Rivayetlerin tersten okunması gerektiğini düşünüyorum. Bunu hiç kimse yapmıyor malesef.
Vakia odur ki bugünün din algısı çok sakat. Eğer sağlıklı olsaydı İslam(!) dini ümmetin bu duruma düşmesine mâni olurdu. Burada bir şeylerin ters olduğu kesin. Bunun sebebini fertlere ve topluma bağlamak ve bu bağlamda sorumlusu müslümanların kendisidir demek kolaycılık olur. Sen kimsin, seni kendin yapan nedir?! Maşallah bunu hiç sorgulayan yok!!! Tersinden dış güçleri günah keçisi yapmakta öyledir. Veya sistemi sorumlu tutmak, bu da aynısıdır. Uzun bir süreç olarak düşünmek gerek bunu. Hiçbir dış güç uzun süreli olarak asırlar ötesi bir manipülasyon yapamaz çünkü onlarda neticede sen ben gibi beşerdir, insandır. Böyle komplo teorilerine pabuç çıkarmak başlı başına çürümenin başka bir delilidir. Psikodur, tepkidir çünkü. Çaresizliğin yansımasıdır. sorgulama bittiği için çürüme olduğundan dolayı sorgulamadan kaçmanın yoludur. Korkaklıktır..
Arkadaşlar, insan çevresinin çocuğudur. Donanım olarak sana miras kalan her şeyin çocuğusun sen. Dolayısıyla ham madde olarak insanı sorumlu tutmak kelime cambazlığıdır. Derdi tasası olmayan, statükodan memnun olanların işidir bu! İki dakika düşünseniz bunun böyle olduğunu anlarsınız zaten. Samimi olalım artık, yeter! Bitiyoruz alooo bitiyoruz yahu! Bu gaflet, bu manyaklık nedir? Silkinelim artık yeter..
İnsan çevresinin çocuğudur! Bunu aklınızda şimdilik tutun. Rivayetlerin tersinden okunması: Bakın, eğer ilk yüzyıllarda bu rivayetler büyük elemelere rağmen Kütübü Sitte'ye girmişse o dönemin çocukları tarafından kabul görmüş demektir. O halde bu rivayetler üzerinden bir psikoanaliz yaparak o çocukların DİN ALGISINI bugünden yazabilmemiz gerekir. Şu bir gerçektir ki İslamın ilk yıllarına yakın olan algı, en sağlıklı algıdır. Geriye gittkçe bozulmayı aramaktan vaz geçin artık. Bozulma bugünden geriye giderek aranması gerekir. Bu arayışa en baştan başlamak, en parlak dönemlerden bir şeyleri silmekle olmaz! Tersini yaparsanız dini İslamın ilk çocukları değil, siz tahrif etmiş olursunuz!!!
Örnek olarak bir ters okuma yapalım: Kütübü Sitte'de Kur'an ayetleri hakkında yüzlerce rivayet vardır. Kimi sahabe bazı surelerin çok uzun olduğunu, ama Kur'an'a girmediğini rivayet etmiştir. Kimisi Felak ve Nas surelerinin Kur'an'a sonradan eklendiğini söylemiştir. Kimisi recm ayeti vardı ev hayvanı yedi demiştir. Bu ve buna benzer çok rivayet vardır Kütübü Sitte'de. Bakın bu hadislere bugünden bakarak ''olur mu öyle saçmalık, besbelli uydurma'' diyoruz. Peki, hiç düşündünüz mü, şöyle olmuş olabilir mi: Sahabe Kur'an'a, Nübüvvete ve ayetlere TEVHİD zaviyesinden bakıyordu. Dolayısıyla aslolan ne ayettir, ne Kur'an'dır ne de nübüvvet. Evet, o dönemin din algısı tamamen tevhid etrafında yoğunlaşmıştır. İslamın ilk çocukları için aslolan tevhditir. Dolayısıyla bazı ayetlerin kaybolmuş, unutulmuş veya sonradan eklenmiş olmasını ihtilaf mevzusu yapmamışlar. Çünkü ana omurga olan tevhidin korunmasıdır aslolan. İş böyle olunca bu gibi rivayetlerin İslamın ilk çocukları tarafından -ki onların kalitesi bize kıyasla tartışılmazdır- metinlerde kaydedilmesi çok çok doğal değil midir? Sağlıklı din algısını böyle anlamamız gerekmez mi? Ama malesef böyle bakılması gerekirken tersinden bugünün zelil ve kendine hayrı olmayan vaziyeti üzerinden resmen geçmişi kazımaya kalkıyorlar.
Bakın aslolan tevhidtir. Tevhid yoksa ne kitap vardır ne de nübüvvet. Her şey biter. Bugün yaşadığımız tüm krizlerin ana sebebi bu! Bakın eğer siz aslolan Kur'an'dır derseniz zaten bunu haricîler yaptığı için sahabe birbiriyle savaştı. Bu noktayı iyi anlayın! Bütün fırkalar kendini Kur'an'dan delillendirir! İkinci planda aslolan nübüvvettir derseniz bu sefer Hz. Peygamber'i ilahlaştırmış olmakla Hristiyanlar gibi dalalete sapılır. Üçüncü planda aslolan sahabe derseniz bu sefer de Şii, Sünni omurga diye sahabenin şahsî mevzuları üzerinden tekfir etmeler başlar. Bu ne yaa, siz kimsiniz? İslam, tevhid bağlamında hem sahabeyi, hem Nübüvveti, hem Kur'ân'ı kat kat aşar arkadaşlar. Allah'ın mesajını siz anlamıyor musunuz?
Son söz olarak: Güneş sistemi gibi düşünmemiz lazım İslamı! Merkezde tevhid olacak, çevresinde ki bütün gezegenler onun etrafında tavaf edecek. Güneşin çekim gücü azalırsa kaos olur. Çatışma kaçınılmaz olur.
Herkes müslüman! Alevisi, sünnisi, şiisi tevhide inanan herkes. Ayet sayılarını tartışan Edip Yüksel bile müslüman. Ortada tevhidi inkar eden yoksa kimseyi tekfir edemezsiniz. Buna hakkınız yoktur.
Bu fakir bunları dediği zaman birileri ''vay sen Kur'anı inkar ediyorsun, Hz. Peygamberimizi küçültüyorsun'' gibi laflar ediyorlar. Ajan mısın diyeni bile duydum. Bugün malesef Tevhidi ayağa kaldırmak, Kur'an'a hakaret sayılıyor resmen. Bu mudur sağlıklı din algısı? Âlimler resmen tevhidten donuna sıçıyor bugün! Unutmayın ki Allah, aptalların başına pislik yağdıracağını söylüyor!
Unutma!! İhlas Suresini okuyan Kur'an'ı hatmetmiş gibidir, ne demek? İhlas Suresinde ne var arkadaş, ne var? Görmüyor musunuz? Asr suresinde ne var? Nasihat olarak bu bile yeterdi, dedikleri zaman onlar niye kafir olmuyor? Bu rivayetler olmasa bugün bunu birisi dese adamı hemen tekfir ederler değil mi?
Muhtacız, dibine kadar dominant bir tevhid idrakine muhtaç ümmet. Siz tevhidi güçlendirin bak her şey nasıl dengeye oturacak. Zamanla bütün gezegenler nasıl yörüngesine oturacak. Nasıl bereket yağacak o zaman gör..