Paris Saldırısı Kimin İşine Geldi ?

Paris Saldırısı Kimin İşine Geldi


  • Kullanılan toplam oy
    3

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Başta İsrail olmak üzere, Ortadoğu'ya şekil vermek isteyen güçler bir oyun sergiliyor.

ÖNCE PEŞPEŞE FİLİSTİN'İ TANIMA HABERLERİ GELDİ. Bu bir oyunmuydu acaba?

Ülkemizde paralelciler gündemden düştü. İsrail sevdikleri ülke nede olsa, imdatlarına yetişti.

Her seçim öncesi Ortadoğu'da bir yer işgal edilir ve Türkiye sıkıştırılmaya çalışılır.

İnşallah amaçlarına ulaşmasınlar.
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Türkiye AB İlişkilerinde Gerginlik Artıyor

Türkiye-AB ilişkilerindeki çıkmaz
AB'nin Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde yönlendirici bir aktör olma vasfını çoktan yitirmeye başladığını söyleyen Dr. Dilek Yiğit'e göre müzakereleri dondurma kozu da pek anlamlı değil.

İLGİLİ HABERLER
























AB-Türkiye İlişkileri Türkiye'de AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 10 düştü
Türkiye'de Avrupa Birliği (AB) üyeliğine verilen desteğin son yılların en düşük düzeyine indiği belirlendi. Eurobarometre araştırmasına göre, Türkiye'de AB üyeliğini destekleyenlerin oranı, yüzde 28'e kadar indi. 6 ay önce AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 38'di.
18 Aralık 2014, 19:21



Erdoğan: AB’nin kapıkulu değiliz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hızlı tren açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Pensilvanya, onların yerinde olmak isterdim diyor. Senin elini, kolunu bağlayan yok ki gel onların yanına" ifadeleriyle Fethullah Gülen'e yüklendi. Erdoğan, 14 Aralık operasyonuna yönelik eleştirilerini sürdüren AB'ye de tekrar tepki göstererek, "Biz AB’nin kapıkulu değiliz. Almayacaklarsa almazlar" dedi.
17 Aralık 2014, 16:29



2015, Türkiye-AB ilişkileri için kilit
İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Can Baydarol ve Bilgi Üniversitesi’nden Emre Gönen, Avrupalı önemli siyasetçilerin ardı ardına Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretleri, Ceyda Karan’la Eksen'de yorumladı.
17 Aralık 2014, 13:27



Freedom House'dan AB'ye: Türkiye'nin katılım sürecini dondurun
ABD'nin etkili düşünce kuruluşlarından Freedom House'un Avrasya Uzmanı Nate Schenkkan, Avrupa'ya Türkiye'nin katılım sürecini dondurma çağrısı yaptı.
17 Aralık 2014, 11:34



AB'den Türkiye'ye müzakere süreci uyarısı
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, Türkiye'ye "AB Konseyi katılım müzakerelerinin ilerlemesinin hukukun üstünlüğüne ve temel haklara saygıya bağlı olduğunu hatırlatır" uyarısında bulundu.
17 Aralık 2014, 08:59



Çavuşoğlu'ndan AB'ye tepki: Ağır eleştirileri kabul etmeyiz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 14 Aralık operasyonu hakkında AB'nin açıklamalarıyla ilgili, "Yargı süreci başladıktan sonra hükümete yönelik ağır eleştiriyi kabul edemeyiz" dedi.
16 Aralık 2014, 13:26



Guardian: Türkiye artık Batı müttefiki olarak görülebilir mi?
İngiliz Guardian gazetesinde yer alan Simon Tisdall imzalı analizde, Türkiye'nin izlediği iç ve dış politikaların Batı ilkeleri ve çıkarlarından uzaklaştığı savunuldu: "Erdoğan'ın son darbesi, AB ve ABD için daha büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak görülebilir mi?".
16 Aralık 2014, 11:37



Mogherini: Erdoğan'ın tepkisine çok şaşırdım
Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB konusundaki son açıklamalarına çok şaşırdığını söyledi.
15 Aralık 2014, 21:38



