Paşanın karısına hizmet vatan görevi midir?

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Paşanın karısına hizmet vatan görevi midir?

10 yıl önce gittiğim kuaförde genç bir çırak vardı. İlk başta kalfalara saç tararken fön makinesi tutan o çırak sonradan çok becerikli bir kuaföre dönüştü.
Ne zaman kapıdan içeri girsem yapışırdı yakama:
"Abla ben tarayayım mı saçını?" diye.
Kırmazdım ben de. Çünkü yaptığı işi çok seviyordu. Saç tararken bıdır bıdır konuşurdu. Müşterisi "Çok güzel oldu. Ellerine sağlık" dediğinde en şirin halini takınır, "Malzeme güzel abla!" deyip bir şekilde karşısındaki kadının gönlünü kazanmayı bilirdi.
İşte o genç kuaför askere gidene kadar çalıştı o dükkânda.
Giderken de çok mutluydu.
"Yırttım" diyordu.
"Ustam bonservis verdi sağ olsun. Ankara'da 3 ay acemilik. Bir aksilik olmaz da kendimi orduevindeki kuaföre atarsam valla paşalar gibi askerlik yaparım!" heyecanıyla yanıp tutuşuyordu.
Ustası tembihlemişti; "Dönüşte başka bir yere gitmek yok! Unutma bu dükkân senin!" diye...
Öyle yaptı o da.
Asker dönüşü biraz dinlendikten sonra aynı mekânda iş başı yaptı. Ama çok sürmedi. 20 gün sonra patronu kapının önüne koydu. Çünkü o naif, kibar oğlan gitmiş yerine son derece agresif ve kaba saba bir oğlan gelmişti.
Evvelden müşteri içeri girer girmez, "Hoş geldin abla!" deyip ayaklanan ve hemen ardından mutfaktaki kıza, "Sade bir kahve hazırlayın ablama. Şöyle bol köpüklü olandan!" şeklinde misafirperverlik gösteren o çocuk artık dükkâna kim girerse girsin umursamaz olmuştu.
Suratı hep asıktı. Ve çok sevimsizdi.
"Bugün saçınızı nasıl taramamı istersiniz?" falan diye sormaya gerek bile duymaz olmuştu.
Çekmeceden fırçayı alıp müşteriye bildiğini okumak, yaptığı iş beğenilmeyince, "Beğenmezsen beğenme! Ancak bu kadar yapabiliyorum!" demek de alışkanlığı!..
İşten çıkarıldıktan sonra öğrendim.
Ustası, "Asker karıları kafayı yedirtmiş çocuğa" dedi. Sonra uzun uzun, gencin babasının anlattıklarını aktardı.
Bir keresinde bir binbaşının eşinin saçını boyamış mesela. Kadın saçın rengini beğenmemiş.
Önce genç askeri herkesin içinde rezil etmiş sonra da kocasına şikâyet!
Anlayacağınız yan gelip yatarak askerlik yapacağını zanneden bizim genç kuaförün kimyasını bozmuş bazı asker eşlerinin kaprisi ve şımarıklığı.
Aslında babasına, "Başıma gelenler soğuttu beni bu meslekten! Bir daha bu işi yapmayacağım" demiş demesine ama peki ama ne yapacak?
25'ine dayamış genç bir adam o saatten sonra hangi işin ucundan tutacak?
Şimdi bazılarınız, "Niye anlatıyorsun bize bu hikâyeyi?" diyebilir.
Şundan efendim...
Geçen pazar Beyaz TV'de 3 kadın meslektaşımla birlikte yaptığım programda askerlik konusunu masaya yatırdık.
Konuk moderatörümüz işadamı Ali Ağaoğlu idi. Bendeniz, "TSK bir an evvel profesyonel askerliğe geçmeli" tartışmasının bir noktasında dedim ki;
"Biz evlatlarımızı zorunlu vatan görevi diye askere gönderiyoruz ama bazıları subay eşlerinin hizmetçiliğini yapıyor. Saçlarını boyuyor. Evlerini temizliyor. Orduevlerinde düzenlenen kadınlar matinesinde kâh müzik yapıp eğlendiriyor, kâh mutfakta yemek yapıp masaya servis ediyor! Aralarında bebeklerinin altını değiştirtenler, 'gel çocuğuma biraz eşek ol üzerine binsin'
diyenler bile varmış! Ben bunu bir anne olarak reddediyorum ve Genelkurmay'dan bu uygulamaya bir an evvel son vermesini istiyorum. Kusura bakmasınlar ama subay eşleri bu keyfi hizmetleri illa ki almak istiyorlarsa, bir zahmet bunu kendi bütçelerinden karşılasınlar!"
Kıyamet koptu!
Önce stüdyodaki kameraman çocuklar yanıma geldi tebrik için... Meğer birçoğunun bizim kuaförün yaşadıklarına benzer hikâyeleri varmış.
Sonra posta kutuma ve facebook sayfama özel mesajlar aktı.
Birisini anlatayım isim vermeden mesela; "Askerliğimi Fenerbahçe Orduevi'nde emekli bir orgeneralin yanında yaptım. Bir keresinde eşi hanımefendi alışverişe yollamıştı. Ama yanlış marka deterjan aldım diye poşetleri kafama indirmişti! Biliyor musunuz asker dönüşü annemden ne rica ettim? 'Anne sakın beni bir daha alışverişe yollama!'
"
Doğrusunu isterseniz ben şahsen o çocuğun anasının yerinde olmak istemezdim.
Olsaydım herhalde o an, hiç düşünmeden Fenerbahçe Orduevi'nin önüne dikilirdim.
Ve o meşhur emekli generalin eşinin yolunu gözler, yakalayınca da, "Yahu çocuğumun tırnağına zarar gelecek diye ödüm patlıyor. Sen kimsin ki kalkıp kafasına poşet indiriyorsun!" diye hesap sorardım! Vallahi billahi yapardım!
Hatta bütün anaların yüreğine bir çağrıda bulunur o kapının önünde, "Biz bu çocukları paşa karılarının hizmetçi olsun diye doğurmadık!" diye bas bas bağırır, memleket çapında ses getirecek eylemi koyardım!



