Ramazan ayı ve Kadir gecesi

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, mübarek gecelerde yapılan duaları kabul ediyor. Ramazan-ı şerif ayı, bu ümmete mahsustur. Hazret-i Ali, (Eğer Allahü teâlâ bu ümmeti affetmek dilemeseydi, bunların hepsini affetmeyi takdir etmeseydi, Ramazan ayını vermezdi) buyuruyor. Ramazan ayı, nimetlerin en büyüklerindendir. Affın, mağfiretin dopdolu olduğu bir aydır. Bir günü, bine bedeldir. Hele içinde, bir de, bin aya bedel olan Kadir gecesi vardır.
Bir ayın tamamı, yani Ramazanın her günü bayramdır, çünkü her gün binlerce, yüz binlerce Müslüman affa uğruyor, Cennete gidiyor. Bu öyle mübarek bir aydır ki, bütün senenin pisliğine kefarettir ve mutlaka temizleyicidir. Orucunu tutan mümin, bayram sonuna kadar tertemiz olur.
Bayramdan sonra, kirli havaya bağlı olarak, insanlar yine kirlenmeye başlıyor. Bu kirli hava, salihlere de bulaşıyor, çünkü hava kirlenirse, bundan herkes rahatsız olur. Şimdi manevi hava çok kirli. Temiz kimse bile, sokağa çıktığı zaman, bu kirli havayı teneffüs ettiği için kalbi kararır.
Havanın kirliliği, haram ve helallerin karışmasından olmuştur. Eskiden haramlar ve helaller ayrıydı. Şimdi karmakarışık oldu.
Ya hayır söyle, ya sus!
Günahlar iki kısımdır. Biri, Allahü teâlâ ile kulları arasında, diğeri ise kulların kendi arasındadır. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için çoğunu affediyor, ama kullar arasında kul hakkı olursa, o adalete sevk ediliyor. Namaz kılmamışsa, namaz borcu varsa, o da mahkemeye gidiyor. Onun için, her fırsatta kaza namazı kılmalı, namazsız geçen zamanların affı için de, Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinden, çok kitap dağıtmalı.
Gıybet, iftira gibi kul hakkı olan günahlar nasıl affolur? Köyün birinde çok laf taşıyan, dedikoducu biri varmış. Köyün hocasına gitmiş ve (Hocam, ben yaptıklarıma tevbe ettim. Acaba affoldum mu?) diye sormuş. Hoca efendi de ona, (Sen yarın köy meydanına gel, orada göreceksin. Yalnız gelirken kuş tüyü dolu bir yastıkla gel) demiş. Ertesi gün adam yastıkla köy meydanına gelmiş. Herkes orada. Hoca, cebinde getirdiği makasla yastığı kesmeye başlayınca, kuş tüyleri rüzgârın tesiriyle etrafa dağılmaya başlamış. Hoca, (Şimdi bütün tüyleri topla, o zaman affedilirsin) demiş, ama ne mümkün? (Hocam, uçup gittiler, nasıl toplarım) demiş. Tabii herkes, bu işin hikmeti nedir diye merakla beklerken Hoca, (İşte bu tüyleri tek tek toplaman gerektiği gibi, kimin dedikodusunu yaptıysan, kimin hakkına girdiysen, onların hepsiyle tek tek helalleşmen gerekir) demiş.
kaynak dinimizislam mail grubu
 
Üst