Erdoğan: 'AB bizi alır mı, almaz mı' derdimiz yok
14 Aralık operasyonunun ardından ilk kez değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Olay, bir basın özgürlüğü meselesi değildir. Bu sürecin bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler" dedi. Erdoğan, operasyona ilişkin Avrupa Birliği'nden gelen eleştirilere de "Acaba AB ne der, bizi alır mı almaz mı, derdimiz yok. Siz aklınızı kendinize saklayın" sözleriyle tepki gösterdi.
15 Aralık 2014, 15:26




Paris olayları son zamanlarda Türkiye ile AB gerginliğe uygun gelişmelerdir.

BOP projesine uygundur.
Rusya ile (Ukrayna dolayısıyla) yakınlaşmasına katkısı olur.
Türkiye AB karşıtlığı ABD nin her zaman işine gelir.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Kâfirler hiç de boş durmuyor.Bizim gençlik oyun, eğlence peşinde giderken eli gâvuru şeytani oyunlar peşinde...

La biraz aklınızı ve zekanızı kullansanıza bre gafiller!.Emperyalist bir ülke olan Fransa gavurunun ne kadarda dostu varmış meğer bu ülkede...

3 gündür nerdeyse yas tutacaklarDevamı haber yaptılar bunu...Medya ve basınımızın siyonistlerin bir silahı olduğu defalarca söylemiştim.İşte gerçek yüzleri ortaya çıktı.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Sen misin Filistin’i devlet olarak tanıyan!..

Herhangi bir olayın müsebbiplerini bulabilmenin en kolay yollarından birisi, yapılan işin netice olarak kimin işine yaradığını bulabilmekten geçer.

Paris’te 12 kişinin katledilmesini de galiba böyle okumak gerek. İlk bakışta Müslüman oldukları zannedilen İki ya da üç kişinin, vaktiyle İslam’ın kutsal değerleriyle alay eden karikatürler yayımlayan Charlie Hebdo’nun merkezini hedef aldıkları ve kanlı bir baskınla 12 kişiyi öldürüp kaçtıkları şeklinde bir görüntü ile karşı karşıyayız… Ancak bu, biraz fazla basit gibi.

Biraz fazla basit; çünkü Peygamber Efendimiz’le ilgili karikatürler yaklaşık iki sene önce yayımlanmıştı. Yani bu sebeple dergiye kızdıkları anlaşılanların, iki sene kadar bekleyip tam da İslam karşıtı bir dalganın bütün Avrupa ülkelerinde yayılmaya başlayıp, İslam karşıtı gösteriler tertiplendiği, birçok yerde camilerin kundaklandığı bir zamanda harekete geçmiş olmaları, dikkat çekici. Kaldı ki aynı derginin daha sonra İslam’ı anlatan bir ilave verdiği ve bu ilavenin herhangi bir tepki çekmediği de belirtiliyor.

Dolayısıyla, netice olarak İslam’ın ve Müslümanların işine yaramayacak bir iş, tam da İslam karşıtı hareketlerin zirve yaptığı bir zaman diliminde yapılmışsa, bunun başkalarının işine yarayacağını, çocuklar bile bilir.

Saldırının akla getirdiği soru işaretlerinin çokluğu, olayın ince planlanmış bir tertip olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Hep Pazartesi günleri yapılan toplantının, saldırının olacağı gün Çarşamba günü yapılmış olması yanında çoğu 70-80 yaşlarında olduğu bildirilen dergi çizerlerinin genellikle katılmadıkları yayın kurulu toplantısına, tam da o gün katılmış olmaları, olayın tuhaf taraflarından.

Toplantının pazartesiden çarşambaya alındığını ve normalde katılmayan kişilerin de o gün geleceklerini, saldırganların nereden bildikleri, ciddi bir soru işareti.

Charlie Hebdo, sadece Müslümanların kutsal bildiği hususları dile dolayan bir dergi değil. Derginin internet üzerinden ulaşılabilecek örneklerinden de anlaşılabileceği gibi, derginin keskin mizah anlayışından Hıristiyanlar ve Museviler de nasibini alıyorlardı.

