REFARANDUM a HAYIR demek için bir neden gösterebilirmisiniz ? HAYIR diyenlerle mücade edelim.

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
REFARANDUM a HAYIR demek için bir neden gösterebilirmisiniz ? HAYIR diyenlerle mücade edelim.

Bırakalım tarafgirliği.

Bırakalım aramızdaki sorunları

CEM OLALIM.

Bakın refandurumda Danıştay ın , Anayasanın , Yargıtay ın işleyiş oluşum tarzlarında pozitiv değişmeler var.

Bunların daha önce aldıkları kararları hatırlayın.
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Hayır demek için bazı nedenleri olabilir insanların...
mesela...

Darbe sevdalısı olmak...

Ulusalcılarla beraber hareket etmek....

Din ve millet düşmanlarına karşı sempati beslemek...

BU maddeleri eleştirmek için yazmadım...
Yani hayır demek için sebep çok...
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Hayır demek için bazı nedenleri olabilir insanların...
mesela...

Darbe sevdalısı olmak...

Ulusalcılarla beraber hareket etmek....

Din ve millet düşmanlarına karşı sempati beslemek...

BU maddeleri eleştirmek için yazmadım...
Yani hayır demek için sebep çok...

isde sor bakalaim agbi,bu edepten yoksun tekke himmetcisine bir sor, kimi kastedmis aceba?
sorda bunun gibilerin ne tur iftiraci ve terbiyesiz olduklarini gor........
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Arkadaşlar aslında bu bir parti işi değil ancak büyük çoğunlukla herkes partisinin kararını verecek.

Birde hayır diyenler ukubatın salladığı gibi ergenekoncular değil,hükümeti ciddi bulmayanlardır.

Adam diyorki hükümet beni hep kandırdı,mağdur edebitayıyla sadece seçimleri kotardı.Hükümet ne diyorsa ben tersini yaparım diyor.O vatandaşda kendine göre haklı
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
demokrasiyi ve demokrasiye yardımcı olan fikri akımları kınıyorum,bilmeden yapanları Allah affetsin;bilerek yapanlara Allah merhamet etsin...
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
demokrasiyi ve demokrasiye yardımcı olan fikri akımları kınıyorum,bilmeden yapanları Allah affetsin;bilerek yapanlara Allah merhamet etsin...

AMİN...

Ergenekona ve din düşmanlarına yardımcı olan sözde islami akımları kınıyorum...bilmeden yapanları Allah affetsin;bilerek yapanlara Allah merhamet etsin...

AMİN...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Arkadaşlar aslında bu bir parti işi değil ancak büyük çoğunlukla herkes partisinin kararını verecek.

Birde hayır diyenler ukubatın salladığı gibi ergenekoncular değil,hükümeti ciddi bulmayanlardır.

Adam diyorki hükümet beni hep kandırdı,mağdur edebitayıyla sadece seçimleri kotardı.Hükümet ne diyorsa ben tersini yaparım diyor.O vatandaşda kendine göre haklı

VATANDAŞ & HALK SP ne veya ERBAKAN oy vermedimi SUÇLU akılları yetmiyor.

Konu AK parti oldumu kendine göre vatandaş haklı

ÇİFTE STANDARTIN DANİSKASI bu yaaa
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
Ergenekona ve din düşmanlarına yardımcı olan sözde islami akımları kınıyorum...bilmeden yapanları Allah affetsin;bilerek yapanlara Allah merhamet etsin...

yürekten amin diyorum...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Anayasa Reform Paketine evet..EVET..evet!

Ülkemizin son asırda karşılaştığı bu en büyük fırsatı "Evet" ile değerlendirelim..

Düşmanlarımızı üzelim..Dostlarımızı Sevindirelim!

AKP konusu değil bu.. Bu bizim ve çocuklarımızın geleceğidir.

Dağlar kadar uzak olsak da sandığa..Ne yapıp.. edip oyumuzu verelim.!

Aldanmış dostlarımızı da uyandıralım..

İçeriden dışarıdan bu toplumun düşmanlarına..

Bir asırdır her tarafımızı çiğniye çiğniye bitiremeyen taştan statükoya ve statükoculara gelin hep beraber dudak ısırtalım..

"Nasıl oldu da 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e.. Nasıl oldu da 28 Şubat'larda kıskaça aldığımız bu toplum..

Nasıl oldu da (artık iflah olmaz) dediğimiz bu toplum zincirlerini kırdı?" diye acı acı söyletelim..

