Rab, “bir şeyi safhalar hâlinde kemâle erdiren”, “karşılık beklemeden terbiye eden,
besleyen, büyüten,” demektir.
Terbiye, bir şeyin, bir ilk noktadan itibaren, kademeli olarak kemâle erdirilmesi ve
son noktaya ulaştırılması demektir. Bütün âlemler için bu ilk nokta Nur-u
Muhammedîdir.
Âlemlerin terbiyesi denilince hatırımıza, öncelikle, sema âlemi, arz âlemi, hava
âlemi, su, toprak, ziya âlemleri gelir. Bütün varlık alemleri bir ilk noktadan itibaren
ayrı terbiyelerden geçmişler ve sonunda tümü bir tek şey olmuşlardır: Kâinat.
Bu haşmetli terbiyeyi, Rabb’ün-nas isminin tecelli ettiği insan terbiyesinde daha net
olarak seyredebiliriz. insanın da ilk hareket noktası, rahim menziline atılan bir
tohumdur. Bu tohumun safhalar hâlinde terbiyesiyle, göz, kulak, el, ayak, ağız,
mide, kalp, ciğer, beyin gibi birbirinden çok farklı organlar yaratılmıştır. Büyük
âlemde, güneşin, havanın, suyun,.., terbiyeleri birbirinden farklı olduğu gibi, bu
küçük âlemde de, meselâ, ciğerle midenin terbiyeleri birbirinden ayrıdır. Bu farklı
terbiyelerle, bir tek varlık ortaya konulmuştur: insan
Kainattaki herbir sistem, arş, kürsi, levh-i mahfuz, alem-i misal farklı terbiyelerden
geçtikleri gibi, yer yüzündeki her hayvan ve bir bitki türü de ayrı terbiyelerden
geçerek mevcut hallerini almışlardır. Yine, her bir elementin, her bir ışının terbiyesi
de diğerinden farklıdır.
Göremediğimiz melekler aleminde de Rab isminin tecellileri farklılık göstermektedir.
Cebrail (as) ile Azrail (as) nin yine farklı terbiyelerden geçmiş olacakları açıktır. Nur
Külliyatında bir yağmur damlasına müekkel olan meleğen Arşa müekkel melek
cinsinden olamayacağı nazara verilmekle melekler alemindeki terbiye fiillerinin her
cins melek için başka olacağına dikkat çekilmektedir.
besleyen, büyüten,” demektir.
Terbiye, bir şeyin, bir ilk noktadan itibaren, kademeli olarak kemâle erdirilmesi ve
son noktaya ulaştırılması demektir. Bütün âlemler için bu ilk nokta Nur-u
Muhammedîdir.
Âlemlerin terbiyesi denilince hatırımıza, öncelikle, sema âlemi, arz âlemi, hava
âlemi, su, toprak, ziya âlemleri gelir. Bütün varlık alemleri bir ilk noktadan itibaren
ayrı terbiyelerden geçmişler ve sonunda tümü bir tek şey olmuşlardır: Kâinat.
Bu haşmetli terbiyeyi, Rabb’ün-nas isminin tecelli ettiği insan terbiyesinde daha net
olarak seyredebiliriz. insanın da ilk hareket noktası, rahim menziline atılan bir
tohumdur. Bu tohumun safhalar hâlinde terbiyesiyle, göz, kulak, el, ayak, ağız,
mide, kalp, ciğer, beyin gibi birbirinden çok farklı organlar yaratılmıştır. Büyük
âlemde, güneşin, havanın, suyun,.., terbiyeleri birbirinden farklı olduğu gibi, bu
küçük âlemde de, meselâ, ciğerle midenin terbiyeleri birbirinden ayrıdır. Bu farklı
terbiyelerle, bir tek varlık ortaya konulmuştur: insan
Kainattaki herbir sistem, arş, kürsi, levh-i mahfuz, alem-i misal farklı terbiyelerden
geçtikleri gibi, yer yüzündeki her hayvan ve bir bitki türü de ayrı terbiyelerden
geçerek mevcut hallerini almışlardır. Yine, her bir elementin, her bir ışının terbiyesi
de diğerinden farklıdır.
Göremediğimiz melekler aleminde de Rab isminin tecellileri farklılık göstermektedir.
Cebrail (as) ile Azrail (as) nin yine farklı terbiyelerden geçmiş olacakları açıktır. Nur
Külliyatında bir yağmur damlasına müekkel olan meleğen Arşa müekkel melek
cinsinden olamayacağı nazara verilmekle melekler alemindeki terbiye fiillerinin her
cins melek için başka olacağına dikkat çekilmektedir.