Paulo Coelho kitapları

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
1764-Veronika-Olmek-Istiyor.jpg



Veronika ölmek istiyor, Paulo Coelho'nun bir romanı. Genç ve güzel bir kız olan Veronika hayatın rutinliğinden sıkılır ve intihara teşebbüs eder. Teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanınca akıl hastanesine kaldırılır. Orada, kendisine hasta olduğu ve kısa bir süre ömrünün kaldığı söylenir. Sonrasında tahmin edileceği gibi pişman olur.

------
Ölümdür yaşamı anlamlı kılan...

Belki de ölümle hiç yüz yüze gelmediği için yaşamını sorgulamamış olan bizlere, bize sadece bir kere verilen bir şansı nasıl boş yere harcadığımızı gösteren bir roman.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Paylaşımınız için teşekkürler.

Beşinci dağ ve simyacı kitabını okumuştum yazarın
Simyacı kitabı hoşuma gitmişti
umeyme kardeş bu kitabını okumamıştım merak ettim şimdi okudunsa bizede göndersen okuyunca geri veririm .:)
 
K

Kaçak

Guest
Sanki bu sefer psikopat takılmış gibi ...
Simyacısını okumuştum hoştu ...
Hiç unutmuyorum askerdeydim ...
Can yayınlarını görünce aklıma geldide :)
Tamoro muydu yazarı ...
Yüreginin götürdügü yere git ...
Psikopata baglamıştım o şartlarda ..
O günden beri Roman okumuyorum ...
15 gün dünyayla irtibatım kesilmişti ...
Çoluk çoçuk telef olmasın geride ....
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Konuyu kaynatıyoruz gibi geliyor umeyme kardeş kızacak şimdi
ama böyle kitap tanıtımları biraz garip kalıyor kimse paylaşmak istemiyor düşüncesini.
Sen en iyisi yüreğinin götürdüğü yere git adlı kitap paylaşılmışmı ona bak,yoksa tanıtımını yap birazda orada devam ederiz.
Yinede söyleyeyim içimde kalmasın bende okumuştum o kitabı ama benim yürek ihtiyar olduğundan bir yere gitmesin diye pranga vurdum.
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Paylaşımınız için teşekkürler.

Beşinci dağ ve simyacı kitabını okumuştum yazarın
Simyacı kitabı hoşuma gitmişti
umeyme kardeş bu kitabını okumamıştım merak ettim şimdi okudunsa bizede göndersen okuyunca geri veririm .:)

Rica ederim :)

Evet,Simyacıyı bende okumuştum güzeldi..

Ancak bu kitabı henüz okumadım :) Hocam tavsiye etti banada,hayata bakış açım değişicekmiş okuyunca :) İşte o merakla biraz araştırdım ve özetini okudum kitabın.Ama kararlı değilim okuyup okumama konusunda.Ne de olsa içerğini biliyorum artık :))
Filmide çekilmiş 2005 yılında,izlemek isteyen olursa nette var.

Buarada bi kitabın lafımı olur sizin olsun :))

Kaçak;

:))
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Sene 90 lar kitabevinde çalıştığım dönemler her yeni gelen kitabı yazarı kimmiş içiriğinde ne var,anlattığı düşünce ne gibilerinden karıştırır fırsat buldukçada okurdum ki birilerine daha net tavsiyelerde bulunalım diye yani ticari amaçlı düşünmüyorduk.

Biz birilerine tavsiye ederken birileride bize tavsiye ederdi ve ben şahısları az çok tanığımdan tavsiyelere karşı soğuk bakardım yani bu şahsın okuduğu kitaplar okuyucusuna bir şey vermemiş o zaman bu kitabı okumaya gerek yok diye bir mantık kurardım.

Bir gün çok kişi tarafından tavsiye edilen bir kitabı okumaya karar verdim daha bir kaç sayfa okumuşken yüzümde tebessüm belirmeye başladı.
Nedeni okudukça yalnızlaşan ben,hep bu yoldan kimse geçmedi mi,geçti ise yollara neden işaret bırakmadı diye düşünür acıyı şekersiz içerdim.

Okuduğum kitap öyle alim filanda birinin değildi sadece ruhumda ki fırtınaya değiniyor bir yelken oluyordu.

İşte o gün karar verdim hiç bir kitap hayatımı değiştirecek diye okumamalıyım ve önyargılı olmamalıyım.

