Leylifer
Kıdemli Üye
- Katılım
- 7 Ocak 2011
- Mesajlar
- 5,987
- Tepkime puanı
- 1,626
- Puanları
- 113
Ne canının yandığının farkındasın nede beni yaktığının.. Gidip gelişlerimin seni yalamaya çevirdiğini fark ediyorsun ama önemsemiyorsun olan biteni.. “Yine gelecek” deyip bekliyorsun.. Sadece bekliyorsun.. “Benim kimseye eyvallahım yok kızım , gidersen kapı orada!” dedikten sonra elini kalbine koyup, derin bi sancı hissettiğinde - “Aman Allahım ! Yoksa gel diye yalvaracak mıyım ?” korkusu sarıyor bir an yüreğini ve hatta bedenini.. Memleketimin masum insanlarına kalleşler dadanmışken sana bizden, pardon benden mi demeliyim ? Benden bahsetmek yerinde değil ! Tonlarca Müslüman yemek, ekmek ve su bekliyorken benden, aşk bekliyorum ben senden..
Öyle ki iyi insanlar günümüz tabiriyle *****ken, kötüler el üstünde bugünlerde.. Bugünler de anlıyorum arkadaşımın olmadığını, şimdiler de anlıyorum ailemin bile beni yüzüstü bırakabileceğini.. Kapıları yüzüme kapatmak yerine beni anlamaya çalışmanın nasıl zor olduğunu.. Ben ağlarken bana kulak verince neler dediğimi.. Din’ ime bile sövdüğümü, birini sevdiğimi.. Büyüdükçe küçülüyorsunuz gözümde.. Küçülüyor koca koca adamlar.. İyi olunca değersiz, kötü olunca adamdan saymalar.. Ev sahibi ettiğin adamın, sen dar’ a düşünce seni mahkemelik etme durumları.. Hep aynı şeyi tekrarlayıp duran siyasetçiler, hep aynı masada oturan, hap aynı tuvaleti tercih eden takıntılılar, yanlış anlamaya müsait beyinler.. Sırf başkası “ne der?” diye ağlayan çocuğunu susturmaya çalışan analar-babalar.. Bugünlerde çok şey öğreniyorum.. Gül geç diyenler de biliyor aslında olanlara gülüp geçmenin hiçte basit olmadığını..
Saç boyamak gibi bazen hislerim.. Dipten dipten çıkıyor, en koyu renklerim.. En çirkin modellere şahit oluyor bazen benliğim.. Kremlemek yada fönlemekte işe yaramıyor.. Geceleri ağzımdaki sakızın, sabah kalktığımda saçlarımı birbirine yapıştırması gibi adeta.. “Yalnızlıktan çok bahsediyorsun” diyenler farkındalık mı sergiliyorlar ? “Çok kalabalık bir toplumuz biz, birbirimize saygı duyarak yaşayabiliriz ancak” diyen kodamanlar hayatlarında kaç kişiye saygı duymuşlar bmwlerin içinden ? Bugünler de anlıyorum mesajlaşmanın arkadaşlıkları, dostlukları ve aşkları bile zedelediğini.. Mail yazmaktan vazgeçip, mektup yazmaya başlamak kaç kişi tarafından onay görebilir şu sıralar sosyal ağ sitelerinde birden fazla profili olan bizler için ? Bitmiyor bu yazı, bitemiyor.. Sonu gelmiyor, geldikçe saçmalıyorum.. Hayatların da saçma sapan olduğuna inanıyorum..
Aşk’ ın çok gereksiz, sevişmenin ihtiyaç olduğuna inanan adamlar tanıyorum.. “Ben namusu beyinde ararım” diyen beyinsizleri biliyorum.. Evlenmek istediğinde yattığı kızdan köşe buçak kaçan züppeler görüyorum.. Neşeli kız olduğumu öne süren ama nasıl oluyorsa en çok benim ağladığımı bilen çelişkili arkadaşlara sahibim.. Sex içerikli şarkılar yazıp ünlü olmaya çalışan şarkıcılar izliyorum.. Milyonlarca çoluğun çocuğun önünde, ailelerin karşısında; “Ben bunu sanat için yapıyorum” deyip sevişen, soyunan kadınlar izliyorum.. Ana haber bülteninde, trafik kazasından sırıtarak bahseden ve bunun adına “kanal hizmeti” diyen kanalizasyon suratlı tiplere kızıyorum.. Bugünlerde herşeyi yeni yeni öğreniyorum..
Olan biteni geri de bırakıp, kimseyi memnun etmek zorunda olmayarak yaşamayı yeğliyorum.. Ama bunun için ne bildiğim bir şehir, ne de bildiğim bir toplum var.. Koyun gibi güdülmeyi seviyorum.. Siz nereye, ben oraya tabirine uyan insanlara uyuyorum.. Uyumluyum.. “Lise de öğretmenim, ağır başlıyım.. Bunlar sana uyarsa, sevmeye hazırım” diye mırıldanan sempatik kız Nil’ e hak veriyorum.. “Allah belanı versin” diyen İsmail YK’ yı alnından öpüyorum.. “Bela okuma, gelir seni bulur” diyen Samsunlu teyzeme selamlarımı iletiyorum.. Herşeye rağmen; sizinle yaşadığım her an' ın tadını çıkartıyorum.. Ağlıyorum, gülüyorum ve en çokta saçmalıklarınızla saçmalaşıyorum.. Saçmalaşmak yada saçmalaşmamak.. Bütün mes’ ele bu..
~KaleminELiFHali~ / 29 Ekim 2010 / 22.05