Pozitivizm ve Bilimcilik

inkişaf_

Doçent
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
1,124
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bilim tarafından ifade edilen dünya görüşünün temel görüntülerinden birisi, altını çizerek tanımladığı “olgu (fact)”dur. Hüküm süren pozitivist kavrayış, olguların yalıtılmış olarak ve anlamsal bağlamlarından ve ilişkilerinden ayrılarak ele alınabileceği görüşüne dayanır. Bilimin bu ideoloji ya da felsefi yaklaşımı, “bilimcilik” olarak bilinir. Bu ortodoks yaklaşımda, olgular bir tarafta değerler diğer taraftadır.

Ancak, bugün bilim felsefesi konusunda yapılan araştırma ve incelemelerde yeni bir yaklaşım önerilmektedir. Olgular, kuram yüklüdür. Kuramlar da değer yüklüdür. Değerler ise, dünya görüşlerinin öğeleri olarak ideolojiler tarafından oluşturulur. Dünya görüşleri, bilme yollarına, bilgikuramlarına (epistemolojilere) sahiptir ve çağdaş bilimin bilgikuramının içinde, değerlerin olguların öğeleri olarak ele alınması engellenmektedir. Görüldüğü gibi bu da bir ideolojidir ve bilimin tarafsız olmadığını açıkça vurgulamaktadır. Fakat çağdaş bilim paradigmasında, bilim değerlerden soyutlanarak onun tarafsız olduğu düşüncesi ciddi bir şekilde savunulmaktadır.

Olgular bir tarafta, değerler diğer tarafta olamaz. Değerler, bilim olarak ifade edilen herşeyde içkindir. Mevcut pozitivist paradigmada değersel temellere inilmesinin, bilimi siyasete çekmek olarak ifade edilir. Yine açıkça görülmektedir ki, pozitivizm bilimi siyasete karıştırmayarak düpedüz siyaset yapmaktadır. Aynı zamanda pozitivizmin kendisi bilimi, anlaşmazlıkları uzlaştıran ve olası en iyi çözümleri üreten toplumun temeli, yol göstericisi ve modeli olarak sunar. Tüm dünya bugünkü güncel bakış açısıyla bu “bilimci” yaklaşıma destek vermektedir.

Bilim, bilgiyi üretir. Bilgiyi kuramsal çerçeveye oturtmaya çalışır. Bilgiler arasındaki ilişkileri açımlamaya gayret eder. Ancak, kesinlikle bilgiyi sorgulamaz. Bilgiyi, felsefe sorgular. Bilimci paradigmanın son üçyüz yıl içinde gösterdiği gelişme sonucu toplumda köklü olarak kurumsallaşmıştır. Bilim ile felsefe arasındaki bütünlüğü yapayca bölmüştür. Bilimi, felsefeden kesinlikle ayırmıştır.
 
Üst