Peygamber efendimizin mübarek hanımları, çarşafla örtünmemiştir.

Üsve-i Hasene

Asistan
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
414
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
bilmem farkındamısınız ama devamlı kendi etrafımızda hatta elimizde kulağımızda dönüp duruyoruz bi yerde noktayı koyuverin uygun bi yere..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı :usame49
CİLBABDA RENK MÜHİM MİDİR?
Ümmü Seleme Validemiz şöyle demiştir: "Cilbab ayeti nazil olduğu zaman, Ensar kadınları siyah çarşaflara büründüklerinden ötürü, başlarında siyah kargalar varmış gibi çıktılar." (Cessas, Ahkamü'I-Kur'an, c. 1, s. 372; Sabunî, c. 2, s. 382)
Demek, başta ezvac-ı tahirat ve Peygamberimizin kızları olmak üzere sahabe-i kiramın hanımları siyah çarşaf giymişler ve uygulama ekseriyetle günümüze kadar" siyah çarşaf şeklinde gelmiştir. Cilbabın verdiğimiz ta'rifIerinden de anlaşılacağı gibi, cilbabın asıl vazifesi kadının zinetlerini örtmesi ve dışarıda kadının çekiciliğini azaltmasıdır bunu ise siyah renk daha iyi te'min eder.

Şimdi , hepimiz iyi biliyoruz ki, ayette tesettürü sağlayacak giysinin renk ve biçimi bildirilmemiştir. Ensar kadınları siyah çarşaflara bürünmeleri başka bir rengin olmayacağı anlamına gelmediğini düşünüyorum. Çünkü, onlara "İsabet ettiniz . Bu siyah renk fitneyi önlemek için en doğru renktir." denilmemiş ! Kim bilir o zamanki devirde ellerinde sadece siyah renkli bez olduğundan hemen onları çarşafa dönüştürmüşlerdir. Yani, işin aslı ellerinde birçok renkte kumaş-bez olup, bunlardan siyahı tercih etmeleri diye bir husus yoktur. Ya da böyle bir haber rivayet edilmemiştir. Bu sebeple siyah renk dayatılmaması gerekir diye düşünüyoruz. Kaldı ki, bugün itbariyle siyah renk sosyete de ve satanist guruplarda seksi bir renk olarak kabul edildiği ve böyle algılandığı düşünülerse, siyah rengin en azından bugün itibariyle fitneye engel teşkil etmesi şöyle dursun, bilâkis fitneyi çağrıştırdığı rahatlıkla söylenebilir. Esasen bu giyim tarzı ve şeklinin iklim ve bulunulan mahallin örf ve adetleriyle de çelişmemesi ve bu konuda hükümler verilirken yer ve coğrafyanında nazar-ı itibare alınması gereklidir. "Siyah Çarşaf" diye kestirip atanlar, çizce çok büyük bir yanılgı içindedirler. Vesselâm.
 

nur_2

Üye
Katılım
22 Ağu 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
MAHMUD EFENDİ HZ. buyurmuşlarki eğer mavi , lacivert yada diğer renklerde karga olursa, bende sizin siyah haricinde carşaf giymenize razıyım..

yani bu sözdende anlaşılıyorki carşafta esas alınan rengin, siyah olması ayette gecen karga kelişmesinden anlaşılmaktadır..
 

abreg

Üye
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
alıntı :usame49
CİLBABDA RENK MÜHİM MİDİR?
Ümmü Seleme Validemiz şöyle demiştir: "Cilbab ayeti nazil olduğu zaman, Ensar kadınları siyah çarşaflara büründüklerinden ötürü, başlarında siyah kargalar varmış gibi çıktılar." (Cessas, Ahkamü'I-Kur'an, c. 1, s. 372; Sabunî, c. 2, s. 382)
Muhacir kadınları ?
Peygamberimizin hanımları?
Neden ensar kadınları böyle giyiniyorlar?

Böyle bir durumda bir uygulamanın öncülüğünü ve örnekliğini peygamberimizin eşleri yapmalı değilmiydi?
Üstelik Ümmü Seleme Validemiz kargaya benzeterek tasvip etmediği yadırgadığı anlamı da çıkıyor.

