Saadet iftarı için herkes konuştu, bir de bizden dinleseniz...

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Olayları İyi analiz etmeli

Saadet Partisi iftarında yaşanan olayları değerlendiren Genel Yayın Yönetmenimiz Selim Akduman'dan çarpıcı analiz...



Tarih: 22.08.2010 16:05:07
Okunma Sayısı: 32268
Yorum Sayısı: 30

http://www.addthis.com/bookmark.php...n-erdogan-kirca-yi-fena-bozdu-video.html&tt=0http://www.addthis.com/bookmark.php...n-erdogan-kirca-yi-fena-bozdu-video.html&tt=0| Paylaş


100516_tr.jpg


Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı iftarında ortaya çıkan olayları yansıtan haberlerin bir çoğu ve olaylar ile ilgili yazılan köşe yazıların birçoğunda yapılan açıklamalar aslında haberi yapanlar ve yazıyı yazanlara bakıldığında net bir şekilde ortaya bir şey koyuyor:

Milli görüş hareketinin içinde zerre miktarı emeği olmayanların, kompleks ve aşağılık duygusu içinde olanların, Milli Görüş Liderini hazmedemeyen veya anlayamayanların densizliği, terbiyesizliği, ön plana çıkma hevesi, birilerine yaranma sevdası, tepeden bakma havası vs vs. Başka bir şey değil.

Çoğu çıkmış manevi bir ortamda bunlar olur mu, iftar sofrasını zehir ettiler, ramazanda terör estiren Müslüman olur mu, Erbakan’ın çeteleri, vs. deyip duruyor.

Siz ne biliyorsunuz Allah aşkına, nelerden haberiniz var ki atıp tutuyorsunuz, asıp kesiyorsunuz, haddinizi bilmiyorsunuz; hayatını ortaya koymuş ve bütün hayatı boyunca inancından taviz vermeden hiçbirinizin ödeyemeyeceği bedeller ödemiş insanlar için, ahkâm kesip seviyesizce, , terbiyesizce, küstahça eleştirebiliyorsunuz.

Ve siz Milli Görüş Liderini tanıyamadığınız, anlayamadığınız gibi, O’na baş kaldıran ve kendine emanet edilen partinin başkanlığını yürütürken bütün hassasiyetleri, ölçüleri bir kenara atıp, anlaşılması güç bir yolda yürüyen Saadet Partisi Genel Başkanını da dışarıdan gördüğünüz gibi tanıyor, gerçek özelliklerini ve karakterini bilmiyor ve O’nu da doğru tanımıyorsunuz.

Milli Görüş Liderini eleştirenler ve Saadet Partisi Genel Başkanını övenleri, üç gruba ayırabiliriz.

Milli Görüş hareketine düşman, Liderine düşman ve hareketi yok etmek isteyen fırsatçılar.

Gerçekleri bilemeyen, anlayamayan, kavrayamayan basiretsiz, saf, anlayışsız ve konunun cahili olanlar.

Hareketin liderini hazmedemeyen, çekemeyen, aşağılık duygusu içinde olan insanlar.

Bu günlerde birinci grupta olanlar büyük gayret içindeler ve basın yoluyla etkili olmaya çalışıyorlar.

İkinci grupta olanlar ise, seviyeleri kimlikleri ne olursa olsun, gerçekleri bilenler gözünde komik duruma düşüyorlar aslında.

Üçüncü gruptakiler ise, ta başından beri Milli Görüş Hareketi için hep problem olmuş ve saf insanları etkileyen zavallı bir güruhtur.

Bütün bu gelişmeleren sonra, sıkıntılara sebep olan ve camiayı zor durumda bırakan Sayın Kurtulmuş bütün sürecin vebalini düşünerek doğru bir karar vermelidir artık.

Sebep olunan gelişmeler sonucunda camia birbirine düşürülmüştür. Camia dışında da kamuoyu açısından çok sıkıntılı dönem başlamıştır.

Fırsatçılara gün doğmuş, bilen bilmeyen insanların kafaları karıştıran yorumları, açıklamaları, bilgi kirliliği herkesin kafasını allak bullak etmiştir.

