özleyiş...

durmuş göktekin

Paylaşımcı
Katılım
16 Ağu 2009
Mesajlar
185
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Yaş
88
ÖZLEYİŞ…

Bazen öyle bir birliktelik kurarsınız ki ne sever, ne de terk edebilirsiniz. Kendinizden geçmişçesine bağlanır kalırsınız. En iyi günlerinizin, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır o artık. İçinizdeki fırtınaların sebebi, hayallerinizin ilhamı, konuşmalarınızın konusudur. O, hep göz damlalarınızda, hafızanızda ve gülüşlerinizdedir. Tehlikeli anlarda sığındığınız bir korunak, neşelendiğinizde öpücükler verdiğiniz bir sevgili… Ona sevdanız, gösterişsiz, riyasız, çıkarsız ve karşılıksızdır. Ölmek var dönmek yoktur dersiniz. Gün geçtikçe anlarsınız bir şeylerin derinden derine kaynadıklarını. Ateşin alevleri parlamaya başlar içinizde. Değişik yönlerinden eleştirmeye başlarsınız. Şöyle dese, şöyle demese, biraz farklılık gösterse veya başlangıçtaki gibi olsa. Hep başkalarına bakar onları örnek göstermeye, onların hayatlarını anlatmaya başlarsınız.
Birlikte yaşar, hür olmanın yollarını ararsınız. Aramanıza lüzum kalmadan Sahibi onu elinizden alır götürür. Keşke hür olmasaydım dersiniz. Bundan sonra değil sevginizi, hürriyetimi biraz kıs diyeceğiniz birini ararsınız. Yanlışlarımı görüp düzeltecek birisi olsa dersiniz. Geçmişte böyle değildi, diye başlar konuşmalarınız. Çünkü o gün nimet elinizdeydi. Karnınız tokken yemek istemediğiniz gibi. Rampa aşağı inerken yüklü arabaya fren nasıl gerekliyse size de o gerekliydi. Dur diyecek, yeter diyecek, gitme, yapma diyecek biri lazımdı. Hayatın teklik kabul etmediğini tek kalınca anlıyorsunuz. Böyle devam etmeyeceğini, fakat mecburiyet çemberinde kaldığınızı fark ediyorsunuz. Bir değişim olmasını isteseniz de siz ona hazır değilsiniz. Artık her şey size yabancı, her şey sizden uzaktır. Sizi; eşiniz gibi, ananız babanız gibi sevecek bir insana ne kadar ihtiyaç duyarsınız. Onu yaşayana sormalı! Sizi sevenler olsa da hep sevilmediğinize yorarsınız onları. Bahar geçti, yaz geçti. Güz bitti kışa girdiniz! Her mevsimin farklı nimetlerini fark etmeden mevsimden mevsime girip çıktınız. Bir gün her şeyin kışta biteceğini aklınıza getirmediniz. Nimetin kadrini elindeyken bilecektin. Elden çıkınca bilmek işe yaramaz. Sadece geride kalan bir pişmanlık ateşidir. Bugün eşiyle, işiyle, sağlığıyla elindeki nimetlerin kadri-kıymetini bilip sevinç gözyaşları dökmek kadar haz veren bir başka şey bulunmaz derim. Hayatın tadı ve tuzu şükürdür. Tatsız ve tuzsuz bir hayat yaşayan ne halde olduğuna baksın.
Faydalı işler yaparak, faydalı bilgiler öğrenerek ve şükürle geçirilen bir ömür, dünyanızı güzelleştirir.
Dıştan içe doğru ilerleyen yol sevgi yoludur. Bu yolda yürümek kadar huzur ve lezzet verici bir şey yoktur. Bazen yansanız da duymazsınız yandığınızı,
susamış bir insan gibi, içtikçe içersiniz de anlamazsınız kandığınızı.
Sevgi gelişmek ve büyümek zorundadır. Hele kaçırdığınız fırsatlar varsa yüreğiniz dar gelir ona. Yüreğinizi büyütmelisiniz! Yüreğiniz sevgilerin barınağıdır. Sevgi, soğuğu hiç sevmez. Soğuk sevginin katilidir. Sevgilinin cismi olmasa da, ismi yüreğinizde yer etti mi her nefeste burnunuzda dumanı tüter.
İnsan yaratılandan başlar sevmeye. Yaratana ulaşır sevgide. Sevmenin şartı sevdiğine itaat etmektir. Emir ve yasaklarına uymaktır. İtaat olmadan sevgi olmaz! Sevginin zıddı nefrettir. Kötülüklere nefret edip sevginin ve sevgilinin yolunu tutmak ve sevgiliye ulaşıncaya kadar o yoldan dönmemek gerek. Gerçek sevgi, sevgiyi yaratanadır. İnsan, gerçek sevgiliyi buluncaya kadar arı gibi bütün yaratılmışların üzerinde dolaşır ve sever. Onlardan topladığı sevgiyi yüreğinde bal yapar. Gerçek sahibine takdim eder. Korkmayın! Eşinizi, işinizi, çocuklarınızı, ananızı, babanızı ve O’nun sev dediklerini alabildiğine seviniz.. Sonuçta topladığınız bütün sevgileri O’na takdim edeceksiniz!
05. 01. 201
Durmuş Göktekin
 
Üst