 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Muhacir kadınları ?
Peygamberimizin hanımları?
Neden ensar kadınları böyle giyiniyorlar?

Böyle bir durumda bir uygulamanın öncülüğünü ve örnekliğini peygamberimizin eşleri yapmalı değilmiydi?
Üstelik Ümmü Seleme Validemiz kargaya benzeterek tasvip etmediği yadırgadığı anlamı da çıkıyor.

bu sözünüze gülmemek elde değil
yadırgadığı ile ilgili kanıtınız nedir
saçmalamayın lütfen Ehli sünnet alimlerinin görüşleri nedir onlardan böyle bir fetva veya yorum gelmişmi
yönetimden bir istirhamım var ayet ve hadislere kendi kafalarından yorum yapanları uyarmanızı önemle rica ediyorum
ayrıca insanların itikatları ile ilgili sorunlar çıkabilir
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
sevgili kardeşlerim pardesü giymek günahtır veya değildir diye bir söz söyleyen veya yazan olmadı sanırım,veya illa çarşaf giyilecek diye bir dayatmada olmadı ama biz burada sadece tesettürle ilgili alimlerin görüşlerini yazdık çünkü Elmalı-lı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen ve bir çok Ehli sünnet alimlerimiz Ahzab suresi 59. ayete uyan en güzel elbiselerin ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini Kitap ve sünnetle apaçık bildirmişlerdir.
Ayetlere bence veya onca diye kendi kafamızdan yorum yapmamız söz konusu değil çünkü hiç birimiz müfessir, müctehit ve alim değiliz o yüzden alimler nasıl tefsir etmişlerse onların görüşünü yazabiliriz.
Ehli sünnet alimlerimiz Ahzab suresi 59. ayeti kerimesindeki cilbab'ın (baştan ayağa bütün vücudu örten tek parça elbisenin) tefsirini yaparken bu ayete en uygun dış elbisenin ÇARŞAF, FERACE, CAR ve Erzurum Bölgesinde EHRAM olduğunu söylemişlerdir. Bunların dışındaki diğer elbiseler sonradan çıkmıştır ve yine önemle belirtelimki beli,kalçayı,göğsü ve omuz hatlarını belli etmeyecek bollukta olursa,ilgi çekici alacalı bulacalı cafcaflı renkte olmazsa, boynu ve içini göstermeyecek şekilde kalın olursa,giyilen dış elbise iç elbiseyi göstermeyecek şekilde güzel kapatılmışsa, rengarenk değilde genelde koyu renkler ilgi çekmeyen renkler olursa, omuz ve göğüsleri örtecek büyüklükte bir baş örtüsü takılırsa,perdesü hiç yoktan açık olmaktan iyidir ve ayetin tefsirinde geçen ÇARŞAF, FERACE, CAR ve EHRAM'a yakın bir elbise olmuş olur ama tam manasıyla ayette murad edilen şekilde giyinilmiş olmaz Çübkü Sahabe annelerimiz ve Osmanlı ecdadımız tefsirde yazılan elbiseler giymişlerdir bu elbiseler bölgelere göre değişmektedir, mesela Erzurum bölgesinde Ehram,şehirlerde ÇARŞAF giyilmiştir. Bu dış kıyafetler ayete en uygun kıyafetler olduğu için yukarıda zikredilen elbiseler ÇARŞAF ,FERACE , CAR, EHRAM tercih edilmiştir.
Alimlerimiz şehir kıyafeti olarak en güzel tercih edilen elbisenin ÇARŞAF olduğu konusunda ittifak etmiş görüş birliği içindedirler.