SEVİLAY YÜKSELİR


ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bu kadının yazdıklarını çoğu kez kulaktan duyma asparagas olarak değerlendirsem de bu konu doğru bir konu olmuş.... Yıllardır Peygamber Ocağı diye oraya gururla yollanan evlatlarımıza yapılanlar onların burnundan bir şekilde gelecek elbet....
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Biz de zaten isme güvenden değil,haberin doğruluğuna olan güvenimizden dolayı buraya aktardık abla....



ALLAHA EMANET OLUN
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
yaziklar olsun vatanin koruyucularina kölelik yaptiranlara...
 

HENGAMe

Yeni
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
1,386
Tepkime puanı
268
Puanları
0
Yaş
41
BEN GÖZLERİMLE ŞAHİTOLDUM..
EV TAŞIMA İŞİNİ ASKERLERE YAPTIRIYORLARDI..
BU YİNE HANİ RİCA MİNNET EDİLİR YAPTIRILIR,
VALLAHİ GÖRDÜM:)
ASKERİ ARABANIN BİRİ, SUBAY KOMUTAN ARTIK NEVARSA ELELRİNDE ONLARIN KARILARINA GÜN ŞÖFÖRLÜĞÜNE TAHSİS EDİLMİŞ..
KARILARINI GEZMELERE GÖTÜRÜP GETİRİYOR..
HİKAYE ÇOK..İNGİLİZCE BİLEN ASKERİN SUBAY ÇOCUĞUNUN DERSİNE YARDIMMI ARARSIN..
EFENİME SÖLİM,ORGENERAL VSVS OLAN İNSANLARIN .ÇOCUKLARINI OKULDAN ALIP OKULA BIRAKMAKMI DERSİNİZ..
ASKERİ LOJMANLARDA KIRSAL BÖLGELER İÇİN GEÇERLİ ADUN KIRMA KÖMÜR ÇEKME ....
İNSAN BİRKERE KİŞİLİKSİZ OLMAYA GÖRSÜN...
BU SEVİLAY AZ BİLE YAPIYOR GENERAL KARISINI BEKLEYİP LAF SAYACAKMIŞ..
LAFTAN ANLASALAR O TERBİYESİZLİĞİ YAPMAZLAR.
BEN DİREK DALARDIM :)
saç baş hakgetire
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
Hayır, vatani görev değildir. Paşalarımız özel hizmetci kullanacaklarsa maaşlarından kendilerine özel hizmetçi tutmalılar.
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Paşanın hanımına hizmet vatan borcu mudur? (2) (*)

Aslında sevmiyorum.
Daha önce yazdığım bir meseleyi yeniden gündeme getirmeyi istemiyorum.
Ama bazı zamanlar buna mecbur kalıyorum.
Çünkü siz öyle istiyorsunuz.
"Bir defada yazıp bırakma!" deyip mail bombardımanına tutuyorsunuz beni.
İşte geçen çarşamba, "Paşanın karısına hizmet vatan görevi midir?" başlığı ile kaleme aldığım yazıdan sonra da öyle oldu.
Yani kâh gazetedeki, kâh facebook sayfamdaki posta kutuma gönderdiğiniz mesajlarda, "Bu konuyu lütfen devam ettir!" diye hep bir ağızdan çağrı yapınca benim de bu çağrınıza cevap vermem elzem oldu!
Çünkü ben sizin söyleyip de söyleyemediklerinizi, duyurmak isteyip de duyuramadıklarınızı, haykırmak isteyip de haykıramadıklarınızı yazmak için varım zaten bu köşede!