Dahası, başta Fransız politikacılar olmak üzere, Avrupa’nın hemen bütün ülkelerinin politikacıları ile ilgili karikatürler de derginin sahifelerinde geniş bir yer buluyordu. Ama, olayın hemen ardından, saldırıyı gerçekleştirenlerin ‘radikal Müslümanlar olduğu’ iddiaları, faillerin tekbir getirdikleri haberinden bile önce dolaşıma sokuldu, her nasılsa. İnternet üzerinden dolaşıma sokulan görüntülerdeki seslerin de montajla eklendiği ortaya çıktı.

İslam aleyhtarı yayınları sebebiyle 2011’de de bir saldırıya uğrayan derginin polis korumasına alındığı söylendiği halde, Çarşamba günkü olay sırasında, saldırganların kaçış sırasında karşılaştıkları hariç, etrafta hiç polis olmayışı da dikkat çeken önemli hususlardan.
Sorular, sorular… Ancak içeride ve dışarıda meseleyi yorumlayanların çoğunluğu, bu soruları zerre kadar akla getirmeden, olayı çoktan çözmüş(!) durumdalar.

Dünya çapında oluşturulan İslam aleyhtarı koro ve onlara içimizden katılanlar, akla takılan soruların gereksiz olduğunu, Müslümanların zaten böyle şeyleri hep yaptıkları, buna engel olmanın yolunun İslam’ın yeniden yorumlanmasından geçtiği… gibisinden saçmalıklarla arz-ı endam ediyorlar.

Dışarısı neyse ama içimizdekiler olsun, katliamın ne tür neticeler doğurabileceği ve netice olarak kimin işine yarayacağı konusunu, sadece Fransa Parlamentosu ve Senatosunda geçtiğimiz günlerde Filistin’i devlet olarak tanıyan bir karar alınmış olduğunu hatırlayarak değerlendirebilseler, meseleyi ayan-beyan anlayacaklar… Da, işlerine gelmiyor…

http://www.haber7.com/yazarlar/ekrem-kiziltas/1267793-sen-misin-filistini-devlet-olarak-taniyan
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Herhangi bir olayın müsebbiplerini bulabilmenin en kolay yollarından birisi, yapılan işin netice olarak kimin işine yaradığını bulabilmekten geçer.

Paris’te 12 kişinin katledilmesini de galiba böyle okumak gerek. İlk bakışta Müslüman oldukları zannedilen İki ya da üç kişinin, vaktiyle İslam’ın kutsal değerleriyle alay eden karikatürler yayımlayan Charlie Hebdo’nun merkezini hedef aldıkları ve kanlı bir baskınla 12 kişiyi öldürüp kaçtıkları şeklinde bir görüntü ile karşı karşıyayız… Ancak bu, biraz fazla basit gibi.

Biraz fazla basit; çünkü Peygamber Efendimiz’le ilgili karikatürler yaklaşık iki sene önce yayımlanmıştı. Yani bu sebeple dergiye kızdıkları anlaşılanların, iki sene kadar bekleyip tam da İslam karşıtı bir dalganın bütün Avrupa ülkelerinde yayılmaya başlayıp, İslam karşıtı gösteriler tertiplendiği, birçok yerde camilerin kundaklandığı bir zamanda harekete geçmiş olmaları, dikkat çekici. Kaldı ki aynı derginin daha sonra İslam’ı anlatan bir ilave verdiği ve bu ilavenin herhangi bir tepki çekmediği de belirtiliyor.

Dolayısıyla, netice olarak İslam’ın ve Müslümanların işine yaramayacak bir iş, tam da İslam karşıtı hareketlerin zirve yaptığı bir zaman diliminde yapılmışsa, bunun başkalarının işine yarayacağını, çocuklar bile bilir.

