Masmavi_
Paylaşımcı
- Katılım
- 14 Ara 2006
- Mesajlar
- 199
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Berlin Protestan Kilisesi eski Papazı Herzog yıllar önce Müslümanlığı seçmişti. Papazken misyoner olarak tüm Avrupa'yı dolaşan Herzog, İslamiyeti şöyle anlatıyor.
Yıllar önce Müslüman olarak Muhammed Herzog adını alan Berlin Protestan Kilisesi eski Papazı, Kur'an-ı Kerim'e olan sonsuz inancı nedeniyle İslamiyet'i seçtiğini söyledi.
Yaklaşık 28 yıl önce Müslümanlık'ı seçen 63 yaşındaki Herzog, Müslümanlık'ı seçtiği için son zamanlarda ölüm tehditleri aldığını belirtti. Bunun yanısıra tepki telefonları da aldığını kaydeden Muhammed Herzog, "dünyanın en ünlü Müslümanı" olduğunu söyledi.
Papazlığı döneminde bir misyoner olarak tüm Avrupa'yı dolaştığını belirten Herzog, "Son yıllarda Almanya'da İslamiyet'i seçenlerin sayısında artış var. Ama 'ilerde toplumun büyük bir bölümü İslamiyet'i seçecek' yaklaşımı doğru değil. Benim burada, kendi çevremde gözlemlediğim ayda ortalama 4 Alman'ın Müslümanlık'ı tercih ettiği. Ancak bu da değişim gösterebiliyor. Fakat son 3-4 yılın bilançosu yapılacak olursa Almanlar'ın İslamiyet'e geçisinde artış mevcut. Bunların arasında hiç bir dine mensup olmayanlar da var" dedi.
Herhangi bir dine yakınlığı olmayanların da İslamiyet'e geçişinin sözkonusu olduğunu ifade eden Herzog, Müslüman olanların bir kısmının medyadan etkilenerek bu dini seçtilerini söyledi. Herzog, özellikle 11 Eylül sonrası İslamiyet aleyhine yapılan programların da ters tepki doğurduğunu ve bu yüzden İslamiyet'i seçenler olduğunu kaydetti. 11 Eylül dönemi sonrasında İslamiyet'i araştıranların sayısının arttığını söyleyen Herzog, Müslümanlık'ı seçenlerin önce bu din hakkında bilgi sahibi olduklarını söyledi.
Daha önce evlilik yoluyla din değiştirmenin yaygın olduğunu kaydeden Herzog, "Bugün çoğunlukla kendi inançlarında dindar olanlar İslamiyet'e geçiyor. Bunlar Kur'anı okumuş ve bilgili insanlar. Zira Kur'an, İncil'den çok farklı bir dini kitap. Kur'an, sorularıma İncil'e oranla daha çok cevap veriyor" dedi.
Kendisinin de Kur'an-ı Kerim'i okuyarak Müslümanlık'ı seçtiğini vurgulayan Herzog, "Daha önce Berlin Protestan Kilisesi'nde papazdım. Aslında Hıristiyanlık'ta olduğu gibi İslamiyet'te 'karar' aşaması yok. Kur'an üzerinden Müslümanlık'ı seçmeden önce takriben 5 yıl bu konuda karar veremedim. Yani benim İslamiyet'e geçiş aşamam 5 yıl sürdü. Diğerlerinde de bu böyle. Yıllarca karar aşması sürebiliyor. Bu konuda çok sayıda kitap okuyorlar. Ondan sonra Müslüman olmaya karar veriyorlar. Ben Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesine hiç bir zaman inanamıştım. Ama Kur'an'da Hz. İsa'nın çarmıha gerilmediğini ve göğe çıkarıldığını okudum. Ama Allah Hz. İsa'yı tekrar yeryüzüne gönderecek" diye konuştu.
Almanca konuşan Müslümanlar Cemaati'nin de kurucusu olduğunu belirten Herzog, "Bu derneği yaklaşık 27 yıl önce kurduk. Bizim hedefimiz İslamiyet'i Berlin'de tanıtmaktı. Bununla İslamiyet'in ürkülecek bir din olmadığını Almanya'da topluma anlatmaktı. Bu nedenle ben Almanya'nın hatta dünyanın en tanınmış Müslümanı'yım. Bunda benim Alman olmamın da etkisi çok büyük. Ben Müslüman'ım ama Arap da değilim, Türk de değilim. Alman'ım ve sahip olduğum Alman kültürünü devam ettiriyorum. Kaldı ki ben fanatik olan Müslümanlar gibi fanatik bir Müslüman da değilim. Biz Mülümanlık'ın misyonerliğini yapmıyoruz. Biz de inanç önemli. İnananlar Müslüman olabilirler, bu da çok normal" dedi.
