genelinde faaliyette olan ve uygunsuzluğu tespit edilen damacana suyu markalarını açıkladı.Bakanlık 5 markayı uygunsuz buldu.

Sağlık Bakanlığı'ndan beklenen açıklama geldi. İlk açıklama İstanbul için yapıldı. İşte denetimden geçer not alamayan markalar: 'Buzada', 'Erpınar', 'Alps', 'Kervansaray', 'Yalısu.' Bakanlıktan yapılan yazılı açıklama şöyle;

İçme kullanma sularının takibini düzenleyen mevzuatımız Avrupa Birliği standartlarında usul ve esaslar içermektedir. Ambalajlı içme suları da bu çerçevede, Halk Sağlığı Müdürlüklerimizce ve Bakanlığımız merkez teşkilatınca mevzuata uygun olarak denetlenmektedir. Bu denetimler esnasında su dolum tesislerinden ve piyasadan numuneler alınmakta ve analizleri yaptırılmaktadır.

Bakanlığımızca yapılan takiplerde gerek şebeke suları, gerekse ambalajlı sularda uygunsuzluk tespit edilmesi halinde, halkımızın sağlığını korumak ana hedefi doğrultusunda gerekli adımlar bilim adamları ile yakın temas içinde kararlılıkla atılmaktadır. Halk sağlığını tehdit eden bir olumsuzluk varlığında halkın bilgilendirilmesi için gerekli açıklamalar yapılmaktadır. Bakanlığımızın halkın güvenli suya ulaşmasına yönelik bu kararlılığı neticesinde son 10 yılda içme suyu kalitesiyle ilgili çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır.

81 İLDEN NUMUNELER İNCELENDİ

İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ile birlikte içme suyu kullanımında artış gözlenmiştir. Bu durumun içme suyu ile ilgili kaliteyi olumsuz etkileme riski bilinmektedir. Bu sebeple Temmuz ayında 81 ilde rutin denetimlere ilave denetimler gerçekleştirilmiştir.

İŞTE O MARKALAR

Bu çerçevede;

1) Temmuz ayında yapılan denetimler esnasında ruhsatlı kaynaklar dışında izinsiz kaynak kullanımına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.
2) Denetimlerde, mevzuat hükümlerine uygun şartlarda numuneleri alınan ve tekraren yapılan analiz sonuçlarına göre İstanbul genelinde faaliyette olan 61 dolum tesisinden uygunsuzluğu tespit edilen damacana suyu markaları şunlardır:

"Buzada", "Erpınar", "Alps", "Kervansaray","Yalısu".

3) Piyasaya arz edilmiş sularda (piyasadaki satış şartları sebebiyle oluştuğu düşünülen) olumsuzlukların görüldüğü satış noktaları isewww.thsk.gov.tr internet adresinde duyurulacaktır.

Sağlık Bakanlığı kesintisiz denetimleri sırasında halk sağlığına zararlı olabilecek tespitleri halkımızla paylaşmaya devam edecektir.

BAKANLIK UYARDI: DAMACANA ALIRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN

Halkımızın damacana suyu alırken dikkat etmesi gereken başlıca hususlar aşağıda sıralanmıştır:
Damacanalar;

1) Yetkili bayi ve satıcıdan satın alınmalıdır.
2) Çizik, kirli ve suyun tabii rengini göstermeyecek matlıkta olmamalıdır.
3) Güneşte, yüksek veya çok düşük ısıda, tozlu ortamlarda bulundurulmamalıdır.
4) Tüp gaz ile aynı ortamda taşınmamalı ve depolanmamalıdır.
5) Kapak, emniyet bandı, etiket ve gövdesinde bulunması gereken marka isimleri aynı olmalıdır.
6) Üretim ve son kullanım tarihlerine dikkat edilmelidir.

Bu konuda duyarlılık gösteren başta medyamız olmak üzere herkese teşekkür ediyoruz. Halkımızın sağlığına zarar verebilecek içme suyu ürünlerine asla müsamaha etmeyeceğimizi bütün ilgililere bir kez daha hatırlatıyoruz.

