Peygamberi TakLit Etmek Her Zaman İttiba Olamıyor!

Katılım
10 Ara 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
11
Puanları
0

TAKLİD BAŞKA İTTİBA BAŞKA!

Bazı kimseler diyorlarki; "Peygamber Efendimiz bir sünnete sürekli devam etmediyse, bazen terkettiyse bizim de bazen terk etmemiz sünnet olur(!)"


Bu mantık hatalıdır ve bu istidlal batıldır. Çünkü bu mantık bu anlayış Rasulullahın sallallahü aleyhi ve sellem'in sünnetini bozar ve uyulası ve üzerinde yürünesi bir yol olmaktan çıkarır.

Diyelim yemeğe oturmadan eller yıkanacak, biri derki ben şimdi bazen yıkamama sünnetini(!) işleyeceğim ve yıkamadan yemek yer, ve siz ona o sünneti işle ellerini yıka diye tavsiyede bulunamazsınız..
Diğeri yatmadan önce abdest alma sünneti için aynısını der ve bazen abdestsiz yatmak da bu görüşe güya sünnet olur, halbuki bidattır.. Ve böylece sünnet hercü merc olur Rasulullahın yolu müminler eliyle ibtal olur maazalllah.

Demekki Rasulullahın sünetleri bazen terketmiş olması o yönüne de uyulsun, bazen terkedilsin için değil, Belki çok sebep ve hikmetleri var birisi; Allahın farzı ile Onun sünneti birbirine karışmasın ve Allahın dini muhafaza olsun..

Mesela Efendimiz Mescidi Nebevide teravih kılarken Ashabdan bir cemaat hazır bulundular ve ona uydular. Ertesi gün daha kalabalık bir cemaatla namaz yine cemaat halinde kılındı. Ertesi gün daha fazla kişiler işitmiş olmakla çok kalabalık bir cemaat namazı Rasulullahın ardında kılmak için geldiler ve ancak farz olacağı/öyle telakki edileceği endişesiyle Efendimiz Ashaba evlerine dönmelerini ve namazı evlerinde kılmalarını emrettiler... ve artık teravih namazı camide kılınmadı.

Ve ancak hakkın daimi taraftarı ve fıkhı çok isabetli Hazreti Ömer el-Faruk r.a. kendi döneminde ashabı yeniden teravih namazı için camiye topladı ve namazın cemaat halinde kılınmasını temin etti. Ashabdan hiç kimsenin itiraz etmeyip bu karara uymaları bu surette teravihin cemaaatle kılınmasının SÜNNET olduğuna delildir. Buna icma denir. Evet icmanın en kuvvetlisi olan Ashabın icması, bu hükümde munakit olmuş ve diğerleri gibi bu sünnette bu sayede günümüze dek sağlam bir şekilde gelmişdir.
Ancak yukardaki görüş sahiplerinin kusurlu anlayışlarına göre teravihin iki günden fazla cemaatle kılınmaması gerkirdi. Veya bazen camide kılmayıp evde tek başına kılmak sünnet olmak gerekirdi. Halbuki ne Ashab ne tabiin nede Müçtehit imamlardan bunu diyen olmamıştır.


Taklit ve İttiba:
Burda anlaşılması gereken husus: Sünnet, Rasulullahı s.a.s. aynen taklit etmek değildir. Halbuki bazı kılmadığına bakıp ta sünneti kılmamak onu taklit etmektir.

İlim ehlinin malumudurki ittiba, taklitten ayrıdır. İttiba, Onun muradı üzre hareket etmek. Takit ise maksat ve niyeti gözetmeden aynen kopyalamaktır.

İkindinin evvelinde Rasulullahın namaz kılması, bize böyle bir namazın varlığını bildirmek ve bizi buna teşvik etmek içindir. Öyleyse kılmak daima sünnettir, kaçırmamak fazilettir. Ancak bazen kılmayıp terketmesi ise bu namazın farz olmadığını bize talim içindir yoksa bizide bazen terketmeye sevkü teşvik için değildir.

Şu halde Rasulullahı takliden bazen kılmayıp terkedenler sevaptan mahrum olur ve ancak madem müekket sünnet değil, kınanmaz.

Ancak bu terkten bir sevap uman ve bunu sünnet telakki edenin durumu biraz farklıdır, bu kişi dinde olmayan bir şeyle sevap umduğu için ve bunu dine dahil ettiği için çirkin bidat işlemiş olur. Gayri-müekket sünnetleri bazen kasıtlı terk etmek" diye bir sünnet, bir dini amel bulunmadığı ecliyle bunu bu garazla işleyen kişi dinde olmayanı dine katmış ve bidat uydurmuştur!!!.

Son söz,
Rasulullahın Sünnetini kavramak derin bir anlayış ve Fasih bir fıkıh gerektirirki bu fıkıh hazreti Ömer misillu müçtehidin-i izamın kudsi bir vazifsidir, herkese nasip olmaz.
Bizim vazifemiz Rasulullahı taklit etmek değil Ona ittba etmektir.

Çare: Allahın her asır göndermeyi vaad ettiği Mücedditlere Mürşitlere uymak teslim olmaktır.

SELAM VE DUA İLE...
 
Üst