rahmetli bülent eceviti nasıl bilirdiniz?

H

hiç

Guest
SA,

"Toprağı bol olsun tabiri" bilhassa Osmanlı zamanında ve gayri müslim ahaliden ölenler için kullanılırdı.

Bir anekdot olarak ilave etmek istedim. Belki bilmeyenler vardır diye. Zira ben de bir zamanlar anlamını bilmiyordum.

İyi çalışmalar.


içimden öyle geçti kardeş Ecevit'in hangi dine mensub oldugunu ben bilmiyorum açıkçası...Dedesinin bilmem nerelere dayandıgı beni ilgilendirmiyor... Müslüman olduguna inansam(..ki ancak Rabbim bilir) rahmet dilerdim belki....:whistling[1]:
 

r@r@r@

Üye
Katılım
4 Ara 2006
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
gerci konu cok uzun zaman yazilmis yeni katildigim icin simdi gordum
arkadaslar
siz kafir birisine nasil rahmet dileyebilirsiniz ki
Allah c.c elbette o kafire yardim ve rahmet etmeyecektir cayir cayir yakacaktir atesinde
 

theblack

Üye
Katılım
4 Ara 2006
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
benim din kardeşime 'bunun haddini bildiren' diyene ben rahmet dilemem
 

_OSMANLI_

Üye
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
95
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Peygamberimiz bizlere "ölülerinizi hayırla yadediniz"buyurdular. Bundan sonra Ecevit hakkında çok şeyler konuşulacak. Bizler ise bazı şeyleri unutup bazı şeyleri unutmayacağız. İşte unuttuklarımız: başörtülü milletvekili için "haddini bildirin" deyişini de "bunların köklerini kurutmak lazım" serzenişini de unuttuk.

İşte unutmadıklarımız: Kıbrıs barış harekatını,ABD'nin Irak'a saldırı için destek isteyince "hayır" deyişini,İsrail'in soykırım yaptığını söylemisini ve "Sultan Vahidettin hain değildir" sözlerini unutmayacağız.


"Milli Gazete"
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kurtariciyi Kurtarmak

Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.
 

dillişah

Üye
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
CANIM İSTANBULLLL....
gerci konu cok uzun zaman yazilmis yeni katildigim icin simdi gordum
arkadaslar
siz kafir birisine nasil rahmet dileyebilirsiniz ki
Allah c.c elbette o kafire yardim ve rahmet etmeyecektir cayir cayir yakacaktir atesinde



yapmayın arkadaşlarr bizler hamdolsun ki müslümanız ve bu sitede ne kadar güzel dini paylaşımlar varr ...bir müslümana sahışş kim olursa olsunn Hüküm vermek düşer mi? ...Hüküm sadece Allahındırr ....adaletii, cezayı, mükafatı tek ve en iyi O bilir ....bize sadece kalben bugz etmek düşerr....
Peygamber Efendimiz (s.a.v)
"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan, cennete giremez" (Muslim; Kitab'ul İman ) buyurmustur.
 

ufuklar27

Paylaşımcı
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
310
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kaş
Web sitesi
www.lotuskitap.com
Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.


Sapla samanı birbirine karıştırıyorsun kardeş... Erbakan, Ecevit'in arkasından çok olumlu şeyler söyledi... İstersen demecine bir bak da ondan sonra konuş...
Ecevit'le Sezer'i nasıl bir tutabilirsin? Sezer, ramazanda kameraların karşısında su içmiş bir insan. Ecevit'ten böyle bir hareket beklenilebilir mi? Oruç tutmasa bile bunu yapmıyordu. "İnançlara saygılı laiklik" kavramını solda ortaya atan bir siyasetçidir.
Benim şahsi görüşüm çok da bu millet için iyi şeyler yapmış birisi değildir. Merve Kavakçı'ya söylediği laflar, kaldırılabilecek şeyler değil. Fakat asla bir Sezer de değildir...
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Mİnderİn DiŞina Çikmak Yok