Gelişen olaylar içinde fevri bazı yanlış hareketleri alıp, büyüten, ajite eden; bu yolla harekete, liderine ve inancına hakaret eden, küstahça eleştiren ve haddini bilmez laflar edenler, ya gerçek düşman, ya işin cahili, ya anlayışı kıt veya küstah, vefasız, sinir bozucu tiplerdir vesselam.

Siz bunları bir kenara bırakıp, bütün bu olaylara sebep olan, emaneti koruyamayan Sayın Numan Kurtulmuş ve ekibinin yaptıklarına, söylediklerine bakın en iyisi.

Beğenilmeyen bütün davranışların suçlusu ve sebebi aranacaksa, bakılacak yer Saadet Partisi Genel Merkezi ve başkanlık divanından başka bir yer değildir.

Medyanın ve elinde hukuki yetkiyi bulunduran genel merkezin yalan yanlış yönlendirmeleri ile gelişmelerden olumsuz etkilenen bir çok insan da iyice yoruldu ve manevi güçleri zayıfladı ne yazık ki.

Bu camianın içinde de üç grup insan oluştu bu ara:

Gelişmeleri başından beri sağlıklı değerlendirip hareketin lideri yanında yer alan sadıklar.

Her halükarda Numan Bey’in yanında yer alanlar.

Her şeyi teferruatıyla bilemeyen, kulaktan dolma bilgilerle ve medyanın etkisi ile kafaları karışık, gelişmelerden olumsuz etkilenen, her iki tarafı da eleştirebilen, çözümü merkezden bekleyen, elinden bir şey gelemediği için olur olmaz eleştiriler ile birbirlerini üzen, sıkıntılı olan bir grup.

Bütün bu gelişmelerde yapılacak şey nedir iyi belirlemek lazım.

Hareketin ölçüleri, lideri bellidir.

İyi karar verebilmek için gelişmeleri inanç terazisine koymak gerekir.

Yalana, yanlışa, yabana alet olmamak gerekir.

Hesap gününe hazırlıklı olmak gerekir.

Bu hareket siyasi bir sıradan parti hareketine çevrilmemelidir.

İnsanlık adına yapılacaksa her şey, “her şey Allah “için olmalıdır.


Allah bu hareketin içinde olanlara basiret versin, hidayet versin.

Allah sadece doğruların yanındadır, o halde doğrulardan olmalıdır herkes.

Var mı ötesi?
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Aksi Hal Muhal (ismail müftüoğlu)

Saadet Partisi İstanbul il iftarında yaşananlar için, günlük bazı gazete sayfalarında yer alan açıklamalar ve bazı gazete yazarlarının makaleleri son derece düşündürücü ve üzücüdür.



Tarih: 23.08.2010 11:35:01
Okunma Sayısı: 15701
Yorum Sayısı: 13

http://www.addthis.com/bookmark.php...0540439074NXC&pre=http://www.ajans5.com/&tt=0http://www.addthis.com/bookmark.php...0540439074NXC&pre=http://www.ajans5.com/&tt=0| Paylaş


100734_tr.jpg


Saadet Partisi İstanbul il iftarında yaşananlar için, günlük bazı gazete sayfalarında yer alan açıklamalar ve bazı gazete yazarlarının makaleleri son derece düşündürücü ve üzücüdür. Hele olaylara karışmış bazı Milli Görüşçü gençler için “Müslüman elinden, dilinden ve belinden emin olan kişidir. Oysa elinizden ve dilinizden emin değiliz” diye yazan bir bayan yazara, söylenecek tek sözümüz vardır; o da yukarıda tırnak içerisine aldığımız sözleri önce hayat arkadaşına bir sormalı, ondan sonra başkalarına fetva vermeye çalışmalıdır. Herkes haddini bilmelidir.

Yine malum gazetenin diğer bir yazarının da; “Numan Kurtulmuş meşruiyetini yitirmişse kim meşru” başlıklı makalesi ile, içinde bulunmadığı bir meselenin yanlı tartışmasına girmiş olduğunu müşahede ettik. Bütün bunlar dışarıdan gazel okumaya benzer. İçine girmedikleri, mücadelesini yapmadıkları bir mesele hakkında ahkam kesmenin etik olduğu söylenemez.