---> Helal Gıda <---
 

TuBa.89

MiLLi GörüŞ
Katılım
21 Şub 2012
Mesajlar
942
Tepkime puanı
121
Puanları
0
Işte 5 zararlı su

Damacanalarla ilgili iddialar üzerine Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul’da yaptırdığı denetim sonuçlarında Buzada, Erpınar, Alps, Kervansaray ve Yalısu markalarının sağlığa uygunsuz koşullarda üretim yaptırdıkları tespit edildi

iste-5-zararli-su-2477074.Jpeg



İçinde ‘dışkı’ olduğu gerekçesiyle İstanbul’da halk sağlığını tehdit ettiği belirtilen damacana su markaları teşhir edildi. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı tespitin ardından açıklanan listede 5 marka var. Bunlar arasında Aytaç grubunun su kategorisindeki ikinci markası ‘ALPS’ de yer alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı listeye göre, “Buzada”, “Erpınar”, “ALPS”, “Kenvansaray” ve “Yalısu” markalarının halk sağlığına zararlı olabilecek damacana suyu olarak tespit edildi. Bakanlık yapılan analizlerin İstanbul genelinde faaliyette olan 61 dolum tesisinden damacana suyu markalarını kapsadığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı dün yaptığı yazılı açıklama ile halk sağlığına uygunsuz olan firmaları teşhir etti. Halkın güvenliğini yakından ilgilendiren damacana sularının yakından takip edildiğini belirten Bakanlık, “İçme kullanma sularının takibini düzenleyen mevzuatımız AB standartlarında usul ve esaslar içermektedir. Ambalajlı içme suları da bu çerçevede, halk sağlığı müdürlüklerince ve bakanlığın merkez teşkilatlarınca mevzuata uygun olarak denetlenmektedir. Bu denetimler esnasında su dolum tesislerinden ve piyasadan numuneler alınmakta ve analizler yaptırılmaktadır” dedi.

Sıcakların etkisi var mı?
Bakanlık tarafından yapılan takiplerde gerek şebeke suları gerekse ambalajlı sularda uygunsuzluk tespit edilmesi halinde, halkın sağlığını korumanın ana hedefi doğrultusunda gerekli adımların bilim adamları ile yakın temas içinde kararlılıkla atıldığının belirtildiği açıklamada, hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesiyle temmuz ayında 81 ilde rutin denetimlerin artırıldığı bildirildi.

Buzada
İstanbul’da faaliyet gösteren Buzada, 2008 yılında kuruldu. Şirketin internet sitesinde, “Buzada suyunun tüm Marmara bölgesinde satış ve pazarlanmasıda ana hedefimizdir” ifadesi yer alıyor. 19 litrelik damacana su üretimi bulunan şirketin fabrikası Silivri’de kurulu. Şirketin sahip olduğu sertifikalar sited sıralanıyor: ISO 22000 Gıda Güvenliği Sertifikası, İş Sağlığı ve Güvenliği Sertifikası, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Sertifikası, Akduman Marka Tescil Sertifikası, Buzada Marka Tescil Sertifikası... İnternet sitesindeki en son analiz raporu 10 Mayıs 2012 tarihinde yapılmış ve analiz sonucunun “mevzuata uygun olduğu” belirtilmiş.

Kervansaray
Kervansaray tanıtımını internette bir blog adresi üzerinden (günlük) yapıyor. İnternet sitesi olmayan Kervansaray’ın blog sitesinde, “Doğal kaynak suyumuz temizilik açısından olsun servis açısından olsun 1 numaralı hizmet verdiğimize inanıyoruz ve inandırıyoruz” deniliyor.

Erpınar
Şirketin internet sitesinde, “Suyumuz Belgrat Ormanlarının içinden çıkan tarihi Binbaşı Çeşmesi suyunun kaynağından olup 1941 yılında Topçu Taburu Komutanı Kenan Ersezer tarafından bulunmuş ve yıllardır üstün kalitesiyle ün yapmıştır” deniliyor. ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 22000: 2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarına sahip olduğu bilgisi var. Şirket 200 CC’lik bardak su, 19 litrelik damacana su ve 19 litrelik geri dönüşümsüz damacana su üretiyor.

Alps
Aytaç Su’yun ikinci kalite su markası olarak ifade ediliyor. Edinilen bilgilere göre, analiz sonuçlarını bekleyen şirket, Alps Su’nun tanıtımını henüz yapmadı. Alps’in üretimi İstanbul’da yapılıyor. 1994 yılında kurulan Aytaç Su, 1997 yılında Yimpaş Holding bünyesine katıldı. Şirketin Bolu ve Yozgat’ta iki fabrikası bulunuyor.

Yalısu
Şirketin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Istıranca ormanlarının derinliklerinden Quartz Kayalarının arasından kaynayan sulardan üretim yapıyor. Sitede gerekli olan tüm standartlara uyumlu olunduğunu gösteren belgeler yayımlanıyor.