inşaAllah mevzuu biraz daha iyi anlaşılmıştır Rabbim amel etmek ve sevmek nasip etsin.
Efendimiz s.a.v'in eşlerine ,kızlarına ,sahabe annelerimize benzemek çok büyük sünnettir,
Hz. Fatıma annemiz yabacı erkeklerden o kadar çok sakınır ve tesettüre o kadar çok dikkat ederdi ki;
Mahşer günü bütün insanlara bir nidacı seslenecek ve herkes gözlerini kapatsın diye emredilecektir , çünkü oradan Efendimiz s.a.v'in kızı Fatıma annemiz (r.a.) geçecektir. Allah c.c. mahşer halkının bakışlarını ogün bile onun üzerinden çekecektir.
Rabbim bizleri iyi anlayıp amel edenlerden eylesin. Mümin bir kadın nefsinden veya çevresinin etkisi altında kaldığından dolayı Çarşaf giymiyor olsa bile en azından sevmeli giyenleride sevmeli çünük o insanlar bu sıcaklarda iffetlerini korumak için, ayetle en güzel şekilde amel etmek için nelere katlanıyorlar,
Niçin bütün bedenlerini örtüyorlar çünkü ayete dikkatli bakarsanız orada anlatılmak istenen apaçık bellirtilmişdir "dışarıya çıkarken cilbablarını (dış kıyafetlerini) giyin çünkü bu sizin tanınıp ,eziyet edilmenizi engeller diyor Rabbimiz. Demekki dış kıyafet yabancı erkelerin tanımasını engellemeli mahremi olmayan yabancı erkeklere tanınmaması gerekmektedir o yüzden en uygun elbiselerin hangileri olduğu belirtilmiştir.
Nasılki açık olan bir bala ve şekere sinekler üşüşüyorsa açık olan veya başını kapattığı halde vücut hatları belli olan,alacalı cafcaflı giyinen,süslenen,dar giyinen bir kadında yabacı erkelerin bakışlarını,ilgilerini üzerine çekmiş olur ve yabancı erkekler tarafından tanınmış olur, halbuki ÇARŞAF,FERACE ,CAR ve EHRAM giyen kadınlar yabancı erkeklerin nefsine itici gelmekte bu nedenle kadının kim olduğuna,nasıl olduğunu anlaşılmamakta ve rahatsız edilmemektediler. Zaten kadının süslenmesi ve güzel görünmesi gereken kişi kocası değilmidir. Bu şekilde ayete uygun giyinildiği zaman ayette geçen "tanınmanızı ve incitilmenizi engeller" ayeti ile amel edildiği zaman yaşantımızda güzel bir şekilde gerçekleşmektedir.
bu insanlarla kendini bilmez gafiller,dalga geçiyorlar ama olsun Rabbimiz seviyorya önemli olan bu, Efendimiz s.a.v'lede dalga geçtiler deli dediler,mecnun dediler,
"Hadisi Şefir; Size deli denmedikçe gerçek manda iman etmiş olmazsınız."
Rabbim onları en güzel şekilde mükafatlandırsın bu zamanda böyle kadınlardan çok az kaldı değerlerini bilmek baş üstünde tutmak lazım. Giymeyenlere de dua etmek lazım insanların ne düşündüğü veya nefsimizin bize neyi emrettiği önemli değil, önemli olan Rabbimizin rızasını kazanmak, eğer ÇArşaf güzel olmasaydı Sahabe annelerimiz ve Osmanlı ecdadımız giyerlermiydi?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı: usame49
Ensar kadınları siyah çarşaflara bürünmüşlerse demekki bu ayetteki cilbabın tefsiri: siyah çarşaftır.