Saldırının akla getirdiği soru işaretlerinin çokluğu, olayın ince planlanmış bir tertip olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Hep Pazartesi günleri yapılan toplantının, saldırının olacağı gün Çarşamba günü yapılmış olması yanında çoğu 70-80 yaşlarında olduğu bildirilen dergi çizerlerinin genellikle katılmadıkları yayın kurulu toplantısına, tam da o gün katılmış olmaları, olayın tuhaf taraflarından.

Toplantının pazartesiden çarşambaya alındığını ve normalde katılmayan kişilerin de o gün geleceklerini, saldırganların nereden bildikleri, ciddi bir soru işareti.

Charlie Hebdo, sadece Müslümanların kutsal bildiği hususları dile dolayan bir dergi değil. Derginin internet üzerinden ulaşılabilecek örneklerinden de anlaşılabileceği gibi, derginin keskin mizah anlayışından Hıristiyanlar ve Museviler de nasibini alıyorlardı.

Dahası, başta Fransız politikacılar olmak üzere, Avrupa’nın hemen bütün ülkelerinin politikacıları ile ilgili karikatürler de derginin sahifelerinde geniş bir yer buluyordu. Ama, olayın hemen ardından, saldırıyı gerçekleştirenlerin ‘radikal Müslümanlar olduğu’ iddiaları, faillerin tekbir getirdikleri haberinden bile önce dolaşıma sokuldu, her nasılsa. İnternet üzerinden dolaşıma sokulan görüntülerdeki seslerin de montajla eklendiği ortaya çıktı.

İslam aleyhtarı yayınları sebebiyle 2011’de de bir saldırıya uğrayan derginin polis korumasına alındığı söylendiği halde, Çarşamba günkü olay sırasında, saldırganların kaçış sırasında karşılaştıkları hariç, etrafta hiç polis olmayışı da dikkat çeken önemli hususlardan.
Sorular, sorular… Ancak içeride ve dışarıda meseleyi yorumlayanların çoğunluğu, bu soruları zerre kadar akla getirmeden, olayı çoktan çözmüş(!) durumdalar.

Dünya çapında oluşturulan İslam aleyhtarı koro ve onlara içimizden katılanlar, akla takılan soruların gereksiz olduğunu, Müslümanların zaten böyle şeyleri hep yaptıkları, buna engel olmanın yolunun İslam’ın yeniden yorumlanmasından geçtiği… gibisinden saçmalıklarla arz-ı endam ediyorlar.

Dışarısı neyse ama içimizdekiler olsun, katliamın ne tür neticeler doğurabileceği ve netice olarak kimin işine yarayacağı konusunu, sadece Fransa Parlamentosu ve Senatosunda geçtiğimiz günlerde Filistin’i devlet olarak tanıyan bir karar alınmış olduğunu hatırlayarak değerlendirebilseler, meseleyi ayan-beyan anlayacaklar… Da, işlerine gelmiyor…

http://www.haber7.com/yazarlar/ekrem-kiziltas/1267793-sen-misin-filistini-devlet-olarak-taniyan

Şu an da sömürülecek bir İslam ülkesi kalmadığına göre, ilk etapda dediğiniz gibi AB ülkelerinde İslam ve müslüman karşıtı faaliyetlerin çoğalmasıyla birlikte bu Charlie Hebdo'ya yapılan silahlı saldırısının akabinde günah keçisi olarak yine müslümanları hedef aldıkları aşikardır.Bu nedenle tüm AB ülkelerinde, yakın gelecekte müslümanlara karşı her türlü baskı ve zorlama ile birlikte göçe zorluyacaklarını zannediyoruz.Çünkü u gibi yapılacak faaliyetler, AB ülkelerinde gelişen İslamiyet'i önlemek içindir.Hıristiyan dünyası, oralarda islamiyetin gelişmesinden rahatsız olmaktadır.Bu şekilde ve buna göre, müslümanlara baskı ve zorlama yapılmaya devam edilirse bunun neticesi olarak, doğal olarak müslümanlar oralarda tepki gösterecektir.Zaten taa yıllardır müslümanları bir terörist olarak bakmaları bunun içindir.Onlar eninde sonunda yaptıklarına bin pişman olacaklardır.
 
Üst