Kitaplar insanları değiştirmiyor sadece zaafları belirliyor güçlendirilmesi için gerekenler sunuluyor bu tüm kitaplar geçerli.
Düşüncelere kapalıysak,değişim bizde olmadıkça binlerce kitap okusanız bir şey değişmiyor.
Hiç bir kitabı okumaktan korkmayın kendinize güveniyorsanız sadece kitap bittiğinde bir avuç şeker için onca şeker pancarı yemeye değermiydi bunu anlarsınız(aslında bu örnek başkaydı ama kaba olduğu için yazmıyorum)

Sonuç: Okuyalım arkadaşlar ne bulursak okuyalım hayatımızı değiştirsin diye değil sadece kendimizin ne olduğunu bulmak adına.
Okurken Kur'an başucu kitabımız olsun ki bilgileri değerlendireceğimiz bir ölçümüz olsun.
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Ne kadar güzel açıklamışsınız Hocam,Allah razı olsun..

Kitap tavsiyesi konusunda çok fazla hayal kırıklığı yaşadığımdan olsa gerek artık daha temkinli yaklaşıyorum ,çok fazla beklenti içinde olunca sonuç bazen canımı sıkabiliyor.Onun için birine tavsiye ederken abartılmamasından yanayım :)

İşte o gün karar verdim hiç bir kitap hayatımı değiştirecek diye okumamalıyım ve önyargılı olmamalıyım.

Sanırım haklısınız..

Ama benimki önyargıdan ziyade "artık kitabı biliyorum okumasamda olur" düşüncesiydi :)


Düşüncelere kapalıysak,değişim bizde olmadıkça binlerce kitap okusanız bir şey değişmiyor.
Hiç bir kitabı okumaktan korkmayın kendinize güveniyorsanız sadece kitap bittiğinde bir avuç şeker için onca şeker pancarı yemeye değermiydi bunu anlarsınız


Korkmuyorum ama "bu muydu yani" demekde istemiyorum :)

-Bu kitabı karşıma çıktığı ilk yerde alıcam inşaAllah-

Yorumunuz için çok teşekkür ederim.

 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Gittiğim biçok kitapçıda bu kitap yoktu,nihayet bugün buldum ve aldım :)

Önümüzdeki 3 ay içinde okumak nasip olur inşaAllah :)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Okuyunca paylaşırsınız artık bizimle ama 3 ay çok bir gecede okumazsan bayatlar.
Merak ettim veronika neden ölmek istiyormuş
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Bitirmem gereken 3 kitap daha vardı o yüzden sırasının gelmesini beklicektim :)))

Biri mesnevi ama o kolay kolay bitmeyecek gibi çünkü zaman ayıramıyorum.

Peki ama sizin için önceliği bu kitaba vericem :)

(Gerçi ben biraz biliyorum veronika neden ölmek istiyor die : )
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Merak ettim veronika neden ölmek istiyormuş

Veronika Neden Ölmek İstiyor ?


kendisine çok basit iki neden belirlemiş

1.Yaşadığı rutin hayattan sıkıldığı ve geleceğinde yaşamanın ona hiçbirşey kazandırmayı aksine acılar yaşatacağı düşüncesi (gençliğinin sona ermesi,hastalıklar ve sevdiklerini birbir kaybedecek olması)

2.O'na göre dünyada olup biten herşey yanlış ve O bunların hiçbirini düzeltecek güçte değil (kısacası aciz olduğu duygusu)
Bana kalırsa intihar etmek için hiçde geçerli nedenleri yokmuş:))
Veronika öldüğü zaman özgürlüğüne kavuşacağını düşünüyor..
Çünkü yaşamı boyunca hiç "kendisi" olmamış.

İntihar etme yönteminde bile yine başkalarını düşünmüş :))
Ve yüksek dozda uyku hapı alarak yaşamına son vermeyi uygun görmüş :) Ancak başarılı olamıyor,gözlerini açtığında kendisini bir deli hastanesinde buluyor ,orada kendisine sadece birkaç günlük ömrü kaldığı söyleniyor..Aldığı ilaçlar neticesinde kalbinde geri dönüşümsüz bir hasar meydana geliyor.Deli hastanesinde geçirdiği günlerde içinde yeniden yaşama sevinci oluşuyor..Veronika pişman olmuştur ama artık neye yarar :)
Geri kalan ömrünün her anını hissederek yaşamak istiyor,hastanedeki aşık olduğu şizofren gençle ölüceğini sandığı gün kaçıyor,içlerinden gelen herşeyi yapıyorlar kim ne der diye düşünmeden..

Ama Veronika ölmüyor :)
Hatta ölmeyeceğini hastaneden kaçtığı için kendiside bilmiyor :)
Ve yaşadığı hergünü bir mucize bilip yaşamına devam etsin diye bu gerçeği ona açıklama gereği duymuyor hastane müdürü.