Bütün bu açıklamalar ve TV görüntüleri, 310 oyla çeyrek genel başkan seçilen Numan Kurtulmuş’u mazur gösteremez. Zira bu olayların gelişebileceği daha önceden tahmin edildiği halde, gereken tedbirleri almamıştır. Bunun iki sebebi vardır:

1- İstanbul iftarında meydana gelen olaylar eğer iddia edildiği gibi İstanbul İl Gençlik Kolları tarafından realize edilmişse, bunun sorumlusu parti yönetimini elde tutan idareciler değil de kimdir? Şayet gerçekten İl Gençlik Kolları tarafından böyle bir olay tertiplenmişse, o zaman da Numan Kurtulmuş’un tabanda tutulmadığını ve istenmediğini göstermez mi?

2- Saadet Partisinin yapmış olduğu genel kongrede üçüncü turda ancak 310 oyla genel başkan olabilen Numan Kurtulmuş’un, kongre mağlubiyetini telafi etmek için, meydana gelen olaylar vesilesiyle mağduriyetini ortaya koyarak, tabanda taraftar toplamaya çalışması şeklinde yorumlanamaz mı?

Bugüne kadar gazetelerden takip ettiğimiz kadarıyla, Numan Kurtulmuş’un üç beş kişiyle sohbet yapması, beş on kişilik iftarlarda buluşması, çok az sayı ihtiva eden parti iftarlarında bulunması, ciddi bir durumun mevcudiyetini göstermektedir. Bizler İstanbul, Bursa, Antalya iftarlarında meydana gelen olaylardan rahatsızlık duymaktayız. Ama Numan Kurtulmuş’un rahatsızlık duymaması ve inadına tavrında değişiklik yapmaması “çeyrek genel başkan” oluşundan kaynaklanmaktadır. Hayret doğrusu.

Ramazanlarda muhterem Necmettin Erbakan’ın katıldığı iftar yemeklerindeki coşkunun % 10’unu dahi Numan Kurtulmuş sağlayabilmiş değildir. Çünkü birisi lider, diğeri çeyrek genel başkandır. Bu kadar fark elbetteki olacaktır. Ama cereyan eden bütün olayları göz önünde bulundurmadan, Numan Kurtulmuş hala çeyrek genel başkan olarak koltuğunda oturmayı içine sindirebilmektedir. Böyle bir pişkinliğe pes doğrusu. Rezaletleri hiç umursamayanlara nasihat asla fayda vermez. Ne yapalım, dinletemedik.

Meydana gelen gelişmelere sebebiyet veren, elan inadi davranışından vazgeçmeyen ve Saadet Partisinin selametini de hiç düşünmeden direnip duran Numan Kurtulmuş’tan dava adamı olabilir mi? Ökseye tutulan kuş misali koltuğuna yapışan bir insandan hayır beklenebilir mi? Meğer ne kadar genel başkan olma hırsı varmış, hayret doğrusu. Biz de, Numan Kurtulmuş’un bu tavrı sebebiyle hiç durmadan ve usanmadan ve vaki olan tehditlere aldırmadan, çeyrek genel başkanlığa veda edene kadar yazmaya devam edeceğiz.

Ayrıca vakıf olup, şu ana kadar dillendirmediğimiz iç ve dış temaslarını açıklama mecburiyetinde kalmadan, makamı terk etmesini beklemekteyiz. Yoksa biz sır küpünün kapağını açmaya mecbur kalacağız. Hemen belirtelim ki, Numan Kurtulmuş’un artık Saadet Partisinin tabanında kredibilitesi kalmadığı halde, hala direniş göstermesi ve istifa etmemesi, hiç de bir ilim adamı olan şahsına yakışmıyor doğrusu.

Halbuki gelecek, bilgiye sahip olanlar tarafından değil, sahip olduğu bilgiyi nasıl kullanacağını bilenler tarafından tayin edilir. Biz bu hususiyeti Numan Kurtulmuş’da görmediğimizi bir seneden beri yazıp duruyoruz.

