hirahos
Kıdemli Üye
- Katılım
- 9 Kas 2006
- Mesajlar
- 35,948
- Tepkime puanı
- 483
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
''ilmin bittigi yerde biz biteriz, insanlik biter'' Seyyid Muhammed Saki Erol Hz.
Semerkand dergisinin birkaç sene önce hazırlamış olduğu ''ilim yarışmasına'' katılan Seyyid Muhammed Saki El Haşimi El Bilvanisi Erol Kuddise Sirruhu hazretlerinin konuşmasından alıntılar:
''Semerkand Dergisi’ne teşekkür ediyoruz, böyle, bu tür hizmetleri, bu tip yarışmaları artırmalarını istiyoruz. Tabi ki Serdar Bey [Serdar Tuncer] gibi, isim cisimle Padişahtan bahsettiler ve vezirden bahsetti; ben, öyle isim cisimle fazla uğraşmayayım:
Geçmiş zamanda bir Padişah varmış, onun üç tane merakı varmış. Bir merakı şuymuş; “Acaba ben gerçekten babamın oğlu muyum, yani padişahın oğlu muyum yoksa başka babam mı var?” diye. İkincisi demiş ki; “Bir de şunu merak ediyorum; Cennet ehli kimlerdir diye…” “Bir de şunu merak ediyorum; Cennete gitme sebepleri nelerdir diye…”
Bunları çok merak etmiş, gece gündüz sürekli bu sorularla kafasını meşgul etmiş. Bir gün, Serdar Beyin dediği gibi, tebdili kıyafet yapmış, artık ne giymişse bilmiyoruz ama veziriyle beraber vatandaşları, ahaliyi gezelim, durumları nedir, şikayetleri var mı, sıkıntıları var mı?
Öyle gezerlerken, bir mezarlıkta bakmış ki bazı gençler, eskiden biz “metin” “metin okumak - ders ezberlemek” diyorduk, metin ezberliyorlar; böyle mezarlıkta bazı insanlar gidip geliyor, merak ediyor bu milleti. Mezarlığın içine giriyor, tanıyayım, bunlar mezarlıkta ne yapıyorlar, ne arıyorlar diye. Gidiyor bakıyor; talebeler ellerinde kitap, ders okuyorlar ama hepsi de böyle ellerini havaya tutmuş. Demiş ''Ne yapıyorsunuz siz?'' Demişler ki “Dersimizi ezberliyoruz”. “Peki, niye okulunuzda/medresenizde dersinizi ezberlemiyorsunuz?” Demişler “Efendim, bizim zeytimiz bitti, yani yağımız bitti, ışık yok. Biz onun için Ay ışığında dersimizi ezberliyoruz”
Velhasıl, vezirine emrediyor, “bunlara para ver, gitsinler kendilerine zeyt alsınlar, yağ alsınlar, derslerini devam ettirsinler.”
Oradan ayrılıyor, eve geliyor, o gece yatıyor; Peygamber Efendimiz aleyhisselam onun rüyasına geliyor. Diyor “Ya filan zat, filan zatın oğlu, iste gördüğün Cennet ehli, o talebelerdir, Cennet'e sebep kılanda o verdiğiniz paradır.”
Padişah bu sadakayla üç tane derdinden kurtulmuş; birincisi, ona Peygamber Efendimiz aleyhisselam demiş “filan zat, filan zatın oğlu...'' diye. Babasının oğlu olduğunu anlamış, hem de Peygamber Efendimiz aleyhisselam buyurmuş/tasdiklemiş. İkincisi de Cennete sebebiyet vermek, madden ilime yardım diye; bir de Cennet ehli ilim ehlidir, diye anlıyor.
Şimdi Allah Teala, Kıyamet gününde insanları mahşerde topladığı zaman, siz neye güvendiniz bu günahları yaptınız soracak, tabi ki bazıları bir sebep söyler ama gerçek sebep bulamıyor. Velhasıl ayet-i Kerimde de var; Gidin zikir ehlinden, Rabbani âlimlerden, Arif-i Billahtan sorun diye.
[..]
Hani onun için, eğer, bu Hakk olan yolumuz, bugüne kadar gelmişse 'ilim ve Alimlerin yüzü suyu hürmetine bugünlere gelmiş, inşa'Allah bu da bir ilim toplantısıdır, ilmin meyveleridir. Bu bir yarışma değil, kim çok biliyor, kim az biliyor değil bu. Muhakkak biliyorlardır her biri, heyecanlanmışlar ama bu ilmin en ne kadar, en azından bizi bir araya getirdi, hakikaten güzel bir şeydir. Onun için bölgelerinize giderseniz, bu ilim cemaatlerine, ilim halakalarina önem vermemiz lazım. İlmin bittiği yerde biz biteriz, insanlık biter.
[...]
Simdi birazdan ödül törenimize geçeceğiz inşa'Allah, hani bu semboliktir, oyundur. Kısacası, teşviktir. Tekrardan Hoş geldiniz, Allah Teala hazretleri hepinizden razı olsun inşa'Allah-u Teala....