Yıllar önce Müslüman olarak Muhammed Herzog adını alan Berlin Protestan Kilisesi eski Papazı, Kur'an-ı Kerim'e olan sonsuz inancı nedeniyle İslamiyet'i seçtiğini söyledi.
Yaklaşık 28 yıl önce Müslümanlık'ı seçen 63 yaşındaki Herzog, Müslümanlık'ı seçtiği için son zamanlarda ölüm tehditleri aldığını belirtti. Bunun yanısıra tepki telefonları da aldığını kaydeden Muhammed Herzog, "dünyanın en ünlü Müslümanı" olduğunu söyledi.
Papazlığı döneminde bir misyoner olarak tüm Avrupa'yı dolaştığını belirten Herzog, "Son yıllarda Almanya'da İslamiyet'i seçenlerin sayısında artış var. Ama 'ilerde toplumun büyük bir bölümü İslamiyet'i seçecek' yaklaşımı doğru değil. Benim burada, kendi çevremde gözlemlediğim ayda ortalama 4 Alman'ın Müslümanlık'ı tercih ettiği. Ancak bu da değişim gösterebiliyor. Fakat son 3-4 yılın bilançosu yapılacak olursa Almanlar'ın İslamiyet'e geçisinde artış mevcut. Bunların arasında hiç bir dine mensup olmayanlar da var" dedi.
Herhangi bir dine yakınlığı olmayanların da İslamiyet'e geçişinin sözkonusu olduğunu ifade eden Herzog, Müslüman olanların bir kısmının medyadan etkilenerek bu dini seçtilerini söyledi. Herzog, özellikle 11 Eylül sonrası İslamiyet aleyhine yapılan programların da ters tepki doğurduğunu ve bu yüzden İslamiyet'i seçenler olduğunu kaydetti. 11 Eylül dönemi sonrasında İslamiyet'i araştıranların sayısının arttığını söyleyen Herzog, Müslümanlık'ı seçenlerin önce bu din hakkında bilgi sahibi olduklarını söyledi.
Daha önce evlilik yoluyla din değiştirmenin yaygın olduğunu kaydeden Herzog, "Bugün çoğunlukla kendi inançlarında dindar olanlar İslamiyet'e geçiyor. Bunlar Kur'anı okumuş ve bilgili insanlar. Zira Kur'an, İncil'den çok farklı bir dini kitap. Kur'an, sorularıma İncil'e oranla daha çok cevap veriyor" dedi.
Kendisinin de Kur'an-ı Kerim'i okuyarak Müslümanlık'ı seçtiğini vurgulayan Herzog, "Daha önce Berlin Protestan Kilisesi'nde papazdım. Aslında Hıristiyanlık'ta olduğu gibi İslamiyet'te 'karar' aşaması yok. Kur'an üzerinden Müslümanlık'ı seçmeden önce takriben 5 yıl bu konuda karar veremedim. Yani benim İslamiyet'e geçiş aşamam 5 yıl sürdü. Diğerlerinde de bu böyle. Yıllarca karar aşması sürebiliyor. Bu konuda çok sayıda kitap okuyorlar. Ondan sonra Müslüman olmaya karar veriyorlar. Ben Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesine hiç bir zaman inanamıştım. Ama Kur'an'da Hz. İsa'nın çarmıha gerilmediğini ve göğe çıkarıldığını okudum. Ama Allah Hz. İsa'yı tekrar yeryüzüne gönderecek" diye konuştu.
Almanca konuşan Müslümanlar Cemaati'nin de kurucusu olduğunu belirten Herzog, "Bu derneği yaklaşık 27 yıl önce kurduk. Bizim hedefimiz İslamiyet'i Berlin'de tanıtmaktı. Bununla İslamiyet'in ürkülecek bir din olmadığını Almanya'da topluma anlatmaktı. Bu nedenle ben Almanya'nın hatta dünyanın en tanınmış Müslümanı'yım. Bunda benim Alman olmamın da etkisi çok büyük. Ben Müslüman'ım ama Arap da değilim, Türk de değilim. Alman'ım ve sahip olduğum Alman kültürünü devam ettiriyorum. Kaldı ki ben fanatik olan Müslümanlar gibi fanatik bir Müslüman da değilim. Biz Mülümanlık'ın misyonerliğini yapmıyoruz. Biz de inanç önemli. İnananlar Müslüman olabilirler, bu da çok normal" dedi.