Aramızda bu çatık kaşlı eli sopalılardan dayak yemeyen kaldı mı?!.. Hepimizin ensesinde aynı bozayı pişirmediler mi?!

Dindarı Liberali Solcusu ve Milliyetçisiyle.. Alevisi Sunnisiyle..Türküyle Kürdüyle..

Gelin bu deli gömleğini 12 Eylül'de bir olup beraberce çıkaralım.

İşkencecilerimizin dokunulmazlığını "Evet" mührüyle kaldıralım!

Ve 12 Eylül'ü Darbe Yıldönümü olmaktan çıkarıp.. Kendimize layık tam bir Demokrasi Bayramı Yapalım!

Milleti ve Devletiyle Güçlü Demokratik Türkiye 'ye evet..EVET.. yüzbin defa EVET!!!

AB standardlarında bir Demokrasinin altına asla razı olmayalım!.. Bu yolda bu önemli eşiği aşarak kararlılığımızı gösterelim.

Biz toplum olarak çok çektik.. Sırtımızı doğrultmamak için ellerinden geleni yaptılar ve nice işkencelerden geçtik..

Bugüne kadar gözümüzün yaşına hiç bakmayan bu statükoyu ve acıma bilmeyen bekçilerini bu fırsatla geçmişe gömelim!

Hep beraber dosta düşmana öyle bir mesaj verelim ki olabildiğince büyük bir oranla yanıtımız "Evet" olsun. Yürekten .. Çelik gibi basalım "Evet"leri !
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Anayasa Reform Paketine evet..EVET..evet!

Ülkemizin son asırda karşılaştığı bu en büyük fırsatı "Evet" ile değerlendirelim..

Düşmanlarımızı üzelim..Dostlarımızı Sevindirelim!

AKP konusu değil bu.. Bu bizim ve çocuklarımızın geleceğidir.

Dağlar kadar uzak olsak da sandığa..Ne yapıp.. edip oyumuzu verelim.!

Aldanmış dostlarımızı da uyandıralım..

İçeriden dışarıdan bu toplumun düşmanlarına..

Bir asırdır her tarafımızı çiğniye çiğniye bitiremeyen taştan statükoya ve statükoculara gelin hep beraber dudak ısırtalım..

"Nasıl oldu da 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e.. Nasıl oldu da 28 Şubat'larda kıskaça aldığımız bu toplum..

Nasıl oldu da (artık iflah olmaz) dediğimiz bu toplum zincirlerini kırdı?" diye acı acı söyletelim..

Aramızda bu çatık kaşlı eli sopalılardan dayak yemeyen kaldı mı?!.. Hepimizin ensesinde aynı bozayı pişirmediler mi?!

Dindarı Liberali Solcusu ve Milliyetçisiyle.. Alevisi Sunnisiyle..Türküyle Kürdüyle..

Gelin bu deli gömleğini 12 Eylül'de bir olup beraberce çıkaralım.

İşkencecilerimizin dokunulmazlığını "Evet" mührüyle kaldıralım!

Ve 12 Eylül'ü Darbe Yıldönümü olmaktan çıkarıp.. Kendimize layık tam bir Demokrasi Bayramı Yapalım!

Milleti ve Devletiyle Güçlü Demokratik Türkiye 'ye evet..EVET.. yüzbin defa EVET!!!

AB standardlarında bir Demokrasinin altına asla razı olmayalım!.. Bu yolda bu önemli eşiği aşarak kararlılığımızı gösterelim.

Biz toplum olarak çok çektik.. Sırtımızı doğrultmamak için ellerinden geleni yaptılar ve nice işkencelerden geçtik..

Bugüne kadar gözümüzün yaşına hiç bakmayan bu statükoyu ve acıma bilmeyen bekçilerini bu fırsatla geçmişe gömelim!

Hep beraber dosta düşmana öyle bir mesaj verelim ki olabildiğince büyük bir oranla yanıtımız "Evet" olsun. Yürekten .. Çelik gibi basalım "Evet"leri !



Anayasa değişiklik teklif taslağına göre, memurlara toplu sözleşme hakkı verilecek.




Siyasi partilerin mali denetimini Sayıştay yapacak. Partiler hakkında kapatma davası açılmasına TBMM de oluşturulacak bir komisyon karar verecek.
Teklif taslağında, öngörülen düzenlemeler şöyle:

Madde (1): Anayasanın kanun önünde eşitlik başlıklı 10. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddenin, kadınlar ve erkekler eşik hakları sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür şeklindeki 2. maddesine bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler, gibi özel süratle korunması gerekenler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz hükümleri ekleniyor.