Sapla samanı birbirine karıştırıyorsun kardeş... Erbakan, Ecevit'in arkasından çok olumlu şeyler söyledi... İstersen demecine bir bak da ondan sonra konuş...
Ecevit'le Sezer'i nasıl bir tutabilirsin? Sezer, ramazanda kameraların karşısında su içmiş bir insan. Ecevit'ten böyle bir hareket beklenilebilir mi? Oruç tutmasa bile bunu yapmıyordu. "İnançlara saygılı laiklik" kavramını solda ortaya atan bir siyasetçidir.
kardesin biri ecevit sezer gibi ramazanda su içer miydi,diyor.ecevitin farklı olduğunu iddia ediyor.halktan oy istemek zorunda olan hiçbir siyasetçi o şekilde su içmez.sezer gibi ecevitte aynı şeyi yapardı cumhurbaşkanı olsaydı.mesala akparti iktidarda değilken türbanlıları çankaya'da ağırlıyordu.Afaki olmayan bir fark söyle,lütfen.böyle zorlamalara başvurma.

erbakan atatürk yaşasa idi dedi ama kitlesi buna uymadı.çünkü kime karşı söylendiğini biliyorlardı.ecevit hakkındaki sözleri içinde aynı şey geçerli.erbakanın ecevit hakkında gerçekte ne düşündüğünü bilir ve seninle ona göre tartışırlar.merak etme.
Lütfen minderin dışına kaçmayın.kaçsanızda oraya getireceğim.kopyala yapıştırla.

yazımı hatırlatayım:


Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.
 

ufuklar27

Paylaşımcı
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
310
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kaş
Web sitesi
www.lotuskitap.com
kardesin biri ecevit sezer gibi ramazanda su içer miydi,diyor.ecevitin farklı olduğunu iddia ediyor.halktan oy istemek zorunda olan hiçbir siyasetçi o şekilde su içmez.sezer gibi ecevitte aynı şeyi yapardı cumhurbaşkanı olsaydı.mesala akparti iktidarda değilken türbanlıları çankaya'da ağırlıyordu.Afaki olmayan bir fark söyle,lütfen.böyle zorlamalara başvurma.

erbakan atatürk yaşasa idi dedi ama kitlesi buna uymadı.çünkü kime karşı söylendiğini biliyorlardı.ecevit hakkındaki sözleri içinde aynı şey geçerli.erbakanın ecevit hakkında gerçekte ne düşündüğünü bilir ve seninle ona göre tartışırlar.merak etme.
Lütfen minderin dışına kaçmayın.kaçsanızda oraya getireceğim.kopyala yapıştırla.

yazımı hatırlatayım:


Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.

Ecevit'in doğru bildiğini savunmadaki hassasiyetini ve tutarlılığını anlatmak için aşağıdaki yazıyı kopyalıyorum. Sezer gibi zamana ve zemine göre hareket etmediğine örnek olarak:


Mustafa Bülent Ecevit kimdir?
Adli Tıp hocası Prof. Mehmet Fahri Bey ile Ressam Nazlı Ecevit'in ilk ve tek çocukları 28 Mayıs 1925'de İstanbul Akaretler'de doğdu. Adını Mustafa Bülent koydular. Mustafa adı Kastamonu-Dadaylı ünlü bir din bilgini olan dedesi Mustafa Şükrü Efendi'ye saygı olarak adına eklendi. 1934 yılında soyadı kanunu çıktığında aile sözlüklere bakıp kendine bir soyadı aradı. Buldukları soyadlar hoşlarına gitmeyince Mehmet Fahri Bey, aile kökenlerinin dayandığı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında görev yaptığı Kastamonu'nun şirin bir yöresini soyadı olarak seçti. 1934 yılında nüfus kütüğüne işlenen "Ecevit" soyadı yaklaşık 40 yıl sonra dağlara taşlara "Umuduz" diye yazılacaktı.

Ecevit'in Okul Yılları ve "Hacı" Lakabı Mustafa Bülent daha 1 yaşındayken ailesi Ankara'ya taşınır. Ailesi Mustafa Bülent'i 1931'de Ankara Necatibey İlköğretim Okulu'na yazdırır. Mustafa Bülent bu okulda uzun zaman kalmaz ve daha sonra Mimar Sinan İlkokulu'nun öğrencisi olur. Küçük Bülent şiire meraklı bir talebedir, yazdığı Atatürk şiirini müsamerelerde okur, arkadaşları tarafından hararetle alkışlanır. İlkokul bitince ailesi Mustafa Bülent'i Ankara'da "Taş Mektep" diye bilinen Erkek Lisesi'ne yazdırdı. Fahri Bey ve Nazlı Hanım biricik oğulların daha iyi eğitim almasını istiyorlardı. Aile bütçesi zorlandı ve Mustafa Bülent 1938'de Robert Kolej talebesi oldu. Aynı hiç yıl yanından yanından ayrılmadığı "Erika" daktilosuna kavuştu. Arkadaşları Bülent Ecevit'in okuldaki ilk yıllarını sakin ve sessiz bir kişilik olarak anlatıyorlar. Haşarılıklara katılmayan, kız bölümüne gitmek için fırsat kollamayan bu sessiz talebeye takılan ilk lakap "Hacı" oldu. aman içerisinde Ecevit arkadaşlarına, arkadaşları da ona alıştı. Şiir ve çay tutkunu, kimseyi incitmeyeye özen gösteren Bülent Ecevit'in "Hacı" lakabı "Eco" ile değişti.