Kardeş,
Böyle bir hükme sen mi vardın ? Yoksa, sahabiye kadınlar mı vardı ? Yani, sahabiye kadınlar ayetin tefsirini mi böyle yorumladılar yoksa, o zaman itibariyle ellerinde bulunan siyah kumaştan bezleri mi kullanmış oldular ? Yani, ellerinde bir çok renk kumaş vardı da bunların içinden mi siyahı seçtiler ? Şayet böyle bir durum varsa kim rivayet ve nakil yapmış ? Bu sorularımızı cevaplandırı mısınız ?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
MAHMUD EFENDİ HZ. buyurmuşlarki eğer mavi , lacivert yada diğer renklerde karga olursa, bende sizin siyah haricinde carşaf giymenize razıyım..

yani bu sözdende anlaşılıyorki carşafta esas alınan rengin, siyah olması ayette gecen karga kelişmesinden anlaşılmaktadır..
Ayette nerede karga geçiyor ezbere yorum yapmayalım
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Birde burada esas olan kadının cilbab= bu asırda çarşaf olduğunu bilmesi ve itikad etmesidir. Ayet muhkem olduğundan manasında yapılacak bir te'vil adamı direk kufre goturur. Kendisi giyer giymez o ayrı bir durumdur, giymez gunahı kadına aittir, giyer sevabı da ona aittir, itikadı duzgun olsa ne ala, yok itikadı bozuk ise yorganla gezse cehennemin dibini boylar. Abdestsiz milyon rekat namaz kılsan neye yarar?
Kim demiş bu asır da diye...
Bu asırı masırı yok...
Cilbab cilbabtır...
Tesettürü hakkıyla veren her türlü elbise cilbabtır...
Vücut hatlarını belli etmeyen her elbise cilbabtır
Şeffaf olmayan her elbise cilbabtır..
Cilbab farzdır...
AMa tek cilbab çarşaf değildir....
Bu bu kadar basit....
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Önüne gelen tefsir yazarsa!

Ayet tesettür ayetidir. Ama, bazıları kendilerini zorlayarak adeta ayeti "çarşaf ayeti" şekline çevirmeye çalışmaktadırlar. Bu doğru değildir. usame49'un "Ensar kadınları siyah çarşaflara bürünmüşlerse demekk i bu ayetteki cilbabın tefsiri: siyah çarşaftır." yorumu uydurma bir yorumdur. Çünkü, cilbab için daha önce dediğimiz gibi, sadece çarşaf manâsı verilmemiş başta Kamus Lügatı olmak üzere birçok lügatta ;
1-Gömlek, 2- Kadınlara mahsus bir çeşit geniş elbise, çardan küçüktür ve Türkçe’de üstlük diye de tabir edilir.
3- Bazılarına göre çar ki bizim memleketimizde ferace karşı­lığıdır.
d- Bazı lügatçilere göre kadın baş örtüsü manalarına gelir.
şekilinde manâlar verilmiştir.
Kimse kendi kafasından yorumlar ve hükümler üretmesin !
 

abreg

Üye
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
bu sözünüze gülmemek elde değil
yadırgadığı ile ilgili kanıtınız nedir
saçmalamayın lütfen Ehli sünnet alimlerinin görüşleri nedir onlardan böyle bir fetva veya yorum gelmişmi
yönetimden bir istirhamım var ayet ve hadislere kendi kafalarından yorum yapanları uyarmanızı önemle rica ediyorum
ayrıca insanların itikatları ile ilgili sorunlar çıkabilir

Kimin kafasına göre yorum yapacağım?
Benim de yönetimden ricam başkalarının aklı yazan,kendi kafasını kukllanmayan kimseleri uyarmalıdır.Kimin aklıyla yazıyorlarsa biz onlarla tartışalım,aracılar ortada kalabalık etmesin.
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Kimin kafasına göre yorum yapacağım?
Benim de yönetimden ricam başkalarının aklı yazan,kendi kafasını kukllanmayan kimseleri uyarmalıdır.Kimin aklıyla yazıyorlarsa biz onlarla tartışalım,aracılar(kafasız) ortada kalabalık etmesin.

Evet buyur tartış bakalım Ömer Nasuhi Bimen,Elmalı-lı Hamdi Yazı hadi bakalım
bu alimlerin tefsirlerini yanlış buluyorsan ilmini söyle o zaman
kendi kafandan uydurabildiğine göre kendini sende müctahid sananlardansın
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Sevgili kardeşlerim bu siteye geldiğimden beri anlatmaya çalışıyorum fakat bazı kendini müctehit zannedenler bir türlü anlamak istemiyorlar

farz ve sünnet olan ayet ve hadisle sabit olan konularda herkesin kendi inandığı gibi veya mantığının aldığı gibi değil, Kur'an ve Sünnet'te nasıl emredilmişse, 4 mezhep imamlarımızın Ehlis sünnet alimlerimizin Kitap , hadis, icma ve kıyasla çıkardığı ictihatları nasılsa öyle inanmak zorundayız.

Eğer hal böyle herkesin kendi kafasındaki inanış şekli gibi olursa Yahudi ve Hristiyanlardan pek farkımız olmaz.