Madde (2): Anayasanın, özel hayatın gizliliği başlıklı 20. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddeye, Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasına isteme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilir hükmü ekleniyor.

Madde (3): Anayasanın seyahat hürriyeti başlıklı 23. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Buna göre, vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilecek.

Madde (4): Anayasanın Ailenin korunması başlıklı 41. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddenin başlığı, ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde değiştiriliyor, maddeye, çocukların korunması konusunda hükümler ekleniyor. Maddeye eklenen hüküm şöyle: Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

Madde (5): Anayasanın, toplu iş sözleşmesi hakkı başlığını taşıyan 53. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınıyor.

Madde (6): Anayasanın, siyasi partilerin uyacakları esaslar başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor.

Buna göre, siyasi partilerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılacak.

Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın talebi üzerine, TBMM de grubu bulunan her siyasi partinin 5 er üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı nın Başkanılığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince karar bağlanacak. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışında olacak. Reddedilen izin başvurusunda ileri sürülen sebepler, hiç bir şekilde yeni bir başvuruya konu olamayacak. Siyasi parti gruplarında ve TBMM de izin konusunda görüşme yapılamayacak ve karar alınamayacak. Partilerin kapatılma davasında devlet yardımında yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma davasının ve kararın usulüne tabi olup tek başına dava konusu yapılamayacak.

Kapatma davasında, partililere verilen siyasetten men edilme süresi 5 yıldan 3 yıla indiriliyor.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Anayasa değişiklik teklif taslağına göre, memurlara toplu sözleşme hakkı verilecek.




Siyasi partilerin mali denetimini Sayıştay yapacak. Partiler hakkında kapatma davası açılmasına TBMM de oluşturulacak bir komisyon karar verecek.
Teklif taslağında, öngörülen düzenlemeler şöyle:

Madde (1): Anayasanın kanun önünde eşitlik başlıklı 10. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddenin, kadınlar ve erkekler eşik hakları sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür şeklindeki 2. maddesine bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler, gibi özel süratle korunması gerekenler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz hükümleri ekleniyor.

Madde (2): Anayasanın, özel hayatın gizliliği başlıklı 20. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddeye, Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasına isteme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilir hükmü ekleniyor.

Madde (3): Anayasanın seyahat hürriyeti başlıklı 23. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Buna göre, vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilecek.

Madde (4): Anayasanın Ailenin korunması başlıklı 41. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddenin başlığı, ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde değiştiriliyor, maddeye, çocukların korunması konusunda hükümler ekleniyor. Maddeye eklenen hüküm şöyle: Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

Madde (5): Anayasanın, toplu iş sözleşmesi hakkı başlığını taşıyan 53. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınıyor.

Madde (6): Anayasanın, siyasi partilerin uyacakları esaslar başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor.

Buna göre, siyasi partilerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılacak.

Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın talebi üzerine, TBMM de grubu bulunan her siyasi partinin 5 er üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı nın Başkanılığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince karar bağlanacak. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışında olacak. Reddedilen izin başvurusunda ileri sürülen sebepler, hiç bir şekilde yeni bir başvuruya konu olamayacak. Siyasi parti gruplarında ve TBMM de izin konusunda görüşme yapılamayacak ve karar alınamayacak. Partilerin kapatılma davasında devlet yardımında yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma davasının ve kararın usulüne tabi olup tek başına dava konusu yapılamayacak.

Kapatma davasında, partililere verilen siyasetten men edilme süresi 5 yıldan 3 yıla indiriliyor.

lÜTFEN hang imaddeye hayır diyeceksiniz ?
 

ANTİdepresan

"Ansiklopedi"
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
432
Tepkime puanı
27
Puanları
0
Yaş
40
demokrasiyi ve demokrasiye yardımcı olan fikri akımları kınıyorum,bilmeden yapanları Allah affetsin;bilerek yapanlara Allah merhamet etsin...

Bu söylenenler bende şok bir etki yaptı. Şu ülkede demokrasi olmasaydı da şu yorumu yazdığı için darağacına yollansaydı ne güzel olurdu diye geçirdim. İçimden...
Sonra kendi düşüncelerimden korktum la havle ... dedim...
Başörtüsü, din ve vicdan özgürlüğü konularına gelindiğinde demokrasi yaverlerini bu acziyette görmek kahretti beni...