160 bin hizmetçi asker!

Neyse efendim. Gelelim konumuzun özüne. Yani zurnanın "zırt" dediği o ana!
Yani, "Vatan borcudur! Zorunludur!" diye askere gönderdiğimiz evlatlarımızın bazı rütbelilerce hizmetçi olarak kullanılma uygulamasına!
Bir okurum demiş ki, "Yazın tek kelime ile şahane Sevilay Hanım! Lütfen bir dahaki sefere asker hanımı, çoluğu çocuğu tarafından hizmetçi olarak kullanılabilen erlerin sayılarını da ver!"
Valla Genelkurmay Başkanlığı'nı arayıp, "Efendim acaba kaç bin Mehmetçiği, pardon hizmetçiyi vatan görevi-borcu adı altında bünyenizde bulunduruyorsunuz?" diye sormayı çok isterdim.
Ama soramadım.
Çünkü bir önceki yazımdan dolayı bana nasıl bir yaklaşım sergileyeceklerini bilemedim. O nedenle internette bakındım biraz.
Mesela zorunlu askerlikle ilgili çıkan bir haberde yazıldığına göre Türkiye'de toplam 800 bin asker varmış. Ancak bunların yüzde 20'si geri hizmette görev yapıyormuş. Yani 160 bin civarında Mehmetçik orduevlerinde, askeri lojmanlarda falan geriden geriye vatana olan borcunu ödüyormuş.
Şimdi bu rakam büyük gelebilir size. Ama gelmesin!
Çünkü o 160 bin kişinin hizmet edeceği paşa hanımlarını, çocuklarını ve onların uzantılarını (Paşanın babası-anası ve kaynanalar, kaynatalar!) falan sayarsanız bu rakam eksik bile kalabilir.
Ben bilmiyordum mesela. Boğaziçi mezunu bir okurum yazmış sağ olsun. Bazı rütbeliler çocuğuna özel ders verdirtiyormuş, vatan görevini ödemekte olan öğretmen Mehmetçiğe. Mesela Ağrı'da bir albay varmış evvelden. Oğlunu okula göndermez, elinin altındaki öğretmenleri eve getirtip özel derslerle işini yürütürmüş. Bilabedel tabii. Yani beş kuruş ödemeden. Olacak iş mi Allah aşkınıza? Ayıp değil mi bu yapılan? Ohh ne güzel! Paşa babasının oğlu poposunu kaldırmadan, zehir gibi adamlardan tek kuruş ödemeden İngilizce, Matematik, Fizik öğrenecek, vatandaş Kazım ağzı açık bunu seyredecek! Yahu biz oğlanı Bahçeşehir'deki Murat Hoca'ya yolluyoruz haftada 2 gün. 4 kişi beraber ders alıyorlar. Valla ödediğimiz paranın haddi hesabı yok!

Binbaşı eşinin mesajı

Sinirlendim...
Gelen mesajlarda yazılan anıları falan okudukça kan beynime sıçradı! Mesela birisi (Tabii korkmasın hiçbiri! Hepsinin adı bende saklı) ziraat mühendisiymiş. Görevi serada domates, maydanoz, kıvırcık, salatalık yani bilumum sebzeler yetiştirip bölük komutanını ve ailesini hormondan uzak tutmakmış. "Tek tek toplardım ellerimle Sevilay Hanım. Bir de yıkardım. Özel sepetine koyup eve gönderirdim her akşam. Bir keresinde maydanozun içinden solucan çıktı diye öyle bir azar işittim, öyle bir aşağılandım ki anlatamam!" diyor.
Ee yuh yani!
O askeri, o bölük komutanının babası mı okuttu onca yıl üniversitede, "Oğluna taze hıyarlar yedirsin" diye...
Nasıl bir anlayıştır bu arkadaşlar?
Dünyanın hangi ülkesinde asker beleşten bu şekilde kullanılabilir ki!
Hem biz niye susmuşuz ya bugüne kadar?
Birisi de, "Amacın TSK'yı yıpratmak!" diyor attığı mesajda.
Hiçbirine cevap yazamadım. Sadece ona, "Hadi oradan zevzek!" dedim. Sonra da yine adını saklı tutarak bir binbaşının eşinin mesajını ilettim ona.
Ne diyor biliyor musunuz o aslan parçası binbaşı eşi gönderdiği email'inde?
Buyurun okuyun!
"Yazınızı 'ohhh be nihayet birisi bunu söyledi' diyerek keyifle okudum. Ben bu düşünceleri dile getiremiyorum çünkü 18 yıllık asker eşiyim. Aynı zamanda psikologum. Eşim kıdemli binbaşı. Türkiye'nin birçok yerinde zor şartlarda çalıştık. Bahsettiğiniz binbaşı, paşa eşlerinden hatta astsubay eşlerinden o kadar çok var ki! Kişiliği oluşmamış, eşinin rütbesini karşıdaki gariban askerlere hava atarak kullanan, ama sivil hayatta bocalayan... Siz yerden göğe kadar haklısınız bu yazdıklarınızda ama emin olun eşim ve ben askerlere ev işlerini yaptırmayan kişileriz. Lütfen bizim gibi olanları da tenzih ediniz."