İlk Direnişi Okul Yönetimi'ne
Robert Kolej öğrencilerinin çıkardığı İzlerimiz Dergisi Bülent Ecevit'in doğru olmadığına inandığı bir karara karşı ilk protestosunu gerçekleştirmesine olanak sağladı. Okulun en girişken talebelerinden biri olan Altemur Kılıç, İkinci Dünya Savaşı'nın başladığı yıllarda Almanlar'ı destekliyordu. Okul yönetimi İzlerimiz'in başyazısını kaleme alması için Altemur Kılıç'ı sakıncalı buldu. Başyazı önerisini kabul eden Ecevit, İzlerimiz Dergisi'nin hazırladığı ilk sayısını arkadaşı Altemur Kılıç'a ithaf etti. Yıllıkta onun için yazılanlar şöyle başlar: "Bir bardak çay, bir parça kağıt. Bir kalem, bir de şiir kitabı. Onun en vefalı dostları..."
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ecevit Neye göre hareket eder

Ecevit'in neye göre hareket ettiğini Merve Hanım'a karşı hareketi gayet net göstermiştir.Ecevit, sezerden farklı diyen biri ecevit'in merve hanım'a karşı davranışının sebeblerini söyleyecek.Takım taraftarı gibi
davranmayacak.Üzülerek yazımı tekrar kopyalıyorum,konunun değişmemesi için:


----Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.---
 

ufuklar27

Paylaşımcı
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
310
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kaş
Web sitesi
www.lotuskitap.com
Ecevit'in neye göre hareket ettiğini Merve Hanım'a karşı hareketi gayet net göstermiştir.Ecevit, sezerden farklı diyen biri ecevit'in merve hanım'a karşı davranışının sebeblerini söyleyecek.Takım taraftarı gibi davranmayacak..---

Alın size bir sebep... "A.Abdülkadiroğlu" isimli birisi yazmış:

..Başörtüsüyle milletvekili seçilen Merve Kavakçı’nın meclis genel kurulunda yemin edip etmeyeceği seçimden çok konuşulur hale gelmişti. Bir sürü senaryo tartışılıyordu.

Başbakan Ecevit ülkenin yeniden gerilmemesi için Kavakçı’nın genel kurul hariç; meclis binası, çalışma odası, ziyaretçi kabulü gibi bütün her yerde başörtüsüyle bulunabileceğini ancak genel kurula girmemesini istiyordu. Kavakçı’nın yemin etmesi konusunda da bir formül üzerinde anlaşılmıştı.

Buna göre yemin için Merve Kavakçı Genel Kurul'a gelmeyecek daha sonra katıldığı ilk birleşimin başında yemin edebilecekti. Üstelik bu birleşimi TBMM Başkanvekili olarak bir Fazilet Partili yönetecek ve Kavakçı başörtüsüyle yemin edebilecekti. Böylece yemin meselesi krize dönüşmeden aşılacaktı.

2 Mayıs günü yaşananların en yakın şahidi Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilen Nazlı Ilıcak’tı. Çünkü Merve Kavakçı’yı meclis genel kuruluna Ilıcak getirdi.

Nazlı Ilıcak’tan bizzat dinlediğim olayın aslı şöyle;
Nazlı Ilıcak anlatıyor:

“Son ana kadar Kavakçı’nın genel kurula girmesi gündemde yoktu. Fakat ne olduysa Necmettin Erbakan, Merve Hanım’ı çağırtıp “genel kurula gireceksin” dedi. Bana da birlikte girmem söylendi. Recai Kutan bile bu duruma şaşırmış hatta tedirgin olmuştu. Fakat Erbakan’ın isteğiyle son anda böyle bir karar alındı ve biz Merve Kavakçı ile genel kurula doğru yola çıktık. Yolda Oya Akgönenç’i gördük, “hayırdır nereye” diye sordu. Genel kurula yemine gidiyoruz, sen de gel dedik. O şaşırdı ve gelmek istemedi. Neler olacağını tahmin etmişti sanırım.