Referandumda siyasi düşüncemi temsil eden siyasi parti kuruluşu hayır dese bile, ben elbette ki "EVET" diyeceğim. Çünkü "DEMOKRASİDEN" tarafım. Bu ülkede rahat ve huzurlu yaşamak adına yapılan herşeyden tarafım... ÖZGÜRLÜK İLLA ÖZGÜRLÜK!

Dipnot: Demokrasiden taraf olduğum için radikallerin merhamet dileklerine ya da af dileklerine de ihtiyacım olmadığını dile getirmek istiyorum...
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
Ak partiye Recep Tayip Erdoğana başından beri karşı olanlar belli
Başta din düşmanı medya sonra o darbeciler Perincek ve onun gibiler Chpliler
Laiklik elden gidiyor diyen dinsizler topluluğu savcılar sözde aydınlar vesaire
Bunlar AK parti ne yapsa baltalamaya çalıştı her zaman ve Türkiyenin daha iyi daha çabuk gelişmesine hep mani oldular . ve bu grup yeniden engel olmak için çalışıyor ve medya gücünü kullanarak haklıda bunlara alet etmeye çalışıyor ve tarafgirlerde bunlara alet oluyor ekmeklerine yağ sürüyor. Ak partiye ve yaptıkları icraatlara karşı olanlar belli
Ve bunlar hayır kampanyaları başlatmışlar sizde onlara eşlik ederek zalimlerden bu vatan hainlerinden mi olacaksınız
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Arzu Erdoğral
2010-08-03


--------------------------------------------------------------------------------

Referandumda “hayır” demeniz için “21” neden!

Türkiye, tam anlamıyla sivil bir anayasaya kavuşamasa da yapılacak olan değişikle büyük bir adım atmış olacak.

İşte bu nedenledir ki ortam gericiler sahnede…

İnegöl ve Dörtyol saldırıları da bunun bir parçası…

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın "Hatay olayları göründüğü kadar yalın değil" sözleri, kaos planının ne boyutta olduğunu açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

İnegöl ve Dörtyol’da provokasyon açısından özellikle seçilmiş bölgeler…

Amaç belli… Türk- Kürt çatışması çıkarmak…

Olası plana göre; istenilen gerçekleşirse, ölümler yaşanacak, böylece olağanüstü hal ilan edilerek referandumun gerçekleşmemesi sağlanacaktı.

CHP, MHP ve BDP ile birlikte hareket eden “hayır” cephesi de bunun farkında. Ancak bunun bir provokasyon olduğunu söylemek yerine ortamı daha da gerecek açıklamalar yapıyor.

Onlar neden “hayır” dediklerini biliyor, ya siz!

İşte size “hayır” demeniz için “21” neden!

1-Türkiye’nin daha demokrat bir yapıya kavuşmasını istemiyorum.

2-Darbeleri ve askeri müdahaleleri onaylıyorum. Askeri vesayetin devamını arzuluyorum.

3-12 Eylül darbesini yapan darbecilerin ve onların yardımcılarının hesap verebilmelerinin sağlanması umurumda bile değil.

4-Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ordudan atılan insanların, mahkemelerde haklarını arayabilmeleri ile ilgilenmiyorum.

5-Mahkemelerin 'yerindelik denetimi' yapması gerekir. Kendisini halkın iradesiyle seçilen hükümetlerin yerine koymasını oldukça doğal buluyorum.

6-Yargı bağımsızlığının güçlenmesini ve yargı tarafsızlığının sağlamasını tehlike olarak görüyorum.

7-Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının devamını talep ediyorum.

8-Anayasa Mahkemesinin gelişmiş ülkelerdeki gibi olmasına, vatandaşlarımızın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmasına karşıyım. En iyisi AİHM’e başvurmak… İnsan hakları imajının düzelmesi fikri tam bir safsata!

9-Tüm hâkim ve savcılarımızın kendileriyle doğrudan ilgili olan HSYK üyelerini seçmede söz sahibi olmalarını istemiyorum.

10-HSYK ve Anayasa Mahkemesine seçilecek üyelerin seçiminde, seçim adaletini sağlamaya yarayacak olan 'nispi temsil' sistemi ile ilgilenmiyorum.

11-HSYK istediği gibi hareket edebilir. İstediğinde yargı darbesine destek verebilir.

12-Aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olma imkânını istemiyorum. Grev hakkının önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına, memurlara toplu sözleşme hakkının verilmesine ve emekli memurların da toplu sözleşmeden yararlanmasına karşıyım.