Çünkü daha ilk genel başkan olduğu 2008 kongresi sonrası ilk işlemi, Saadet Partisini İstanbul’da düze çıkaran ve kendisine karşı olan İl Başkanı sayın Saadettin Karaduman’ı, sırf intikam almak için görevini bırakmaya mecbur etmesi olmuştur. Bu hal normal düşünen bir genel başkanın icraatı olabilir mi? Ordu il teşkilatına yaptıkları Ordu iline reva mı? Şimdi de kendi ekibinin içinde bulunan bazılarının Nevşehir Kozaklı’da icra edilen İl Başkanları Toplantısında yaptıkları konuşmaları tasvip etmeyip, açıklamalarda bulunan Sakarya İl Başkanı sayın İsmet Aksoy’u görevinden aldırtması, hırsının doruklaşması sonucu değil de nedir?

Genel başkan olmanın tam işareti, canının istediğini değil, yapılması gerekeni yapmaktır. Numan Kurtulmuş ise bunun tam aksi, canının istediğini yapmaktadır. Ama bütün bunlara rağmen 310 oyla elde ettiği koltuğu devam ettiremeyecektir. Aksi halde partililerin selamına muhtaç hale gelecektir. Çünkü kökünü beğenmeyen dal, dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan düştüğü gibi, Numan Kurtulmuş da o koltuğundan öyle veya böyle düşecektir. Bu durumu algılamadan uzak birinin, parti yönetiminde başarılı olması düşünülebilir mi?

Netice olarak diyebiliriz ki, bir nevi siyasi mevta haline gelen Numan Kurtulmuş’u yeniden diriltmeye, gayret gösteren bazı gazete ve o gazetelerin yazarlarının bile gücü yetmeyecektir. Hele Milli Görüşçülerin emeği ile kurulan Milli Gazetenin bu konudaki tavırları, tutumları hiç unutulmayacaktır.

Samimi Milli Görüşçülerin tamamı yapılan ve yapılmaya devam edegelen yanlışlıkları düzeltmek için mutlaka gayret birliği içine girmelidir. Dışarıdan gazel okuyanlara aldırmadan, Milli Görüş’ün kaidelerinin hakim olacağı duruma yeniden dönülmelidir. Aksi hal muhaldir, vesselam.


 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
İsmail müftüoğlu İsmail Ağa cemaatini bölmeye yemin etmiş biridir..
Ondan alıntı yapmandan ötürü Allah seni affetsin kardeşim...
Partizanlık ihvanlığın önüne geçmişse birşey diyemem tabi...
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Mevla cümlemizi affetsin ihvan...
müftüoğlu efendi hazretlerinin sözcülüğünü ve avukatlığını yapmış bir büyüğümüz..
biz menfi hareketini görmedik....
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Saadet'te üzücü olaylar (ekrem şama)

Saadet Partisi’nin İstanbul il iftarında üzücü olaylar meydana gelmiş. Medyadan izlerken üzüntüden gözlerimiz doldu.



Tarih: 22.08.2010 18:40:58
Okunma Sayısı: 28626
Yorum Sayısı: 15

http://www.addthis.com/bookmark.php...0540439074NXC&pre=http://www.ajans5.com/&tt=0http://www.addthis.com/bookmark.php...0540439074NXC&pre=http://www.ajans5.com/&tt=0| Paylaş


100582_tr.jpg


Saadet Partisi’nin İstanbul il iftarında üzücü olaylar meydana gelmiş. Medyadan izlerken üzüntüden gözlerimiz doldu.

Neden, nasıl, niçin?

Milli Görüş hareketinin geleneğinde bu tür olaylar yoktur. Yine olmaması gerekirdi.

Ama dostlar, tek başına bu olayı değerlendirirsek de yanılmış oluruz. Şu ana kadar yazmamakta ayak direttik. Ama artık gerçek değerlendirmemizi ortaya koyma vakti geldi:

Olmaması gerekenler 11 Temmuz kongresi öncesi, Genel Başkan’ın televizyon ve gazetelerde Milli Görüş’ün geçmişi ve Lideri hakkında talihsiz tutum ve beyanlarıyla ortaya çıkmaya başladı. Bir Genel Başkan bunları yapmamalıydı.