(*) Bu arada gelen mesajların içinde, TSK mensubu eşi olduğunu belirten birkaç okurum daha var. İlginç ama yazımın içeriğine takılmamışlar da, nedense 'Paşanın karısı' lafını çok kaba bulmuşlar. İşte onlar bir daha bozulmasın diye efendim, bundan böyle kendileri ile ilgili 'Paşa hanımı' ya da 'Paşa eşi' betimlemesini kullanacağımı belirtmek isterim!



SEVİLAY YÜKSELİR


ALLAHA EMANET OLUN
 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
Aslına bakarsanız PAŞA Kelimesi osmanlıdan Türkçeye MİRAS Kalmıştır...Çoğu Mirası red etmişiz Paşa yada GENERAL Demişiz Ama Nedendir Bilinmez GENERALLİK KÜÇÜK DE PAŞALIK Büyük Bişi gibi PAŞA Kelimesinin kullanılmasını sever bizim GENERALLER... Aslında Kanunlara göre Ağa, Paşa Yasaktır :) ....

Ama bence bu yazılanlarda pek çok şey abartılmış....

Bende askerliğimi MESLEK KURRASI ÇEKEREK Ordu evi Subayı olarak Yapmıştım... Hem Bizim bölgede 3 subay Biriç Biliyordu bana da öğretmişlerdi her gece gece yarısına kadar biriç oynuyorduk ama yanlış kart çıkınca veya oyunu yanlış okuyunca çok pis laf sokuyorlardı...

2 tane aşcım , bir kebap ustam , bir tatlı ustam , 3 garsonum , 1 Barmenim , Bir General Postası olan erim , 2 kuaförüm , bir ayakkabı boyacım bir resepsiyonistim , bir oda temizleyen erim, bir çamaşırcı erim, bir çaycı erim.... Kocaman bir aile idik.... Kimlere ne sofralar hazırladık... Bak şimdi aklıma geldi ne güzel günlerdi ya.... Hayatımda hiç 5 vakit namazı o kadar rahat kıldığım Ramazan orucunu rahat tuttuğum bir dönem olmamıştır....
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Sen subay olarak yapmışın askerliğini AMCA bey....:)
Biz erler için aktarıyoruz bunları...
Bir anı da benden olsun bari......

Sene 95'li yıllar...
Babamın evine o sene kiracı olarak burada görev yapan bir astsubay yerleşti.Evin taşınmasında görevli(!)askerler candan yapıyorlardır diye çok dikkatini çekmedi babamların ama babam bir gün işinden eve dönerken bir bakıyor ki evin bahçesinde ,etrafında 5-6 asker koşuşturmada..
Ya hu çocuklar neler oluyor diye sorunca içlerinden biri ''Amca ..... Astsubayımın emri var,evin etrafı temizlenecek,bir çöp dahi yerde olmayacak''..
Babam her ne kadar çocuklar gidin ben temizletirim burayı sizin işiniz değil bu diye ısrar etse de askerler Amca yapma ne olur bizi astsubayımla karşı karşıya getirme verdiği görevi(!)bitirelim bırak bizi deyip canla başla verilen görevi(!)hakkıyla yerine getirdiler...
Babamın yapabildiği ise sadece askerlerin cebine ufak bir harçlık sıkıştırabilmek oldu...
Ve tabi dahasını da gördük o astsubayın orada oturduğu dönemde....

Ha bu arada o sert olan astsubayım da eşinin sözünden pek çıkamazdı ne hikmetse:O


ALLAHA EMANET OLUN
 
Üst