13-Ülkemde faili meçhul cinayetlerin olmasıyla ilgilenmiyorum.

14- Yarınlarla işim yok, partim ne derse onu yerine getirmeyi görev sayıyorum.

15- ABD ve İsrail gibi ülkelere kafa tutmamamız ve bağımsız bir ekonomi hayallerine kapılmamız gerekiyor.

16- Özgürlük ve eşitlik istemiyorum.

17-Kadın, çocuk, özürlü, şehit aileleri ve gazilerin avantajlı konumda” olmasına karşı çıkıyorum. Çocuk istismarı ile ilgilenmiyorum.

18-Kişisel verilerin istenildiği gibi işlenebilmesine karşı değilim. İnsanların kendileriyle ilgili kaydedilen bilgilere rahatlıkla ulaşmasına, yanlışsa düzeltilmesine, rahatsız ediciyse ortadan kaldırılmasına imkân sağlanmasına karşıyım.

19-Yurt dışına çıkış özgürlüğünün genişletilmesini istemiyorum.

20-Kamu Denetçiliği Kurumu'nu gereksiz görüyorum.

21- En önemlisi de 12 Eylül Darbe Anayasası'nın kısmen de olsa değişmesine 'hayır' diyorum.

Neden “hayır” dediğinizi biraz daha düşünürseniz sebeplerinizi de çoğaltabilirsiniz. Ben sizler için önemli gördüklerimi derledim. Gerisini siz düşünün artık!

O zaman “hayırda nasıl bir hayır olduğunu” çok daha iyi anlarsınız!
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Aşağıyı okuyun bakalım RUHUNUZ EVET m. HAYIR mı diyecek.


'Büyükanıt'tan darbe yapmasını bekledi'
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu, 27 Nisan sürecinde CHP'nin dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan darbe yapmasını beklediğini söyledi.
Yazı Boyutu 10 12 14 16





Burhan Kuzu, 12 Eylül'de yapılacak referandum öncesi Cihan'a önemli açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliğiyle birlikte ordudan ihraç edileceklerin durumuyla ilgili tespitlerde bulunan Kuzu, ayrıca askeri mahkemeler ile sivil mahkemelerin arasındaki yetki kavgasının sona ereceğini ifade etti. 27 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay'ın internet sitesinde yayınlanan bildiriyle ilgili o döneme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Kuzu,CHPyönetiminin o dönemde Yaşar Büyükanıt'tan darbe yapmasını beklediğini de sözlerine ekledi. 27 Nisan'da yayınlanan bildiriye ilk kez bir Hükümet'in darbeye karşı dik duruş sergilediğini söyleyen Burhan Kuzu, Başbakan'ın o dönemki tavrının çok anlamlı olduğunu sözlerine ekledi.

"ORDUDAN İHRAÇ EDİLENLER İADE-İ İTİBAR KAZANACAK"

Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı, 12 Eylül'de yapılacak referandumun kabul edilmesi durumunda ordudan ihraç edilen personelin mahkemeye müracaat etmesiyle iade-i itibarlarını kazanabileceklerini söyledi. Kuzu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Mesela 1985 yılında atılmış üsteğmenin, arkadaşlarının da bugün kuvvet olduğunu düşünün. O yaşta geri dönüp ne yapacaklar diye soruyorlar. Oysaki mühim olan iade-i itibardır. üsteğmenin dava açması durumunda, kazanabilir. Böylece emekli edilmeyenlerin bile emeklilik hakkı doğabilir. Başka yerde işe girme şansları olur. Özlük haklarına kavuşur. Tazminatını alabilir kimlik sahibi olabilir ve TSK'nın sosyal tesislerine girebilir. En azından iade-i itibarları verilmiş olur."
"ASKERİ VE SİVİL MAHKEMELERİN ARASINDAKİ YETKİ KAVGASI BİTİYOR"

Burhan Kuzu, Anayasa değişikliğinin uzun zamandır tartışma konusu olan askeri mahkemeler ile sivil mahkemelerin arasındaki yetki karmaşasının da sona ereceğini belirtti. Prof. Dr. Burhan Kuzu, özellikle darbe ve darbeye teşebbüs gibi suçları işleyen askeri personelin sivil mahkemelerde yargılanacağını vurguladı. Kuzu; "Askeri ve sivil mahkemelerin arasındaki kavga bitiyor. Özellikle darbe ve darbeye teşebbüs olan, son dönemde bildiğimiz Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, buna benzer isimlerle anılan darbe teşebbüslerine bundan sonra direk sivil mahkeme bakacak. Bu düzenlemeler Genelkurmay ve üst düzey askeri yetkililere danışarak yapılmıştır" açıklamasında bulundu.

