eylül
Veled-i kalbî
-Gerçekten mi?
-Evet radyocuyum.
-Bu zamanda var mı hâlâ ayol, radyo tamirciliği
-Oğlumuz ne iş yapar?
-Eiii... Şeey, radyocu...
-Anlamadım.
-Yani radyoda çalışıyor. Ama en kısa zamanda bir iş bulacak.
-Ben Spikerim.
-Ha.... Şimdi anladım sen şu şeysin, neydi onun adı ya gavurca bir şeyler diyorlardı.. Ha ha ha dicey, diceysin. Hani telefonda parça istek yapıyorlar sen de çalıyorsun. Emmioğlu be, o parçaları anında nasıl buluyorsunuz ya, bilgisayar buluyormuş diyorlar. Hadi emmioğlu ben telefondan armış olayım sen de benimle konuş bakalım.
-Yav öyle ha deyince olmaz.
-Bak unutma gözünün yağını yiyim, bize isteklerde “Batan güneşi” çalmayı unutma!
-Ben istekleri sunmuyorum, istek programı yapan arkadaşa söyleyeyim diyeceğim ama, biz arabesk de yayınlamıyoruz.
-Yav bişeycik olmaz bir kere yayınlayıverin işte, benim için ha...
-Ha sen radyocuydun değil mi? Hadi Demirel’in taklidini bir yapsana, “binanaleyh” desene bir. Hadi ya, şurada pikniğe gelmişiz... Ecevit gibi bir konuşsana Allanıseven. Hamdialkan yapıyor ya, onun gibi bir yapsana...
-Ben radyocuyum ya, komedyen değilim ki
-Tamam oğlum radyocu dediğin, taklit de yapar hadi biraz yap be. Hadi be “vağmı bunun başka izah tağzı..” hadi ya...
-Sen radyocusun değil mi, şu dicey denilenlerden.
-Hayır spikerdim komutanım.
-Belli belli konuşmandan belli. Hadi bir at yarışı sunsana.
-Branşım değil. Ben haber spikeriyim.
-Hadi ya, desene bir, zenginoğlu önde, demirkazık ve yavuz onu takip ediyorrrr....
-Merhaba ben ........ FM’den geliyorum siz kamyoncularla ilgili bir röportaj yapmak istiyorum, şöyle sohbet tadında..
-Bizim Selami, çok güzel türkü çığırır. “Selami bırak o bidonu da şu ‘Nikah Masası’nı bir söyle. Bak radyodan gelmişler.”
-Selami’yi sonra alalım isterseniz. Biraz karşılaştığınız ilginç olaylardan bahseder misiniz?
-Hangi kanalda ne zaman yayınlanıyor bu?..
-Şu an belli değil, bu hafta içinde olabilir.
-Bak yeğen, sen salı günü gel şöyle doksanlık bir kaset de al getir, ben sana gamyoncuların sorunlarını bir anlatıvereyim. Ne dolaplar dönüyor. Devlet kamyonculara sahip çıkmıyor. Hatta dur sen en iyisi beni bir canlı programa çağır. Milletvekilleri de katılsın. Hepsiyle tartışmaya hazırım.
-Selami bırak dedim lan o bidonu, hadi şu nikah masasını söyle be......
-Ulan paran olacak, yani paraya para demiycen, bir kuracaksın radyoyu, millet radyo neymiş görecek?
-Valla? Elemanlara en az binbeşyüz YTL vericen...
-Vericiler en iyisinden olacak biraz pahalı ama, diyorum ki RDS yayını yapıcan....
-Neyse sen de fazla otobüs bileti var mı?
-Evet hâlâ aynı işte çalışıyorum.
-Nere varacak bu işin sonu a evladım. Sigortalı bir iş bulup çalışsan
-Zaten sigortam var.
-E hani ya paran pulun, evin barkın....
Nisan Kumru
-Evet radyocuyum.
-Bu zamanda var mı hâlâ ayol, radyo tamirciliği
-Oğlumuz ne iş yapar?
-Eiii... Şeey, radyocu...
-Anlamadım.
-Yani radyoda çalışıyor. Ama en kısa zamanda bir iş bulacak.
-Ben Spikerim.
-Ha.... Şimdi anladım sen şu şeysin, neydi onun adı ya gavurca bir şeyler diyorlardı.. Ha ha ha dicey, diceysin. Hani telefonda parça istek yapıyorlar sen de çalıyorsun. Emmioğlu be, o parçaları anında nasıl buluyorsunuz ya, bilgisayar buluyormuş diyorlar. Hadi emmioğlu ben telefondan armış olayım sen de benimle konuş bakalım.
-Yav öyle ha deyince olmaz.
-Bak unutma gözünün yağını yiyim, bize isteklerde “Batan güneşi” çalmayı unutma!
-Ben istekleri sunmuyorum, istek programı yapan arkadaşa söyleyeyim diyeceğim ama, biz arabesk de yayınlamıyoruz.
-Yav bişeycik olmaz bir kere yayınlayıverin işte, benim için ha...
-Ha sen radyocuydun değil mi? Hadi Demirel’in taklidini bir yapsana, “binanaleyh” desene bir. Hadi ya, şurada pikniğe gelmişiz... Ecevit gibi bir konuşsana Allanıseven. Hamdialkan yapıyor ya, onun gibi bir yapsana...
-Ben radyocuyum ya, komedyen değilim ki
-Tamam oğlum radyocu dediğin, taklit de yapar hadi biraz yap be. Hadi be “vağmı bunun başka izah tağzı..” hadi ya...
-Sen radyocusun değil mi, şu dicey denilenlerden.
-Hayır spikerdim komutanım.
-Belli belli konuşmandan belli. Hadi bir at yarışı sunsana.
-Branşım değil. Ben haber spikeriyim.
-Hadi ya, desene bir, zenginoğlu önde, demirkazık ve yavuz onu takip ediyorrrr....
-Merhaba ben ........ FM’den geliyorum siz kamyoncularla ilgili bir röportaj yapmak istiyorum, şöyle sohbet tadında..
-Bizim Selami, çok güzel türkü çığırır. “Selami bırak o bidonu da şu ‘Nikah Masası’nı bir söyle. Bak radyodan gelmişler.”
-Selami’yi sonra alalım isterseniz. Biraz karşılaştığınız ilginç olaylardan bahseder misiniz?
-Hangi kanalda ne zaman yayınlanıyor bu?..
-Şu an belli değil, bu hafta içinde olabilir.
-Bak yeğen, sen salı günü gel şöyle doksanlık bir kaset de al getir, ben sana gamyoncuların sorunlarını bir anlatıvereyim. Ne dolaplar dönüyor. Devlet kamyonculara sahip çıkmıyor. Hatta dur sen en iyisi beni bir canlı programa çağır. Milletvekilleri de katılsın. Hepsiyle tartışmaya hazırım.
-Selami bırak dedim lan o bidonu, hadi şu nikah masasını söyle be......
-Ulan paran olacak, yani paraya para demiycen, bir kuracaksın radyoyu, millet radyo neymiş görecek?
-Valla? Elemanlara en az binbeşyüz YTL vericen...
-Vericiler en iyisinden olacak biraz pahalı ama, diyorum ki RDS yayını yapıcan....
-Neyse sen de fazla otobüs bileti var mı?
-Evet hâlâ aynı işte çalışıyorum.
-Nere varacak bu işin sonu a evladım. Sigortalı bir iş bulup çalışsan
-Zaten sigortam var.
-E hani ya paran pulun, evin barkın....
Nisan Kumru
süperdi