Erhan
Profesör
- Katılım
- 21 Tem 2006
- Mesajlar
- 2,115
- Tepkime puanı
- 42
- Puanları
- 48
- Konum
- Ankara
- Web sitesi
- www.softajans.com
Sanemperestliği (puta tapmayı) şiddetle Kuran men ettiği gibi, sanemperestliğin bir nevi taklidi olan suretperestliği(surete tapmak, görünüşe çok değer vermek) de men eder(yasaklar). Medeniyet ise, suretleri kendi mehasininden (güzelliğinden) sayıp Kuran'a muaraza(sözle mücadele) etmek istemiş. Halbuki, gölgeli, gölgesiz suretler, ya bir zulm-ü mütehaccirdir(taşlaşmış zulümdür) veya bir riya-yı mütecessid(cesetleşmiş gösteriş) veya bir heves-i mütecessimdir (cisimleşmiş hevestir) ki, insanı zulme ve riyaya ve hevaya(heveslere, arzu ve isteklere), hevesi kamçılayıp teşvik eder.
Hem Kuran, merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için(koruma için), haya perdesini takmasını emreder-ta hevesat-ı rezilenin (rezilce heveslerin) ayağı altında, o şefkat madenleri zillet(alçaklık) çekmesinler; alet-i hevesat(gelip geçiçi hevesler), ehemmiyetsiz bir mal hükmüne geçmesinler. Medeniyet ise, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, insanı da baştan çıkarmıştır. Halbuki, aile hayatı, kadın-erkek arasında karşılıklı hürmet ve muhabbetle(sevgiyle) devam eder. Halbuki, açık saçıklık, samimi hürmet ve muhabbeti izale edip ailevi hayatı zehirlemiştir. Hususan suretperestlik(surete tapmak, görünüşe çok değer vermek), ahlakı fena halde sarstığı ve sukut-u ruha(ruhun alçalmasına) sebebiyet verdiği şununla anlaşılır:
Nasıl ki, merhume ve rahmete muhtaç bir güzel kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar ahlakı tahrip eder. Öyle de, ölmüş kadınların suretlerine veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan suretlerine hevesperverane (nefsin istek ve arzularına düşkün bir şekilde) bakmak, derin hissiyat-ı ulviye-i insaniyeyi(insanın yüksek duygularını) sarsar, tahrip eder.
(Bediüzzaman Said Nursi,İman ve Küfür Muvazeneleri, Yirmi Beşinci Söz)
Hem Kuran, merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için(koruma için), haya perdesini takmasını emreder-ta hevesat-ı rezilenin (rezilce heveslerin) ayağı altında, o şefkat madenleri zillet(alçaklık) çekmesinler; alet-i hevesat(gelip geçiçi hevesler), ehemmiyetsiz bir mal hükmüne geçmesinler. Medeniyet ise, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, insanı da baştan çıkarmıştır. Halbuki, aile hayatı, kadın-erkek arasında karşılıklı hürmet ve muhabbetle(sevgiyle) devam eder. Halbuki, açık saçıklık, samimi hürmet ve muhabbeti izale edip ailevi hayatı zehirlemiştir. Hususan suretperestlik(surete tapmak, görünüşe çok değer vermek), ahlakı fena halde sarstığı ve sukut-u ruha(ruhun alçalmasına) sebebiyet verdiği şununla anlaşılır:
Nasıl ki, merhume ve rahmete muhtaç bir güzel kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar ahlakı tahrip eder. Öyle de, ölmüş kadınların suretlerine veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan suretlerine hevesperverane (nefsin istek ve arzularına düşkün bir şekilde) bakmak, derin hissiyat-ı ulviye-i insaniyeyi(insanın yüksek duygularını) sarsar, tahrip eder.
(Bediüzzaman Said Nursi,İman ve Küfür Muvazeneleri, Yirmi Beşinci Söz)