mevlana hz..
Dünayada yemyeşil bir ada vardır; orada da yalnız başına yaşayan güzel ağızlı bir öküz.Semirmek, irileşmek, seçkin hale gelmek için geceye dek bütün ovada otlanır.Geceleyin, yarın ne yiyeceğim endişesiyle kederler içinde zayıflar, kıla döner.Sabah olunca ova yine yeşerir; çayır çimenler, ekinler bele kadar büyür.Öküz, öküz açlığı içinde çayırlara dalar, akşama kadar baştanbaşa bütün ovada otlar.Sonra yine irileşir, semirir, şişer. Bedeni yağlanır, güce kavuşur.Geceleyin korkudan yine titremeye başlar, aç kalma korkusundan zayıflar.Yarın, otlama zamanı ne yiyeceğim der durur. O öküz, yıllardır bu halde işte.Ben bunca yıldır bu yeşillikten, bu çimenlikten otlanıyorum,Hiçbir gün rızkım eksilmedi, bu korku, bu keder, bu yürek yangını neyin nesi diye düşünmez.Gece oldu mu o semiz öküz, eyvah rızkım gitti, diye yine zayıflar.O öküz nefistir; o ova da bu dünya. Nefis, ekmek korkusuyla habire zayıflar.“Acaba gelecekte ne yiyeceğim? Yarının yiyeceğini nereden bulacağım?” der.Yıllardır yedin, yiyeceğin eksilmedi. Geleceği bırak da geçmişe bak artık.Yediğin içtiğin yiyecekleri hatırına getir; geleceğe bakıp durma, sızlanmayı kes..