Riyâkârın dört alâmeti

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Hazreti Ali buyurdu ki: “Riyâkârın dört alâmeti vardır. Yalnız iken tembeldir. İnsanlarla beraber iken gayretlidir, övüldüğü zaman daha fazla çalışır. Zemmedildiği (kötülendiği) zaman çalışmasını azaltır.”
Abdullah ibni Abbâs hazretleri buyurdu ki: “Riya, ikiyüzlülük, mürailiktir. Riya sahibi, Rabbi için değil, dünyalık menfaati için amel işler. Çünkü riya sahibi, yaptığı amel ile insanlar arasında makam ve mevki sahibi olmayı ve diğer insanlar arasında tercih edilmeyi ister. Bu arzu ile amel yapar. Böyle bir kimse, ameline Allahü teâlâdan başkasını ortak kılan kimse gibidir. Bu yüzden Allahü teâlâ, riyayı şirk ile beraber kıldı.
Riya, büyük günahların en büyüklerinden ve en çirkin huylardandır. Riyakâr kimse, dâima sevimsiz, i’tibârsız, utanılacak hâlde, kendisinden hoşlanılmayan ve her hayırdan uzak olan kimsedir. Riya, hayırlı amelleri yok eder. Bütün iyi hâlleri bozar. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Sizde bulunmasından en çok korktuğum şey, şirk-i asgara, (küçük şirke) yakalanmanızdır. Şirk-i asgar, riya demektir.”
Hazreti Ömer bir defasında, Hazreti Mu’âz bin Cebel’i ağlıyor görünce; “Ey Mu’âz! Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. O da; “Resûlullahın (Azıcık bir riya şirktir) buyurduğunu işitmiştim. Ona yakalanmak korkusuyla ağlıyorum” buyurdu.
İmâm-ı Mücâhid hazretleri, Fâtır sûresi 10. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlara şiddetli bir azap vardır. Bunların yaptıkları tuzak mahvolur gider” şeklinde haber verileri kimselerin, riyakâr kimseler olduğunu bildirmiştir.
Eshâb-ı Kirâmdan birisi, Peygamber efendimize; “Yâ Resûlallah! Kurtuluş hangi şeydedir?” diye suâl edince, buyurdu ki: “Kulun, insanların kendisini beğenmeleri düşüncesinden uzak olarak, Allahü teâlâya itâatta bulunmasıdır.”
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Dünyâda riya ile ibâdet edene, kıyâmet günü; ‘Ey kötü insan! Bugün sana sevâb yoktur. Dünyâda, kimler için ibâdet ettin ise, sevâblarını onlardan iste’ denir.”

Hikmetler
Mehmet Oruç
 
Üst