Kapağa dikkat!
Sağlık Bakanlığı kesintisiz denetimleri sırasında hal sağlığına zararlı olabilecek tespitleri internet sitesinden duyurmaya devam edeceğini açıkladı. Bakanlık teşhir açıklamasında damacana su alırken dikkat edilmesi gereken konuları da sıraladı.
- Yetkili bayii ve satıcıdan satın alınmalı.
- Çizik kirli ve suyun tabi rengini göstermeyecek matlıkta olmamalı.
- Güneşte yüksek veya çok düşük ısıda tozu ortamlarda bulundurulmamamlı.
- Tüp gaz ile aynı ortamda taşınmalalı ve depolanmamalı.
- Kapak emniyet bandı etiket ve gördevsinde bulunması gereken marka isimleri aynı olmalı.
- Üretim ve son kullanma tarihine dikkat edilmeli.”



http://gundem.milliyet.com.tr/iste-5-zararli-su/gundem/gundemdetay/29.07.2012/1573290/default.htm
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Su Damanacaları Mikroplu Çıkmış!

Acı gerçekler:
* Birincisi: Gıda maddeleri ve içecekler konusunda devamlı, genel, yoğun ve etkili denetim yapılmamaktadır.

* İkincisi: Türkiye halkına sağlığa zararlı maddeler, domuz eti, domuz jelatini, eşek eti (haramdır), leş tavuklar yedirilip içirilmektedir.

* Üçüncüsü: Gıda maddelerine ve içeceklere üç yüz çeşit kimyevî madde, koruyucu, boya ve aroma karıştırılmaktadır.

* Dördüncüsü: Domuz çiftliklerinde üretilen domuzlar halka dana diye sunulmaktadır.

* Beşincisi: Sahtekarlar, içine bal boyası ve bal aroması koydukları mısır şurubunu halis bal diye halka satmaktadır.

* Altıncısı: Tek başına tüketilen üç kimyevî maddenin zarar ve tahribatı büyük olmayabilir ama bir vatandaş günde elli çeşit kimya yutarsa büyük çapta zehirlenmiş olur. Bu zehirlenme onu anında öldürmez ama
sağlığını çökertir.

* Yedincisi: Tüketilen ekmeklerin büyük kısmının çok beyaz olması ve ekmeklere on küsur çeşit kimyevî madde katılması, temel gıdası ekmek olan halkımızı sağlık bakımından çökertmektedir.

Son rezalet: Piyasade satılan 55 ayrı marka büyük su damacanasının 41'inin içinde, insan ve hayvan dışkılarında bulunan mikroplar bulunduğu meydana çıkmıştır. Halka mikroplu su içiren firmalar teşhir edilmemektedir.

Gıda ve meşrubat sahtekârlıkları konusundaki kanunlar ve suçlara verilen cezalar yetersizdir.

Bütün belediyelerin temel vazifelerinden biri gıda maddelerini ve içecekleri denetlemek, tahlil etmek, halkı korumak olduğu halde bu vazife iyi, etkili ve tam şekilde yapılmamaktadır.

Medya zaman zaman konunun üzerinde duruyor, hamamın namusunu kurtarmak için biraz harekete geçiliyor, sonra iş tavsıyor ve eski hamam eski tas.

Refah ve zenginlik ne kadar artarsa; hastalıklar, hastalar ve hastanelerin sayısı da o nispette artmaktadır. Bunun ana sebebi halkın kötü beslenmesi ve zehirlenmesidir.

İsteğimiz: Almanya, Fransa, İsviçre, Norveç ve diğer medenî ülkelerde olduğu gibi gıda maddeleri ve içecekler yoğun ve etkili şekilde analiz edilmeli ve denetlenmelidir. Sağlığa zararlı ürünlerin fabrika ve atölyeleri kapatılmalıdır. Cezalar caydırıcı olmalıdır. "Çok sayıda üretici ve çalışanları var. Onları darıltırsak bize oy vermezler..." zihniyeti bırakılmalıdır.

Maddî durumu müsait olan bütün büyük ve orta çapta belediyeler tahlil ve denetim laboratuarları kurmalıdır.
Bunlar yapılmazsa Türkiye halkının tamamına yakını hasta olacak ve çürüyecektir.

Vazifelerini yapmayan, yapar gibi görünüp iyi yapmayan, gıda maddelerini ve içecekleri, suları, ekmekleri devamlı olarak denetleyip, tahlil etmeyen belediyelere hakkımızı helal etmiyoruz.

Damanacaları mikroplu çıkan 40 küsur firmanın teşhirini istiyoruz.
Halka aşırı miktarda hormonlu sebze ve meyve yedirenlerin cezalandırılmasını istiyoruz.

Katkısız, kepekli, sağlıklı ekmek istiyoruz.