Ayrıca hacıdan,hocadan duyduğunuz dediğiniz kişiler büyük alimler ve bu işin ruhsatını almış büyük değerlerdir bu alimler yıllarca bu işin eğitimini almış Tefsir,Hadis,Fıkıh,Akaid,Arapça eğitimi almış, söyledikleri ve yazdıkları eserlerde Tefsirlerde Allah ve Resülü nasıl emretmişse o hükme göre konuşmuşlardır, orada bulamadıkları konuları icma ve kıyas yolu ile çıkarmışlardır. Fakat tesettür böyle değil açık ve net bir şekilde ayet ve hadislerle bellidir,bu ayete en uygun elbiseler hangileri ise tefsirlerde belirtilmiştir.


Ayrıca bir hüküm çıkarılırken Kitap,sünnet,icma ve kıyas yöntemi ile çıkarılır.
Sizin dediğiniz mantıkla yani beni nasıl inanırsam veya anlarsam öyledir şeklinde ayet ve hadislere yorum yapılmaz zaten buna hiç bir alim kendi kafasından hüküm çıkarmaya cüret edemez

Burada yazılan konu ile alakalı yazdıklarımız Allah ve Resülü nasıl emretmişse öyle yazılmıştır,zaten yukarıda da dediğim gibi alimler Kitap,sünnet,icma ve kıyasla bu hükmü çıkarmıştır.

Biz müminlerde Allah ve Resülü nasıl emretmişse öyle inanıyoruz , Ehli sünnet alimlerimizin verdiği fetvalar yine Allah ve Resülünün emirlerinden çıkarılmıştır

Biz bunlarla amel etmeliyiz. Eğer bir insan Kur'an'dan ve Hadisi şerfilerden hüküm çıakracak kadar ilme sahip değilse müctehit olan büyük alimlerin çıkardığı hükümlerle amel eder (yani müctehitler İmam-ı Azam veya İmam-ı Şafi gibi ve o ilme sahip olan büyük alimler). Mezheplerede zaten bu yüzden ihtiyaç vardır mezheplerin kendileri bir din olmayıp dinin şubeleridirler bazı fıkhi mesele ve ictiahatlarda görüş ayrılığı vardır yoksa itikat ve amel olarak hepsi Ehli Sünnet vel Cemaat mezhebidir hepsi aynı daireye girmektedir. Burayıda iyi anlamak lazımdır.

Zaten oruç tutarken, namaz kılarken, hacca giderken veya islamın bütün emir ve yasaklarında 4 mezhep imamlarımızın kitap,sünnet,icma ve kıyasla çıkardığı hükülerle amel etmiyormuyuz. Mesela hanefi mezhebinde bir yerimiz kanadığında niçin tekrar abdest alıyoruz, bu hükmü imam-ı azam çıkarmıştır. Veya Şafi mezhebinde kadın eli değdiğinde niçin abdesti tekrar alıyorlar çünkü imam-ı şafi bu hükmü çıkarmıştır, ama kendi kafasından değil niçin bu hükmü çıkardığını aşağıdaki hadisi şerife bakarak anlayabiliriz.

"Efendimiz s.a.v bir gün abdest alırken alnı kanıyor Aişe Annemiz (r.a.) alnındaki kanı siliyor Efendimiz s.a.v ise tekrar abdest alıyor ve tekrar niçin abdest aldığını söylemiyor" Bir kısım alimler alnı kanadığı için abdest aldığını bir kısım alimler ise kadın eli değdiği için tekrar abdest aldığını söylüyorlar her ikiside haktır doğrudur çünkü Efendimiz s.a.v buna yorum yapmamıştır bunda da bir hikmet vardır bunun sebebi ise alimlerin fıkhi meselelerde bizlere yol gösterici olması gerekiği içindir. İman itikat, ibadet gibi temellerde 4 mezhep aynıdır fakat yukarıdaki gibi bazı fıhki meselelerde sadece ihtilaf vardır fakat bu ihtilafta 4 mezhepte haktır en doğrusunu Allah bilir zaten mehşer günü 4 mezheb imamlarımıza mükafat verilecek yalnız en doğru olan iki kat verilecektir.yoksa her kafadan bir ses çıkar islam dinide Yahudi ve Hristiyanların dinini değiştirdiği gibi tahribata uğrayabilirdi.

işte sen veya ben bu hükümleri çıkaracak ilme sahip olmadığımız için bize susmak düşer biz çünkü ibadet ve fıkhi konularda müctehit imamlarımızın hükmü ile amel ediyoruz ve amel ettiğimiz konular ayet , hadis ,icma ve kıyasla çıkarılan hükümlerdir buda Allah ve Resülünün emirleridir.