Ben kurula girince tepki bekliyordum fakat bu kadarını açıkçası beklemiyordum.“
İşte Türkiye’de birçok insan Bülent Ecevit’i; Merve Kavakçı’nın meclis genel kuruluna girdiği anda, oturduğu yerden fırlayarak bütün gücüyle “atın bunu dışarı” diye bağırmasıyla hatırlıyor. Ecevit’in yüz ifadesi hakikaten insana “bu nasıl bir başörtüsü nefreti” dedirtiyordu. Fakat işin perde arkasını kimse bilmiyordu. Ecevit’in korktuğu başına gelmişti.

Bu hareket Türkiye’yi yeniden zor günlerin tam ortasına çekecek cinstendi.
Ecevit’inki bir nevi; “eyvah, bunu yapmayın” haykırışıydı ve tepkisi Merve Kavakçı’yı oraya gönderenlereydi...
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ecevit aslında erbakana haddini bildirmiş

beyefendi öyle bir şey istemişse o yetkiyi dine saygılı laiklikten mi almış sezer usulü laiklikten mi?
bunu geçtik
ortada antlaşma varsa niye antlaşmayı bozmasını sağlayanlara değil 30 yaşında bir bayana haddini bildiriyor.hikayeniz üzülerek söylüyorum inandırıcı değil.antlaşmayı bozdukları için kızdığını,merve ile sorunu olmadığını niçin hiç açıklamamış başvekil.uydurma rivayetleri bırakın.inandırıcı şeyler söyleyin.asıl konuyu saptırmayın.sapmaması için üzülerek kopyalıyorum.


---Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz.---
 

ufuklar27

Paylaşımcı
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
310
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kaş
Web sitesi
www.lotuskitap.com
Kardeş, ben Ecevit'in savunuculuğunu yapmaya mecbur değilim.
5-6 madde var ki Ecevit'in Sezer'den farklılığına dair benim için (bütün ülke ekonomisine zararına rağmen) hüsnüzanla bakmama neden oluyor.
1- Ecevit, müslüman olduğunu açık olarak deklare etmiştir bir röportajında.
2- Vahdettin, vatan haini değildir demiştir.
3- İnançlara saygılı laiklik ilkesini savunmuştur.
4- Hakiki dindarlara karşı her zaman saygılı oldum demiştir.
5- Tasavvufa bakışı çok olumludur, tasavvufi şiirleri vardır.
6- Hind felsefesine ilgisi vardır. Tagore'u türkçeye tercüme etmiştir. Okunursa çok büyük faydaları olacak bir düşünürdür Tagore.

Bunun dışında bu konuyu tartışmak uhuvvet risalesindeki düsturlara pek uygun düşmez kanaatimce. Burada tartışmaya kendi adıma nokta koyuyorum.
Siz monoloğa devam edebilirsiniz kardeşim.
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a

Kalplerde bulunan bütün muhabbetin ve hüsnüzanın ecevit e kullanılması ve sevenlerin ve taraf olanların ekserisinin aynı gruptan olması hakikat i görme noktasinda yeterlidir...

Ben ecevit in mü min olduguna sahit değilim...
Şahit olanlarinda şahit i değilim...

Selamatle...
 

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
dindar biri olmadığı hal ve hareketleri ile belli....
tabi gerisini Allah bilir...

Ölen bir insanın arkasından da konuşmak bana fazla doğru gelmiyor.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Ecevit... Ölümü ile de dünyadaki yaşantısında ne yaptığını açıkca göstermiştir!... Yİne de ölünün ardından konuşmak uygun değil diyorum ama rahmet de dilemiyorum onun için, merhamet de.... O ve kendini onun gibi gösteren herkes ahirette layığını bulsun dilerim... İman en güzel nimet... Rabbim, imanımızı son nefesimizde dahi korumak ve de güzel yaşayıp, hayırlı olmak nasib etsin...
 