Özel makinelerle, kırmızı ve beyaz etlere yüzde 25'e kadar varan su katılmasının önlenmesini istiyoruz. Bu bir hırsızlıktır.
Bazısı ölüme yol açan uyduruk bitkisel harika, mucize ilaçların çok ciddî şekilde denetlenmesini istiyoruz.

Velhasıl etkili denetim istiyoruz, devamlı tahlil istiyoruz, sahtekarların tecziyesini (cezalandırılmasını) ve teşhirini istiyoruz. Hakkımızı istiyoruz.

big_174.jpg


Mehmet Şevket Eygi

araştırmacı yazar
http://milligazete.com.tr/makale/su-damanacalari-mikroplu-cikmis-246003.htm
 

saliha kalem

Profesör
Katılım
3 Kas 2010
Mesajlar
1,705
Tepkime puanı
125
Puanları
0
Suyumuza da el değdi

Son günlerin tartışma konusu olan damacana su şirketlerinin birçoğu yabancıların elinde


Damacanaların kirliliği ile gündeme gelen su sektörü, her geçen gün büyüyen bir pazar. Buna karşılık pazardaki yabancı payı dikkat çekiyor. Yabancı şirketler sektördeki ilk 10 şirketle yüzde 50'ye yakın pazar payına sahip. Yabancı yatırımcılar birçok yerli firmayı da bünyesine katmış durumda. Danone-Hayat, Coca Cola-Damla, Nestle-Erikli, Pepsi-Aquafina gibi satın almalar bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor. Öte yandan dünyadaki su kaynaklarının giderek tükeniyor oluşu, Türkiye'nin ise doğal su kaynakları bakımından zengin bir ülke oluşu bu ilginin nedenini açıklıyor.
back 1 / 2 next Albumünden Göster




Uğur Arslan

Türkiye'de ambalajlı su sektörü hareketleniyor. Sektör hızlı olmasa da istikrar bir biçimde büyüyor. Yıllık ortalama büyüme yüzde 5 düzeyinde seyrederken bu yıl su pazarı hacminin miktarda yaklaşık 10,3 milyar litreye, ciroda 3,6 milyar liraya ulaşması bekleniyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre yerli ve yabancı olmak üzere 288 firma rekabet ediyor. İlk 8 şirketin toplam pazar payı yüzde 30 seviyesinde olurken ambalajlı su sektöründe yabancı firmların ağırlığı hissediliyor. Yabancı yatırımcıların ilgisi, Danone-Hayat, Coca Cola-Damla, Nestle-Erikli, Pepsi-Aqua gibi satın almalarla kendisini gösteriyor. Yabancı markaların payı pet su pazarında yüzde 50, damacanada yüzde 17 dolayında. Açık anlatımı ile yabancı sermayeli kuruluşlar bizim suyumuzu şişelere doldurarak, bize satarak pazarın yarısına hakim olmuş durumda.

Su tüketiminde Avrupa ile yarışıyoruz

Su tüketiminde de üst sıralardayız. Kişi başına tüketim miktarı 189 litre olan İtalya, 165 litre olan Almanya, 123 litre olan İspanya ve 120 litre olan Belçika gibi AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye'de ambalajlı su tüketimi AB'deki seviyelere yaklaşıyor. 2011'de yıllık kişi başına ortalama su tüketimi (46 lt pet, 87 lt damacana olmak üzere) 133 litre olarak gerçekleşti. Bu yıl kişi başına tüketimin (50 lt pet, 88 lt damacana olmak üzere) 138 litre olması bekleniyor.

Sektöre Yahudi damgası

Pet su pazarında yüzde 50'yi oluşturan markaların başında Amerikan ve Yahudi markalarından Coca Cola, Pepsi ve Nestle geliyor. Danone, Coca Cola, Nestle, Pepsi gibi markalar Damla, Erikli ve Aqua gibi yerli firmaları bünyesine katarak sektörde yüzde 50 pay ile aktif olarak yer alıyor.

2020'de su savaşları yaşanabilir

Öte yandan ambalajlı su sektöründe bu gelişmeler yaşanırken dünyayı önümüzdeki yıllarda susuzluk bekliyor. Amerikan Ulusal İstihbarat Müdürlüğü'nün raporuna göre, dünyada içme suyu kaynakları, 2040 yılına kadar küresel talebe cevap veremeyecek duruma gelecek. Dolayısıyla 2020'den sonra su savaşları yaşanabilir. 22 Mart Dünya Su Günü'nde yayımlanan raporda; Ortadoğu, Güney Asya ve Kuzey Afrika, su kıtlığının en şiddetli hissedileceği bölgeler olarak sıralandı. Su kaynaklarına ilişkin sıkıntı, gelişmekte olan ülkelerin hidroelektrik santrallerinden enerji elde edilmesini güçleştirecek, ekonomik potansiyellerini olumsuz etkileyecek.