Burhan Kuzu, Türk siyasi tarihine e-muhtıra olarak geçen 27 Nisan bildirisiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kuzu, o dönem CHP'nin askerlerden darbe yapmasını beklediğini söyledi. Kuzu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Biz darbelere karşı bir Hükümet'iz. Bunda da samimiyiz. Tipik örneğini 27 Nisan bildirisiyle de gördük. Siyasi tarihimizde ilk defa bir Hükümet darbeye karşı durmuştur. CHP o dönem, Yaşar Büyükanıt'dan darbe yapılmasını bekledi. İstedikleri olmayınca da o insanlar daha ılımlı daha demokrat davranınca acaba anlaştılar mı? Sorularını gündeme getirip çamur atmaya kalktılar. Madem biz anlaşma yaptık, peki o zaman 27 Nisan bildirisi sırasında neden CHP'nin genel başkanı, genel sekreteri ve diğer yöneticileri buna destek oldular. CHP'den, buna imzasını basar, geç bile kalındı, bizim hassasiyetimizi asker aynen dillendirdi diye açıklamalar yapıldı. Bende soruyorum niye o zaman 27 Nisan bildirisine destek oldu CHP."

"27 NİSAN BİLDİRİSİNE VERİLEN CEVAP, BİR İLKTİR"

Burhan Kuzu, 27 Nisan bildiri haberini televizyondan İstanbul'dayken öğrendiğini söyledi. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bildiriyi görünce canımız çok sıkıldı. Çünkü ortada bildirinin yayınlanmasını gerektirecek bir tablo yoktu. Aslında bildiriyle, Cumhurbaşkanı'nı seçtirmemek için gözdağı veriliyor. Hatta eski bir YÖK Başkanı da bir televizyon kanalına telefonla katılıp, bildiriden sonra bu gece rahat uyuyabilirim dedi. Belli bir kesim içine buz konmuş gibi rahat etti bir anda. Hem demokrat geçiniyor bu kesim hem de bugün referanduma hayır diyen kesimdir. Bilindiği gibi Hükümet dik durdu. O gün Başbakan meseleye el koyarak açıklama yapıldı. Açıklama da da Hükümet'e karşı çekilmiş olan bir tutum ve tavırdır, buna yetkiniz yoktur denildi. Böylece ilk defa böyle bir müdahaleye cevap verilmiş oldu.

"12 EYLÜL İLE HESAPLAŞALIM DİYENLER NEDEN ERGENEKON SÜRECİNİ TIKAMAYA ÇALIŞIYOR?"

12 Eylül askeri müdahalesini gerçekleştiren komutanlarla da hesaplaşma iddialarına da temas eden Burhan Kuzu,AK Partiolarak hesaplaşalım diye bu düzenlemeleri yapmadıklarını söyledi. Kuzu bugün sıcak darbe planları olduğunu, söylerken oldukça ilginç bir noktaya temas etti: "12 Eylül ile hesaplaşalım diyenler neden Ergenekon sürecini tıkamaya çalışıyor. Asıl darbe planları, çete orada. Onu aydınlatalım bakalım oradan neler çıkacak bir görelim. Çok ciddi iddialar var. 12 Eylül'den sol kesimin kuyruk acısı var. Partimiz kapatıldı, sağcılar Hükümet oldu gibi 12 Eylül'ün sola karşı yapıldığı iddiası var. Onun için12 Eylülile hesaplaşma içerisindeler. Ama CHP 12 Eylül'ü yapanlara yargılama yolunu açacak geçici 15. maddeye evet bile diyememiştir. 12 Eylül'cüler yargılansın diyenler,27 mayıs1960, 28 Şubat'a, 27 Nisan'a, 71 muhtırasına ses çıkartmayıp, sıcak ilişki içinde gözüküyorlar."

TSK'nin iç hizmet kanunun da yer alan 35. maddenin yeniden düzenlenmesi ile ilgili CHP'nin TBMM'ne verdiği önergeyi de değerlendiren Burhan Kuzu, CHP'yi bu konuda samimi bulmadığını ifade etti. Fakat 13 Eylül'de yeni yasama döneminin başlamasıyla konuyu görüşebileceklerini sözlerine ekledi.

CİHAN
 
Üst