…
DF'den Alınmıştır
Semerkand dergisinin birkaç sene önce hazırlamış olduğu ''ilim yarışmasına'' katılan Seyyid Muhammed Saki El Haşimi El Bilvanisi Erol Kuddise Sirruhu hazretlerinin konuşmasından alıntılar:
''Semerkand Dergisi’ne teşekkür ediyoruz, böyle, bu tür hizmetleri, bu tip yarışmaları artırmalarını istiyoruz. Tabi ki Serdar Bey [Serdar Tuncer] gibi, isim cisimle Padişahtan bahsettiler ve vezirden bahsetti; ben, öyle isim cisimle fazla uğraşmayayım:
Geçmiş zamanda bir Padişah varmış, onun üç tane merakı varmış. Bir merakı şuymuş; “Acaba ben gerçekten babamın oğlu muyum, yani padişahın oğlu muyum yoksa başka babam mı var?” diye. İkincisi demiş ki; “Bir de şunu merak ediyorum; Cennet ehli kimlerdir diye…” “Bir de şunu merak ediyorum; Cennete gitme sebepleri nelerdir diye…”
Bunları çok merak etmiş, gece gündüz sürekli bu sorularla kafasını meşgul etmiş. Bir gün, Serdar Beyin dediği gibi, tebdili kıyafet yapmış, artık ne giymişse bilmiyoruz ama veziriyle beraber vatandaşları, ahaliyi gezelim, durumları nedir, şikayetleri var mı, sıkıntıları var mı?
Öyle gezerlerken, bir mezarlıkta bakmış ki bazı gençler, eskiden biz “metin” “metin okumak - ders ezberlemek” diyorduk, metin ezberliyorlar; böyle mezarlıkta bazı insanlar gidip geliyor, merak ediyor bu milleti. Mezarlığın içine giriyor, tanıyayım, bunlar mezarlıkta ne yapıyorlar, ne arıyorlar diye. Gidiyor bakıyor; talebeler ellerinde kitap, ders okuyorlar ama hepsi de böyle ellerini havaya tutmuş. Demiş ''Ne yapıyorsunuz siz?'' Demişler ki “Dersimizi ezberliyoruz”. “Peki, niye okulunuzda/medresenizde dersinizi ezberlemiyorsunuz?” Demişler “Efendim, bizim zeytimiz bitti, yani yağımız bitti, ışık yok. Biz onun için Ay ışığında dersimizi ezberliyoruz”
Velhasıl, vezirine emrediyor, “bunlara para ver, gitsinler kendilerine zeyt alsınlar, yağ alsınlar, derslerini devam ettirsinler.”
Oradan ayrılıyor, eve geliyor, o gece yatıyor; Peygamber Efendimiz aleyhisselam onun rüyasına geliyor. Diyor “Ya filan zat, filan zatın oğlu, iste gördüğün Cennet ehli, o talebelerdir, Cennet'e sebep kılanda o verdiğiniz paradır.”
Padişah bu sadakayla üç tane derdinden kurtulmuş; birincisi, ona Peygamber Efendimiz aleyhisselam demiş “filan zat, filan zatın oğlu...'' diye. Babasının oğlu olduğunu anlamış, hem de Peygamber Efendimiz aleyhisselam buyurmuş/tasdiklemiş. İkincisi de Cennete sebebiyet vermek, madden ilime yardım diye; bir de Cennet ehli ilim ehlidir, diye anlıyor.
Şimdi Allah Teala, Kıyamet gününde insanları mahşerde topladığı zaman, siz neye güvendiniz bu günahları yaptınız soracak, tabi ki bazıları bir sebep söyler ama gerçek sebep bulamıyor. Velhasıl ayet-i Kerimde de var; Gidin zikir ehlinden, Rabbani âlimlerden, Arif-i Billahtan sorun diye.
[..]
Hani onun için, eğer, bu Hakk olan yolumuz, bugüne kadar gelmişse 'ilim ve Alimlerin yüzü suyu hürmetine bugünlere gelmiş, inşa'Allah bu da bir ilim toplantısıdır, ilmin meyveleridir. Bu bir yarışma değil, kim çok biliyor, kim az biliyor değil bu. Muhakkak biliyorlardır her biri, heyecanlanmışlar ama bu ilmin en ne kadar, en azından bizi bir araya getirdi, hakikaten güzel bir şeydir. Onun için bölgelerinize giderseniz, bu ilim cemaatlerine, ilim halakalarina önem vermemiz lazım. İlmin bittiği yerde biz biteriz, insanlık biter.
[...]
Simdi birazdan ödül törenimize geçeceğiz inşa'Allah, hani bu semboliktir, oyundur. Kısacası, teşviktir. Tekrardan Hoş geldiniz, Allah Teala hazretleri hepinizden razı olsun inşa'Allah-u Teala....
…
DF'den Alınmıştır