Su kaynakları azalıyor

Önümüzdeki 10 yıl için su savaşları öngörüsü yapılmasa da, hâlihazırda 7 milyar olan dünya nüfusunun artışı bu hızla sürdükçe, su kaynaklarının azalması ve kirlenmesiyle yeni sorunlar ortaya çıkabilir. Öyle ki, 2030'da su talebi ile arzı arasındaki fark, yüzde 40'a çıkacak. Su, uluslararası ilişkilerde bir silah ya da baskı unsuru haline gelecek. Küresel ısınmasının su kaynakları üzerindeki etkisini, 2040'tan sonra daha da artırması bekleniyor.

Kontrol mekanizması yeterli çalışmıyor

SU Vakfı Başkan Yardımcısı ve İTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Ali Uyumaz: "Türkiye'de serbest ekonomi uygulandığı için yabancı şirketler bu işe giremez şeklinde bir şart yok. Yabancının su işine girmesi yasak bile olsa yerli bir firma kanalı ile bu işe yine girebilir. Benim anladığım kadarı ile bu sektörde kontrol mekanizması yeterli çalışmıyor. Sıkı kontrol yapıp bu hususta kirli veya mikroplu olan suları paketletip piyasaya süren şirketler ve ilgilileri hakkında çok sert yaptırım kuralları koymamız lazım diye düşünüyorum. Bu durumdaki kirli ve mikroplu su paketleyip piyasaya süren şirketlerin çalışma lisanslarının belirli kriterleri sağlayıncaya kadar iptal edilmesinde fayda var." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin suyu nüfusunun 3 katına yetebilir

Türkiye'nin su potansiyeli açısından yeterli olduğunu vurgulayan Uyumaz, "Bu şartlarda memleketimiz yaklaşık su potansiyeli açısından 1500-1600 m3/Şahıs-Yıl olması sebebiyle orta halli zengin bir su ülkesiyiz. Suyu tasarruflu kullanmak kaydı ile bu kaynaklar daha Türkiye'nin şu andaki nüfusunun 2-3 katına kadar yetebilir. Türkiye ne fakir ne de zengin bir su ülkesi olması dolayısı ile su kaynaklarımızı temiz ve tasarruflu kullanmamız, bizlere su problemi olmadan hayatımızı idame ettirebileceğimizi göstermektedir. Gerek sulamada, gerek içme suyunda ve gerekse sanayide kullanılan sularda israftan kaçınmamız ve suyu tasarruflu kullanma metotlarını uygulamamız gerekmektedir.
2020 yılında dünyada su savaşlarının olacağını düşünmüyorum. İzah ettiğimiz gibi suyun tasarruflu kullanılması, kirletilmemesi halinde su problemi yaşanmaz. Bunlar abartılı tahminler ve olma ihtimali son derece zayıf olan senaryolardır" dedi.

Su havzaları ve kaynakları korunmalı

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği ( SUDER ) Başkanı İsmail Özdemir'de, "Türkiye son zamanlarda sermaye yetersizliğinden dolayı yatırımlarını artırmak için uluslararası yatırım girişini teşvik için çaba sarf ediyor. Türkiye'de su sektörü yabancı yatırımcılar için yatırım yapılabilecek bir alan olarak görülmektedir. Su sektörü yükte ağır pahada hafif bir sektör. Dolayısıyla uzun mesafelere su satışları pek mümkün değil. Bu yüzden suyun ihracat rakamları düşüktür. Öncelikle su havzalarının ve kaynaklarının korunması için her türlü tedbir alınmalı. Bunun için kirliliğin önüne geçilmeli ve suların toplanması, dağıtılmasındaki kayıplar asgariye indirilmeli. En az su kullanan tarım teknikleri ve sanayi tesisleri kurulmalıdır" dedi.

Ciro oranı fazla olmasına rağmen ihracat çok düşük

Ambalajlı su sektöründe kapasite kullanım oranı yüzde 40 olarak gösterilirken, sektörün daha fazla tüketimi karşılayabilecek durumda olduğu belirtiliyor. 2011'de sektördeki toplam ciro 3.45 milyar iken bu yıl 3,6 milyar olması bekleniyor. Bu ciroya karşın sektörün ihracatının çok düşük olması dikkat çekiyor. Avrupa'ya az da olsa ihracat yapılıyor. Doğuda Irak ve İsrail sektörde önemli pazarlar arasında gösteriliyor.

milli gazete
 
Üst