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0
öleli epey olduğuna göre, bu adamı tartışmaya artık gerek yok bence.
konunun kaldırılmasını talep ediyorum. :eek:fftp: :)
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kardeş, ben Ecevit'in savunuculuğunu yapmaya mecbur değilim.
5-6 madde var ki Ecevit'in Sezer'den farklılığına dair benim için (bütün ülke ekonomisine zararına rağmen) hüsnüzanla bakmama neden oluyor.
1- Ecevit, müslüman olduğunu açık olarak deklare etmiştir bir röportajında.
2- Vahdettin, vatan haini değildir demiştir.
3- İnançlara saygılı laiklik ilkesini savunmuştur.
4- Hakiki dindarlara karşı her zaman saygılı oldum demiştir.
5- Tasavvufa bakışı çok olumludur, tasavvufi şiirleri vardır.
6- Hind felsefesine ilgisi vardır. Tagore'u türkçeye tercüme etmiştir. Okunursa çok büyük faydaları olacak bir düşünürdür Tagore.

Bunun dışında bu konuyu tartışmak uhuvvet risalesindeki düsturlara pek uygun düşmez kanaatimce. Burada tartışmaya kendi adıma nokta koyuyorum.
Siz monoloğa devam edebilirsiniz kardeşim.

Verebileceğin bir cevap kalmadı.Ama üçüncü şahısların kafasının karışmaması için konuyu kapatırken söylediklerini cevaplayayım:
1.Müslümanlık sadece sözden ibaret değildir.Sezerde müslümanım diyor ve annesinin cenaze namazını kılmışyı gayet güzel.O ölünce de şahitlik yapacak mısın.Bu mantıkla yapman lazım.Çünkü cenaze namazı kılan biri müslümandır.
2.Vahdettin vatan haini değil demek imanın şartı değil.Aynı şeyi söyleyen ve konuda kitap yazan MURAT BARDAKÇI'nın yazdıklarına bediüzzaman ve fethullah hoca hakkında söylediklerine bir bak.
3.İnançlara saygılı laiklik türban düşmanlığı ile bir arada olabiliyorsa almayalım.Sezer daha fazla ne yapıyor ki
4.Dindarlara saygılıyım demişmiş.Lafa değil icraata bakalım.
5.tasavvufa ilgisi varmış.allahın hükümlerini çağdışılık olarak gören birinin tasavvufuna ilhad diyor alimlerimiz.
6.hind felsefesi merakını müslümanlığına delil saymakta ilginç bir yaklaşım.panteizm ile islam arasında yakın bir ilgi olduğunu bilmiyordum.panteizmi ben daha çok materyalizme yakın sanıyordum.Ya da kendisi mi demeliyim?
artı uhuvvet risalesini millete taş atarken hatırlamıyordun da şimdi mi hatırladın.o risalenin satır aralarını iyi oku..


Yazımdaki son paragrafı gözden kaçırmak için uğraştın.Ama konunun sapmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim.alıntıyı diğer arkadaşlar için yineliyorum:


---"Şu sitede yapılan yüzeysel tartışmaları görünce Bediüzzaman'ın siyasetten niçin tevbe ettiğini daha iyi anladım.Sözüm sadece milli görüşçülere değil.Her iki tarafa söylüyorum.Her iki tarafta tarafgirane konuşuyorlar.Hak ve hakikat adına değil,kendi taraflarını haklı çıkarmak için konuşuyorlar.Allah sanki hakikati temsil etme yetkisini kendilerine vermiş.Bundan o kadar eminler ki hiç kendilerini sorgulamıyorlar.

Şimdi bir tarafa soruyorum nefsani cevap vermeyin ama yoksa tartışmayı keserim hemen:Ölen kişi Ecevit değil Sezer olsaydı,rahmet okuma konusunda aynı ısrarlı tavrı gösterir miydiniz?Rahmet okumanızın tek sebebi okullarınızı kapatmamış olması değil mi.Sezer'le arasında başka bir fark yok çünkü.Çünkü size göre varsa yoksa okul.Başka bir şeyin önemi yok.

Şimdi diğer tarafa soruyorum sizde nefsani cevap vermeyin tartışmayı keserim hemen.Ecevit ölmeden önce Erbakan'ı ve partinizi övse idi,ona gene bu sözleri söyler miydiniz?

Oysa islam ne bir tarafın partisine muhtaç ne diğer tarafın okuluna.Ne partiniz vazgeçilmez bir parti,ne okulunuz vazgeçilmez bir okul.Partilerin ve okulların islama ihtiyacı var.Herkesin islama ihtiyacı var.Biz kurtarıcı değiliz,bizim kurtarıcıya ihtiyacımız var.O kurtarıcının adı islam.Kurtarıcı kurtarır,kurtarılmaz."---

mümkünse son paragrafı gözönünde tutan cevaplar alayım.Öteki türlüsü sadece konuyu saptırma amaçlı bir şey oluyor maalesef.
 
Üst