PEYGAMBERIMIZ (S.A.V) buyuruyor ki;

Zeyd b. Halid Cühenî'nin (r.a.) anlattığına göre:

Allah Resulü (a.s.) Hudeybiye'de geceleyin yağmış olan yağmurdan sonra kendilerine sabah namazı kıldırdı.
Namazı bitirince yüzünü cemaate döndürdü ve:"Bilir misiniz, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sordu.
Allah ve Resulü en iyi bilendir, dediler.
Allah Resulü: "Allah, kullarımdan kimi bana iman etmiş, kimi de kâfir olarak sabahladı.
Her kim Allah'ın ihsanı ve rahmetiyle üzerimize yağmur yağdı dediyse işte o, bana iman etmiş, yıldıza iman etmemiştir.
Her kim de şu şu sebeplerle üzerimize yağmur yağdı dediyse işte o, bana değil, yıldıza iman etmiştir, buyurmuştur" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası [Sadece Arapça]: 104

Peygamberimiz buyururki

Peygamberimiz buyurur:
"Ölülerinizi ancak hayır ile yadediniz. Ölüleriniz eğer cennet ehlinden iseler, onların içinde bulundukları azab zaten kendilerine yeter." (Buhari)



Enes bin Malik buyuruyor: "Resulüllah'ın yanından bir cenaze geçti. Ashab onu şer ile yadettiler. Bunun üzerine Cenab-ı Peygamber buyurdu: "Vacib oldu"

Başka bir cenaze Resulullahın yanından geçti. Bu geçen cenazeyi de hayır ile yadettiler. Bunun üzerine Cenab-ı Peygamber: "Vacib oldu" buyurdu.

Bu manzara karşısında Hz. Ömer, Resullüllahdan, bunun ne demek olduğunu sorunca şu cevabı verdiler:
"Şu cenazeyi hayır ile sena ettiniz. Onun için cennet vacib oldu. Öbürü ise, şer ile yad edildi. Böylece onun için de cehennem vacib oldu. Siz Allahın yeryüzünde şahidlerisiniz."



Ebu Hureyre (r.a.), Resulüllah'ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etti:

"Muhakkak ki kul ölüyor, kavmi onun hakkında bir övgüde bulunuyor. Halbuki, ALLAH (c.c.) ondan o övgüden başkasını da biliyor. Bunun üzerine Cenab-i Hak meleklerine der ki:
- Sizi şahid kılıyorum, ben kullarımın, şu kulumun hakkındaki şahidliğini kabul ettim ve kulum hakkındaki bilgimden vazgeçtim!"