Konu zaten ayet ve hadislerle sabit olduğundan büyük müctehit, müfessir,Ehli sünnet elimleride buradan bu hükmü çıkardığından dolayı konuya daha fazla kendi kafamızdan yorum yapmamız yanlıştır ve lüzümsuzdur.
 

abreg

Üye
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Hz. Fatıma annemiz yabacı erkeklerden o kadar çok sakınır ve tesettüre o kadar çok dikkat ederdi ki;
Mahşer günü bütün insanlara bir nidacı seslenecek ve herkes gözlerini kapatsın diye emredilecektir , çünkü oradan Efendimiz s.a.v'in kızı Fatıma annemiz (r.a.) geçecektir. Allah c.c. mahşer halkının bakışlarını ogün bile onun üzerinden çekecektir.

Hadis
:
Resulullah (sav) Fatıma (ra)`ya, bir köle getirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fatma`nın üzerinde (çok uzun olmayan) bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbisesiyle ayaklarını örtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resulullah (sav), örtünme hususunda maruz kaldığı sıkıntıyı görünce: "Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira, karşındakiler baban ve kölendir." buyurdu.
HadisNo
:
3437


O gün kölesi de gözlerini kapatacak mı acaba?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bakın Bakın ! diye çağrı yapılan tefsire baktım :
Elmalı'lı merhum'un tefsirindeki tefsiri :
CİLBAB : Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır. "Kadınların elbiselerinin
üstüne giydikleri her çeşit giysidir." " Tepeden tırnağa örten giysidir", "Kadınların tesettür ettikleri
her türlü elbise ve başka şeylerdir." "Çarşaf ve peçedir".
usame49'un cilbab tefsiri :
"Ensar kadınları siyah çarşaflara bürünmüşlerse demekk i bu ayetteki cilbabın tefsiri: siyah çarşaftır."

İşte bu iş bu kadar basit !
Okuyunuz,bilgileniniz ve kıyaslayınız .
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Hadis
:
Resulullah (sav) Fatıma (ra)`ya, bir köle getirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fatma`nın üzerinde (çok uzun olmayan) bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbisesiyle ayaklarını örtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resulullah (sav), örtünme hususunda maruz kaldığı sıkıntıyı görünce: "Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira, karşındakiler baban ve kölendir." buyurdu.
HadisNo
:
3437


O gün kölesi de gözlerini kapatacak mı acaba?

bir kadına babası,erkek kardeşi,kocası,dedesi,amcası,dayısı,kayınpederi,akıl baliğ olmayan çocuklar mahremdir bunların dışındakiler namahremdir

bir kadının mahremi olanlardan sakınmadığını iyi biliyorsun konuyu saptırma
yukarıda yazdığım namahrem olanlar içindir

ayrıca başkalarının fikirleri diyorsun sen alimlerimizi yani Elmalı-lı ve Ömer Nasuhi Bilmeni başkalarının kendi fikirleri olarak görüyordun yaa bunu neye dayanarak söylüyorsun
bakın bu yanlışa düşmeyin iki kitap okumayla kendinizi alim zannedip Hadis ve Mealden hüküm çıkarıyorsunuz cahillik etmeyin
varsa delil olarak Ehli Sünnet alimlerinin görüşlerini yazın yoksa susun
 

mustafaceylan

Asistan
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
396
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
40
Hadis
:
Resulullah (sav) Fatıma (ra)`ya, bir köle getirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fatma`nın üzerinde (çok uzun olmayan) bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbisesiyle ayaklarını örtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resulullah (sav), örtünme hususunda maruz kaldığı sıkıntıyı görünce: "Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira, karşındakiler baban ve kölendir." buyurdu.
HadisNo
:
3437


O gün kölesi de gözlerini kapatacak mı acaba?

benim bildiğim hz Fatıma nın kölesi yoktu
 
Üst