Kongre günü, yeteri kadar istişare yapılmadan, belli mutabakatlara varılmadan, liste hazırlıkları bitirilmeden kongreye teşebbüs edilmiş olduğu anlaşıldı. Üzerinde bir camianın sorumluluğu bulunan bir Genel Başkan ve yetkililer bu şartlarda kongre yapmamalıydı. Başlamış olan kongre süreci ertelenmeliydi. Mutabakatsızlıklar kamuoyuna ve delegeye yansıtılmadan, Milli Görüş geleneğine uygun olarak çözümlenmeli, sonra kongreye gidilmeliydi. Genel Başkan ve ekibi bunu becerebilmeliydi. Çünkü sorumluluk yetkileri elinde bulunduranlara aittir.

Bu beceriyi gösteremeyen yetkililer, Lider’in bilgisi dahilinde hazırlandığı açıklanan yeşil listeden, “tanımıyoruz” “bilgimiz yok” gibi bahaneler ileri sürüp çekilmemeliydiler. Bu tutum Lider’e itaatsizliğin bir emaresi olarak algılanmıştır.

Kongrede, görevini Yüksek Seçim Kurulu’na devrederek, herhangi bir delegeden farkı kalmayan divan başkanı Teoman Rıza Güneri, divan başkanlığı sanki devam ediyormuş gibi, delegeyi yönlendirmeye kalkışmamalı, üstelik “listelerin sonradan önlerine geleceğini ve kimlerin oy kullanmadığının anlaşılacağını” ifade ederek tehdit etmeye tevessül etmemeliydi.

Olmaması gereken olayların yaşandığı bu kongrenin yenilenmesi için, Lider’in isteği doğrultusunda dilekçe ve imza vermiş olan delegelerin, ulaştığı yeterli sayı göz önüne alınarak derhal kongre kararı alınmalıydı. Genel Başkan ve yetkililer bu demokratik çıkışı saygıyla karşılayıp gereğini yapmalıydılar. Bunun yerine illerdeki delegeler, hiç de Milli Görüş geleneğine uymayan metodlarla dilekçelerini geri çekmeye zorlanmamalıydı. 30 yıllık arkadaşım ve kardeşim Akif Gürdoğan, bütün geçmişindeki itaat anlayışına ters davranarak, Lider’in açık emri olmasına rağmen, kendi işyerine çağırdığı delegeler üzerinde baskı kurarak kararlarını değiştirmeye zorlamamalıydı.

30 küsür delege, imzalarını geri aldırılarak, kongre inatlaşmalarına alet edilmemeliydi.

Lider’e itaat edilmesi gerektiğini ortaya koyan teşkilat mensupları, anlık operasyonlarla görevden alınmamalıydılar.

Genel Başkan ve onu yönlendirenler bütün bu hatalarını görüp, Lider’le buluşup gereğini uzlaşarak yerine getirmeliydiler.

Dostlar, bunca olmaması gerekenler olmuşsa, sadece il iftarındaki hepimizi üzen o olaylara bakıp, tek başına münferit bir olay gibi değerlendirmek bizleri yanıltır ve Milli Görüş muarızlarına da inanılmaz kozlar verir.

Keşke demokratik tepki ve manevraların önü kesilmemiş olsaydı, her şey usulüne uygun olarak, kanun, yönetmelik ve Milli Görüş gelenekleri çerçevesinde yürütülseydi de, bu üzücü olayların hiç birisi olmasaydı.

İstanbul il iftarındaki olayları tek başına değil, bir sonuç olarak görmeli. Genel Başkan ve ekibi; bari bundan sonraki süreci doğru olarak yönetmeli ve başka üzücü olaylara sebebiyet vermemeli…
 
Katılım
10 Ara 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Mahmud Efendi HZ. lerimiz müridlerinin partici olma durumlarına çok üzüldüğünü dile getirmiştir.. bilhassa "Efendi hz. şu partiye oy verin dedi '' gibi cümlelerin külliyen yalan olduğunu hocalarımızdan duymuş bulunmaktayız... Mübareğin siyasi anlamda hiç bir açıklaması yoktur.. ALLAH aşkına Evliyaullah'ın adıyla siyaset yapılmasın..

(Konunuzla pek ilgili bir yorum olmıyabilir fakat üzüldüğüm bir konuydu burda yazmak istedim,kusuruma bakmayınız.)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Millet işini gücünü bırakacak varsa-yuksa Saadetteki POST KAVGASINI izleyecek !
Bu mubarek günlerde başka işimiz gücmüz mü yok Allah Aşkına ?
 
Üst