"Ölüm bilinci bizi daha yoğun yaşamaya yöneltir" kitaptan bir cümleyle özetime son vermek istedim :)
---
Romanda farklı karakterlerde vardı ama değinmedim çünkü çok uzardı :)
Kitabı tavsiye etmiyorum ama isteyen okuyabilir :)
İslam dinine mensup olduğumuz için ihtiyacımız yok :)
He buarada okumak isterseniz kitap sizin ;))
-Dediğiniz gibi 1 gün içinde bitiyormuş daha doğrusu bikaç saat -
Muhabbetle..
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
aklıma şabanı getirdi :D onada hasta olduğu söyleniyordu oda kendisini öldürmek için kiralık katil tutuyordu :D umeyme şabanı hep hatırlatıyon bana :D
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Hiç şaşırmadım kawa ,ancak bu kadar alakasız bişey senin aklına gelirdi zaten

Gece gece laf yetiştiremiyciimm sana :)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
28264_2.jpg


Simyacı, Brezilya'lı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir 'fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. 'Simyacı', altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir 'klasik' kimliği kazanan 'Simyacı'yı Saint-Exupery'nin 'Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın 'Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly) . Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir 'nasihatname': 'Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın? ' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. 'Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor. (Arka Kapak)
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
'Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

2. okuyuşumda anladığım bi kitaptı :)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
9755108297.jpg


İlyas Peygamber'in romanlaştırılmış öyküsü. İ.Ö. 870 yılında İsrail'den ve bu ülkenin korkunç kraliçesi Yezavel'den kaçıp Fenike'ye sığınan İlyas, orada, Tanrının İsrail'e yeniden dönmesine izin vereceği günü beklerken, ona kucak açan, evinde ağırlayan dul kadına ve oğluna büyük bir sevgiyle bağlanır. Ne var ki, Asurluların saldırısıyla yerle bir olan Akbar kentinde, sevdiği ve hiçbir zaman açıklamadığı bu güzel kadın yıkıntılar altında kalarak can verir. İlyas, sevgisinin gücüyle, ona verdiği sözü yerine getirmek için, Akbarlılara önderlik edip kentin yeniden kurulmasını sağlar. Tanrının çağrısı üzerine, sevdiği kadının, sonradan kenti yönetecek olan oğlunu orada bırakarak İsrail'e geri döner. Beşinci Dağın doruğunda, başımıza gelen felaketlerin birer ceza değil, aşmamız gereken bir meydan okuma olduğunun bilincine varır. Paulo Coelho'ya göre, yaşamımızda karşılaştığımız engellerin, acıların, hüzünlerin hepsi, erince ve mutluluğa açılan birer kapı. Bu erince ve mutluluğa ulaşmanın giziyse, 'hiçbir zaman vazgeçmemek'. Yazdığı kitaplarla bugüne kadar dünyada yirmi milyondan fazla okurla buluşan Paulo Coelho, sıcak ve usta anlatımıyla bir kez daha büyülüyor okurlarını.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Mart 2011

“Hilal’e isminin anlamını sordu; Türkçede ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi demektir. Ülkemin bayrağında da vardır hilal...”

Elif’in başkahramanı dünyaca meşhur yazar Paulo Coelho, bir süredir bilgelik yolunda gelişmesinin durduğunu hissetmektedir. Belki de yapması gereken tek şey, esrarengiz ustası J.nin tavsiyesine uyup, “Gönlünün onu çektiği yere,” gitmektir...

Rastlantılar Coelho’yu Rusya’ya savurur. 9288 kilometrelik yolu, bu uçsuz bucaksız ülkeyi, baştan sona trenle kat etmeye karar verir. Daha ilk durağından itibaren manevi bir arayışa dönüşen bu yolculukta ona üç kişi eşlik eder: Bir Tao ustası, Rus yayıncısı ve en ilginci, yetenekli bir keman virtüözü olan, sıra dışı genç bir Türk kadını; Hilal...

Coelho, son romanı Elif’le, bir kez daha hayatı güzelleştiren hazineleri ve mucizeleri kutluyor. Zamanın, mekânın, yaşadığımız başka hayatların dışında bir yerde, katıksız “aşk”ın peşinde, ruhun upuzun yolunu kat ediyor.

Ama bu kez, bizlere çok tanıdık gelen duraklardan geçerek...



“Coelho’nun kitapları, milyonların hayatına büyü katıyor.”
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Ünlü yazar Paulo Coelho İstanbul'a geldi
http://www.haber7.com/uye-islem.php?cmd=favmanage&action=add&id=725570
Son romanı Elif’le edebiyat dünyasının gündemine yerleşen Paulo Coelho, Saint Joseph Yortusu için ailesi ve arkadaşlarıyla İstanbul’a geldi. Coelho Türkiye’ye dair çapıcı açıklamalarda bulundu.



19 Mart Cumartesi günü Pera Palace’ta Türk basınıyla buluşan Coelho, yazarlık serüveni ve Türkiye’ye dair çapıcı açıklamalarda bulundu.



