Risale-i Nur'dan hakikat çekirdekleri

efruz

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
5,170
Tepkime puanı
735
Puanları
0
Konum
İstanbuL
b424.gif

b426.gif

1. Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur'ân'dır.

2. Azâmetli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sâhipsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâmdır.

3. Arzı ve bütün nücûm ve şümûsu tesbih tâneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dâvâ-yı halk ve iddia-yı îcad edemez. Zîra; her şey, her şeyle bağlıdır.

4. Haşirde bütün zevi'l-ervâhın ihyâsı; mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihyâ ve inşâsından kudrete daha ağır olamaz. Zîrâ: Kudret-i Ezeliye zâtiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avâik tedâhül edemez. Onda merâtip olamaz, her şey ona nisbeten birdir.

5. Sivrisineğin gözünü halk eden, Güneşi dahi o halk etmiştir.

6. Pirenin mîdesini tanzim eden, Manzûme-i Şemsiyeyi de o tanzim etmiştir.

7. Kâinatın te'lifinde öyle bir i'caz var ki; bütün esbâb-ı tabiiye farz-ı muhal olarak muktedir birer fâil-i muhtar olsalar, yine kemâl-i acz ile o i'caza karşı secde ederek
b452.gif


(Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bizim hiçbir güç ve kuvvetimiz yoktur. Şüphesiz Sen sonsuz izzet ve hikmet sahibisin) diyeceklerdir. (Hutbe-i Şamiye, Hakikat Çekirdekleri)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
ÂCZ : Güçsüzlük, kudretsizlik.
ALÎL : Hasta, hastalıklı.
AVÂİK : Mânialar, müşküller, engeller.
AZAMET : Büyüklük.
DÂVÂ-İ HALK : Yaratma dâvâsı, iddiası.
ESBÂB-I TABİÎYE : Tabiî kanûnlar,tabiat kanûnları,sebepleri.
FÂİL-İ MUHTAR : Kendi istek ve irâdesiyle iş gören, kendi arzusuyla faaliyette bulunan.
FARZ-I MUHÂL : Olması imkânsız olup, var gibi kabul etmek; olmayacak şeyi olmuş gibi düşünmek.
HALK : Yaratma, var etme.
Î'CÂZ : Mu'cizelik; âciz bırakmak, insanların benzerini yapmaktan âciz kaldıkları şeyi yapmak.
İDDİÂ-İ İCÂD : Yoktan yaratma, icâd etme iddiası.
İHYÂ : Diriltme, hayat verme.
İTTİHAD-I İSLÂM : İslâm Birliği.
İTTİBÂ-I KUR'ÂN : Kur'ân'a uymak.
KUDRET-İ EZELİYE : Zaman ve mekânla sınırlı olmayan Cenab-ı Hakk'ın kudreti.
MANZÛME-İ ŞEMSİYE : Güneş Sistemi.
MARİZ : (Maraz. dan) Hasta. İlletli. Dertli.
MERÂTİP : Mertebeler, dereceler.
MEVT-ALUD : f. Ölüm gibi. Ölümlü. Korkunç. Ölü gibi.
NEVM : Uyku.
NÜCUM : Yıldızlar.
ŞÜMÛS : Güneşler.
TAGAYYÜR : Değişmek. Başkalaşmak.
TAHALLÜL : İçine girmek. Başka birşeyin müdahale etmesi, karışması.
TÂLİ' : Baht, kısmet, kader.
TANZİM : Düzene koyma, sıralama, düzenleme.
TEDÂHÜL : İç içe olmak. Birbirine dahil olmak.
ZÂTİYE : Zât ile, kişi ile alâkalı.
ZEVİ'L-ERVAH : Ruh sahibi olanlar, ruh taşıyanlar.
 
Üst