Coelho, eşi ve dostlarıyla İstanbul’a geldi
Her sene farklı bir ülkede ve yemekli davetle kutladığı Saint Joseph Yortusu için bu yıl İstanbul’u seçen ünlü yazar Paulo Coelho, 19 Mart Cumartesi günü düzenlenen toplantıda Türk basınıyla buluştu. Brezilyalı yazar, Türkiye'ye üçüncü kez geldiğini ve her seferinde özel anlar yaşadığını belirtti.



Elif yedi günde yazıldı!
Coelho, son kitabı Elif’le ilgili, bir süredir bilgelik yolunda gelişiminin durduğunu hissettiğini belirterek, ustasının tavsiyesine uyup gönlünün onu çektiği yere gittiğini söyledi.
Rastlantıların kendisini Sibirya'ya götürdüğünü ve Rusya'da yaşayan bir Türk kızı olan Hilal ile karşılaştığını anlatan Coelho, aralarında çok yoğun bir ilişki başladığını ve tren yolculuklarında zamana ve mekana temas ettiklerini anlattı.
Coelho, yaşadığı bu deneyimi Rio de Janeiro'ya döndüğünde kaleme almaya karar verdiğini belirterek, kitabı 5-7 gün içerisinde yazdığını kaydetti.
Kitabın anadilinden sonra ilk kez Türkçeye çevrildiğini ve basıldıktan bir hafta sonra Türkiye'de kitap satışlarında ilk sıraya yerleştiğini ifade eden Coelho, okuyuculara teşekkür etti. Yazar, kitabın yıl sonuna kadar birçok ülkede basılacağını bildirdi.


‘Geceyarısı Ekspresi’ne dair…
Genç yaşlarda "Geceyarısı Ekspresi" filmini izlediğini ve çok etkilendiğini anlatan Coelho, "Nasıl da insanın zihnini çelen bir film... Bu filmde Türkiye nasıl betimleniyordu, tanrım! O kadar güçlü bir film ki bu, aslında bir tablo yarattı Türkiye'ye ve Türkiye halkına yönelik olarak. Benim ülkeme karşı da ön yargılar var. Brezilya müthiş bir ülke, Türkiye'nin olduğu gibi" şeklinde konuştu.


"Uzun yıllar önce aklımı kaybettim"
Coelho, neden yazma ihtiyacı hissettiğine ilişkin de şunları kaydetti:
"Uzun yıllar önce aklımı kaybettim diyebilirim, çıldırdım ve çok fazla meditasyon yaptım. Yazıyorum, çünkü bu benim bireysel efsanem. Çıldırma noktasına gelebilmek için yapmanız gereken ilk şey kendinizi kaybetmek. Yazıyorum, çünkü bu benim paylaşma yöntemim. Eğer paylaşmazsanız insan değilsiniz."
Coelho, yazar Orhan Pamuk'un da pek çok şeye meydan okuyan biri olduğunu ifade ederek, "Sanıyorum Pamuk sadece kendini kaybetmemek için değil, aynı zamanda parçaları bir araya getirmek için de yazıyor" dedi.
İfade edecek bir şeyleri olanlara yazmayı tavsiye eden Coelho, "Yazarların yaşadığı tıkanma, çok fazla biçime odaklanmalarından ve özü, temeli unutmalarından kaynaklanıyor bence. Bir öykü anlatılması gerekiyorsa anlatılmalı" diye konuştu. "İnsanların yaşamdaki sahip olduğu tek güç, kararlarının sahip olduğu güçtür" diyen Coelho, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dışarıda kalan her şey Tanrı'ya aittir. Tanrı size 'seç' diyor. Sağı ya da solu, önü ya da arkayı ama insanlarda tek bir güç var, o da seçme gücüdür. Seçimde bulunmaktan kaçınabilirsiniz, annem, patronum, eşim benim için seçsin diyebilirsiniz. Tek bir karar almadan hayatınızı geçirebilirsiniz. Ancak bu çok zor. Ben birkaç kez akıl hastanesinde tedavi gördüm ve bir kez hapishaneye girdim. O kadar mutluyum ki bu bedeli ödediğim için. Çünkü bunlar sayesinde şu an buradayım."
Coelho, inanç kavramının toplumda, ulaşıldığında kaybedilecekmiş gibi yansıtılmaya çalışıldığını savunarak, "İnanç günlük bir savaştır, kavgadır, seçmek ve tercih etmek de bunun parçasıdır" dedi.
Kitaplarının ilgi görme nedeni sorulan Coelho, bunun yazara değil okuyucuya sorulması gerektiğini belirterek, "Bunun gizemi nedir gerçekten bilmiyorum. Yazarın sadece paylaşacak bir öyküsü vardır" diye konuştu.
Haber7
 
Üst